Şimdi bu konu çok tartışmaya açık bir konu da değil bana kalırsa. Öncelikle teşekkür ediyorum saygı çerçevesinde olmuş konuşmalar. Ama ben bir mtb'ciyim.
1. Öncelikli olarak ülkenin ızgara döşeme sistemi yolun akış yönünde.
2.Asfaltın kireç oranı yüksek kalitesiz ve ısı görünce iyice işleri zorlaştıran bir asfalt
3.Her yer engebe bizim buralarda. Mtb sadece engebe aşmak değil tırmanışta da ciddi bir farkla çıkmayı sağlıyor
4.Diyelim ki taksimden veya Uludağdan iniceksin mtb gerçekten güvenli iner
5.Yolda farketmeden kaldırama paralel aynı renkle tamamlanamamış kaldırıma çarpınca 35 km hızla düşüp arabanın altında kalmazsınız (eminönü bakırköy dönerken bakarsanız yolun sağında... )
6.Daha dirençlidir yol bisikletlerine göre. Yanaldan bir darbe falan alınca orayı burayı dağıtmaz kolay kolay.
7.Hava yağmur çamur varsa hele ki hemen hemen çok yerlerde sel olur çamur olur bir sürü şey olur bunların hepsinden ayağınızı yere basmadan geçersiniz
8.Bir yerden bir yere giderken parka girersiniz alanda insanlar yoksa tekere kaldırırsınız arazi çamur varsa ona girersiniz ordan asfalta inersiniz ama hepsini de dengelice yaparsınız.
9.Eğer bisiklet dinamikleriniz düzgünse 2.2 continental cross lastiklerle yol bisikletçileri ile gidersiniz bazen geçtiğiniz de olur.
10.Birçok insanla bu lastikleri inceltesene diye başlayan yer yer komik yer yer eğlenceli muhabbetlerin ilgi odağı olursunuz.
11.Bisikletlere saygı olmayan bu yerlerde ani durumlarda kolayca hayatta kalma şanısını yakalar birden kaldırma atlarsınız
12.EEeeee turlara da katılırsınız....
Şimdi bende kendi eleştirimi yapmak istiyorum.
1. Yol bisikletine binmeyi mantıklı bulmuyorum. Asıl pazar diye bahsedilen yol bisikletleridir. Çünkü yol bisikletlerinde egoya kapılan insanlar mtbci arkadaşlardan daha fazla para ödemeye alıştırılıyorlar. Zira onların jantına bile kaç tane bisiklet alınabiliyor. Sonra setleri bilmem neleri kadrosu markası derken neler neler itiliyor yol bisikleti kulanan arkadaşlara. Hele akor sorunları kadro çatlamaları ilk düşüşte kırılmış duyduğum bir sürü kadrolarda cabası...
2.Bahsedilen ülkelere göre biz genç kuşak bir ülkeyiz. Ülkemizin oluşumu genç olunca dağlık fay hatlarının yoğun olduğu o nedenle yükselitinin de aşırı değişkenlik gösterdiği bir yer oluyoruz. Bununla birlikte bizim ülkemizde bisiklet yollarına motor girer araba girer park eder. Ya da adam gelir seni göre göre kırar aniden yol bisikletiyle durmanın mantıksız olacağını düşünüyorm. Benim bisikletimde 185mm rotor var - 2.2 lastik var. 40 km hızdan cart diye yavaşlıyor. Siz o kadar hızla genelde bir yerlere çarpmaya mecbur bırakılıyorsunuz. Yine ülkemizin bisikletlilere bakış açıısndan kaynaklansa da bu böyle. Kaç kardeşimiz öldü.
3.Yol bisikletleri gerçekten çabuk hızlanan geç duran aletlerdir. Ve bu aletler bizim trafikte onu kullananlar için tehlike saçıyor. adam çıkıyor 60 kmlere durması çok zor hızlar bunlar. Hadi onu geçtim yerde ızgaradır bir çukurdur düşük banketttir bunlardan çıkması bu bisikletlerin gerçekten çok zor.
4.Kendi açımdan yazıyorum bu bisiklet tipi motorsuz bir araç gibi görüyorum. Bir yere varmakla alakalı bir şeyler yapıyor. Ama bisiklet duygusunun tam olarak adrenalin yorulma doğayla mücadele etme gibi amaçlarını gerçekleştirdiğini düşünmüyorum. Arabaların arasından giden bir bisikletin bir insanı ne kadar mutlu edebileceği beni çok düşündürmüştür.
5.Eğer ki varmaksa amaç motora binerim. Ki biniyorum da. MTB ile bu konularda asla savaşılmamalıdır diye düşünüyorum.
6.Son madde de yol bisikletçilerinin artık ellerini ya da dillerini mtb'den çekip kendi yollarına bakmalarına gerektiği düşüncesindeyim. Bende mesala Dahon gibi katlanır bisikletlere ya da cyclocross bisikletlere ayar oluyorum. Ama onlara düşman olmuyorum ya da deli gibi eleştirmiyorum. Herkes istediğine binsin. Siz yola biniyorsunuz diye ya da dünya da belli ülkeler biniyor diye bizlere salakmışız muamelesi yapılmasın. Bizimde aklımız fikrimiz ve kendimize göre sürüş tekniğimiz var. Biz hayatı mtb ile yakalayalım sizlerde yol bisikleti ile yakalayın.
Kimseler kimselere karışmasın ve saygı duysun. He böyle bakkalın çakkalın sattığı 250 tl lik mtb bisikletlere tabi ki insanlar bindirilmesin. Doğru bir tanışma olsun. Ama isteyen istediğine binsin. İttiriyorlar kaktırıyorlar diye düşünülmesin. Asıl yol bisikletçilerine fena şekilde kaktırıyorlar. Ben bisikletçilerin son yıllarda özellikle yol aşılamaya çalıştıklarına şahit oldum. Sümüklü sora vites fren kolu tekine 300 tl mi öyle bir şey dedi. Yani eğer böyleyse değerli yol bisikletçi arkadaşlarıma italyan markalarında dura acelerde yedek parçalarda jant setlerinde ve en önemlisi hayallarindeki bisikletleri almalarında sabır diliyorum. İnşallah euro düşer ne diyim ki
binin binin