Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Otomobile Tapanlar Tarikatı

Yazınız öylesine uzun ki, tamamını okuyacak vakti bulmama imkan yok. Ancak gözüme çarpan birkaç cümlenizde otomobil sahibi olanlara hakaret etmeniz de hiç yakışık almamış.

Türkiye'de otomobil sadece otomobil değil, yatırım aracıdır. O kredi çekip ömrünü bağlayan "salaklardan" biri olarak bankadan çektiğim kredi ile aldığım otomobili, kredisi bitince satıp üzerine biraz birikimimi de ekleyerek ev alabildim, tabi yine krediyle. Bazılarımız ağzında gümüş kaşıkla gelmiyor dünyaya maalesef.

Ayrıca bir bisiklet asla otomobilin tam alternatifi değildir, böyle bir iddiası da yoktur. Şehirler arası ulaşımda, yahut ticari maksatla bisikleti alternatif olarak kullanmanız mümkün müdür?

Çok yazmışsınız ama yazdığınız kadar çok düşünmemişsiniz sanırım.

2019 yılında bi miktar kredi çekip bmw x1 aldım şu an o miktarın 3 katı oldu aracın fiyatı.. geçen sene yine bi miktar kredi çekip yamaha nmax aldım oda ödeyecegim kredi miktarının 2 katı oldu.. dediginiz gibi sevmekten çok yatırım aracı oldu araçlar.. sadece bisikletimi yenileyemedim o kadar :D
 
Scudo
Şu Ankara'da biraz bisiklet yolları artırılsa, biraz güven sağlansa araba hiç bile almayabilirim, o derece sürmek istemiyorum :) Bilenler bilir Ankara'da uzak mesafeler için toplu taşıma zaten yetiyor. Sırf araba olsun diye o jungle'ın içine girmek ne bileyim gerek yok sanki :)
 
otomobile tapanlar bu sayfayı da yalnız bırakmamış. Ne yalan söyleyim akaryakıt zamlarına içten içe seviniyorum. Tabiki üreticiler açısından değil. Trafikte gözlemlenir bir rahatlama oldu. Birde bisiklet ciddi ciddi alternatif ulaşım aracı haline geldi. Artık en ekonomik araç bile şehiriçi km ye 1 lira yakıyor. ayda 500+ km yapan bisikletliler için bunun sadece yakıt olarak parasal katkısı en az 500 tl. En kötüsü de kısa vadede görülmeyen ama daha önemli etkenler. Mesela dünya sağlık örgütü her beş ölümden birinin hava kirliliği kaynaklı olduğunu söylüyor. Kentlerde fosil kaynaklı hava kirliliği önemli bir sorun. Ototapar halkımızı bu alışkanlıklarından vazgeçirecek yegane güçte gerçekçi olmak gerekirse cüzdanı. O nedenle kopta gel benzin kopta gel oğlum.
 
Aynen , Ferrari F40 - F50 veya Enzo görsem bakarım.

1990'larda Zeytinoğlu Holding, Ferrari, Maserati ve Alfa Romeo'nun Türkiye mümessiliydi. Mezunu olduğum Eskişehir Anadolu Lisesi'ne çok yakın bir depo - showroom'ları vardı Zeytinoğlu'nun. Orada Mehmet Zeytinoğlu'nun Ferrari F40'ı duruyordu. Biz de arada sırada okuldan arkadaşlarla toplanıp görmeye giderdik F40'ı :)
 
Başlığa göre vw ciler diyebiliriz herhalde 😁 en gıcık olduğum markadır. Her test dergisinde, youtube kanalında emsali bir firmayla adı illaki geçer. Her avm ya da kütüphane de illa ki denk gelmişsinizdir engelli yerine park eden bir vw.. Hatta bisiklet yoluna dahil.. En az yakmadığı, en donanımlısı olmadığı, en ucuz olmadığı, en şık tasarım olmadıkları halde bu markaya ve modellerine aşırı ilgi ve sulanma oluyor, hele ki bizim ülkemizde..Araba değişimlerine kadar giden dsg sorunları- ki en son deve baştadır kervan geri dönünce diye bir söz vardır-piyasaya çift kavrama bir rüzgarla, havayla girmiştir, doğrudur ama bütün firmalar tam otomatik araçlarla yola devam ediyor. Emisyon skandalına rağmen hala satışları düşmemiştir, yine özellikle bizim ülkemizde daha da artmıştır.. Mesela sahiplerinin geneli kapı kapanma sesinden dem vurur.. Şöyle iyidir böyle iyidir falan derler.. Arteon aldı bizim komşumuz, en üst paketinden.. Testlerine baktım, gerçekten üretilirken bile hatalarla dolu bir otomobil. Araç sahibine izlettim 2-3 de blog dan bilgi paylaştım... Yok abi, Araba sanki andromeda galaksisinden gelme 😁 ondan önce de passat b7 si vardı, dsg den aracı değiştirdi.. Bu zihniyeti biraz da bizim ülkemizin güzide partilerinden akapeye benzetiyorum. Bazı şeylerden vazgeçemiyorlar 😅
 
Alırsın toros,
Olursun horoz,
Allahtan belanı mı istiyon ?
15 koyun atıyoz veya
12 kişi birden biniyoruz,
Yaz kış her rampayı çıkıyoruz. 😍 🧿 😍 :harika:

(link)


Toros sadece bir araba değildir. Toros bisikletten sonra araziye kavuşmanın en hesaplı yoludur.:mad::)
 
Başlığa göre vw ciler diyebiliriz herhalde 😁 en gıcık olduğum markadır. Her test dergisinde, youtube kanalında emsali bir firmayla adı illaki geçer. Her avm ya da kütüphane de illa ki denk gelmişsinizdir engelli yerine park eden bir vw.. Hatta bisiklet yoluna dahil.. En az yakmadığı, en donanımlısı olmadığı, en ucuz olmadığı, en şık tasarım olmadıkları halde bu markaya ve modellerine aşırı ilgi ve sulanma oluyor, hele ki bizim ülkemizde..Araba değişimlerine kadar giden dsg sorunları- ki en son deve baştadır kervan geri dönünce diye bir söz vardır-piyasaya çift kavrama bir rüzgarla, havayla girmiştir, doğrudur ama bütün firmalar tam otomatik araçlarla yola devam ediyor. Emisyon skandalına rağmen hala satışları düşmemiştir, yine özellikle bizim ülkemizde daha da artmıştır.. Mesela sahiplerinin geneli kapı kapanma sesinden dem vurur.. Şöyle iyidir böyle iyidir falan derler.. Arteon aldı bizim komşumuz, en üst paketinden.. Testlerine baktım, gerçekten üretilirken bile hatalarla dolu bir otomobil. Araç sahibine izlettim 2-3 de blog dan bilgi paylaştım... Yok abi, Araba sanki andromeda galaksisinden gelme 😁 ondan önce de passat b7 si vardı, dsg den aracı değiştirdi.. Bu zihniyeti biraz da bizim ülkemizin güzide partilerinden akapeye benzetiyorum. Bazı şeylerden vazgeçemiyorlar 😅

Cam tavanlı siyah possat higlan kırmızı çizgimiz, hiçbir şeye yedirmeyiz 💪

Şaka bir yana hakikaten doğru bir tespit. Trafikte de bisiklet ile giderken en çok yamuğunu (bilumum tacizler) gördüğüm otomobil markalarında Fiat/Tofaş ve Renault'un ardından gelir.
Bir de Volvo kullananlar var, sürücü profili bu 3 markanın tam zıttı. Bugüne kadar trafikte neredeyse hiçbir Volvo'nun tacizine uğramadım. Bisikletimle giderken arkamdaki araç Volvo ise kendimi güvende hissediyorum. Volvo'nun içinin ne kadar güvenli olduğunu bilmeyen yoktur, dışı da içi kadar güvenli. Hakikaten nasıl diğer markaların sürücülerinden bu kadar farklı (iyi yönde) olabiliyorlar aklım almıyor ama umarım böyle kalırlar diğer sürücüler de onları örnek alırlar.
 
Cam tavanlı siyah possat higlan kırmızı çizgimiz, hiçbir şeye yedirmeyiz 💪

Şaka bir yana hakikaten doğru bir tespit. Trafikte de bisiklet ile giderken en çok yamuğunu (bilumum tacizler) gördüğüm otomobil markalarında Fiat/Tofaş ve Renault'un ardından gelir.
Bir de Volvo kullananlar var, sürücü profili bu 3 markanın tam zıttı. Bugüne kadar trafikte neredeyse hiçbir Volvo'nun tacizine uğramadım. Bisikletimle giderken arkamdaki araç Volvo ise kendimi güvende hissediyorum. Volvo'nun içinin ne kadar güvenli olduğunu bilmeyen yoktur, dışı da içi kadar güvenli. Hakikaten nasıl diğer markaların sürücülerinden bu kadar farklı (iyi yönde) olabiliyorlar aklım almıyor ama umarım böyle kalırlar diğer sürücüler de onları örnek alırlar.

Volvo başka bir şey gerçekten. Kullanıcıları da araçları da.. Adamların çıkışları, vizyonları bile efsane.. Kurucusu, x marka bir araba kullanıcısı iken trafik kazası geçiriyor ve kızı ölüyor. Sonra adam diyor ki, başka babaların kızları ölmesin diye öyle bir otomobil üretmeliyim ki, içinde seyahat eden yolculara olası bir kazada ağır yaralanmamalı, bir şey olmasın, bu yetmez, bir volvonun çarpabileceği yayaya da bir şey olmamalı ve kaput/tampon hava yastığı sistemi gibi güvenlik ekipmanlarını da üretiyor. Türkiye de malesef algılar biraz kıt kalıyor, her anlamda. Otomobil markaları konusunda da öyle. Bir örnek vereyim, audi nin q7 jipi 2009 yılında euroncap çarpışma testinden 4 yıldız alıyor. O zaman 395 bin tl gibi bir satış bedeli var. Horlanan, aşağılanan bir chevrolet cruze var, 5 yıldız alıyor o zamanlar ve 10 hava yastığı ile esp standart sunuluyor en boşunu da alsanız kaç paraya satılıyordu? 48 bin tl.. Ama ne oldu? Chevrolet Türkiye ve Avrupa pazarından çekiliyorken audi nin kaputta ambleminin olması turşu ya da komposto kıvamına gelse de yere göğe sığdırılamıyor. Bir örnek daha vereyim, misal honda.. Hiç kullanmadım çok hastası olduğum bir modeli de yoktur ancak felsefeyle yönetilen bir şirkettir. Disiplinlidir. Sağlamlık ve güven veren bir işleyişi vardır. Halbuki ne olmuştur? Adamlar Türkiye deki fabrikasını kapatırken vw, Türkiye de az kalsın fabrika açmak arifesinde kalmıştır. Kısacası vag sempatizanı forum arkadaşlarımdan özür dilerim ama malesef benim tespitlerim yanlıştan çok doğrular içeriyor ve büyük konuşmak istemem tabi ama hayatım boyunca almayacağım bir marka ve modeller topluluğudur. Ayrıca mevcut hükümetin de makam ordusu olduğu için ayrıca bir illet oluyorum. Velhasıl tezat oluşturan kaliteli bir örnek de Saab tır. Malesef bu da patlayan, kıymeti bilinmeyen bir marka ancak kullanıcılarının hepsi, geneli demiyorum, çok düzgün adamlardır. Takım elbise gibi otomobil yapmış insanoğlu. Yaya halimle karşılaşsam yol veririm.. 😅
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
Bugun kafam cok daginik, calisamiyorum. Internette gezinirken Hollanda altyapi ve su isleri bakanliginin araba sahipligi konusnda raporuna denk geldim, guzel calisma olmus paylasayim burada. Ilgimi ceken kisimlari ise cevirip derlemeye calistim.

(link)

  • 17,4 milyon nufus ve 8 milyon haneye karsilik 8.7 milyon otomobil var.
  • Hanelerin %26'sinda otomobil yok. %47'sinde tek, %21'inde 2, %6'sinda 3 ve daha fazla otomobil var. Otomobil sahibi olmayan evlerin buyuk cogunlugu saglik, finansal problemler ya da yas sebebi ile otomobil sahibi degil, bu grubun icinde otomobil sahibi olmayanlar arasainda orani %63. Otomobilsiz yasami tercih edenlerin bu grup icinde orani %25. Bu grubun %12'si ise arada derede kalanlar ( kesisimi diyelim )
  • Otomobil sahipligi orani 1990'dan bugune artmis. 0.8'den neredeyse 1.1'e kadar gelmis. Bu oranin cok fazla olmasa da bir miktar daha artmasi bekleniyor. Oran artisinin sebebi otomobil sayisindaki artis degil, hane nufusundaki azalis ( bekar/tek yasayan insan sayisindaki artis ). Beklenti 2040 yilinda 1000 kisiye 523 otomobil.
  • Otomobil kullanimi asagidaki dongu ile artiyor. Bunu engellemek icin cesitli farkli sehirlesme politikalari tercih edilmeye baslanmis. Aracla ulasilabilecek mega marketler yerine mahalle marketleri/esnaflar, buyuk ofis binalari yerine daha kucuk ve daginik ofis alanlari gibi. Bu sahede evden bu gibi yerlere ulasim icin otomobil kullanim ihtiyaci azaltiliyor. Ayni zamanda otomobil icin gerekli olan yollar, kopruler, tunneller, otopark alanlari daha verimli olarak kullanilabiliyor Screenshot from 2022-02-22 13-16-21.png
  • Uzak mesafeler icin ise yine devlet politikasi ile bisiklet + toplu tasimaya yatirim yapilarak otomobile olan ihtiyaci azaltmaya calisiyorlar. Bunun yaninda sehir merkezlerinde otopark yerlerinin azaltilmasi gibi onlemler de aliniyor. Buna bagli olarak ozellikle buyuk sehirlerde otomobil sahiplik oraninda azalma yasanmis.
  • Otomobil sahipligi ve kullanim orani ise farkli olarak incelenmis. Nufusun ortalama yasinin artmasi ile otomobil sahipligi yukselmis ama kullanim orani dusmus. Bir diger etken ise evlere alinan 2. arabalar. Bu sahiplik sayisini arttirmis ama kullanim orani pek de degismemis.
  • Otomobil altyapisina yatirim yapilmis. Yeni yollar tuneller vs. insaat edilmis fakat bu yatirimlarin amaci verimliligi arttirmak. Arac sayisi ( otomobil + kamyon ) artmis fakat ulasim zamani ayni kalmis.
  • Bireysel kullanim maliyetinde toplu tasima otomobil sahip olma maliyetine ( yakit, sigorta, vergi, park ucreti vs ) gore daha dusuk oldugu icin dogal olarak toplu tasima tercih edilmis. Diger yandan toplu tasima da cok ucuz degil, son yillarda artis soz konusu.
  • Nufusun %47'si otomobile bagimliligim artiyor demis. Nufusun 3'te 1'i ise otomobile sahip olmak ihtiyac, tercih degil demis. Nufusun %6'si ise otomobil sahibi olmak icin mali anlamda zorlansa da benim icin mecburiyet demis.
  • Sehirlerdeki otomobiller zamaninin %96'sini parkedilmis sekilde geciriyor. 19 milyon park yeri var, kapladigi alan ise 225 km² bu da Amsterdam'in yuzolcumune esit. Yeni yapilan konut projelerinin hepsinin otoparka sahip olmasi zorunlu hale getirilmis. Yogun sehirlerde ev - otomobil park mesafesi arttigi icin insanlar "severler" diyerek otomobil icin park yeri bulmak, yurumek yerine bisikleti tercih eder hale gelmis.
  • Otomobil yolculuklarindaki mesafenin hemen hemen yarisi ev - is arasi yapilan yolculuklar. Sirket arabalari gittikce daha populer yan hak olarak calisanlara verilmeye baslanmis.
  • Otomobil sahipliginde en genis paya sahip yas araligi 45-59
  • 2 kisinin calistigi ve genc cocuk sahibi olan aileler en con otomobil sahibi olan grup. Hane basina genelde 2 arac sahibi.
  • Amsterdam en buyuk olmasina ragmen otomobil sahipliginin en az oldugu sehir ayni zamanda. Her 2 haneye 1 arac dusuyor ortalama olarak. Tutuculugu ile bilinen Staphorst'ta ise hane basina 3 otomobil dusuyor.
  • 12000 civari hanede 6 veya daha fazla otomobil varmis. Bunun sebebi ise hali vakti yerinde olanlarin otomobil kolleksiyonu yapmasi.
  • Yaklasik 300 bin vatandasin otomobil kullanmasina engel rahatsizligi var. 800 bin ehliyet sahibi ise direksiyon basina gecmeye cekiniyor.
 
Bugun kafam cok daginik, calisamiyorum. Internette gezinirken Hollanda altyapi ve su isleri bakanliginin araba sahipligi konusnda raporuna denk geldim, guzel calisma olmus paylasayim burada. Ilgimi ceken kisimlari ise cevirip derlemeye calistim.

(link)

  • 17,4 milyon nufus ve 8 milyon haneye karsilik 8.7 milyon otomobil var.
  • Hanelerin %26'sinda otomobil yok. %47'sinde tek, %21'inde 2, %6'sinda 3 ve daha fazla otomobil var. Otomobil sahibi olmayan evlerin buyuk cogunlugu saglik, finansal problemler ya da yas sebebi ile otomobil sahibi degil, bu grubun icinde otomobil sahibi olmayanlar arasainda orani %63. Otomobilsiz yasami tercih edenlerin bu grup icinde orani %25. Bu grubun %12'si ise arada derede kalanlar ( kesisimi diyelim )
  • Otomobil sahipligi orani 1990'dan bugune artmis. 0.8'den neredeyse 1.1'e kadar gelmis. Bu oranin cok fazla olmasa da bir miktar daha artmasi bekleniyor. Oran artisinin sebebi otomobil sayisindaki artis degil, hane nufusundaki azalis ( bekar/tek yasayan insan sayisindaki artis ). Beklenti 2040 yilinda 1000 kisiye 523 otomobil.
  • Otomobil kullanimi asagidaki dongu ile artiyor. Bunu engellemek icin cesitli farkli sehirlesme politikalari tercih edilmeye baslanmis. Aracla ulasilabilecek mega marketler yerine mahalle marketleri/esnaflar, buyuk ofis binalari yerine daha kucuk ve daginik ofis alanlari gibi. Bu sahede evden bu gibi yerlere ulasim icin otomobil kullanim ihtiyaci azaltiliyor. Ayni zamanda otomobil icin gerekli olan yollar, kopruler, tunneller, otopark alanlari daha verimli olarak kullanilabiliyor 283310 dosyayı görüntüle
  • Uzak mesafeler icin ise yine devlet politikasi ile bisiklet + toplu tasimaya yatirim yapilarak otomobile olan ihtiyaci azaltmaya calisiyorlar. Bunun yaninda sehir merkezlerinde otopark yerlerinin azaltilmasi gibi onlemler de aliniyor. Buna bagli olarak ozellikle buyuk sehirlerde otomobil sahiplik oraninda azalma yasanmis.
  • Otomobil sahipligi ve kullanim orani ise farkli olarak incelenmis. Nufusun ortalama yasinin artmasi ile otomobil sahipligi yukselmis ama kullanim orani dusmus. Bir diger etken ise evlere alinan 2. arabalar. Bu sahiplik sayisini arttirmis ama kullanim orani pek de degismemis.
  • Otomobil altyapisina yatirim yapilmis. Yeni yollar tuneller vs. insaat edilmis fakat bu yatirimlarin amaci verimliligi arttirmak. Arac sayisi ( otomobil + kamyon ) artmis fakat ulasim zamani ayni kalmis.
  • Bireysel kullanim maliyetinde toplu tasima otomobil sahip olma maliyetine ( yakit, sigorta, vergi, park ucreti vs ) gore daha dusuk oldugu icin dogal olarak toplu tasima tercih edilmis. Diger yandan toplu tasima da cok ucuz degil, son yillarda artis soz konusu.
  • Nufusun %47'si otomobile bagimliligim artiyor demis. Nufusun 3'te 1'i ise otomobile sahip olmak ihtiyac, tercih degil demis. Nufusun %6'si ise otomobil sahibi olmak icin mali anlamda zorlansa da benim icin mecburiyet demis.
  • Sehirlerdeki otomobiller zamaninin %96'sini parkedilmis sekilde geciriyor. 19 milyon park yeri var, kapladigi alan ise 225 km² bu da Amsterdam'in yuzolcumune esit. Yeni yapilan konut projelerinin hepsinin otoparka sahip olmasi zorunlu hale getirilmis. Yogun sehirlerde ev - otomobil park mesafesi arttigi icin insanlar "severler" diyerek otomobil icin park yeri bulmak, yurumek yerine bisikleti tercih eder hale gelmis.
  • Otomobil yolculuklarindaki mesafenin hemen hemen yarisi ev - is arasi yapilan yolculuklar. Sirket arabalari gittikce daha populer yan hak olarak calisanlara verilmeye baslanmis.
  • Otomobil sahipliginde en genis paya sahip yas araligi 45-59
  • 2 kisinin calistigi ve genc cocuk sahibi olan aileler en con otomobil sahibi olan grup. Hane basina genelde 2 arac sahibi.
  • Amsterdam en buyuk olmasina ragmen otomobil sahipliginin en az oldugu sehir ayni zamanda. Her 2 haneye 1 arac dusuyor ortalama olarak. Tutuculugu ile bilinen Staphorst'ta ise hane basina 3 otomobil dusuyor.
  • 12000 civari hanede 6 veya daha fazla otomobil varmis. Bunun sebebi ise hali vakti yerinde olanlarin otomobil kolleksiyonu yapmasi.
  • Yaklasik 300 bin vatandasin otomobil kullanmasina engel rahatsizligi var. 800 bin ehliyet sahibi ise direksiyon basina gecmeye cekiniyor.
Özet için teşekkürler.
  • Amsterdam en buyuk olmasina ragmen otomobil sahipliginin en az oldugu sehir ayni zamanda. Her 2 haneye 1 arac dusuyor ortalama olarak. Tutuculugu ile bilinen Staphorst'ta ise hane basina 3 otomobil dusuyor.
Dünyada sorunun kaynağı her yerde aynı.
 
Geri