.
Merhaba. Trekking bisiklet ve gravel bisiklet hakkında, ilgilenenler için tecrübelerimi aktarmak istiyorum, faydalı olabilirsem ne ala. Bu forumda, sayfa 372 de buna benzer bir paylaşım yaptım, şimdi daha detaylı yazacağım.
Daha önce kullandığım bisiklet, tarafımca modifiye edilmiş bir trekking/hibrit olan (şehir diyenlerde var) carraro sportive 225. Özelliklerini yazıyorum ki yazımın devamında bunlari kullanacağım. Aynakol 22/32/42 yapılmış, arka aktarici acera (wolftooth kullanmamak için bunu taktim), ruble 11-40 shimano 8li, lastikler schwalbe marathon plus tour 40 mm, ağırlık 16-17 kg. Bu bisikletimle abartısız binlerce km. yaptım.
Şimdiki kullandığım gravel; mosso gvl 700 grx 600, şok emici gidon boğazı, şok emici sele ve lastikler schwalbe hibrit 40 mm, ağırlik 11,5 kg. Bu bisikletimi ocaktan bu yana kullanıyorum, her türlü yolda şu ana kadar 700 km yol, 1500 metre kadar tırmanış yapmışim.
Tecrübelerim:
1. Daha önceki trekking bisikletimle pek vo2max tarzi bir sürüş performansına ulaşamıyordum. Daha doğrusu bu kadar çok ulaşamıyordum. Gravelin kadro geometrisinden dolayı, bastıkça basasım geliyor. Geometrisi, performans arttırmaya yönelik. Aerobik, anaerobik ve vo2max kavramlarına veya zone 1-5 kavramlarina burada girmeyeceğim. Gravel bisiklet hızımı yaklaşık olarak %30 oranında arttırdı. Bu da vo2max'ı daha rahat yakalamamı sağladı.
2. Düz yolda, cok bozuk olmayan yolda, gravel çok iyi. Ama son çıktığım dag/orman yollarında, drop bar yüzünden kontrolü biraz sıkıntili. Son turun yollarından iki örnek asagida.
Şimdi bazı arkadaşlar hemen bu yol için dağ bisikleti yolu diyecekler ki evet katılıyorum dağ bisikleti yolu ama trekking bisikletimle bu yolları daha iyi tirmanabiliyordum. Neden? Bu tarz yollarda tt barın kontrolü daha iyi ve amortisörlü maşa hem kontrol hem de konfor açısından daha etkin. Titreşim/şok, gravel bisiklette amortisör olmadığı için çok fazla ve size yansıyor. Şok emici gidon boğazı, 3-5 mm. jelli gidon sargısı game changer değil. Bir başka husus yokuş aşağı inişlerde yine tt bar çok daha iyi, kontrol açısından. Gravelin drop barında el, parmak ve bilekler çok uyuşuyor. Tirmanislarda ise drop bar/gravel daha performanslı. Cok dikkat ettiğim bir diğer husus, bana göre tabiiki, trekking bisikletimle her ne kadar performans yapamasam da daha çok kilo verebiliyordum. Her ne kadar gravelde bunu, trekking bisiklet kadar göremesem de, tecrübem bu şekilde.
Şunu söyleyebilirim, tabiiki tartışmaya açık, eger çok bozuk olmayan yollarda kullanilacaksa kesinlikle gravel. Daha akıcı, daha seri. Ama nasıl bir gravel; 2 yapraklı yani aynakolu 30-50 civarı dişliye sahip iki carkli. Benimki 30-46. Rublede 11-50 civari olmalı (benimki 11-40) Tek aynakol ve 11-34 ruble veya 40 li bir tek aynakol ve 40 li bir ruble tirmanista sizi zora sokar.
Eğer bolgenizdeki yollar çok bozuk, ormanlık/dağ yolu tarzi ise kesinlikle bir hibrit veya hafif bir dağ bisikleti öneririm. Veya uygun bir hibrit bisikleti modifiye edip her yola uygun hale getirebilirsiniz.
Aslında her şarta uygun bir bisiklet yok. Sıklıkla nerede surecekseniz ona göre bir bisiklet tercih etmelisiniz. Veya bütçe uygunsa bir gravel bir de dag bisikletiniz olmalı.
Herkese güvenli ve sağlıklı surusler dilerim.
Bunu eklemeden geçmek istemiyorum. Bir gravel bisiklet, dağ bisikleti değildir. Tabiiki bir trekking/hibrit bisiklette dağ bisikleti değildir. Önemli olan sıklıkla kullanacağınız bölgenin yol yapısına uygun bir bisiklet seçimi yapmaktır.
Bir dağ bisikleti ile asfaltta 70-100 km yapabilirsiniz ama gravelin verdiği zevki vermez size. Bir gravelde, bir dağ bisikletinin yolunda, dağ bisikleti kadar keyif vermez.