Geçen sene bir Peugeot r12 satın aldım. Severek, isteyerek aldım. El ele tutuşup bike fit'e gittik. Daha aşkımız çiçeği burnundaydı.. Fakat bike fit için gittiğimiz yerde yeşil yeşil bana bakan bir şey farkettim. Önce görmemezlikten geldim. Öyle ya, el ele yeni bisikletimle bike fit e gitmişim.. Fakat o bakışlara daha fazla karşı koyamadım ve usulca yanına süzüldüm. Karambolde bir vesile ile adını da öğrendim ; Bianchi Aria..
Sonra bir baktım ki benim Peugeot kızgın kızgın orada duruyor. Hemen konuyu değiştirdim, kendisi hakkında güzel sözler söyleyip gönlünü almaya çalıştım. Bike fit yaptırdım çıktım. Ama Peugeot'un kızgınlığı geçmemiş olsa gerek ki, ilk sürüşte belimi kollarımı ağrı sızı içinde bıraktı.
Zaman geçti, bu tatsız olayı unuttuk. Peugeot ile beraber çok güzel turlara çıktık. Kâh gündoğumunu izledik, kâh günbatımına sürdük..
Bir gün bir kask altına takmak için bisiklet kepi sipariş ettim.. Rengi de Peugeot'ya uygun, mavi.. kep bir geldi, aaa ekranda mavi duran renk yeşil.. hem de celeste yeşil.. sanki gizli gizli bende gönlü olan birinden gelmiş gibi.. aklıma geldi ama belli etmedim.
Yine biraz zaman geçti.. Bir baktım ki hiç yağmurlu havada sürmediğim, hepi topu 600 700 km sürdüğüm Peugeot'un zincirinde pas var.. Dedim ki sürpriz yapayım, bir zincir sökme aparatı edineyim, o zinciri toparlayayım. Valla internetten sipariş edecektim ama beklemek istemedim. Gittim bike fit yaptırdığım mağazaya.. içeri girince yine şimşekler çaktı.. Yeşil yeşil bakıyordu. Boyu boyuma da uygun.. El ele çıktık mağazadan ve ben Peugeot'ya durumu nasıl açıklarım diye düşünüyordum.
Gerçi o da hissetmiş ki, o pas boşuna değilmiş.
Böylece hayalim olan bisiklet Bianchi Aria ile birlikteligimiz kasım ayında başladı. Fakat kışın dışarda sürüş yapmadığım için, ve sadece antreman amaçlı sürdüğüm için hala yola çıkamadık kendisi ile.. Araya covid girdi, kötü giden haziran havası girdi.. Tam gerdeğe girecekken jandarmaların götürdüğü kibar feyzo gibiyim..