İlmi konuların kapısının açıldığı, en azından aralandığı bir konuya Çüşşşş diyerek cevap veren, gay muhabbetine çeviren, kadınları evden çıkarmayan sizin gibi zihniyet diye hakir gören bu arkadaşlara ne yazık ki istemeye istemeye bundan sonra saçma sapan goygot muhabbeti yapacağım dedim ve yaptım da. Fakat içim rahat değil.
Yine de şunu belirtmek isterim ki, siz isteseniz de istemeseniz de bu dini konularda çok hassas davranan büyük şahıslar var aramızda. Forumda değil belki. Bilemiyorum o belli olmaz. Aramızda yaşayan, toplumumuzda. Hala yaşıyorlar evet. Evliya olmak öyle kolay değil. Çok hassasiyet ister. Bize de onlara uymak düşer.
Mahalleden geçen karıya kıza gözünüz takılır laf atar veya en az ihtimalle gözümüz değer de en ufacık bir şey içimizden geçer. Mesela güzel kız demek sadece. Bu sana güzeldir, hoştur. Beğenidir. Bazılarına ise kor ateşi, közü avuçlayıp tutmak gibidir. Kafasına çivi çakmak gibidir.
Evliya olmak kolay değil. Bundan daha hassas mevzular da var. Fakat siz takıldınız oturan kadının kalktığı yere oturmayan erkek kısmına. Daha da bir adım ileri gidemiyor ve Çüşşşş diye hitap ediyorsunuz. Bir bilsen daha neler var aslında. Aman diyim kimse lafını etmesin. Adamlar onu inkar bunu inkar iyice dinsiz kafir olacak sonunda.
Ben ve benim gibi düşünen bazı insanlar ne yapıyor biliyor musunuz? Size dua ediyoruz. Siz hiç benim gibilere dua ettiniz mi? Biz ise sürekli sizin duacınız durumundayız.
Sen bana çüşş de, bu sneln şahsiyetindir. Benim gözümde inan bana sinek kadar değerin yok ama Allah can vermiş ben ne yapayım. Sana da katlanmak varmış kaderimizde. Ötekine de.
Bir gün peygamber efendimize bir şey sorarlar. Ve o der ki, ay olmayan karanlık gecede, siyah bir taşın üzerinde yürüyen siyah karıncayı gören Allah.. Şeklinde devam eder.
Neyin gizli kalacağını düşünen varsa, bunu da hesap etsin. Ne kadar sapık varsa, ve ne kadar da buna metleden kişi varsa, hepsinin aynı zamanda bir annesi de var. Bazılarının karısı bazılarının kızı var. Bunlar düşünmez mi, kendileri gibi olan Başkale da gelip bu kadınlara musallat olur? Eden bulur diye bir laf vardır bizde.
Toplum olarak bazı hassas konulara sen, ben, Çüşşşş diyen çoban arkadaşımız sahip çıkmazsa ve sapkınlık yaygınlaşırsa ne yazık ki o çobanın da, diğer aynı düşüncede olanların da ailesi bundan etkilenir. Ya bu arkadaşlar da kendini düzeltecek ve kendisi gibi olanları uyaracak, böylece toplumsal bir birlik, beraberlik ve ahlak çerçevesinde uygar bir şekilde mutlu mesut yaşayacağız. Sapıklar göz açtırmayacağız. Ya da sapıklar çoğalacak. Çukuru olan herkes ve her hayvan, her cisim arkasını kollayacak. Ne yazık ki bu hale geldik. Örnekleri yukarıda.
Şimdi sen diyorsun ki, kadının oturduğu yer oturulmaz. Bu senin anlayacağın bir şey değil. Bırak da büyükler konuşsun, bir dinle, bir anlamaya çalış neden böyle diyorlar... Kabalaşmadan karşı fikrini beyan edersin. İstersen alırsın istersen beğenmez gidersin. Bak biz bu kadar insan kalkıp da hiç birinize yozlaşmış batılıların esirleri demedik. Milli manevi değerlerini kaybetmiş, ahlaktan yoksun hayvan demedik.
Aksine hayvan durumuna düştük. Çüşşşş ile.
Aynen Ahmet Kaan için de geçerli bu sözlerim. Ben daha fazla örnek verir daha fazla yazardım ama ne fayda? Allahın hidayet vermediğine sen mi hidayet vereceksin ayeti gelmiş farz olmuş bir kere.
O halde bize düşen nedir?
Olay koltuğa oturup kalkmak değil. Siz de biliyorsunuz.
Ormanda yemek pişirmek için ateş yakmak gerekir. Ateş yakmak için çok sayıda küçük küçük dallar toplar getirirsin. O küçücük dallar koca bir ateş olur da tavşanı, geyiği bununla pişirirsin.
Hassasiyet işte böyledir. Günahlar da öyledir. Küçücük dediğin 100 tane dal birleşir de büyük ateş yakar. Küçücük dediğin ve hor gördüğün ne varsa, yarın öbür gün ateş olur yüreğini ocağını ahiretini yakar.
Hassasiyet, hassas bir şeydir. Hangi canlı hassas değildir namusunda? Benim dilim varmıyor söylemeye.