Valla bu köpek mevzusunda açık açık yazayım...
Çocukluğumda birkaç tane köpeğim oldu. Daha sonra farklı hayvanlar da edindik. Benim zamanımda belediyeler başıboş köpekleri baya baya zehirlerlerdi. Bir köpeğim bu şekilde kucağımda öldü. İlkokul çağımda, fırına ekmek almaya giderken, bacağımın küçük bir parçasını bu sevimli canlılara kaptırmışlığım da var

O zaman şimdiki gibi değil, karnımdan 3 tane kocaman kuduz aşısı da oldum

Buna rağmen yine köpek sahibi oldum.
Bu nedenle hayvan düşmanı sayılmam

Köpekleri de pek severim...
Amma, velakin...
Şu anda iş artık kontrolden çıkmış durumda. Hayvan hakları uğruna mahallemde yürüyemez, bisiklete binemez oldum. Ki Ankara'nın en nezih yerlerinden birinde ikamet ediyoruz. Bir mahallede 3 köpek olur, 5 köpek olur. Ama arkadaş bir mahallede 300 başıboş köpek olmaz. Hiç bir medeni şehirde böylesine bir kontrolsüzlük görülmez. Artık benim yaşam kalitemi etkiliyor bu durum. Başıboş köpek dediğiniz ne zaman ne yapacağı belli olmayan, kendi çevresinde kokusunu tanıdığı hariç (hatta onlara da) herkese, her şeye saldırma potansiyeline sahip, patlamaya hazır el bombası misali canlılar.
Bu köpekler alınır, onların yaşam kalitesini arttıran barınaklarda kontrol altına alınır, kısırlaştırılır, güvenli bir ortamda bakılırlar. Ama öyle modern bir şehirde sürüler halinde gezip, her an her şeye saldırır vaziyette yaşamaya bırakılmazlar. Geçtiğimiz gün Çankaya Belediyesine "mahallemizde insandan çok köpek var" demeye getiren bir şikayette bulundum. Bana verilen yanıt; "3 tane köpek ekiplerimizce alınmıştır". Yani işte maksat yanıt olsun diye verilen cevap. Onlar da biliyor artık işin vahametini ama nedense kimse bu kanayan yaraya merhem olmaya yanaşmıyor. Bir de tabii mahallede bu köpekleri besleme adına penceresinden artık yemek atan!! sözde uygar, çoğunlukla orta yaş ve üzeri ve muhtemelen problemli bir sosyal hayata sahip kadın komşularımız var.
Madem besleyeceksiniz, bunu sosyal yaşamdan uzakta, hem insanların hem de köpeklerin rahat edecekleri bir ortamda yapın veya beğendiğiniz köpeği evinize alıp besleyin...
Kimse kusura bakmasın ama benim gibi bir adamı bile artık köpeklerden nefret eder hale getirdiler...
Ben bisiklete binerken cebimde şok cihazı veya köpek savar taşımak zorunda mıyım yani? Veya korktuğum halde köpeklerden korkmuyormuş gibi davranmak veya onlar bana saldırmasın diye istemediğim halde köpekleri sevip okşamak zorunda mıyım? Mesela bu köpek sever kokoş hanımların en sevdiği argüman: "korkmayın, o sizi kokluyor ve tanımaya çalışıyor". İyi de bakalım ben onlarla tanışmak istiyor muyum? Nedir bu zorunlu birliktelik? Pekala, neden köpekler benim apartmanın önünden geçerken ben onlara taşla sopayla saldırmıyorum da, ben onların çiftliğinin 5 km ötesinde bisiklet sürerken onlar benim taze etime hamle yapıyorlar kardeşim?

Neden köpek saldırısı korkusuyla bisiklete binmek veya böyle bir saldırı sonrası düşüp sakatlanma hatta ölüm riskini taşımak zorundayız?
Velhasıl,
Mesajımı bir sloganla bitireyim...
"Sahipsiz köpek kalmasın, sahipli olanlar da benden uzak dursun...!!!"