Scudo Sports

Okuduğunuz ve beğendiğiniz kitaplar

Scudo
0000000598300-1.jpg

Mustafa Necati Sepetçioğu.
Ortaokul sırasında okuduğum 24 kitaplık "Dünki Türkiye" seti. Selçuklu'nun Anadoluya girişinden Fatih Sultan Mehmet'e kadar olan bir bölümü anlatıyor.
Son üç kitapsa cumhuriyet tarihinden hikayeler anlatıyor. Dünki Türkiye serisinde özellikle Alamut kalesi (Hasan Sabbah) ve Şeyh Bedrettin'li bölümler beni çok etkilemişti. Elimden bırakamadığım çok akıcı bir dili vardı. Hala unutmuyorum. Adı çok duyulmayan bir yazar maalesef.
En son, "Sonsuzluğa Yolculuk Stephen'la hayatım" (Jane Hawking). Müthiş bir hayat hikayesi.
 
Son okuduklarım;
SURİYE VE FİLİSTİN-Prof.Dr.ŞEMSEDDİN GÜNALTAY
Müslüman Hazreti İsa-Tarif Khalidi
Bizans ve İlk İslam Fetihleri-Prof. Walter E. Kaegi
Tasavvuf Nedir?-Martin Lings
Dinlerin Tarihi ve Gizemcilik-Timothy Freke , Peter Gandy
 
Arkadaşlar şu an elimde Vadideki Zambak isimli kitap var. Balzac ın bu kitabını okuyan var mı.
 
  • Beğen
Tepkiler: Groims
index.jpg
Çılgın Türkler- KIBRIS- Turgut ÖZAKMAN
Daha önce tüm seriyi okumuş ve sonra Kendisine mail atmış "böyle bir kitabı yazdıgınız ve bizi biliglendirdiğiniz için teşekkür ederim. Umarım bir gün karşılaır ve mübarek ellerinizden öperim" demiştim.
rahmetli Turgut ÖZAKMAN : "Şimdi bunları daha da çok ikinin bilmesi ve yaşananların bilinmesi gerek, öyle değil mi? paylaşmanızı diliyorum" diye bana cevap yazmış ama kendisiyle hiç karşılaşamadan vefat etmişti.

Anadolu' da şimdiye kadar dönen dolapları, bir kaç kaynağı tarayıp karşılaştırarark doğruları bulmaya çalışan, Kıbrıs ı tanıyan birebir kişilerle görüşülerek yazılmış bir kitap. Ben bir kaç günde bitirdim. ilk 50 sayfadan sonra şaşırarak hayret ederek okuyorsunuz.

Kıbrıs ın 78 osmanlı-rus harbinde yeşilköye kadar gelen ruslardan istanbulun işgaline engel olan İngilizlerce geri verilmek üzere işgal edilmesine göz yumuldugunu,
O zamanlarda da Rumlar tarafından öldürülen Türklerin tüm dünyaya "isyancı-sorun cıkaran kimseler" olarak tanıtıldıgını, Rum çeteci katil makarios un cumhurbaşkanı olarak Kıbrıs ta yaptıklarını
"ver-kurtul" baskılarının o zaman da devam ettiğini okuyacaksınız. kitaplığımızda olması gereken her Türk ün okuması gereken bir kitap.
indemmx.jpg
 
Uzun zamandır bu başlığa kimse yazmamış..

Benim son zamanlarda okuyup beğendiğim kitaplar:

Hayali Modernlik - Ergün Yıldırım (Doğu Kitabevi Yay.)
Son Ada - Zülfü Livaneli (Doğan Kitap)
Mehmet (Fay Kırığı Üçlemesi I) - Mehmet Eroğlu (İletişim Yay.) - Sırada serinin diğer iki kitabı var.
Seher - Selahattin Demirtaş (Dipnot Yay.)

İçlerinden özellikle "Son Ada"yı bu kadar geç okuduğum için pişman oldum, mutlaka tavsiye ederim.
 
Meraklısı İçin Entrikalar Kitabı - Murat Yetkin

ASUS_Z00ED cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
  • Beğen
Tepkiler: Cemil Dada
Yeryüzü Güncesi---Nasuh MAHRUKİ
0228374_Yeryüzü-Güncesi-3_600.jpeg

Bir çok kitabını okuduğum Nasuh MAHRUKİ den gazete yazılarını derlediği ve en keyifle okuduğum kitabı. Öyle güzel ki bazen bitsin istmeiyor bazı yerlerini tekrar tekrar okuyorum. Kitap 1-2 sayfalık ve hepsi farklı konulardan bahseden başlıklardan oluşuyor örneğin birinde "kızıılderililerin dünya görüşü" n den bahsederken... sonraki bir sayfada "" deniz çobanı" adlı denizi seven ve kurtarmak için çalışan insnların kurudgu bir kuruluştan bahsedebiliyor.

Sakin, huzurlu, güzel bir kitap Çok uzun zamandır elimde ve bu kadar çok da begenilen bir kiatabım olmamıştı. şu anda en az 5 kişi bitmesini bekliyor...son sayfalardayım
 
(link)


"Remzi Ünal... şu Hava Kuvvetleri'nden müstafi, Thy'den kovulma, kendine saygısı olan hiç bir frequent flyer'ın adını bile duymadığı sekizinci sınıf charter şirketlerinde bile tutunamayan, sayenizde ms flight simulator'un cessna'sını bile adam gibi indirmekten aciz eski pilot, ex-kaptan, nevhuzur özel dedektif Remzi Ünal"

(link)
 
Godot'u beklerken
Kral Oedipus

ikisi de tiyatro ve bir günde bitirilebilecek türden, okumak yerine internetten de izlenebilir veya sahnede
 
  • Beğen
Tepkiler: saglam.serdar
Güven - Vedat Türkali
Bir Gün Tek Başına - Vedat Türkali
Yeşilçam Dedikleri Türkiye - Vedat Türkali
Tek Kişilik Ölüm - Vedat Türkali
Mavi Karanlık - Vedat Türkali
Kayıp Romanlar - Vedat Türkali
Bitti Bitti Bitmedi - Vedat Türkali
Komünist - Vedat Türkali
Yalancı Tanıklar Kahvesi - Vedat Türkali
 
Tekerlekli Hayatlar ve Kurmaca: Edebiyatta Bisiklet

1 Temmuz 2016’da Charlotte Jones’un The Guardian’da yayınlanan yazısını orjinal dilinde okumak için: (link)

Yürüyüş ve yazarlık arasındaki psikocoğrafik bağların artık kültleşmiş bir cazibesi var; öyle ki, gezintinin ritmi ve kalemler içinden çıkılmaz surette birbirine kaynamış durumda. Virginia Woolf misali “sokaklarda aylak aylak gezinen, meydanları avlamaya çıkan”, yürüyüş müptelası birçok meşhur yazar olduğu gibi, tekerleğin ritmini hem kişisel bir tutku hem de kaleminin ilhamı olarak gören birçok yazar var. Boru şeklinde üretilen kadrolar, alçak ve havayla şişirilen tekerler sayesinde büyük değişime uğrayan modern bisiklet 19.yy’ın sonunda öngörülemeyen bir özgürlük bahşetmişti; Forsyte Saga kitabının yazarı John Galsworthy 1930’da bisikletin “tutum tavır ve hareketlerimizdeki değişimlerden II. Charles’tan beridir herhangi başka şeyden” daha etkili olduğunu iddia etmişti. Yürüyüşü unutun – yazarlar artık bisiklet sürüyorlar.
Bisiklete en erken geçiş yapan ikonik örnekler Thomas Hardy ve karısı Emma idi. Bisiklet sürmeyi 55 yaşında öğrenen ilk insan olan Emma (60 yaşında öğrenen Tolstoy’dan sonra tabii ki) Ocak 1896’da ünlü yazarı denemeye ikna eden kişiydi. Thomas bunun ne denli bağımlılık yaratabileceğini fark ettiğinde “Zorlu bisiklet antrenmanlarım sırasında neredeyse edebiyat uğraşısının varlığını unutuyordum” demişti. Çift sık sık Puddletown’a ve Dorset’in civarında pedallarken Thomas diz altından büzgülü pantolonunu, Emma bisikletiyle uyumlu kadife yeşil sportif bisiklet kıyafetleri giyerdi (İsmini çekirge koyduğu bisikleti de yeşil renkliydi.) Daha modernlerden Arthur Conan Doyle ve karısı tandem sürer; Henry James şişman ve nispeten yaşlı olmasına rağmen Rye çevresinde kasketi ve büzgülü pantolonuyla öğle ve öğleden sonraları 20 mile varan sürüşler yaparken görülürdü.
thomas-hardy.jpg

Thomas Hardy 1920’lerin başında. Fotoğraf: Chronicle / Alamy Stock Photo/Alamy Stock Photo
Sidney ve Beatrice Webb, H.G Wells’i Fabian derneğine2 üye yapmak için yola koyulduklarında, Londra’dan Kent Sandgate’teki evine kadar pedallamışlardı. Wells ilk başarılı bisiklet sürücülerindendi, Hindhead civarındaki Surrey tepelerinde ve Devil’s Punch Bowl isimli doğal bir amfitiyatroda sürüşünü sık sık test ederdi. (Meşhur distopyacı Aldous Huxley’in de sıksık ziyaret ettiği bir yermiş.) Wells otobiyografisinde şöyle yazar: “Etrafta pedallar, uzaylılarım tarafından yokedilecek uygun yer ve insanları belirlerdim”; Horsell Common’daki kumluk alan Dünyaların Savaşı kitabında Mars’tan gelen ilk uzay aracının indiği yerdi.
tolstoy.jpg

Leo Tolstoy, Rusya 1890 Fotoğraf: Heritage Images/Getty
Bisikletin kendisi aynı zamanda sosyalist simgelerden biri haline geldi; William Morris broşürlerini bisikletiyle gezerek dağıtırdı, Clarion bisiklet kulübü sosyalist görüşünü tüm ülkeye yarışlar ve toplantılarında yaymayı hedeflemişti.
Bisikletin altın çağı Somerset Maugham’ın Cakes and Ale, Jerome K Jerome’nin Teknede Üç Adam, Wells’in The Wheels of Chance kitaplarında ölümsüzleşmiş olsa da, edebiyat camiasında bir çok kaza da oluyordu. Mark Twain Taming the Bicycle isimli denemesinde bozuk frenleriyle köpeklere doğru süratle gitmesinden bahsederken şöyle bir tavsiyede bulunmuştu: “Bir bisiklet edin. Yaşarsan eğer, asla pişman olmayacaksın.” Bath’tan Bristol’e giderken Hardy bisikletinden düşmuüş ve “yanında çuvalıyla kibar bir maden işçisi zımparaladı beni” diyerek espri yapmıştı. Fakat en talihsizi tüm bisiklet kariyeri boyunca uzun bir kaza listesi oluşturmayı başaran George Bernard Shaw olmalıydı. Yokuş aşağı kaptırdığında çamurluğuyla tekerinin arasına sıkışan bir taş parçası tekeri kitlemiş ve “Epik bir saçılışa” sebep olmuştu. Bir keresinde de Hetfordshire’da hızla inerken yürümekte olan bir kadına çarpmamak için suratının üstüne düşmüştü. Ancak onun için en büyük tehdit Londra trafiğiydi, Haymarket’ten ulusal müzeye doğru giderken bir at arabasıyla çarpışmış ve kendini “at bacakları, araba tekerlekleri ve dönmeye devam eden bisiklet aksamından oluşan bir ormanda” bulmuştu.
Ancak en acemice hata ödülü Simone de Beauvoir’ındı. Çocukken bisiklet sürmesi yasaklanan De Beauvoir (annesi bisikleti diğer tensel zevklerle eş değer görürmüş) bisiklet sürmeyi sevgilisi Nathalie Sorokine’in bisikletiyle işgal altındaki Paris’te öğrenmişti: “Çok rahat idare ediyordum, sadece bir keresinde bir köpekle, bir defa da iki kadınla çarpıştım, çok mutluydum.” Annesi bisikletle ilgili çekincelerinde haklı olabilirdi: De Beauvoir Jean Paul Sartre’a yazdığı mektuplarda bisiklet sürerken duyduğu müthiş hazdan bahsemişti – ki kendisini “şehvetli bir haspa gibi” hissederdi. Tipik bir kazasında, De Beauvoir bayır aşağı giderken kendisine tırmanarak yaklaşmakta olan başka bisikletlilerle karşılaşmış, gidonu yanlış tarafa kırarak yoldan çıkmıştı. Sonuç ise bir enkaz, siyah bir göz, derisi soyulmuş bir yüz ve kırık bir dişti. Yine de, hiçbir kaza bisikletin ne denli güçlendirici bir tecrübe olduğu yönündeki kanaatini etkileyebilmiş gibi görünmüyordu. İkinci Cins kitabında şöyle demişti:
“18 yaşındayken, TE Lawrence bisikletle uzun bir Fransa turuna çıkmıştı, genç bir kıza asla böyle bir macera için izin verilmezdi… Şu anda, böyle tecrübelerin önceden hesaplanamaz etkileri mevcut. Bu etki özgürlük ve keşif için sabırsızlanan bir bireyin nasıl tüm dünyayı kendi tımarıymış gibi görebildiğinde saklı.”
arthur-conan-doyle.jpg

Arthur Conan Doyle ve eşi Luisa tandem sürerken. Fotoğraf: Hulton Archive/Getty Images
Bisikletin ritmindeki bir şey, belki de döngüsel hareketi, Fransız varoluşçu düşünceye nüfus etmişti. Camus de editör Pierre Gallimard gibi başka bir pedal sevdalısıydı. Sartre yürüyüşün monotonluğuna bisikleti tercih eden, bu uğura baş koymuş pedalcılardandı, ve De Beauvoir’ın anılarında “tepelere sprint atmaktan büyük keyif alırdı.” Varlık ve Hiçlik kitabında sahiplenmenin doğasını bisiklet kullanmak üzerinden incelerken Sartre “bir banknot parçası bir bisiklete sahip olmak için yeterlidir, ancak geriye kalan tüm hayatım bu aidiyetin ne anlama geldiğini anlamak zorundadır” derken bir bisikletlinin ağzından konuşmaktaydı.
Dünyadaki en meşhur bisiklet yarışına ev sahipliği yaptıklarını düşünüldüğünde fransızların bu atıflarına şaşırmamak lazım. Hemingway yine Fransa’da bisiklet yarışları için çok ciddi iddialar oynamış, “Güneş de Doğar” kitabındaki sahneleri betimleyebilecek yeterlilikteki jargonu da bu süreçte öğrenmişti. Yine 1920 Fransa’sında Loire Vadisi’nden geçen bir turda Beckett’ın meşgale aşkı başlamıştı. Beckett her zaman bir spor delisiydi, boks, rugby, motorsikletler, kriket; fakat bisiklet, yazılarında her zaman ayrı bir yere sahipti. Meşhur oyunu “Godot’yu Beklerken” yaygın söylentilere göre meşhur Fransız sürücü ve yavaş sürüş yanlısı bisikletli Roger Godeau’dan esinlenerek yaratılmıştı, Beckett büyük ihtimalle kendisini Paris-Roubaix’de izlemek için beklemişti. Oldukça havalı ve bir o kadar sağlam bir açıklama daha vardı, o da Beckett’in yaşam için bisiklette bir metafor bulduğuydu. 1932’de George Reavey’e yazdığı bir mektupta şöyle demişti: “Ölene kadar buradayım, bir yabancının bisikletiyle kibarlık taslayan yollarda gizlice ilerliyorum.”
Eninde sonunda, yazarların ilgisini çeken şey yalnızlık ve başkalarına muhtaç olmadan kendi işini görebilme gücü olabilirdi. Henry Miller frensiz tek vitesli kıymetli bisikleti hakkında konuşurken “Bir süre sonra, gün içinde çok fazla saatini bisiklet üzerinde harcamasıyla, arkadaşlarıma gittikçe daha az ilgi göstermeye başladım. Tekerim biricik arkadaşım olmuştu. Ona bel bağlayabilirdim, ki bu asla arkadaşlarım için söyleyemediğim bir şeydi” demişti. HG Wells de benzer şeyleri hissediyordu: “Bisiklet üzerinde bir yetişkin gördüğüm vakit, insan ırkının geleceği için umutsuzluğa düşmüyorum… Bisiklet rotalarımız Ütopya’da çoğalacak.” Edebiyat tarihimizin içinde de çoğalıyor.
1“Psikocoğrafya, bilinçli ya da bilinçsiz olarak düzenlenen coğrafi çevrenin bireylerin duyguları ve davranışları üzerindeki belirgin yasalarının ve spesifik etkilerinin araştırılması” biraz daha cıvık bir tabirle “Şehirleri keşfederken kullanacağın neşeli ve yaratıcı stratejilerden oluşan kocaman bir oyuncak kutusudur.”
2 Fabian Derneği, 19.yy’da kurulan İngiliz sosyalist derneği. İkna yöntemiyle, barışçı ve kademeli devrimi savunurdu. Bernard Shaw, Bertrand Russell gibi aydınlar tarafından kuruldu.
Kapak görseli: Illustrated Western World, March 13, 1869, Courtesy of Children’s Literature Research Collections, University of Minnesota Libraries, Minneapolis.

Kategoriler: (link)
 
Geri