Mtb mezarlığı

@Cihat ÖZİNAN
Forumların en büyük yararı budur.Günümüzde insanlar düdüklü tencere alırken bile,şöyle bir geziniyor forumlarda.Binlerce insanın kullanım tecrübesi göz ardı edilemez.Bu beraberinde bilgi kirliliğini de getiriyor elbette.Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan,önüne gelen konuya balıklama atlayan,önce düşünüp sonra konuşmak yerine konuştuktan sonra düşünen garip bir kitle var.Yaşım Elli olmasına,kırk yılı aşkın bir binicilik tecrübeme rağmen,bisikletimi değiştirme aşamasında ben de yaşlarına bakmaksızın arkadaşlarımızın görüşlerine ihtiyaç duydum,duymaya da devam edeceğim.
Ayrıca,Gemlik Kumla ve Armutlu'da uzun yıllar pedal çevirdim.Bugün durum nedir bilemiyorum ancak hala kısa günü birlik turlar için ideal yerler olduğunu düşünüyor, bu vesile ile size ve tüm forum kardeşlerime kazasız belasızsürüşler diliyorum.

Türkiyede yol bisikleti fazla dayanmaz yıpranır.(bazı il-ilçe yolları köy yolu gibi).Mtb öyle mi Dağa çık,düz yola gir...Mtb bisikletlerin kullanım alanları daha geniş diye düşünüyorum...

@rahmi kocaman


Buradaki arkadaşların sponsorları var herhalde.
Ben cyclo-crossla dirt-jump yapacak kadar zengin değilim.
Sponsorum da olmadığından olsa gerek, iki kiloluk kadromla mutluyum

Şu da ibretlik bir paylaşım
https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=52350

@ilker çelikcan

Teşekkürler İlker kardeşim.Gerekli yanıtı çok iyi verdiğinden müdahil olmadım.

Alıntı yapmadığım için hatlar karışmış sanırım Ben genelde postları peş peşe okuduğum için herkesi de öyle yapıyor sanıyordum. Neyse yaptığınız alıntı, bir üstte yazan "Bir yol bisikleti alsaydım ne olurdu? Bisikletime biner asfaltta, sahil kıyısında, parke taşlarının üzerinde dolanır dururdum. Başkada bir şey yapamazdım" cümlesine istinaden, okuyan tecrübesiz kullanıcılarda algıda seçicicilik yaratmaması için bir kaç uç örnek oluşturmak adına yazılmıştır. Size dağa, taşa çıkıp atlayın diyen kim ?

Ayrıca Derya Bey, bir çok yeteneğinizle beraber bir de kahinlik beceriniz olduğunu görüyorum. Yedi gün önce yazılmış bir mesaja, yedi gün sonra İlker Beyin vereceği cevabı bekleyip müdahil olmamışsınız. Vallahi bravo

Yanlış anlaşılma olmasın.
djayo
"Şimdi bu ruha sahipken kalkıp bir yol bisikleti alsaydım ne olurdu?
Cevap : Bisikletime biner asfaltta, sahil kıyısında, parke taşlarının üzerinde dolanır dururdum. Başkada bir şey yapamazdım.

Peki ya bir MTB sahibi olsaydım ?
Parke taşlarıyla yapılmış sahil kıyısından denizin iyot kokukusunu soluya soluya , asfalta çıkardım, 50 km yol yaptıktan sonra , gördüğüm ilk patikadan çıkardım yoldan, tırmanırdım patikadan , orman yoluna girerdim. Ovaları aşardım, yaylaları çıkardım ve evime dönerdim."
demiş.

Size bunları yapmak için dağ bisikletine gerek olmadığını söylemişsiniz.
Ya da ben böyle anladım.
Okuyan tecrübesiz kullanıcıların resimleri de görerek yol bisikletlerini dağa taşa vurmaması için geç de olsa cevap verme ihtiyacı duydum.
(Kendimi de kesinlikle tecrübeli kullanıcı sınıfına sokmuyorum, araştırma - gelişme halinde kullanıcıyım diyebilirim)
Demek istediğimse şuydu:

Yol ya da cyclocross bisikleti ile bir süre toprak zeminde ya da arazide gidebilirsiniz.
Ancak bu bisikletlerin kadroları, temel amacı yolda yüksek performans sağlamak olduğundan, resimlerde de görüldüğü gibi ince, esnemez ve hafif yapılır.
Bu tip bir bisikletle ormanda gezer ovaları aşar yaylalara çıkarsanız ince ve sert malzeme aldığı darbelerden metal yorgunluğuna maruz kalır ve zamanla zayıflar.
Zayıflayan nokta zamanı geldiğinde aldığı ilk darbeyle kırılacaktır.

Ya da kısacası bir bisikleti öngörülen sınırlarından öteye zorlarsak eninde sonunda en zayıf yerinden kırılacaktır.

Ben de aynı nedenle iki küsür kiloluk kadrosu olan dağ bisikletimle DJ ya da tepe inişi yapmıyorum. Yapsaydım ilk kırılacak parçası ön çatalı olurdu.
Ama arazide, ormanda, kaldırım kenarlarında korkmadan kullanıyorum, hatta korkmadan sağa sola düşürüyorum
Yol içinse ilk fırsatta bir tur bisikleti almayı planlıyorum.

Yanlış anlaşılma olmasın demişsiniz ama ben ne anladığınızı dahi anlamış değilim. İş yerinde yazınızı gördüm ama uzun olduğu için okuyamadım. Eh açılış demagojiyle yapılınca haliyle toparlamak da uzun yazmayı gerektiriyor.

Konuyu toparlamak adına kısa olmak kaydıyla, lütfen alıntı yaparak, nerede yol bisikletinizi dağa taşa vurun demişim bunu bir belirleyelim. Kaldı ki o resimlere bakıp da beş bin liralık bisikletini dağa taşa çıkarıp, zıplatan derdine yansın. Topluma açık yerlere yazarken genelde bir bardak suyu boğulmadan içebilen herkesin anlayacağı şekilde yazmaya gayret ederim. O maliyette bir bisiklete sahip olma bilincine ulaşmış bir kişi de ne sizin yazdığınızı, ne benim yazdığımı dikkate alır.

Bana bisikletlerin ne amaçla yapıldığını anlatmanıza lüzum yok, her bisiklet amacına uygun yapılır. Sizin yürüttüğünüz düz mantıktan ilerlersek; cyclocross meraklısı gençlere, bir sponsor bulamazlarsa mtb önereceğiz o zaman öyle mi ? Bu durumda icazet aldığınız mesajınız, ana konuyla paradoks oluşturuyor, bunu belirteyim.

Bırakın cross bisikletini mtb'kını bile o resimlerdeki gibi kullanan kaç kişi var ? Layıkıyla kullananların da bu başlıkta toplanan yazıları dikkate alacağını sanmıyorum. Sadece mtb ile girilebilecek yollar diye konusu geçiyor sık sık. Bu yolları her hangi bir şehir bisikletiyle de geçebilirken, en küçük yol değişiminde mtb öneriliyor, oysa bakın ne sporlar var diye özetleyelim demek istediğimi. Yani temelde aynı şeyi söylüyoruz...

@rahmi kocaman

Can Akıncılar'a İlker kardeşimin verdiği yanıt'ı kastetmiştim,alıntı hatası bana ait.Rahmi kardeşimin konu ile ilgili iletilerini destekliyorum.Rahmi bey yerine İlker bey'e teşekkür etmemin sebebi,İlker bey'in,Rahmi kardeşimin gönderisinden alıntı yapmış olması ve benim,o alıntının sonuna,ilker bey'in eklediği yazıyı gözden kaçırmış olmam.
Sonuç şu:Rahmi bey'e özel mesaj atarak,dilim döndüğü kadar yanlışlığı ifade ederek gerekli düzeltmeyi yaptım.Bununla da yetinmeyerek,konu sahibi olarak,herkesin görebileceği şekilde konuya ekledim.
Tavsiyem odur ki,yüzyüze iletişim kurulamadığı mecralarda,zaman zaman yanlış anlaşılmalar olabilir.Gözden kaçan bir yazı,bir not,bir alıntı sebebiyle kırıcı olmaya gerek yok.Bir kalemde silinen dostlukların,ne kadar çaba ve özveri istediği ise ortada.

Özel mesajı alır almaz hazırladığım mesajı, araya giren işler yüzünden göndermekte bir saat kadar geç kaldım.
Genelde çalışırken yazmamaya gayret ediyorum. Ama başka platformlarda gelişen polemik reflekslerim rahat durmadı. Açıkçası tanımadığım bir kullanıcı yazsa emin olun cevap dahi vermezdim. Konulara yaklaşımı ve açık ettiği fikirlerini kendime paralel bulduğum bir kişiden böyle bir negatif yaklaşım görünce oldukça kırıldığımı belirteyim. Mümkün olan en alt seviyeden, küçük harflerle yazmaya gayret ettim. Konunun bütünüyle bir yanlış anlaşılmalar silsilesi olması, gerçeği yansıtmadığını görmekten de bir o kadar memnunum. Yazdıklarımdan Derya Bey ile ilgili olanların temizlenmesi gerekiyor ancak yetkim yok, silemedim...

@rahmi kocaman

Teşekkürler Rahmi kardeşim bilmukabele.

bu forum konusunu baştan sona okudum, çok doğru tespitler var. bende eski mtb mi yeni 28" şehir bisikletimle değiştirdim. ne diyeyim boşa pedal çeviriyormuşuz...

@Derya Keçeci

@rahmi kocaman

İlk mesajınızda söylemek istediğinizi yanlış anladığımı görüyorum.
Bu mesajınıza cevabımı hafif esprili bir dille yazmak istemiştim, ancak daha çok alaycı ve anlaşılmaz olmuş sanırım.

Daha sonraki mesajımda, söylemek istediğimi açıklamak için fazla uzatınca, yine hoş olmayan bir üslup yakalamışım. Tabi bunda mesai saatleri içinde biraz acele yazmamın etkisi büyüktür.

Her iki mesajımda da yanlış anlaşılan üslubum ve anlatımım için özür dilerim.
Hiç bir mesajımı negatif bir yaklaşım ile yazmadığımı bilmenizi isterim.
Ancak düzgün Türkçe'yle yazılan mesajlar biraz ciddi oluyor ve gülen yüzlerin fazlası hoş durmazken azı da yetmiyor.
Aynı fikirde olsak da olmasak da emin olun Derya Bey'in dediği gibi, yüz yüze olsak bu tartışmayı güle eğlene yapıyor olurduk.

@rahmi kocaman

Ben de bu yanlış anlaşılmalar silsilesini başlattığım için siz iki büyüğümden de tekrar özür diliyorum.

Estağfurullah. Olay aydınlandıktan sonra benim için herhangi bir sorun kalmamış zaten. Gereği yoktu rica ederim.

(link)
Klasik çelik kadroların çokluğuna bakın.

@Derya Keçeci

Evet, bu konuda tabii ki haklısınız; bence de MTB artık oldukça kullanım alanı dışına taştı. Ancak benim gördüğüm kadarıyla yurt dışında da durum dağlar kadar farklı değil. Ben de birkaç aydır iş için Avusturya'dayım; hem etrafı gözlemleme hem de işten vakit buldukça bisikletle turlama şansım oldu. Benim gördüğüm kadarıyla burada da özellikle şehiriçinde manasız şekilde MTB kullanımı mevcut. Bunun bir sebebi çalınma riskine karşı insanların ulaşım için kullandıkları bisikletin pahalı birşey olmasını istememeleri ve ucuza bulabildikleri herhangi bir bisikleti kullanmaları olabilir.

Ancak diğer arkadaşların da söylediği gibi ortalama bisiklete binen birisinin bile mutlaka birkaç bisikleti oluyor (MTB, yol, ulaşım için ayrı ayrı..) Ve özellikle MTB parkurlarına gitmediyseniz, fazla MTB görmemeniz normaldir, ama benim konuştuğum insanlardan öğrendiğime göre ciddi bisikletçiler bazında Avusturya'da MTB daha yaygın kullanılıyormuş (zaten coğrafya da çok uygun). Benim gibi daha çok R1, R2... tur parkurlarından gittiyseniz daha çok yol ve turcuları görüyorsunuz.. Öte yandan çok güzel organize edilmiş MTB parkurları da var; her dağ başında kayak pisti tadinda parkurların haritaları ile birlikte zorluk derecesi, uzunluk, toplam tırmanış gibi bilgilerin verildiği tabelalar ve parkur üzerinde yol gösteren işaretler vs..

Bu arada bir konuyu daha sorgulamak lazım; asfaltta MTB kullanmak yanlış da, sadece spor amaçlı bisiklet süren birisi için 20mm lastikli, çamurluksuz bir yol "yarış" bisikleti kullanmak ne kadar doğru??? Nasıl genel kanının aksine sadece çukur, kasis için MTB gerekli değilse, yine genel kanının aksine 20-23mm'lik bir lastik 30-40mm'lik dişsiz bir lastikten belirgin şekilde daha hızlı değildir, olsa bile gerekli midir? (hatta 30-40mm'lik randonneur lastiklerinin gerçek dünya şartlarında ince lastiklerden daha hızlı olduğunu savunan gayet tecrübeli bisikletçiler var) Ve yağmurda zevkle bisiklet sürmenin ilk şartı düzgün bir çamurluktur! (ki Avusturya'daki günlerin %80'ine denk geliyor bu ) Bunu çoğu kişinin "bilmesi" ama gerçek anlamda denememiş olması (yakın zamana kadar ben de dahil) garip değil mi???

@Derya Keçeci
Güzel bir konuya değinmişsiniz fakat gerek bakım gerek fiyat-performans açısından ve gerekse bisiklete olan ilgi bakımından Türkiye henüz çok taze. Ekonomik olarakda herkesin yol bisikletlerine gücüde kondisyonuda yetmiyor. Heleki yol bisikletiyle tanışmamış insanlarımız var. Şu anlık durumumuza şükredip fazla iğnelememek deşmemek lazım. Eleştri armağandır fakat eleştri yaparken 2 düşünüp 1 söylemek daha yerinde olur. Saygılar..

@Adem Gül

Ben bir saptama yaptım eleştiri değil.Eleştiriyi siz yaptığınıza göre iki düşünüp bir yazmak sanırım size daha uygun olacaktır.Hele hele 50 yaşında birine eleştiri ve yaşam felsefesi üzerine "Denemeler" üretmeden önce iki değil daha da fazla düşünmek gerek.Alıntı yaptığınız yazıyı bir kez daha okuyun.Katılmıyorsanız katılmama gerekçenizi yazınız.O en sona eklediğiniz "Saygılar " ifadesini,genel uslubunuza uyarlasaydınız daha da makbule geçerdi ya olsun.Bizden de sevgiler.

@Adem Gül

Yazılan paragrafa bakarak "iki düşünüp bir konuş" önerisi ironik olmuş gerçekten Onun yerine "post" etmeden önce iki okuyup, bir gönderseniz daha isabetli olurdu

@Derya Keçeci

Derya Abi,
Konu uzamışta uzamış ama sanki kısır bir döngü içerisinde... Evet bir saptama yapmışsın 2 ve 3. paragraflarda ve sonra da kendi düşüncelerini belirtmişsin bisiklet seçimi konusunda yapılan yanlışlar, özellikle de yanlış yönlendirmeler hususunda... Tamamen katılıyorum. Tabiki her bisiklet sahibi seçimini yapmakta özgürdür bunun bilincinde olsun olmasın ama lütfen kendi beğenilerimizin etkisi altında kalarak yanlış yönlendirmelerde bulunmayalım. Bende bu forumla tanışmadan önce ne kadar çok süspansiyon o kadar iyi bisiklet diye düşünenlerdendim. Kendim için söylüyorum bu konudaki cehaletimi bu forum yani sizler sayesinde yendim. ( Herkese sonsuz teşekkürler ) Öğrendiğim; bisiklet kullanım amacına göre seçilir. Bu yüzden tek çeşit bisiklet değil de birkaç türü vardır. Beğeni, Amaç ve Fiyat üçlemesinin sırası kişiye göre değişebilir ama tavsiyede önceliğin Amaç olması gerektiği kanaatindeyim...
(NOT: Derya Abi istirham etsem, konuyu açma sebebinin, aslında mtb yerine yol tercihini değil de, bir amaca uygun üretilen bisikletlerin yine aynı amaç için bisiklet alacakların doğru şekilde tercih edebilmesi konusundaki kaygılarından ibaret olduğunu tekrar belirtir misin? ) ( cümle çok mu uzun oldu? )
Saygılar.

Arkadaşlar! Biz, Kafamıza kask taktık diye arkamızdan turist diye bağıran, rengi kırmızı olduğu için bisiklet yolundan yürüyen, Çocukmusun ne işin var bisikletle,
o kadar para verilirmi deyip bir cep telefonuna 2 katını veren bir toplumda yaşıyoruz. Bu gerçeği unutmadan her ne tür olursa olsun öncelikle insanların bisikletin felsefesini anlaması lazım. Açılan bir dünya ''hangi bisikleti seçmem lazım yardım edin'' başlığına o yarar, bu yaramaz bunu veya şunu şeç yerine ''içinden geçeni'' seç demek daha doğru çünkü 10 tane amortisörü olan bir bisikletin üzerinde, yüzü gülen bir çocuk gördüğünüz zaman, yarın o çocuğu bir yol bisikleti üzerinde aynı mutlulukla gülümsediğini hayal etmek hiçte zor olmaz.