Mehmet Altuğ
surrender.to.music
- Kayıt
- 10 Ağustos 2008
- Mesaj
- 2.531
- Tepki
- 8.498
- Şehir
- Eskişehir
- Bisiklet
- Scott
öncelikle geçmiş olsun, bilmediğim için soruyorum: orta göbek bu kadar yalıtımsız mı ki su ve çamur içine nüfuz ediyor?Moralim çok bozuk, orta göbeğim dağılmış galiba Son sürüşümde yoğun yağmur ve çamur vardı, pedallar çevirirken biraz zorlamaya başlayınca ilk defa bu kadar çamurda sürdüğüm için böyle hissettiriyor heralde diye düşünmüştüm ama eve gelip bisikleti yıkarken zinciri krank dişlisinden çıkarınca da pedalların boşta dönerken kıtırdadığını farkettim. Yakınlarda 1-2 tane bisikletçi var ama evde kendim çözmeyi deneyeceğim belki bişeyler öğrenirim manayla.
Moral bozmaya gerek yok, cüzdanınızın kalbi biraz kırılır hepsi o.Moralim çok bozuk, orta göbeğim dağılmış galiba Son sürüşümde yoğun yağmur ve çamur vardı, pedallar çevirirken biraz zorlamaya başlayınca ilk defa bu kadar çamurda sürdüğüm için böyle hissettiriyor heralde diye düşünmüştüm ama eve gelip bisikleti yıkarken zinciri krank dişlisinden çıkarınca da pedalların boşta dönerken kıtırdadığını farkettim. Yakınlarda 1-2 tane bisikletçi var ama evde kendim çözmeyi deneyeceğim belki bişeyler öğrenirim manayla.
Benim göbek değişiminden sonra bisikletçiyle bizim haller;Manayla olur mu bilemedim, para yahut öpücük gerekebilir.
Yok, zannediyorum yanlış anlattım. Ben çamurun zincir ve dişlilerin arasına nüfuz etmesi neticesinde bu şekilde bi deneyim oluyor diye düşünmüştüm ama problem göbeğin kendisiymiş. Yani çamurla suyla alakası olmaksızın dağınıklık mevcut. Rubleyi değiştirmiştim bi kaç ay evvel, zaten o zamandan beri bi gurultu hissiyatı vardı pedalda ama çözüm için bişey yapmadım açıkçası. Son sürüşte epeyce bi yağmur ve çamura bulanınca yine rublede veya alttaki dişlilerin olduğu kısımlarda bi yerlerde çamur falan birikti o yüzden böyle bi hissiyat oluştu diye düşündüm. Meğerse değilmiş..öncelikle geçmiş olsun, bilmediğim için soruyorum: orta göbek bu kadar yalıtımsız mı ki su ve çamur içine nüfuz ediyor?
Bizim toplumun kanayan, bir türlü iyileşmeyen 3 farklı yarası var:Kadınların 15 yaşında evlenmesi çok makbul bişeymiş. 30 yaşında iken 15 yaşında çocuk sahibi olmak mikkemmel bir duyguymuş
o anakronizm olur, o zamanın şartlarında 16 yaşında evlilik çocuk evliliği değildi.Bizim toplumun kanayan, bir türlü iyileşmeyen 3 farklı yarası var:
Çocuk yaşta evlilik
Akraba evliliği (SMA'lı Sıddık bebeğe umut ol)
Gizli homoseksüellik (Açmayın dedeler / asansörde yiyişen dayılar)
Çocuk yaşta evlilik toplumda en sık rastlanan olgu. Birçoğumuzun aile geçmişinde de çocuk yaşta evlendirilen babanne/anane öyküsü vardır. Misal benim babannem de, ananem de 15-16 yaşlarında gelin olmuşlar. Bugünün değer yargılarıyla baktığımız zaman dedelerim pedofil miydi, sorusu aklıma geliyor ister istemez.
Toplum canlı bir organizma gibi, sürekli gelişip değişiyor. Buna bağlı olarak değer yargıları, ahlak dediğimiz olgular da. Bazı sorulara zamanın ruhuna göre cevap aramak lazım.
Aynen tüm dünyada böyle, ergenliği tamamlamak kendi paranı kazanıp, ailenden ayrı kendi evinde oturmakla mümkün. Eskiden 15yaşında ev geçindirecek kadar kazanacak bir iş yapan insan oranı çok yüksekti, şu an bu 25-30 yaşlara çıktı.Bir de şu var, günümüz Türkiye gençliğinin gerçek bir olgunluğa erişmesi, yaş olarak eskinin çok çok üzerinde oluyor. Aslında galiba dünya çapında da bu böyle. Hızla değişen zamanın şartlarının aile ortamını ve değişimini büyük oranda etkilemesi sanırım.
Bir de şu var, günümüz Türkiye gençliğinin gerçek bir olgunluğa erişmesi, yaş olarak eskinin çok çok üzerinde oluyor. Aslında galiba dünya çapında da bu böyle. Hızla değişen zamanın şartlarının aile ortamını ve değişimini büyük oranda etkilemesi sanırım.
Yani şöyle bir bilgi gördüm ve bunun "gerçekten çok fark ettiriyor" kısmında yer alan bir iyileştirme olacağına inanmam "gerçekten" zor. 20watt dolaylarında bir kazanç, totalde ortalamaya güzel güç kazancı olarak yansır ama diğer bisiklet sürücüsünün bunu kapatabileceği ihtimali bana daha "gerçekçi" geliyor. Bu tür şeyleri downforce yapacağım diye aracın orasına burasına kanat takanlara benzetiyorum. Kanatsız, rüzgarı yarmadan giden nice "güçlü" makineler var.Nereye yazayım bilemedim, bir Bisiklet Dünyasından Haberler, bir Günün Fotoğrafı 'na yazayım dedim en son serbest alan diye burayı uygun gördüm. Çok acayip bir bisiklet olmuş. Kokpit tarafı, seat tube üzerinde yapılan değişimler falan. İlla vardır bir bildikleri ama benim hoşuma gitmedi, zaten cebimin de hoşuna gitmeyecek seviyededir.
Yeni Colnago Y1RS
(link)
(link)
(link)
323715 dosyayı görüntüle
Zaten öyle olmalı, değil mi? Spoiler yani kanat takınca hızlanma değil yol tutuşu amaçlanıyor. Ülkemizde ki modifiye kültürü gereği takanlar var ancak o spoilerlar üstünde mühendislik çalışması olduğunu düşünmüyorum yani belki de merdiven altı yerlerde üretiliyorlar.Bu tür şeyleri downforce yapacağım diye aracın orasına burasına kanat takanlara benzetiyorum. Kanatsız, rüzgarı yarmadan giden nice "güçlü" makineler var.
35 derece ağustos sıcağında da mı mesela?Ahh sıcak bir çorba kadar insana iyi gelen ne kadar az şey var...Sadece soğuk kış aylarını düşünmeden yazıyorum tabi..
Tekirdağ Kapaklı’da ufak bi çorbacı vardı, duvarında kocaman “ÇORBA ŞİFADIR” yazıyordu. @Can Çelik yaz kış demeden gider şifa bulurdukAhh sıcak bir çorba kadar insana iyi gelen ne kadar az şey var...Sadece soğuk kış aylarını düşünmeden yazıyorum tabi..