@Ahmetgitar Saray'a yaptığı danışmanlık için aldığı maaş öyle bir şey evet. Ama bir de "bal tutan parmağını yalar" hesabından ek gelirleri var. Örneğin kendisi Türk Telekom yönetim kurulu üyesidir ve yarı hissesi devletin elinde olan bu şirketten dudak uçuklatıcı bir miktarda maaş ve yıllık huzur hakkı almaktadır.
Saray eşrafının hemen tamamı, doğrudan veya dolaylı olarak devlet kontrolünde bulunan şirketlerden yönetim kurulu üyeliği, danışmanlık vb. adlar altında para alıyorlar.
Soygunun boyutu kelimelerle, rakamlarla anlatılacak gibi değil. Bir fikir vermesi açısından: Turkcell'in Türk ortağı Çukurova Grubu, yani Mehmet Emin Karamehmet, Rus merkezli Alfa Grubu'ndan 3 milyar USD kredi alıp, bunun karşılığında Turkcell hisselerini rehin vermişti. Geçtiğimiz aylarda Çukurova Grubu, Alfa Grubu'na kredi borcunu ödemekte zorlanınca devreye ülkenin en büyük devlet bankası olan Ziraat Bankası girdi ve Karamehmet'in Alfa Grubu'na olan borcunu ödeyerek rehindeki Turkcell hisselerini devraldı. Yani Turkcell'in hisseleri şu an devlet kontrolünde.
Turkcell'in en fazla reklam verdiği basın-yayın organlarına, sponsor olduğu vakıflara bakın. Akit, Yeni Şafak, ATV, A Haber, Ensar Vakfı. 5 bin tirajlı gazeteye, kimsenin izlemediği TV'lere, 10 yaşındaki erkek çocukların tecavüze uğradığı vakıflara milyonlarca lira para transfer ediliyor; yandaşlar, iktidar borazanları zengin ediliyor.
Deniz Feneri davasının savcısı şöyle demişti zamanında: "Soruşturmamızı yapıyoruz, delil topluyoruz ancak bir noktaya geldiğimizde görünmez bir el bize engel olmaya başlıyor. Deniz Feneri’nde büyük hırsızlık olayı yaşandı. Zekat hırsızları ise masum gösterildi. Bunu ancak organizasyonun başındaki hırsızlar imparatoru yapabilir. Halk arasında bir tabir vardır; ‘damda gezer, miyav der’ diye... Her şey ortada, isme gerek var mı?”
Bizim de bu konuda, zamanı geldiğinde bir çift sözümüz olacak elbet:
"Yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir."