Projenin toplam yatırım maliyeti 15milyar dolar olarak öngörülüyor. Projenin yıllık getirisinin minimum gemi geçişinde asgari 1 milyar dolar olması bekleniyor. Proje ileriye dönük yapılan bir proje. Şuanda boğazdan geçen gemi sayısı 45bin civarında. 2020 ilk 10 ayında 59bin gemi geçişi oldu. 2080 yılında bu sayının 86bin olması bekleniyor. Bu sayıya daha kısa sürede ulaşması da mümkün. İstanbul boğazının yıllık güvenli geçiş kapasitesi 25bin. Boğazda, İstanbul boğaz trafiğinin de gelişeceğini düşünürsek transit geçişte bekleme süreleri oluşuyor, güvenlik sebebiyle. Bu sebeple boğazdan geçecek gemilerde ortalama bekleme süresi 14saati bulabiliyor. Hava koşullarına göre bu süre 3-5 güne kadar çıkabiliyor. 200m üzeri gemilerin, ro-ro gemilerin, tanker gemilerinin kirasının 10bin dolar/saat civarı olduğunu düşünürseniz zaman bu taşıyıcılar için büyük öneme sahip. Alternatif yolları kullanmayı tercih edeceklerdir. Ayrıca kanal İstanbul projesine entegre olarak bir yat limanı, bir konteyner limanı ve bir lojistik merkezi kurulacak. Buraların ekonomik hacmini unutmamak lazım. İstanbul demir ipek yolu üzerinde olan önemli bir şehir, bağlantılar sağlandığında ticaret merkezi özelliği daha da güçlenecektir. Asgari yıllık 1 milyar dolar getirdiğinde 15 yılda amorti edecek projedir. Bu en olumsuz şartlar düşünüldüğünde hesaplanan miktar. Trafik ve pazar payı arttıkça yıllık 5 milyar dolar civarında bir getiri bekleniyor.
Türkiyenin en önemli platolarından birisi olan Çatalca-Kocaeli platosunda tarım faaliyetleri değil sanayi faaliyetleri yürütülüyor. İstanbul'da geçici nüfus hariç 16milyon kişi iç içe yaşıyor. Aslında bunlar pek insani olmayan durumlar. İstanbul nüfusunun ağırlıklı kesimi boğaza yakın ilçelerde sıkışmış durumda. Bu nüfusun kanal çevresinde hatta doğu trakyaya uzayan kısıma kaymasını ben mantıklı buluyorum. İstanbulun şuanki durumu 2. Mahmut dönemine kadar uzanıyor. O dönemde nüfus fazla olduğu için İstanbul kalıcı olarak yerleşmek isteyenlere pasaport veriliyordu. Bu uygulama ne zaman kalktı bilmiyorum ama şuanki çarpık yerleşmenin temeli o döneme dayanıyor. Yeni yerleşim planında şehir aksının batıya kayması ve daha düzenli olması yeni yapılacak imar uygulamaları ile mümkündür. Şehrin bir kısmının batıya kayması trafik ve depreme dayanıklı yapı stoğunu düzeltecektir. Elbette insanlar hadi kanal yapıldı oraya gidiyim demeyecektir. Bu bölgede geniş kamu arazileri var, buralarda yatırım arttıkça şehir kendiliğinden kayacaktır. Başta dediğim gibi bir kaç senelik bir proje değil, önümüzdeki 50 yıldan bahsediyorum.