30 kilometrelik bir şehir turundan henüz döndüm, grup hâlinde şehir turu deneyimimi sıcağı sıcağına paylaşayım. Yaşadığım şehirde iki bisiklet derneği var; biri salı, diğeri perşembe akşamları aynı yerden ve aynı saatte hareket eden şehir turu düzenliyorlar. Bir de bu aydan itibaren, her ayın ilk çarşambası ortak, geniş katılımlı ama daha kolay ve kısa mesafeli bir tur ilan ettiler. Salı günkü turlara henüz katılma fırsatını bulamadım ama perşembe akşamki turlara iki kere katıldım, bir de çarşamba turuna katıldım. Benim turlara katılmaktaki ilk amacım, şehir trafiğinde bisikletlilerin görünürlüğüne ve trafiği paylaşmasına katkıda bulunmak, dayanışmaya ve organizasyona destek vermek. Toplu gezinti, arkadaşlık ortamı, sosyalleşme ve benzeri beklentiler ikincil önem taşıyorlar.
Katıldığım turlarda, grup üyelerinin gezinti sırasındaki sorunlarının dikkate alınmaması, başlarına bir iş geldiğinde durulmaması, kendi başının çaresine bakmaya terk edilmesi, yanından geçip gitmek ya da grup içinde nasıl olsa tanıyanlar vardır, onlar yardım etsin anlayışıyla sorumluluğu meçhul birilerine havale etmek gibi davranışların hiçbirine ama hiçbirine şahit olmadım. Birinin tekeri mazgala mı girdi, ardındaki kişi hemen durdu, müdahale etti, konvoy sorumlularına haber verildi ve konvoy durduruldu, sorun çözülene kadar beklendi ve sorunu yaşayan arkadaş kendini iyi hissedene, tamam ben devam etmeye hazırım diyene kadar konvoy asla hareket etmedi. İlk katıldığım gece, bir cahillik edip bir anlık akıl durgunluğuyla ön frene asıldım ve gidon üstünden yola uçtum, anında başımda üç beş kişi gördüm, konvoy yine durdu, bisikletim kaldırıldı, dirseğime spreyler sıkıldı, elimden tutup kaldırdılar, iyi misiniz, ağrıyan bir yerleriniz varsa, durumunuz kötüyse hastaneye götürelim dendi, ben kendimi iyi hissedince yola devam ettik, yol boyunca en az iki kişi daha yanıma yaklaşarak durumumu sordular, molalarda konvoy sorumluları benimle yeniden ilgilendiler, aradan üç hafta geçti, bu gece katıldığım turda dernek sorumlularından biri sağlığımı yeniden sordu, kolumun iyileşip iyileşmediğini merak etti. Bu gece, bir arkadaşımızın zinciri iki kere yerinden çıktı, ikisinde de anında müdahale edildi; bir başka arkadaşın lastiği patladı, sadece bir lastik değişimi için konvoy durduruldu, arkadaşın evi o konuma çok yakınmış, ben evde hallederim deyip konvoydan ayrılmaya karar verdi, biz de yola devam ettik.
Turun organizasyonuna, konvoyun yönetimine dair beğenilerimi ifade etmeye gerek var mı, bilmiyorum. Şehir turu yapan bir konvoy nasıl yönetilmesi gerekiyorsa öyle yönetiliyor. En önde ve en arkadaki sorumlular birbirleriyle sürekli telsiz haberleşmesi yaparak sürüyorlar. Kavşaklarda, göbeklerde, girişlerde, çıkışlarda, trafiğe müdahale ediliyor, gerekirse durduruluyor, konvoyun tamamen geçişi sağlanana kadar müdahale devam ediyor. Bu disiplin ve organizasyon kabiliyeti grup üyelerini de motive ediyor, kurallara uymaya, sorumluların yönlendirici sözlerini dikkate almaya teşvik ediyor. Kişisel hislerimi ifade edecek olursam, konvoy içinde kendimi hem kendimden hem de bütün konvoydan sorumlu hissediyorum; tek başıma sürdüğümden çok daha dikkatli kullanıyorum bisikletimi, başkalarının hareketlerini sürekli izliyorum, yanımda yöremde süren arkadaşlarımın rahatı ve güvenliği için kendi sürüşümü denetliyorum. Yanlış yaparsam, yeterince özenli davranmazsam, bundan başkalarının zarar görme ihtimali beni hep korkutuyor, tetikte tutuyor. Kasksız, eldivensiz, aydınlatmasız katılmıyorum, yanımda iç lastik, yama, levye vb ekipmanı hazır tutuyorum, zaten tur organizasyonunda bunlar kural hâline getirilmiş, ben de bunlara harfiyen uyuyorum.
Uzun sözün kısası, eskilerin deyişiyle hülasa, bu başlık altında şikâyet eden arkadaşın bütün eleştirilerine ve hissiyatına destek veriyorum. İster şehir içinde, ister şehirler arasında, ister gezinti amacıyla, isterse de performans geliştirme amacıyla, her ne amaçla ve ölçekte olursa olsun, grup bir kez oluştuğunda, grup üyelerinin bir bütün olarak davranması, her üyenin sadece kendinden değil, grubun diğer üyelerinden de tek tek sorumlu olduğunu düşünmesi, sorumluluk duygusunu benmerkezcilikten kurtarım dayanışmacı, kolektif bir ruh içine yerleştirmesi, bence de, bir grubun temel ve en önemli özelliği olmalıdır. Bu ruhla yapılanmayan faaliyetlere asla katılmadım ve asla katılmam, eğer böyle bir duruma şahit olursam grubu hemen oracıkta terk ederim, kendime bu ruha uygun davranacak insanlar ararım. Kolektif faaliyetlerin kendine özgü arızaları, hastalıkları, suistimal kaynakları ve sair olumsuz yönleri elbette olur, bunları uzun uzun anlatabilir, grup hâlinde faaliyetlere neden daima mesafeli ve belli ölçüde şüpheci yaklaştığımın sebeplerini açıklayabilirim. Ama bütün çekincelerim ve tedirginliklerimi masanın bir kenarına iterek, bir grup faaliyetinde aradığım temel ve en önemli özelliğin dayanışma ve kolektivite ruhu olduğunun altını bir kez daha çizmek isterim. Ben yukarıda anlattığım tur deneyimlerimi yaşamak için üstelik evden şehre 25 kilometre daha sürüyor ve aynı yolu gece yarısı bir de dönüyorum. Her koyunun kendi bacağından asıldığı bir etkinlik anlayışına bu heves ve azmi feda eder miyim sizce?
Belki bir gün kısa yazmayı da öğrenebilirim. Sabırla okudunuz, sağ olun.