Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Sokak köpeklerini neden toplamıyorlar?

Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Ütopik bir yorum olacak ama ormanlık alanlarda barınaklar yapılabilinir (kutu gibi bir barınaktan bahsetmiyorum) ve orada beslenilebilinir, insan eliyle ..
 
Scudo
Nasıl ki köpekler havladığında karşılık vermiyoruz, burada da tepkimiz aynı.(nokta)
 
  • Beğen
Tepkiler: Tui Lui ve SeYaP
Ütopik bir yorum olacak ama ormanlık alanlarda barınaklar yapılabilinir (kutu gibi bir barınaktan bahsetmiyorum) ve orada beslenilebilinir, insan eliyle ..


Bildiğim iki hayvansever var, kendi arazileri içinde sahipsiz köpeklerin bakımını üstlenen. Bahsettiğim yerlerde öyle ufak yerler değil en az 5 6 dönüm, insandan uzak ama bu insanları bile şikayet eden var inanamazsınız :)

Kaldı ki İstanbuldaki ranttan kimse buna müsade etmez...
 
Köpekler kurtlardan evrimleşmiştir.Beyinleri çocukluk evresini geçemeden gelişimini durdurduğu için kurt gibi vahşileşmez hep çocuk kalır.
 
  • Beğen
Tepkiler: doğa_dostu
Forumlarda kalem (=klavye) oynatmanın en büyük handikaplarından biri, sabun köpüğü misali, yazdıklarınızın neredeyse anında erimesi ve görünürlüğünü kaybetmesi olsa gerek...geriye dönüp okuma alışkanlığı da olmayınca, dolap beygiri gibi olduğumuz yerde dönüp durmak ve artık gerçekten bıkkınlık veren bir rutine katlanmak zorunda kalıyoruz.

Tam, "artık herhalde anlaşılmıştır, mesele genel hayvan hakları veya sevgisi değil, insanları kategorileştirmeyin, çok daha büyük bir derdimiz var, karşı tarafı ötekileştirerek soruna merhem olamayız, bu durum sürdürülebilir değil, havanda su dövmek yerine bu sorunu daha da büyümeden çözecek kalıcı uygulamaları konuşmak gerekiyor" şeklinde bir uzlaşmaya vardığınızı düşündüğünüz an, pat biri çıkıyor, başıboş sokak köpeklerinin parçaladığı zavallı insanlar ile trafik kazalarını benzeştiriyor, beriki, "köpekler korkmayana saldırmaz" minvalinde hiç bir pratik geçerliliği olmayan standart köpeksever argümanlarını dile getiriyor, diğeri, çocukları parçalayan köpekleri "çocuksu sevimli yaratıklar" şeklinde süslüyor, vs. vs....

Ne yalan söyleyeyim, ben de usandım artık aynı şeyleri yazmaktan...bu yüzden meseleyi gayet güzel özetleyen Mustafa beyin mesajını kopyaladım...

- Sokakta yemek bulamadığı için açlıktan ölen köpeklerin,
- Açlıktan çevredeki insanlara saldıran köpeklerin çektiği acıların, yaralanan ve ölen insanların,
- Doğum kontrol kavramını bilmeyen bu hayvanların sürekli üreyip, bazılarının yetersiz besinden dolayı ölmesinin,
- Sokakta yaşayıp, tecavüze uğrayan kedi ve köpeklerin,
- Ayakları, kuyrukları vs kesilerek acımasızca öldürülen köpeklerin,
- Çöp konteyneri içerisinde yiyecek arayan köpeğin acısının,
- Araç çarpması sonucu ölen köpeklerin,
- İnsanların bakamadıkları köpekleri rahatça sokağa bırakabilmesinin,
- Bir deri bir kemik kalmış vaziyette ormanda, otoyol kenarlarında can veren köpeklerin,
- Türlü türlü hastalık ve sakatlıkla savaşmak zorunda kalan sokak hayvanlarının,
Ve bunlar gibi zorlu şartlarda yaşam mücadelesi veren tüm sokak hayvanlarının vebali sizce kimin üzerinde?

Sokakta hayvan olmamalı diyenler mi hayvan düşmanı, yoksa sokakta kalsınlar diyenler mi?
Sokakta acı çeken, acı çektiren, tecavüze uğrayan, işkence gören hayvanların sokaklarda olmaması gerektiğini söyleyenler mi, yoksa hayvanlar sokakta kalmalı diyenler mi?
Tüm bunlardan hayvanları sevmeyen insanların sorumlu olduğunu mu düşünüyorsunuz? Sokaktaki tüm hayvanlara hak ettikleri güzel yaşamı verebilecek bir ekonomi ve iş gücüne sahip değiliz. Acı gerçek bu.

Burada bahsedilen tecavüz, işkence gibi olaylardan insanları sorumlu tutacaksınız ve doğrusu da bu. Peki bu gerçek bundan sonra işkence ve tecavüze maruz kalacak sokak hayvanlarının kaderini değiştirecek mi? Bir insan bunu yapmadan önlemenin tek yolu bu ihtimali ortadan kaldırmak değil midir?

Peki siz ne yaparsınız?

Bir grup köpeği ele alalım. 100 kişilik bu köpekler sizin tasarrufunuza bırakılmış olsun. Elinizde iki seçenek var ve maalesef bu seçenekler arasında hepsini güllük gülistanlık yaşatmak yok. Çünkü gerçekten yok.
İki seçeneğe gelelim:
1. Hepsine yaşam hakkı tanıyıp, sokaklarda yaşamalarına karar vereceksiniz. Ara sıra da bazılarına yiyecek verip kendinizi rahatlatacaksınız. Bu köpekler üreyerek çoğalacak ve zamanla kontrol edemeyeceğiniz bir nüfusa ulaşacak. Bir gün gelecek ve sayıları 10 kat artarak 1000 olacak. Bugün sokak köpeklerinin yaşadığı tüm bu sorunları bu köpeklerin büyük bir kısmının yaşayacağı gerçeğini değiştiremeyeceksiniz. Ve sayıları arttıkça acı çeken köpek sayısı da artacak. Nesiller boyu acı çekmeye mahkum bir canlı grubu olacak elinizde. Ve siz bu köpeklerin bu hayatlarına devam etmeleri gerektiği konusunda son derece kararlı olacaksınız.
2. Kontrolünüz dışında olan şeyleri kabul edip, vereceğiniz kararla sokaktaki tüm köpekleri ya uyutacaksınız ya da tamamen kontrollü şekilde kısırlaştırıp son nesil olmalarını sağlayacaksınız.

Şimdi bu iki seçenek arasında bir karar verin. Sizce hangisi daha insaflı? Nesiller boyu çekilecek bir acılar ve işkenceler zinciri mi, yoksa varolan neslin uyutulup veya kısırlaştırılıp bu sonsuz döngüye bir son vermek mi? (Kısırlaştırma seçeneğinin maliyetini hayal bile edemiyorum ama böyle bir imkanınız varmış gibi düşünün)

Kim hayvansever? Kim hayvan düşmanı?

Bakın sokaklarda köpeklerin (kedi, kuş, kaplumbağa, eşek, tavşan, vs. konumuz değil) yaşamasını savunanlara, sadece, şu soruları kendilerine sorarak samimi olarak yanıtlamalarını ve lütfen bu ülke için bir gelecek projeksiyonu üretmelerini rica ediyorum;

Bu durum sürdürülebilir mi, değil mi? Geçtiğimiz on yıldaki köpek popülasyonu ile günümüzü karşılaştırınca ne görüyorsunuz? Peki, önümüzdeki on yılda sokaklarda ortaya çıkacak köpek sayısını kabul edilebilir buluyor musunuz? Mevcut yasal uygulamanın, hem insan hem hayvan açısından öngörülebilir yararları nelerdir? Bugün önlem alınmadığı durumda, gelecekte çok daha radikal uygulamaların gündeme gelebileceğini hayal edebiliyor musunuz? Çok sevdiğiniz, kıyamadığınız, "çocuğum"! dediğiniz köpeklerin, sokaklarda her türlü tehlikeye açık biçimde yaşamalarına daha ne kadar onay vermeyi planlıyorsunuz?

Ve asıl soru: Mevcut yüzbinlerce köpeği kısırlaştırma ve barınakta bakma şansının, geçmişteki pratiklere dayanarak ve ülke ekonomisini dikkate alarak, hiç de mümkün olmadığı gerçeğini kabul ederek, "sizlerin sokaklarda başıboş yaşayan sahipsiz köpekler konusunda önerisi nedir?" Bu hayvanların sayısını nasıl kontrol altında tutacağız? Bu hayvanları sokaklardan nasıl izole edeceğiz?

Meseleyi biraz daha somut ve gerçekçi yanıtlar üzerinden tartışmaya ne dersiniz?
 
Belediyelerin bu birimlerine gerçekten hayvanı seven, işini doğru dürüst şekilde yapabilecek kapasitede insanları yerleştirmesi gerekiyor. Kısırlaştırılan hayvanların çoğunun hayvanseverler tarafından getirildiğini veya tespit edildiğini düşünüyorum ben.

Köpek veya kediler zannettiğiniz gibi çok çabuk çoğalmıyor, doğan hayvanlardan 2/3ü ölüyor 1 yaşına gelemeden, hastalıktan veya trafik kazasından. Geri kalan kısmı da 5 sene ya yaşar ya yaşamaz mutlaka bi şekilde can veriyor.

Şehiriçi saldırıya uğrayanların haklı olduğunu bi nebzede olsun düşünüyorum ama kişi ayda yılda bir orman yollarına bisikletle girip ordaki hayvanlara nefret duyunca bende o kişilere nefret duyuyorum :)

Göçbeyli tarafına çok az gittim gittiğimde de kalabalık gittim. Köpekten korkmasam bile orda çok fazla köpeğin olduğu gibi içlerinde saldırmaya meyilli olanlarında olduğunu bildiğim için çok tercih ettiğim bir rota değil. Riva rotası oraya nazaran çok daha güvenli bir rota mesela. Ben yol üstünde hiç köpek göremiyorum nerdeyse.

Rehabilitasyon tesisleri bazı bölgelerde yetersiz bide. Ben Maltepe’de oturuyorum kedileri belediyede kısılaştırmak istediğimde bana 1 ay sonrasına randevu verebiliyor mesela. Günde 20hayvan falan kısırlaşıyor düşünün.

Özetle yapılabilmesi çok basit bir olay aslında, düzgün personel ve yeni tesislerle çok kısa sürede düzene koyulabilecek bir durum bu.
 
Çözüm arayışları varan 1:
1. Düzgün personel! (Ne kastediliyorsa?)
2. Yeni tesisler.

Türkiye’de akademik personelde dahi henüz uygar dünya standartları hayal iken, hayvan barınağında çalışacak kalifiye elemanı nereden bulacağımıza da yanıtlarsak belki olabilir tabii :)

Şakası bir yana biraz daha güncel durumumuzla örtüşen gerçekçi çözümleri konuşsak daha iyi olacak.

Bu arada başıboş sokak köpeklerinin gazabından sadece insanlar veya araçlar değil, kendi familyası da nasibini alıyor. Bakın kadın “oğlum” diyecek kadar köpek sever olduğu halde, bunlardan şikayetçi olmuş. Demek ki bunun hayvansevmezlikle de ilgisi yokmuş...

 
@Punctum bu konu hakkında kale almıcağım kişilerdensiniz, ne demek istediğimi anlamadığınıza da hiç şaşırmadım desem yeridir, aşağıdaki video izlediğinizde anlıcağınızı umuyorum. Buda size vereceğim son cevap :)

 
  • Beğen
Tepkiler: doğa_dostu
@MertV Tartışmayı reddetmek de tartışmanın bir parçasıdır. Makul değildir, ama bir yöntemdir. Muhatap almama nedeninizi de belirtseniz, daha uygar bir iletişim olurdu ama buna saygı duymaktan başkaca yapabileceğim bir şey yok tabii.

Ama şurada anlaşalım: örnek verdiğiniz barınak koşullarını savunuyor değiliz ki! Eski yazılanları okumamışsınız belli ama ben ve benim gibi düşünenler de zaten hayvanların bu tür barınaklarda yaşamaya zorlanmasına toptan karşılar. Ancak şurada ayrılıyoruz sanıyorum; barınak koşulları kötü diye hayvanların sokaklarda asalak gibi yaşamasının diretilmesine karşıyız. Bir çözümsüzlüğü başka bir çözümsüzlük ile ikame ettirmeye çalışmanın garabetinden bahsediyoruz. Evet Türkiye'de barınak koşulları kötü, evet burada yeteri kadar kalifiye çalışan ve fiziki gerekler yok ancak bunun karşısına "o halde köpekler sokakta yaşamalı" önermesini koyarsanız sonuç şimdiki gibi facia olur.

Peki o halde, mama endüstrisi ve bunun pazarlama ayağına dönen milyonlarca doları ,neden köpeklerin daha yaşanabilir barınaklara kavuşması için harcamıyoruz? Neden tüm eforumuzu sokaklarda insanların özel mülkleri önünde köpeklere mama dağıtarak şov yapmak yerine, belediyelere bu barınakları restore etmeleri için baskı yapmıyoruz? Ben neden verdiğim verginin, sokaklarda benim canıma kast eden köpeklerin beslenmesi için harcanmasına göz yumayım? Neden doğru yanıtlar üzerinden tartışmayı beceremiyoruz da, mutlaka meseleyi ajite eden söylemlere sığınıyoruz? Hayvanların çok daha uygar ve yaşanabilir barınaklar hak ettiklerini bin defa yazmış birine, şu videoyla karşılık vermenizin sebebi ne ola ki?

Yani, konunun sadece bir tarafını görüp, diğer tarafını görmezden gelirsek, hepimizin birbirini engellemesi gerekir :)
 
@MertV Tartışmayı reddetmek de tartışmanın bir parçasıdır. Makul değildir, ama bir yöntemdir. Muhatap almama nedeninizi de belirtseniz, daha uygar bir iletişim olurdu ama buna saygı duymaktan başkaca yapabileceğim bir şey yok tabii.

Ama şurada anlaşalım: örnek verdiğiniz barınak koşullarını savunuyor değiliz ki! Eski yazılanları okumamışsınız belli ama ben ve benim gibi düşünenler de zaten hayvanların bu tür barınaklarda yaşamaya zorlanmasına toptan karşılar. Ancak şurada ayrılıyoruz sanıyorum; barınak koşulları kötü diye hayvanların sokaklarda asalak gibi yaşamasının diretilmesine karşıyız. Bir çözümsüzlüğü başka bir çözümsüzlük ile ikame ettirmeye çalışmanın garabetinden bahsediyoruz. Evet Türkiye'de barınak koşulları kötü, evet burada yeteri kadar kalifiye çalışan ve fiziki gerekler yok ancak bunun karşısına "o halde köpekler sokakta yaşamalı" önermesini koyarsanız sonuç şimdiki gibi facia olur.

Peki o halde, mama endüstrisi ve bunun pazarlama ayağına dönen milyonlarca doları ,neden köpeklerin daha yaşanabilir barınaklara kavuşması için harcamıyoruz? Neden tüm eforumuzu sokaklarda insanların özel mülkleri önünde köpeklere mama dağıtarak şov yapmak yerine, belediyelere bu barınakları restore etmeleri için baskı yapmıyoruz? Ben neden verdiğim verginin, sokaklarda benim canıma kast eden köpeklerin beslenmesi için harcanmasına göz yumayım? Neden doğru yanıtlar üzerinden tartışmayı beceremiyoruz da, mutlaka meseleyi ajite eden söylemlere sığınıyoruz? Hayvanların çok daha uygar ve yaşanabilir barınaklar hak ettiklerini bin defa yazmış birine, şu videoyla karşılık vermenizin sebebi ne ola ki?

Yani, konunun sadece bir tarafını görüp, diğer tarafını görmezden gelirsek, hepimizin birbirini engellemesi gerekir :)


Hocam sizi takdir ediyorum belli ki konuyu araştırıyorsunuz uzun uzuna yazacak vaktiniz ve kelimeleriniz var. Fakat anlamadığım sizin canınıza kast eden köpeklerden kastınız nedir? Bir insanı ısırmış zarar vermiş ve bu kanıtlanmış bir hayvana zaten müdahale ediliyor . Bir ısırma olmasına rağmen müdahale edilmemiş bir hayvan var mı bildiğiniz?
Gerçekten çok araştırIP uzun uzuna yazmışsınız hepsini keşke okuyacak vaktim olsa da okusam , hepsini okuyamadığım İçin hakkınızı yemek istemem , ama göremedim sizin yazdıklarınız da bir çözüm . Gerçekten bu konuya vakit ayırmış biri olarak çözümünüz var mı ?
Bir de açıkça ben mevcut imkanlar dahilinde köpeklerin toplatılmaması görüşündeyim , mümkün olduğunca kısırlaştırılıp barınakların yeterli hale gelene kadar sabır etmemiz gerektiğine inanıyorum . İnsana zarar verecek kadar saldırgan olanların da uyutulması gerektiğine inanıyorum. (Burdaki zarardan kastım ısırmak, havlayıp kovalamak değil)
Tekrar özür dileyerek soruyorum . Belki yazdınız ben okuyamadım .
 
  • Beğen
Tepkiler: doğa_dostu
Kediler, köpekler kültürümüzün bir parçası. Sırf bisiklet sürüyoruz diye milyon tane köpeğin toplatılmasını savunmak çok çirkin bir bencillik. Toplanması gereken, köpeklerini saldırgan yetiştirip, evinin önüne bağlanmamış şekilde bırakan, biri geçince çıldırmış gibi havlayan köpeklerin sahipleridir.

Şimdiye kadar on binlerce sokak köpeğinin yanından geçtim, 1 tanesinin bile saldırdığını görmedim. Havlıyorsa da durun ve bisikletten inin, susacaktır. Sahipsiz köpek insana saldıracak kadar cesur olamaz. Ve de 10 bin köpekten 1 tanesi saldırdı diye köpeklerin toplatılmasını savunuyorsanız, o zaman insanlar da toplatılmalı.

Dünyada her şey sizin bisiklet keyfinize göre ayarlanamaz. Köpekler toplatılsın iki gün sonra "Ben bisiklet sürerken tüm araçlar trafikten kaldırılsın." demeye başlarsınız.
 
Birileri kısaca sahibi olmayan hiçbir köpek kalmamalı diyor. Diğer taraf ise ne oursa olsun köpekler sokakta veya asla kurulamayacak ideal barınaklarda kalmalı diyor.
Bu konudaki en büyük kitle ise başlığı okuyarak içeri dalan ve yazılan yorumları okumadan daha önce yazılmış ve tartışılmış şeyleri yazıp çıkmakta, onlara cevap yok. (Örnek: İki üstteki yorum)


Köpek adası diye bir film var.
Ülkemizin de adaları var.
Bu adalardan birine ülkede sahibi olmayan tüm köpekleri toplayıp taşıyoruz.
Sözde hayvan hakları savunucularına (özellikle farkında olarak veya olmadan sol gerici sözde hak savunucu gruplara dahil olan kitleye) bu adadaki hayvanlarla ilgilenme fırsatını veriyoruz.
Adaya gidebilmeleri için senelik bir hafta ücretli izin tahsis ediyoruz ve dönüşümlü olarak adaya gidip bir hafta kalarak köpeklerle ilgileniyorlar. Yol ve konaklama ücretsiz.
Adada her zaman fazladan verilen bir haftalık izinlerini kullanan 30-50 arası insan oluyor.
Ayrıca ülkedeki herkesin o adaya istediği her zaman ulaşmasını ve köpeklerle ilgilenmesini de serbest bırakıyoruz. Bunlar için de uygun yol ve konaklama ücretleri sunarak kolaylaştırıyoruz.
Adada yaşayan köpeklerden sorumlu olan tam donanımlı ve işinin ehli 100 tane veteriner, 200 tane Veteriner teknikeri atıyoruz. Bu çalışanların maaşları da toplanacak bağışlardan sağlanıyor.
Neyse daha fazla uzatmayayım böyle bir şey olması mümkün değil.

Duygusal düşününce işin maliyeti çok artıyor. Malesef bu sorunun çözümü insanları suçlamak değil. Bu şekilde olduğunuz yerde sayacaksınız ve ne köpekler için ne de köpek sorunu yaşayan insanlar için bir çözüm üretemeyeceksiniz.

İhtiyacınız olan şey çok yönlü düşünme becerisi.


Köpekler insanlardan daha değerli, insaflı, düşünceli gibi fikirlere sahip olabilirsiniz. Bunu da yapılan çoğu yorumda görüyoruz. Sorduğum sorulara cevap vermiyorlar ama yine de soracağım.

Soru: Bulunduğunuz kasabada yaşayan 230 tane insan var. Siz ve aileniz dahilsiniz. Kasaba içerisinde yaşayan 230 tane de köpek var. Bu köpeklerin bir kısmının tecavüze uğrayacağını, bir kısmının büyük açlık yaşayacağını, bir kısmının hastalıklarla yüzleşeceğini, bir kısmının araçlar tarafından ezileceğini, bir kısmının uzuvları kesilerek veya canlı canlı yakılarak işkence göreceğini, bir kısmının kasaba halkı tarafından sevilip besleneceğini, bir kısmının düzenli veteriner kontrolünde olacağını biliyorsunuz, bir kısmı ise insanlara saldırıyor ve bazen öldürüyor. Tüm bunları yaşanmadan önce biliyorsunuz, bir bilgisayar oyunu gibi. Tüm olacakları bilseniz de bunları yapacak kişileri bilmiyorsunuz, olay olduktan sonra öğreniyorsunuz.
- Kanunlarınız hayvanları büyük ölçüde koruyor ve ağır cezalar var.
- Ekonominiz bu hayvanlara ideal bir yaşam sunamayacak durumda.
- Kasabadaki halkın yarısı köpeklerin toplatılması gerektiğini söylerken, diğer yarısı köpeklerin sokaklarda kalmasını istiyor.

Tüm bunları ele aldığınız zaman kasaba köpekleri ve insanları ilgilendiren bu sorunlar için çözümünüz ne olurdu? Bu olayları yaşanmadan engellemek için ne yapardınız? Bir kaç cümle ike açıklayınız.



Artık bu konuda yorumlarımı düşünmeye çağırarak yapmaya çalışıyorum. Gerçekten ne düşündüğünüzü, ne istediğinizi öğrenmeye çalışıyorum. Bu yorumum da bir sayfa sonra görünmez olacak gerçi.. Pek uzun yazdığım için soru sorduklarım yorumlarımı okumuyor. Keşke iki cümle yazsaydım. ):
 
Sorun köpeklerde değil insanlarda. Daha geçen gün - abartmıyorum - en az 12-13 köpeğin arasından geçtim bana havladılar ama durup yanlarına gittiğimde kaçtı hepsi. Korkuyorsunuz diye köpekleri alıp ıssız yerlerde ölüme mi terk etsinler? Bu kadar insan merkezli düşünmeyin, doğa insanlar için var olmadı.
 
  • Beğen
Tepkiler: doğa_dostu
Yıllarca öğrenci harçlığının bir kısmını sokak hayvanlarına harcamış, iki defa ısırılmış, her türlü hayvana yapılan zulümlere karşı birçok mücadele vermiş hatta köpek ezen otobüs şoförü ve arkadaşları tarafından ölümle tehdit edilmiş biri olarak; ben ve benim gibi köpeksiz sokaklar isteyen insanları bencillikle suçlayan, hayvan ve doğa sevgisinden yoksun zanneden insanlar görmek çok komik gerçekten. Siz çok hayvanseversiniz ki araç altında kalarak ölen hiçbir köpeğe üzülmemişsiniz. Siz çok hayvanseversiniz ki açlıktan birbirini öldüren köpekleri görmezden gelmişsiniz. Siz çok hayvanseversiniz ki insanlar tarafından tecavüze uğrayan köpeklerin sessiz çığlığını duymamışsınız. Kimse kusura bakmasın ama iki yüzlü ve sığsınız. Sadece bisikletçilerin bulunduğu bir platformda konuşulan bir konu diye bizleri sırf rahat bisiklet sürmek için böyle bir şey istiyormuşçasına suçlayamazsınız.
 
Hocam sizi takdir ediyorum belli ki konuyu araştırıyorsunuz uzun uzuna yazacak vaktiniz ve kelimeleriniz var. Fakat anlamadığım sizin canınıza kast eden köpeklerden kastınız nedir? Bir insanı ısırmış zarar vermiş ve bu kanıtlanmış bir hayvana zaten müdahale ediliyor . Bir ısırma olmasına rağmen müdahale edilmemiş bir hayvan var mı bildiğiniz?
Gerçekten çok araştırIP uzun uzuna yazmışsınız hepsini keşke okuyacak vaktim olsa da okusam , hepsini okuyamadığım İçin hakkınızı yemek istemem , ama göremedim sizin yazdıklarınız da bir çözüm . Gerçekten bu konuya vakit ayırmış biri olarak çözümünüz var mı ?
Bir de açıkça ben mevcut imkanlar dahilinde köpeklerin toplatılmaması görüşündeyim , mümkün olduğunca kısırlaştırılıp barınakların yeterli hale gelene kadar sabır etmemiz gerektiğine inanıyorum . İnsana zarar verecek kadar saldırgan olanların da uyutulması gerektiğine inanıyorum. (Burdaki zarardan kastım ısırmak, havlayıp kovalamak değil)
Tekrar özür dileyerek soruyorum . Belki yazdınız ben okuyamadım .

Öncelikle, takdir edilmenin çok keyifli ancak yetersiz bir duygusal tatmin olduğunu belirtmeliyim. Keşke zamanınız olsa da, 2019 Mart ayından beri bu soruna yönelik forumdaki eleştiri ve önerilerimi okuyabilseniz. İnanın takdir edilmekten çok daha anlamlı bir sonucu olurdu benim için.

Ama mesela, şu koyu ile işaretlediğim son sorunuza yanıt bulmak için, o kadar geriye gitmeye de gerek yoktu. Yöneticisi olduğum sitede yaşadığımız son olay, taptaze duruyor birkaç sayfa geride (#1030. mesaj). Çankaya Belediyesi’nin bunca zaman geçmesine rağmen umursamaz tavrı ise ayrı facia.


Ki bu, ilk olay da değil. Birçok benzer ısırılma vakası yaşanılmasına rağmen hiç bir müdahalede bulunulmadı. Belediye, Cimer, muhtarlık, vs. aklınıza gelen her yere başvuruldu. Isıran ve saldırganlığı ortada olan köpeklerle halen birlikte yaşamak durumundayız. Peki önümüzdeki günlerde ölümlü bir vaka ile karşılaşırsak, şimdi şikayetleri görmezden gelen hangi kamu görevlisi hakkında soruşturma açılacak? Ben söyleyeyim, hiçbiri. Ölen öldüğü ile, ailesi ise bu acı ile başbaşa kalacak. İsterseniz buraya bunun yüzlerce örneğini koyarım ama gözünde perde olanlar için nasıl olsa bir anlam ifade etmeyecek.

Bakın, bunca örneğe rağmen, halen başıboş sokak köpeklerini savunmak adına, daha önce onlarca kez çürütülmüş argümanlarla konuya bodoslama girenleri görüyoruz. Çünkü okumuyorlar, dinlemiyorlar, araştırmıyorlar, görmüyorlar, kalıplaşmış ezberlerinden vazgeçemiyorlar.

Ama öyle diye, ben de gerçekleri ve bizi bekleyen sonu ısrarla dile getirmekten vazgeçmeyeceğim. Bakalım kim pes edecek :)
 
@Punctum Konu başlığını "Sokak Köpeklerinin Zorlu Yaşam Koşulları ve Problemleri" gibi bir başlıkla değiştirmek lazım. Başlık çok farklı algılar yaratıyor. Yazılanlar zaten okunmuyor. Size başarılar diliyorum. Develer çoktan atladı hendekten :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Yldrm07
Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Geri