Dört mevsimin yaşandığı, topraklarının her karışı verimli, güneşin eksik olmadığı bir Ülke de en pahalı eti yiyorsak, saman ithal ediyorsak, bakliyat ithal ediyorsak, sebze ve meyve ateş pahasına gelmişse, bir litre benzin 6 TL yi geçmişse, Milli paranız en değersiz para birimi konumuna gelmişse, eğitim de hala sistem aranıyor ve bu aranma içerisin de genç beyinler heba oluyorsa, Allah aşkı için neyi savunuyoruz. Kötü yönetildik burası açık ve net. Kötü yönetilmemiş olsak şu an en azından tarım da ve hayvancılık da bu derece sefil durumda kalmazdık, en azından Milletin karnı doyar, lüks tüketim mallarını da almayız olur biterdi. Şu an kış günü çırılçıplak orta da kalmış gibiyiz. 80 darbesi öncesin de çocuk olan ya da yetişkin olanlar sıkıntı çekmenin ne demek olduğunu iyi bilir, ben de 10 yaşındaydım, gaz,ekmek,su,yağ kuyrukların da geçer di günümüz, bizler bu günkü gençlik gibi bolluk için de büyümedik, şanslıydık çünkü idare etmesini, ve az ile yetinmeyi biliyorduk. Burada bile parça fiyatları, bisiklet fiyatları pahalanıyor diye homurdanıyor insanlar, hayati ihtiyaçlara sıra geldiğin de ne olacak. İnsanlar lüks tüketime alıştı, kapitalizmin en büyük tuzağı bu, lükse alıştır, ülkeleri kontrol altına al, sonrasın da ekonomi ile vur. Bizi her defasın da bu tuzağa düşmeye izin vermeyecek insanlar yönetmeli. Görünür de var mı, bende bakıyorum ne yazık ki yok.