Bütün maharet, eşinizin hassasiyet ve duygularını iyi analiz etmede!
At, çok yaşlı bir italyan muhtemelen Bianchi. Onu ölmek üzereyken hurda fiyatına aldım. Eve getirdiğimde eşim soran gözlerle bana baktı. "Merak etme ben onu hayata döndüreceğim" dedim. Bahçeli evimizin ön verandasının altı aynı zamanda benim atölyem ve orada tamir, imalat falan yaptığımda eşim zararsız şeylerle uğraştığım için memnun oluyor. 3-4 ay çalıştım, üzerinden çıkan itm, mafac markalı parçaları da polisajla parlatarak onu yeni bir bisiklet olarak ayağa kaldırdım. Ama boyayı sonraya bıraktım, çünkü monte ederken malzeme uyumsuzlukları nedeniyle boyaya zarar vermek istemedim.
İşte yaklaşık 1 yıldır ne tür bir boya olmalı, renk ne olacak, pistole ile mi boyayayım, yoksa boyatayım mı diye eşime danışarak bir çözüm arıyorum. O bisikletin görüntüsünü beğeniyor ve bir yaşlıyı türlü uğraş ve emekle hayata döndürdüğüm için beni takdir ediyor. O tür insani konularda çok duygusaldır. Adını da kendi verdikten sonra artık onun dışarda nem kapıp paslanmasına benim gibi eşimin de gönlü razı olmuyor. Arada bir "At artık arkadaşları ile de beraber olsun" dese de, benim boya konusundaki kararsızlığım devam ettiği ve havalar da bir türlü boya için elverişli hale gelemediği için evde ikametini mecburen sürdürüyor. Sadece kuru havalarda sokağa çıkma, koşma izni var.
Diğeri Ceylan ise Vitus 979 kadro, aluminyum eloksal kaplı, narin ve zarif. Onunla da 2 aydır uğraşıyorum. Malzemelerini aldıkça donatmayı sürdürüyorum. Şu anda sadece zincir, fren ve vites kabloları dışında her şeyi takılı. Ama kendi başına yürüyemediği için kendisi yatak odasının duvarında durmaya izinli. Eşim onun gelişimini tamamlamadan steplerde aslana, kaplana yem olmasını istemediği için evde kalmasını tercih ediyor.
Sonuç: Her şey eşinizin duygusal yönünü açığa çıkarmakta, harekete geçirmekte yatıyor; bir de karşılıklı sevgi, anlayış ve höşgörüde tabi.