Ceasar Bravo
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 15 Ağustos 2019
- Mesaj
- 642
- Tepki
- 1.637
- Yaş
- 43
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- Sezer
- Başlangıç
- 2018—19
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Diğer
Kanal Istanbul meselesi deyince aslında benim aklıma son 15 20 senede mevcut hükümet döneminde tüm kaynakların inşaat ve bayındırlık işlerine aktarılmasını ve Kanal İstanbul meselesinin ise pastanın üstündeki çilek olduğunu düşünüyorum.
İçinde bulunduğumuz duruma baktıkça yıllar önce okuduğum bir kitap geliyor aklıma. Sanıyorum 2007 ya da 2008 senesinde falan okumuştum. Yani emlak piyasasının yükseldiği, dolar tl esitlenecek mi diye beklediğimiz yıllar.. Kitabın adı "Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" idi.
oldukça popüler olmuştu zamanında. Ben kısaca içeriğini anlatayım;
Kitabın yazarı CIA'in ekonomi biriniminden. Bunu ispatlayan bir çok doküman ve belge de var kitapta.. Bulunduğu birimin yaptığı şey ise şu, sömürmek istedikleri ülkeye bol ve ucuz para sokuyorlar krediler yolu ile. Bu paranın ise yine kendi ile bağlantılı olan şirketler ve holdingler vasıtası ile inşaat ve bayındırlık işlerine harcanmasını sağlıyorlar. Zira bayındırlık işleri ile alınan kredi katma değer yaratmaz. İnşaatla kalkınamazsınız.
Böylece verdikleri krediyi kendi ile bağlantılı şirketlere akıtıp parayı bir cepten bir cebe aktarırken hedef ülkeyi de borçlandırmış ve ekonomik bir çöküşe sürüklemiş oluyorlar. Yani yazarın da içinde olduğu bu birim, bu tip ekonomik harekatları organize ediyor.
Bir noktadan sonra borcu ödeyemeyecek duruma gelen ülke, en nihayetinde ne talep edilirse verecek duruma geliyor.. Gerektiğinde asker, gerektiğinde doğal kaynak.. Ne gerekirse artık.
En ilginç seylerden biri de, kitapta uzun uzun anlatılmış olan, Panama Kanalı açılsın diye bu birimin nasıl çalıştığı idi.
Kimin durumuna benziyor acaba?
Valla ben bahsettiğim kitabı okuduğum zaman da düşümüştüm bizim sonumuz da böyle olur diye. Sene 2007.. Fakat bu kadar net, bu kadar buz gibi bir sonuç beklemiyordum.
Sonuçta bizim ormanımızı, doğamızı, cumhuriyetle beraber kurmuş olduğumuz bir çok sanayi kuruluşumuzu aldılar mı? Aldılar.. Büyük özel şirketlerin hisselerini üç beş kuruşa aldılar mı? Aldılar.. Çinle eşit maaşlara talim edecek işçi yığını haline geldik mı? Geldik.. İstedikleri doğal kaynağı çıkarıyorlar mı ülkemizde? Çıkarıyorlar.. Artık marketten aldığımız ürünlerde bile ne kadar glükoz şurubu olacağına onlar karar veriyor. Çocuklarımızın geleceğini de çaldılar yani..
Şimdi de Kanal lazım ve yapacaksınız diyorlar.
Haa sakın bunları ABD yaptı suçlusu CIA falan dediğimi zannetmeyin. onlar bunu yapabildiklerine yaparlar elbet. Neden her topluma yapamiyorlar? Bu Işin suçlusu belli. Bir fiil yapanlar var.. Bir de yapanları omuzlarında taşıyanlar var.. Ben bu düzene hiç su taşımadım.
Bu duruma gelmemiz çok önceden planlanmıştı. Halkımızın da desteği ile tüm aktörleri yerleştirdiler. Sonuç bu.. Dünya para altında kalıp eksi faiz verirken biz faiz rekoru kırıp eksi bakiyedeyiz. Ve her istenileni yapıyoruz.
İçinde bulunduğumuz duruma baktıkça yıllar önce okuduğum bir kitap geliyor aklıma. Sanıyorum 2007 ya da 2008 senesinde falan okumuştum. Yani emlak piyasasının yükseldiği, dolar tl esitlenecek mi diye beklediğimiz yıllar.. Kitabın adı "Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" idi.
oldukça popüler olmuştu zamanında. Ben kısaca içeriğini anlatayım;
Kitabın yazarı CIA'in ekonomi biriniminden. Bunu ispatlayan bir çok doküman ve belge de var kitapta.. Bulunduğu birimin yaptığı şey ise şu, sömürmek istedikleri ülkeye bol ve ucuz para sokuyorlar krediler yolu ile. Bu paranın ise yine kendi ile bağlantılı olan şirketler ve holdingler vasıtası ile inşaat ve bayındırlık işlerine harcanmasını sağlıyorlar. Zira bayındırlık işleri ile alınan kredi katma değer yaratmaz. İnşaatla kalkınamazsınız.
Böylece verdikleri krediyi kendi ile bağlantılı şirketlere akıtıp parayı bir cepten bir cebe aktarırken hedef ülkeyi de borçlandırmış ve ekonomik bir çöküşe sürüklemiş oluyorlar. Yani yazarın da içinde olduğu bu birim, bu tip ekonomik harekatları organize ediyor.
Bir noktadan sonra borcu ödeyemeyecek duruma gelen ülke, en nihayetinde ne talep edilirse verecek duruma geliyor.. Gerektiğinde asker, gerektiğinde doğal kaynak.. Ne gerekirse artık.
En ilginç seylerden biri de, kitapta uzun uzun anlatılmış olan, Panama Kanalı açılsın diye bu birimin nasıl çalıştığı idi.
Kimin durumuna benziyor acaba?
Valla ben bahsettiğim kitabı okuduğum zaman da düşümüştüm bizim sonumuz da böyle olur diye. Sene 2007.. Fakat bu kadar net, bu kadar buz gibi bir sonuç beklemiyordum.
Sonuçta bizim ormanımızı, doğamızı, cumhuriyetle beraber kurmuş olduğumuz bir çok sanayi kuruluşumuzu aldılar mı? Aldılar.. Büyük özel şirketlerin hisselerini üç beş kuruşa aldılar mı? Aldılar.. Çinle eşit maaşlara talim edecek işçi yığını haline geldik mı? Geldik.. İstedikleri doğal kaynağı çıkarıyorlar mı ülkemizde? Çıkarıyorlar.. Artık marketten aldığımız ürünlerde bile ne kadar glükoz şurubu olacağına onlar karar veriyor. Çocuklarımızın geleceğini de çaldılar yani..
Şimdi de Kanal lazım ve yapacaksınız diyorlar.
Haa sakın bunları ABD yaptı suçlusu CIA falan dediğimi zannetmeyin. onlar bunu yapabildiklerine yaparlar elbet. Neden her topluma yapamiyorlar? Bu Işin suçlusu belli. Bir fiil yapanlar var.. Bir de yapanları omuzlarında taşıyanlar var.. Ben bu düzene hiç su taşımadım.
Bu duruma gelmemiz çok önceden planlanmıştı. Halkımızın da desteği ile tüm aktörleri yerleştirdiler. Sonuç bu.. Dünya para altında kalıp eksi faiz verirken biz faiz rekoru kırıp eksi bakiyedeyiz. Ve her istenileni yapıyoruz.