Reyhan Yılmaz
Üye
- Kayıt
- 27 Temmuz 2009
- Mesaj
- 77
- Tepki
- 84
- Şehir
- K.Çekmece, İstanbul
Merhaba bir arkadaşım için Carraro Daytona 435 Medium Kadro almaya karar verdik. Bu e-maili bisikleti aldığımız akşam yazıyorum. Gün içinde yaşadıklarımızı paylaşmaya değer buldum. Carraro'nun sitesinden satış noktalarına baktık. Birkaç telefon ettik. Macera başlıyor...
Ya stokta yoktu ya da stokrta olanların kadro boyu uygun değildi. Bakırköy'deki Metin Bisiklet'te bulduk. 1 tane varmış. Telefonda ürün hakkında bilgi almaya çalışırken Metin Bey (mağaza sahibi) "telefonda fiyat vermiyoruz" dedi. Ne biçim hizmetse. Uzaktan geleceğiz v.s. dedik. Fiyat aldık. Ürün hakkında 1-2 soru sormak istedim. "Başımda müşteri var" demez mi. Yahu biz neyiz? Ben de müşteri adayıyım. Böyle hizmet mi olur? Bu bisikleti ertesi günkü etkinlikte kullanmak üzere alacak olmasak o anda vazgeçeceğim. Ama iyi de donanım var sütünde. İnsan hatası sebebi ile güzel bisikletten vazgeçilmez ki.
Gittik Metin Bisiklet'e. Evet doğru ürün doğru boy kadro ile var. Macera bundan sonra başlıyor.
Tüm bisikletlerin arasından bu bisikletin çıkarılması için ve bakabilmek için abartmıyorum 2 saate yakın bekledik. Tabi bu sırada potansiyel müşteri adayı Bahadır ile tanıştık. Eşi ile beraber 2 adet bisiklet almak üzere gelmişler. Burada ismini vermekte sakınca görmüyorum çünkü muhtemelen bugünkü macerasını o da yazmak isteyecektir.
2 saat beklerken insan ister istemez dialog kuruyor tabi. almak istediği bisiklet konusunda kararsızdı Bahadır kardeşim. Güzel bir öneride bulundular. Whistle. 600 TL civarında. Kendisi biraz iriyarı olduğundan dayanıklı birşey almak istiyordu. Daha iyi bir ürün önerdi Metin Bisiklet'in güzide personeli. 1000 küsür liralık Carraro Race !!! Whistle ile aynı jantlar, jant telleri aynı. Kadrı gene benzer. Ne fark var? Disk fren, Deore set. İyi de bu adam ağır. Dayanıklı bisiklet istedi. Böyle mi yönlendirme yapılır. Valla adamın vereceği paraya acıdım. Hem de Carraro'nun disk frenki race modlinin jantları gene V-Fren jantı. sadece v-fren yüzeyleri siyaha boyanmış. Disk jantı değil. Konunun uzmanları bilir. Disk için üretilen çemberlerin tel bağlantı noktaları biraz daha kuvvetlendirilmiştir. Disk frenlemesinden doğan tel çekme kuvveti ile jantın parçalanmaması lazım. Bu konuda bir de oradaki 50 küsür yaşındaki personel amca ile bir tartışma yaptık. Hiçbirşey farketmezmiş. Yesinler...
Arada gene konuşurken ne olduğunu hatırlayamadığım bir konuda Metin Bey bir müşterisi ile konuşurken benim için "onun rüyasında gördüğü bisikleti biz kullanıyoruz, biz 40 senedir yapıyoruz bu işi, o daha yeni başlamış" gibi cümleler sarfetti. tamam o anda oradan çıkıp gitmem gerektiğini ben de biliyorum. ama arkadaşım için yarına bisiklet lazım. ve o bisiklet olmasını ben de çok istiyordum. "sen benim ne kullandığımı biliyor musun, esnaflığa sığar mı bu yaptığın" dedim. "bende 14 milyarlık bisiklet var, sende ne var" muhabbetine girdi. resmen sidik yarışı. çok teessüf ederim.
Sonra gene Bahadır kardeşimiz eşi için bisiklet alacak. Eşi 1,62 boyunda. Baktım Medium ve erkek için kadro üzerine kurulmuş bisiklet kuruyorlar onun için. "Small yok mu?" diye sordum tabii iç güdüsel. gene 50 yaşlarındaki amca. "Bu en küçüğü" hadeeee. Hizmete bakar mısınız. Neyse o konuda tartışmadık ama Bahadır da ısrar edince Borla'nın 14" bayan modellerinden birtane almaya karar verdiler.
Bizim bisiklete bakabildik bu arada. Hazır edildi. Kadoyu zincirden koruyan aksesuardan alacağız. 10 liraya sattılar. birçok yer bedavaya verir bunları. Bahadır kardeşimiz de 2 adet sitedi. gene 50 yaşındaki personel "sana mı takıcaz, biziklete mi?" oha !!! bu nasıl iştir yahu?
Bizikleti aldık, çıktık. birdaha sokaklarından bile geçmem. bu nasıl hizmet, nasıl esnaflık? böyle iş olmaz. kınıyorum kendilerini. üzülüyorum arkadaşımdan kazandıkları para için. memnun müşteri değilim. sadece iyi ürün almış olduğum için teselli oluyorum. zaten ürünü de onlar yapmıyor. sadece getirip satıyorlar. başka biryerde olsaydı kesinlikle onlardan almazdım.
ilginize ve bilginize sunarım.
Ya stokta yoktu ya da stokrta olanların kadro boyu uygun değildi. Bakırköy'deki Metin Bisiklet'te bulduk. 1 tane varmış. Telefonda ürün hakkında bilgi almaya çalışırken Metin Bey (mağaza sahibi) "telefonda fiyat vermiyoruz" dedi. Ne biçim hizmetse. Uzaktan geleceğiz v.s. dedik. Fiyat aldık. Ürün hakkında 1-2 soru sormak istedim. "Başımda müşteri var" demez mi. Yahu biz neyiz? Ben de müşteri adayıyım. Böyle hizmet mi olur? Bu bisikleti ertesi günkü etkinlikte kullanmak üzere alacak olmasak o anda vazgeçeceğim. Ama iyi de donanım var sütünde. İnsan hatası sebebi ile güzel bisikletten vazgeçilmez ki.
Gittik Metin Bisiklet'e. Evet doğru ürün doğru boy kadro ile var. Macera bundan sonra başlıyor.
Tüm bisikletlerin arasından bu bisikletin çıkarılması için ve bakabilmek için abartmıyorum 2 saate yakın bekledik. Tabi bu sırada potansiyel müşteri adayı Bahadır ile tanıştık. Eşi ile beraber 2 adet bisiklet almak üzere gelmişler. Burada ismini vermekte sakınca görmüyorum çünkü muhtemelen bugünkü macerasını o da yazmak isteyecektir.
2 saat beklerken insan ister istemez dialog kuruyor tabi. almak istediği bisiklet konusunda kararsızdı Bahadır kardeşim. Güzel bir öneride bulundular. Whistle. 600 TL civarında. Kendisi biraz iriyarı olduğundan dayanıklı birşey almak istiyordu. Daha iyi bir ürün önerdi Metin Bisiklet'in güzide personeli. 1000 küsür liralık Carraro Race !!! Whistle ile aynı jantlar, jant telleri aynı. Kadrı gene benzer. Ne fark var? Disk fren, Deore set. İyi de bu adam ağır. Dayanıklı bisiklet istedi. Böyle mi yönlendirme yapılır. Valla adamın vereceği paraya acıdım. Hem de Carraro'nun disk frenki race modlinin jantları gene V-Fren jantı. sadece v-fren yüzeyleri siyaha boyanmış. Disk jantı değil. Konunun uzmanları bilir. Disk için üretilen çemberlerin tel bağlantı noktaları biraz daha kuvvetlendirilmiştir. Disk frenlemesinden doğan tel çekme kuvveti ile jantın parçalanmaması lazım. Bu konuda bir de oradaki 50 küsür yaşındaki personel amca ile bir tartışma yaptık. Hiçbirşey farketmezmiş. Yesinler...
Arada gene konuşurken ne olduğunu hatırlayamadığım bir konuda Metin Bey bir müşterisi ile konuşurken benim için "onun rüyasında gördüğü bisikleti biz kullanıyoruz, biz 40 senedir yapıyoruz bu işi, o daha yeni başlamış" gibi cümleler sarfetti. tamam o anda oradan çıkıp gitmem gerektiğini ben de biliyorum. ama arkadaşım için yarına bisiklet lazım. ve o bisiklet olmasını ben de çok istiyordum. "sen benim ne kullandığımı biliyor musun, esnaflığa sığar mı bu yaptığın" dedim. "bende 14 milyarlık bisiklet var, sende ne var" muhabbetine girdi. resmen sidik yarışı. çok teessüf ederim.
Sonra gene Bahadır kardeşimiz eşi için bisiklet alacak. Eşi 1,62 boyunda. Baktım Medium ve erkek için kadro üzerine kurulmuş bisiklet kuruyorlar onun için. "Small yok mu?" diye sordum tabii iç güdüsel. gene 50 yaşlarındaki amca. "Bu en küçüğü" hadeeee. Hizmete bakar mısınız. Neyse o konuda tartışmadık ama Bahadır da ısrar edince Borla'nın 14" bayan modellerinden birtane almaya karar verdiler.
Bizim bisiklete bakabildik bu arada. Hazır edildi. Kadoyu zincirden koruyan aksesuardan alacağız. 10 liraya sattılar. birçok yer bedavaya verir bunları. Bahadır kardeşimiz de 2 adet sitedi. gene 50 yaşındaki personel "sana mı takıcaz, biziklete mi?" oha !!! bu nasıl iştir yahu?
Bizikleti aldık, çıktık. birdaha sokaklarından bile geçmem. bu nasıl hizmet, nasıl esnaflık? böyle iş olmaz. kınıyorum kendilerini. üzülüyorum arkadaşımdan kazandıkları para için. memnun müşteri değilim. sadece iyi ürün almış olduğum için teselli oluyorum. zaten ürünü de onlar yapmıyor. sadece getirip satıyorlar. başka biryerde olsaydı kesinlikle onlardan almazdım.
ilginize ve bilginize sunarım.