Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Kanal İstanbul

Bu haberden sonra hala kanal istanbula karşı çıkan arkadaşlar çevre ve deniz düşmanıdır.

(link)


266651 dosyayı görüntüle

Yüce Rabbim dünya eko sistemini kurarken "bir hata yapmış" musilaj caresi icin ikinci bir boğaz yapmamış. Bunlar ikinci bogazı acıp sorunu çözecekler. 🤪 Allahim sen bunlara akıl fikir ver.
 
Scudo
Bisikletforum'un adını değiştirip siyasetforum yapsalar ticari olarak daha mantıklı.
Millet sokakta, caddede, işte, evde siyaset konuşmayınca sanalda konuşuyor.

Tekrardan soruyorum. Kanal İstanbul'un bisikletle ne alakası var?

Laga lugaya getirmeden madde madde projeden somut örnekler vererek bisiklet kullanıcılarının bu projeye niçin karşı olması gerektiğini yahut niçin desteklemesi gerektiğini anlatıp açıklayabilecek kapasite ve kalitede bir şehir planlamacısı yahut mimar arkadaşımız yanıt versin. Seviyeyi yükseltelim. Kuru kuru ideolojik sallamalara karnım tok.

Sözcü ya da Akit zekâ seviyesinde tartışmaktan bıkmadınız mı artık?

Siyaset kelimesi, arapça siyāsa kelimesinden gelir. (devletin) idaresi ve eğitimi demektir. (Seyis kelimesi de aynı kökten gelir).

Devletin kelime anlamı ise "toprak bütünlüğüne bağlı olarak örgütlenmiş millet veya milletler topluluğu"dur.

Milleti oluşturan bizler olduğumuza göre, örgütlü halimizin idaresini ve eğitimini konuşmaktan daha doğal bir hakkımız olamaz. O yüzden ikide bir kime nerde neyi konuşacağını dikte etmeyi bir yana bırakın.

"Kanal İstanbul'un bisikletle ne alakası var?" diye sormuşsunuz. Cevapları okusaydınız görürdünüz.

Kanal İstanbul'un bisikletle ne alakası var?
Bize ne?
Doğa. Tabiat. Ormanlar. Bisiklet rotaları falan.. Sizin ilginizi çekmiyorsa bize ne?

Bir bisikletli olarak, tek ilgi alanımızın bisikletin kendisi olduğunu sanırım düşünmüyorsunuz. Doğa ve tabiatı hissetmek, ona açılmak, korumak, bu taşıtı kullanmadaki birincil sebeplerimizden birisi. Bisiklete binmeyi kolaylaştıracak rotalar, bisiklet üzerinde atılabilecek uzun turlar da gene bu taşıtı sevenlerin öncelikleri. Kanal İstanbul yapıldığında İstanbulu Trakya'ya bağlayan ana toprak parçası geri dönülemez şekilde tahrip edilecek. İnanıılmaz bir doğa tahrip edilecek; doğal yaşam alanları yok edilecek. İstanbulun doğusundaki doğal rotalar mahvolacak. Karadeniz'e bir hat daha açarak Marmara'nın zaten pamuk ipliğine bağlı su florası katledilecek; tuzlu su oranı az suyun şarjıyla koskoca denizin bir bataklığa dönmesi olası.

Hepsini geçin, üzerinde koskoca köprüler olan bir kanal geçecek. Bu köprülerden bisiklet geçecek mi, geçerse nasıl geçecek falan düşündüğüm son şey, ancak sırf şunun için bile aklı kafası yerinde bir bisikletli şu projeye karşı olur.

Yok eğer benim dediklerim size bir anlam teşkil etmiyorsa google'a "kanal istanbul neden yapılmamalı madde madde" diye yazarak karşınıza çıkan ilk örneğe ve bilim insanlarının argümanlarına bakabilirdiniz, o zaman niye soruyorsunuz derim.

(link)



Hiç uzatmayacağım, mevzu bahis proce saçmalıktan başka bir şey değildir. Hiç bir faydası yoktur (onlarca kez gemi gemi, sayı sayı verildi; fiyatlar söylendi, fizibilitenin ne kadar manasız olduğu defaatle gösterildi) Kendi fikirleri veya ekonomik politik baskılarla "inşaat ya resulallah"tan gayrisini beceremeyen bir erkin anlamsız ısrarı ve inadından başka bir şey değildir.

İdeolojik sallama dediğiniz şey, defalarca şu mecraya yazılan bu cevaplara ve sebeplere ısrarla gözlerini ve kulaklarını tıkayıp "niye istemiyorsunuz, açık açık anlatın" diye sürekli ısrar etmektir.
 
Bazı şeyler vardır telafisi, bazı insanlar vardır tedavisi mümkün değil...
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Ali Eren
Yabancılar bu projeyi tartışırken bir tanesi "bedavası varken bir kaç saat beklememek için buraya niye para versinler" diyor, diğeri de "kanal yapılınca bir kaç saat değil bir kaç hafta bekletilecekler" diyor ve bu hakkı Türkiye'ye "Montrö antlaşması" verdi diye ekliyor. Yani kanalın yapılması ve ondan faydalanılabilmesi bile montrö sayesinde oluyor. Evet kanal yapılırsa Türkiye gerçekten gemileri boğazda isterse 1 ay bile bekletip oraya yönlendirebilir.

Benim kanalla ilgili en büyük korkum çok uzun yıllar boyunca orada oluşan canlı florasının ortasından deniz suyunu geçirince ortaya çıkacak doğa katliyamıdır. Ayrıca oradan denize karışacak mikro organizmalar denize karışıp marmaraya ne yapacak bunun analizinin yapılmadığından çok eminim.

Madem şirketlerimizin böyle bir şey yapma gücü var mısırdaki kattara çöküntüsünü denize çevirme projesine girsinler. Neden girmiyorlar? Orada iş bedelinin çok üzerinde ödemeler, imtiyazlar ve garantiler yok, yanlış bir şey yapıldığından hesap soracak adamlar var.
 
Son düzenleme:
Neden yapılması gerektiği konusunda kaynak olarak dayatılan şeyin ve o ideolojinin siyasetteki temsilcilerinin geçmişine bir bakalım.

Zannediyorum ki, memleket için en doğrusunu düşünüyorlardır, tamamen bilimsel düşünüyorlardır. Ortadoğu ve Balkanların en vatanperver, en tutarlı ideolojisi. Buradaki problem, halkın kendilerini anlayamayacak kadar cahil, çomar ve üçkağıtçı olması. O yüzden seçimle iktidar olamıyorlar. Ha bir de, tüm seçimlerde hırsızlık yapılıyor. 267024 dosyayı görüntüle267025 dosyayı görüntüle267026 dosyayı görüntüle267027 dosyayı görüntüle267028 dosyayı görüntüle267029 dosyayı görüntüle267030 dosyayı görüntüle267031 dosyayı görüntüle267032 dosyayı görüntüle267033 dosyayı görüntüle267034 dosyayı görüntüle267035 dosyayı görüntüle267036 dosyayı görüntüle267037 dosyayı görüntüle267038 dosyayı görüntüle267039 dosyayı görüntüle267040 dosyayı görüntüle267041 dosyayı görüntüle

Kaynak olarak gösterilen "şey" bir gazete değil, o gazete yer verilen bilim insanlarının görüşleri. Aradaki farkı bildiğinize eminim tabii ki ama o görüşlere karşı söyleyecek tek bir sözünüz olmadığı için bu tarz ucuz a haber manuplasyonlarına başvurduğunuzu da görebiliyoruz. Gezi parkı eylemlerinden fotoğraflar da paylaşmışsınız, "bu zihniyet" diye işaret ederek, sanki utanılması gereken bir şeymiş gibi.

Yapmayın demiyorum, hobi olarak yine manuplasyon yapın tabii ama bence bu konu hakkında biraz çalışmanız gerekiyor. Her kitleyi aynı tarz algı taktikleri ile yakalayamazsınız. Biraz daha yaratıcılık lütfen. Olmamış; oturun, sıfır.
 
Siyaset kelimesi, arapça siyāsa kelimesinden gelir. (devletin) idaresi ve eğitimi demektir. (Seyis kelimesi de aynı kökten gelir).

Devletin kelime anlamı ise "toprak bütünlüğüne bağlı olarak örgütlenmiş millet veya milletler topluluğu"dur.

Milleti oluşturan bizler olduğumuza göre, örgütlü halimizin idaresini ve eğitimini konuşmaktan daha doğal bir hakkımız olamaz. O yüzden ikide bir kime nerde neyi konuşacağını dikte etmeyi bir yana bırakın.

"Kanal İstanbul'un bisikletle ne alakası var?" diye sormuşsunuz. Cevapları okusaydınız görürdünüz.




Bir bisikletli olarak, tek ilgi alanımızın bisikletin kendisi olduğunu sanırım düşünmüyorsunuz. Doğa ve tabiatı hissetmek, ona açılmak, korumak, bu taşıtı kullanmadaki birincil sebeplerimizden birisi. Bisiklete binmeyi kolaylaştıracak rotalar, bisiklet üzerinde atılabilecek uzun turlar da gene bu taşıtı sevenlerin öncelikleri. Kanal İstanbul yapıldığında İstanbulu Trakya'ya bağlayan ana toprak parçası geri dönülemez şekilde tahrip edilecek. İnanıılmaz bir doğa tahrip edilecek; doğal yaşam alanları yok edilecek. İstanbulun doğusundaki doğal rotalar mahvolacak. Karadeniz'e bir hat daha açarak Marmara'nın zaten pamuk ipliğine bağlı su florası katledilecek; tuzlu su oranı az suyun şarjıyla koskoca denizin bir bataklığa dönmesi olası.

Hepsini geçin, üzerinde koskoca köprüler olan bir kanal geçecek. Bu köprülerden bisiklet geçecek mi, geçerse nasıl geçecek falan düşündüğüm son şey, ancak sırf şunun için bile aklı kafası yerinde bir bisikletli şu projeye karşı olur.

Yok eğer benim dediklerim size bir anlam teşkil etmiyorsa google'a "kanal istanbul neden yapılmamalı madde madde" diye yazarak karşınıza çıkan ilk örneğe ve bilim insanlarının argümanlarına bakabilirdiniz, o zaman niye soruyorsunuz derim.

(link)



Hiç uzatmayacağım, mevzu bahis proce saçmalıktan başka bir şey değildir. Hiç bir faydası yoktur (onlarca kez gemi gemi, sayı sayı verildi; fiyatlar söylendi, fizibilitenin ne kadar manasız olduğu defaatle gösterildi) Kendi fikirleri veya ekonomik politik baskılarla "inşaat ya resulallah"tan gayrisini beceremeyen bir erkin anlamsız ısrarı ve inadından başka bir şey değildir.

İdeolojik sallama dediğiniz şey, defalarca şu mecraya yazılan bu cevaplara ve sebeplere ısrarla gözlerini ve kulaklarını tıkayıp "niye istemiyorsunuz, açık açık anlatın" diye sürekli ısrar etmektir.

Mesajdaki ironiyi siz anlamamışsınız. Sorun değil. Olabilir. Ben bu foruma siyasi içerikli bir yorum yazdığımda yorumumu şikayet edip silinmesine neden olanların neredeyse hepsi bu konu başlığı altında siyasi görüş ifade eden yorumlar yapmış. Benim yorumlarımı bisikletle alakası yok diye şikayet edenler siyasi yorum yapınca bana da "Kanal İstanbul'un bisikletle ne alakası var?" diye sorma hakkı doğuyor.
Durum bundan ibarettir. Geçelim.

Kanalı nereye kime döşeyecekleri de zerre kadar umrumda değil. Zira İstanbul'da yaşamıyorum, İstanbul'da hiç yaşamadım, İstanbul'da hiç yaşamayacağım.

Yorumların neredeyse tamamını okudum. Rica etsem zahmet olmazsa hangisi gözümden kaçmış bir gösterebilir misiniz? Kanal İstanbul projesindeki bisiklet yolları ve rotalarına yönelik kısıtlamaları vs teorik zeminde projeden somut örnek vererek eleştiren tek bir yorum?????
Lütfen köre gösterir gibi gösterin, mala anlatır gibi anlatın. Nerede projeden somut örnekler? Öyle yok efendim doğa katliamı, yok efendim ekolojik düzen bozulacak laflarına karnım tok. Sözgelimi bu argümanları hangi çevre derneğinin, akademinin yaptığı bilimsel araştırmalara dayanarak iddia ediyorsunuz. Mimarlar ve mühendisler odasının Kanal İstanbul raporundan somut kanıt göstererek anlatınız.
Akıl ve bilimle bu projeye niçin karşı durmalıyız onun cevabını verin, pejoratif lafları duymaktan da okumaktan da gına geldi artık. Savunan neyi savunduğunu bilmiyor, eleştiren neyi eleştirdiğini bilmiyor. Tam bir kör dövüşü.
 
Bizim bunları çok detaylı olarak araştırmaya vaktimiz olmuyor. Sizlerin değerli görüşlerinizi almak için, siz ne düşünüyorsunuz öğrenmek için bu forumları takip ediyoruz. Sizler gibi çok bilenlerin fikrini alıyoruz. Ona göre kararımızı veriyoruz. Anladığım kadarıyla paylaştığım fotoğrafları beğenmediniz. Halbuki forumda geçerli ideoloji sözcü, cumhuriyet, birgün ve y-CHP seçmeni olmak diye duymuştum. Ben de o kaynaklardan paylaşmak istedim. Başka nerelerden faydalanabilirim?
 
  • Beğen
Tepkiler: dercan
Mesajdaki ironiyi siz anlamamışsınız. Sorun değil. Olabilir. Ben bu foruma siyasi içerikli bir yorum yazdığımda yorumumu şikayet edip silinmesine neden olanların neredeyse hepsi bu konu başlığı altında siyasi görüş ifade eden yorumlar yapmış. Benim yorumlarımı bisikletle alakası yok diye şikayet edenler siyasi yorum yapınca bana da "Kanal İstanbul'un bisikletle ne alakası var?" diye sorma hakkı doğuyor.
Durum bundan ibarettir. Geçelim.

Kanalı nereye kime döşeyecekleri de zerre kadar umrumda değil. Zira İstanbul'da yaşamıyorum, İstanbul'da hiç yaşamadım, İstanbul'da hiç yaşamayacağım.

Yorumların neredeyse tamamını okudum. Rica etsem zahmet olmazsa hangisi gözümden kaçmış bir gösterebilir misiniz? Kanal İstanbul projesindeki bisiklet yolları ve rotalarına yönelik kısıtlamaları vs teorik zeminde projeden somut örnek vererek eleştiren tek bir yorum?????
Lütfen köre gösterir gibi gösterin, mala anlatır gibi anlatın. Nerede projeden somut örnekler? Öyle yok efendim doğa katliamı, yok efendim ekolojik düzen bozulacak laflarına karnım tok. Sözgelimi bu argümanları hangi çevre derneğinin, akademinin yaptığı bilimsel araştırmalara dayanarak iddia ediyorsunuz. Mimarlar ve mühendisler odasının Kanal İstanbul raporundan somut kanıt göstererek anlatınız.
Akıl ve bilimle bu projeye niçin karşı durmalıyız onun cevabını verin, pejoratif lafları duymaktan da okumaktan da gına geldi artık. Savunan neyi savunduğunu bilmiyor, eleştiren neyi eleştirdiğini bilmiyor. Tam bir kör dövüşü.


Kanalı kime döşeyecekleri madem zerre umurunuzda değil, ben zaten istanbulda yaşamıyorum, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyorsunuz madem, neden yorumların tamamını okumaya zahmet ediyorsunuz? Bundan size ne ki?

Ayrıca bu "biri gelsin bana anlatsın, biri gelsin bana açıklasın, ikna etsin" mantığını da anlamak mümkün değil. Elinizin altın internet var, gerçekten bunları öğrenmek istiyorsanız size google diye bir site var onu tavsiye ediyorum. Oraya "kanal istanbul akademik makalaler" yazıyorsunuz, sürüsüne bereket makale listeleniyor. Seçip beğenip okuyun, ne yapalım onları da okuyup size özet mi çıkaralım?

İstanbul'un ortasına atom bombası atacağız deseler, kardeşim bunun bisiklet yollarına etkisi nedir? var mı bununla ilgili makale, biri gelsin bana anlatsın. Benim radyasyon madyasyon laflarına karnım tok" diyeceksiniz. Ne diyelim, karnınız toksa ekoloji, doğa laflarına falan, afiyet olsun bari.
 
bayiliyorum bu foruma.

kanalin yapilmasina karsi olan arkadaslar arguman olarak gecmisteki verilere gore projeksiyom yapmaya calisiyor, suveys ve panama kanali ile karsilastirmanin mantiksiz oldugunu guzel guzel izah ediyor, herkesin anlayabilecegi ilkokul matematigi ile fizibil olmadigini hesapliyor.

yapilmasi gerektigini soyleyen arkadaslarin argumanlari herhangi bir dayanak gostermeden "x lira gelir elde edilecekmis" ( isletme maliyeti falan da yok tabi gelirin %100'u kar ) , devlet akli, zerre uluslarasi ve denizcilik hukuku bilmeden mevcut prosedurlerin degistirilebilecegini iddia etmek vs.

akil tutulmasi yasaniyor yemin ediyorum. ticari getirisini gectim, 20 milyonluk iki yarimadadan olusan sehrin bir tarafini ada haline getirip ulasim kabusu yasanmasini mantikli bulabilmek bana cok garip geliyor. simdiye kadar boyle bir projeye ihtiyac duyulmamasi, yapilacak bolgenin 1. derecede deprem riskli icermesi, cevre uzerindeki etkisine falan hic girmiyorum.
 
Bizim bunları çok detaylı olarak araştırmaya vaktimiz olmuyor. Sizlerin değerli görüşlerinizi almak için, siz ne düşünüyorsunuz öğrenmek için bu forumları takip ediyoruz. Sizler gibi çok bilenlerin fikrini alıyoruz. Ona göre kararımızı veriyoruz. Anladığım kadarıyla paylaştığım fotoğrafları beğenmediniz. Halbuki forumda geçerli ideoloji sözcü, cumhuriyet, birgün ve y-CHP seçmeni olmak diye duymuştum. Ben de o kaynaklardan paylaşmak istedim. Başka nerelerden faydalanabilirim?

Öncelikler güzel sözleriniz için teşekkür ederiz. Bütün bu konuları çok detaylı araştırmaya vaktiniz olmadığını söylemişsiniz. Olsun, farklı görüşleri okumak, bu görüşlerin dayandığı bilgileri sorgulamak da iyi bir başlangıç. Zira bu, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaktan, takım tutar gibi parti tutup at gözlüğü takmaktan çok daha onurlu ve dürüstçe bir davranış. Ama size tavsiyem, yazınızda belirttiğiniz gibi sadece burada yazan ve çok bilen diye tabir ettiğiniz insanların görüşleriyle yetinmeyin; bilim insanları bu konuda ne diyorlar, bu konuyla ilgili ne gibi araştırmalar yapılmış diye araştırın. Tüm görüşleri okuyup kendi hür iradenizle kendi kararınızı öyle verin. Bu konuda google isimli siteden faydalanabilirsiniz.

Ha bu arada forumda hakim görüş diye düşündüğünüz cenahın gazetelerinden örnekler verdiğinizi söylemişsiniz. Sizlere tavsiyem hayatın hiçbir alanında hakim güce yanlayarak, onların beğeneceği şeyler paylaşarak sevimli görünmeye çalışmayın. Gerek yok bunlara. O yüzden savunduğunuz fikri temellendiren tüm kaynaklardan faydalanabilirsiniz.
 
Kanalı kime döşeyecekleri madem zerre umurunuzda değil, ben zaten istanbulda yaşamıyorum, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyorsunuz madem, neden yorumların tamamını okumaya zahmet ediyorsunuz? Bundan size ne ki?

Ayrıca bu "biri gelsin bana anlatsın, biri gelsin bana açıklasın, ikna etsin" mantığını da anlamak mümkün değil. Elinizin altın internet var, gerçekten bunları öğrenmek istiyorsanız size google diye bir site var onu tavsiye ediyorum. Oraya "kanal istanbul akademik makalaler" yazıyorsunuz, sürüsüne bereket makale listeleniyor. Seçip beğenip okuyun, ne yapalım onları da okuyup size özet mi çıkaralım?

İstanbul'un ortasına atom bombası atacağız deseler, kardeşim bunun bisiklet yollarına etkisi nedir? var mı bununla ilgili makale, biri gelsin bana anlatsın. Benim radyasyon madyasyon laflarına karnım tok" diyeceksiniz. Ne diyelim, karnınız toksa ekoloji, doğa laflarına falan, afiyet olsun bari.

Eskiden bu forumun bir seviyesi vardı. Artık yok. Türkiye'de her alana sirayet eden varoş kültürü buraya da yansıyor. Git Google'dan araştır ne demek? Google akademik bir araştırma mekânı oldu da bizim mi haberimiz yok. Seviyesizlik her yerde ne kadar artmışsa burada da artmış. Yazıklar olsun. Biz de her ortamda bisikletçiler şöyle kültürlü böyle çağdaş insanlar diye övünüyoruz.
 
Eskiden bu forumun bir seviyesi vardı. Artık yok. Türkiye'de her alana sirayet eden varoş kültürü buraya da yansıyor. Git Google'dan araştır ne demek? Google akademik bir araştırma mekânı oldu da bizim mi haberimiz yok. Seviyesizlik her yerde ne kadar artmışsa burada da artmış. Yazıklar olsun. Biz de her ortamda bisikletçiler şöyle kültürlü böyle çağdaş insanlar diye övünüyoruz.

Bisiklet forumunda akademik ve teknik olarak ikna edilmeyi beklerken google'da araştır denince alınıp gücenmek... Güldürdü. Pardon da, bisiklet forum akademik araştırma mekanı oldu da bizim mi haberimiz yok ki gelmişsin burada biri beni ikna etsin diyorsun.

"Ben istanbul'da yaşamıyorum, yaşamayacağım, o kanalı kime döşerlerse döşesinler zerre umurumda değil" diyen birinden varoş kültürü ve seviye dersi almak da bugüne nasipmiş. Gerçekten oksimorona güzel bir örnek olmuş.

Ayrıca yazdıklarımda sizin aksinize herhangi bir yaftalama, aşağılama da mevcut değil. Siz eleştirilmeye alışık olmayabilirsiniz ancak her nasıl siz fikrinizi ifade ediyorsanız, başkalarının da fikrini söylemesine tahammül etmelisiniz.
 
Arkadaşlar, görünen köy kılavuz istemez..klişe ama ya da mızrak çuvala sığmıyor artık diyeyim.. Kanal hakkında akademik ifade ile literatür üreten adamlar görevden alındı.. Zamanında teröristlerle Ankara da pankart açtıran, diyarbakır da kürtçe ve teröristleri yücelten şarkılarla tc nin lider ve eş başkanları karanfil dağıtıp halaya kalktı.. Bunlar olurken bu süper devlet adamlığı, harika oryantasyon, yüzyılın icraati olarak alkışlandı.. Ama ne zaman oylar kesildi, kürtlerle konuşan, türkü çalan söyleyen vatandaşlar vatan haini oldu.. Hatta istanbulda tiyatro salonunda karşılaşan öğretmen bir bayan hdp li vekil eşi ile Ekrem İmamoğlu aynı karede resim çekildi diye teröristlerle el ele kol kola diye manşet atıldı.. Aynı şeyi yıllar önce paşaların kızlarıyla eşleriyle saiilde turlarını uzaktan, arkalarından onlardan habersizce resimlerini çekip abazan komutanlar, vatan sizlere emanet işte diye manşet attılar.. Dünyadaki tüm pisliğin karmaşanın kaosun sebebi olarak ABD suçlanırken yerli medya ve hükümet zihniyetinde, bir anda abd ye yanaşma kur hevesine girildi.. Bidon ile görüşmeler, yok ılımlı bir sonuç bekleniyor falan filan.. Bazı arkadaşlarımız da mevcut iktidar ve organizasyon şirketi haline gelmiş yönetim anlayışından Bi haber yazdığımız çizdiğimiz yorum ve fikirlere" off sıkıldık, öldük bittik, bir şey üretmeden anca konuşuyorlar, anca eleştirirsiniz" gibi ifadelere yer vermiş.. Yazık diyorum.. Ülkenin neresine el atsak pislik çıkıyor.. Yukarıda bir arkadaşımız dile getirmiş, ülkenin her yerinde müsilaj.. İnsanlarımız dahil...Bu ülke bizim hepimizin.. Maden ocakları daki patlamalarla, Kütahya hava alanına hazineden güvence verilmesiyle, manisada orduda rizede köylüleri jandarmaya dövdüren zihniyet kim? Ot gelip ot gitmeyelim yazıktır..
 
  • Beğen
Tepkiler: Mr nc
Zaten sırf "inadına yapacağız" dediği için bile yapılmamalı.
Bu her yönetim ve seçim için geçerli değil mi, en ufağından en büyüğüne.
Hem kiminle inatlaşıyorsun ki sen? Mesela aramızdan bizim için bir şeyler yap diye seçtiğimiz herhangi bir arkadaşımız bir süre sonra kalkıp da "size inat" diye bir cümleyi bize kuramaz.
 
Bugün temel atma töreni varmış (link)
İlla dediğim dedik diyorlar, çevre raporuymuş araştırmaymış umurlarında değil adamların
Başka nasıl yandaşlara para akıtacaklar? İnşaat doğalgaz hafriyat sulama ilaçlama elektrik botanik makam aracı filoları emlak..... Tüm sektörlerde, Türkiye de başı çeken kamusal olan olmayan özel olan olmayan ne kadar firma şirket tüzel gerçek kişi varsa, alayının yönetim kurulunda mevcut iktidarımızın, yüce Türk milleti nin seçtiği, başa getirdiği yöneticileri var. Başta reis ül reis olmak üzere..
Başka nasıl yandaşlara para akıtacaklar? İnşaat doğalgaz hafriyat sulama ilaçlama elektrik botanik makam aracı filoları emlak..... Tüm sektörlerde, Türkiye de başı çeken kamusal olan olmayan özel olan olmayan ne kadar firma şirket tüzel gerçek kişi varsa, alayının yönetim kurulunda mevcut iktidarımızın, yüce Türk milleti nin seçtiği, başa getirdiği yöneticileri var. Başta reis ül reis olmak üzere..
Ben de askerim ve anayasa hukukunda kamu görevlisi bir tc vatandaşının aynı anda ek gelir elde edebileceği esnaflık, hazır satış, yarı işlenmiş satış, vb kar getiren herhangi bir yerde çalışması ya da işletmesini yürütmesi yasaktır.. Bir öğretmenin simit dükkanı işletmesi, bir zabıtanın Pet Shop işletmesi gibi.. Ama gelin görün, bütün bakanların özel şirketleri var.. Bknz sağlık bakanı, bknz aile bakanı, bknz enerji bakanı olmayan varsa da limakın, socarın vs yönetim kurulundadırlar..
 
İstanbul Avrupa yakasını; yani ülkenin nüfus, finans, üretim, turizm, sanayi başkentini bir ada haline getirmek... Bu, ülkenin fizikî batı sınırını Meriç Nehrinden Başakşehir'e çekmek demektir. Harp durumunda bir uçak köprüleri havaya uçurup seni felç eder.

Belki ilk etapta uç bir noktadan baktım gibi görünebilir fakat bu da farklı bir yön. Militarist bir dünyada ve bölgede yaşıyoruz, var saydığım senaryonun yaşanmayacağının hiç bir garantisi yok.

Kara ve denizde doğa katliamı ve doğal su yolunun yanına yapay su yolunun saçmalığı gibi konular zaten dile getirilmiştir. Bir de mesela o çıkacak devasa miktardaki hafriyat ve yollarda yaratacağı kamyon terörü, havaya karışacak tozun yaratacağı kirlilik... Hayat kalitesi yerlerde olan ülkede bu seviye magma seviyesine inecek.
 
" "Bize sorulmadı" diyenlere sesleniyorum, bu iş, sorulması gereken merciye soruldu, onun izni alınarak başlandı".
Recep Tayyip Erdoğan

Evet, bana bunu 2011'de, 2014'te, 2015'te, 2017'de ve 2018'de sordu, hepsinde "tamam yap" dedim.
 
" "Bize sorulmadı" diyenlere sesleniyorum, bu iş, sorulması gereken merciye soruldu, onun izni alınarak başlandı".
Recep Tayyip Erdoğan

Evet, bana bunu 2011'de, 2014'te, 2015'te, 2017'de ve 2018'de sordu, hepsinde "tamam yap" dedim.

Mecliste bile tartışılan, konuşulan her tüzük, her taslak altında son karar yetkisi ve mercii, cumhurbaşkanıdır diye yazıyor.. Koskoca Türkiye nin geçmişi ve geleceğini biçimlendiren, ekonomi, eğitim, siyaset, sağlık, kültür, gibi tüm disiplinlerini etkileyecek anayasa refendumunu iki kelimeye indirecek kadar, evet ve hayır, bu kadar kapasiteli, etkili, yetkili bir hükümdar varken neden bize soruluyor ki? Onu anlamıyorum.. Siz düşünüp de fosfor yakmaya, düşünme zahmetine neden giriyorsunuz ki, onlar bu yüzden varlar hamdolsun!!!
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo ve Ali Eren
Geri