Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Şu an içinizden ne geçiyorsa yazın

Scudo
Şu gravel bisikletlerin gerekliliğini ayrıca tartışırım endurance dururken ama o fren/vites kollarının yanlara açılı sabitlenmesi nedir? Bir de 440 mm lik gidon kullanıp da yanlara doğru iyice uzanan gidonun bu kollarla kullanışlılığını sorgulamak lazım..
 
  • Beğen
Tepkiler: StanicEnemy
ciddi uçak eksiğimiz vardı, bunu kullanıp 23 milyar dolar takmışlar.

23 milyar dolar la bitmiyor bu iş, bir de çıkarlarına göre hareket etme maddesi eklemişler sözleşmeye. elimiz uçağa mecbur orası ayrı da evi barkı da veriyormuşuz az daha. 23 milyar deniyor, hani öyle böyle değil çok ciddi bir para. 2.5 milyar lık s400 bile çok ciddi bir askeri harcama idi, 23 milyarı manyak para.


Stratejik öneme sahip satın alımlar keşke sizin düşündüğünüz gibi ne kadar ekmek o kadar köfte şeklinde gerçekleşebilseydi. Ama değil.

bir çok değişken göz önüne alınarak yapılıyor her şey. Mesela f16 öncelenirken bunda

1, hava kuvvetlerimiz uçağı nerede, hangi şartlar altında kullanabileceğini, limitlerini, değişkenlerini çok uzun süredir biliyor, gerek savunma gerek saldırı açısından bize en uygun en işlevsel uçak olarak bunu uygun görmüş olabilir

2, Tusaş'ın sitesine bakın, biz bu uçağın üretimini, modernizasyonunda vs yapabiliyoruz. Yani malzemeyi aldık civatasını sıkacak adam beklemek zorunda değiliz.

3, kullanım sahası maddelerini herkes herkese uygular, bu işlerin raconu bu. Biz de silah satarken bunu yapıyoruz. Bunu yaptırmayacak güce henüz malesef ülke olarak sahip değiliz.

4, bazı satın alımlar satın almaktan ziyade tecrübeye ortak olmak için de yapılıyor. Örneğin s400'ler. Bizim şu anda ABD desteği olmadan bu tür ürünleri üretmemiz pek mümkün değil. Peki Rusya bunu nasıl üretti? Bu sorunun cevabını bulmak, altyapıyı çözmek için bile bu paralar harcanır, sistemi öğrenirsin, sonra üretir ve satarsın. Yine Tusaş örneği vereceğim, yıllarca Amerikalılarla milyarlarca para vererek üretimine ortak olduğu bir çok şeyi şu anda kendisi üretiyor, millilik oranını da sürekli artırıyor.

5, siz ABD'den bir f16 alırken aslında bir çok şeyi pakete dahil ediyorsunuz. Örneğin helikopter ürettiniz, motoru honeywell, siz adam 200 motor verse 200 atak helikopteri üretip satacak potansiyeliniz var ama kongre onayına takılıyor, hürjet ürettiniz, GE motors size ABD ile olan kriz nedeniyle kongreden onay alamadığı için ihtiyacınız olan motoru gönderemez, siz de malezyadan aldığınız hürjet siparişlerini iptal etmek zorunda kalabilirsiniz gibi gibi bir sürü örnek var. Bu satışlar o satışların da önünü açıyor, ithal ettiğin alt ekipmanı bir araca dönüştürüp ihraç edebiliyorsun.

Yani demem o ki 23 milyar büyük para, ama biz de bu paraları stratejik önem taşıyan işlere verebilecek kadar büyük bir devletiz. F35 projesinde de bu yüzden para yaktık sanıyorum, ama sonuçta Kaan diye bir uçağımız var, hürjetimiz uçuyor vesaire.

Karışık işler, işin uzmanlarından da dinlemek lazım :)
 
Madem kendi uçağımızı yapıyoruz neden hala Amerikanın f16 larıına muhtacız ????😡😡😡
 
kimse hava/yer, hava/hava olarak uçak dengesini gözetmiyor gibi duruyor. f-4 lerin farikasına sahip konfigrasyonda uçaklara çok ihtiyacımız var aslında.
normalde f4 lerin yerine f35 düşünülüyordu, f35 ler yok. yerine konulabilecek uçak yok piyasada, f4 ler çok eski.

5. nesil uçaklar için nasıl bir önlem düşünülüyor onu da merak etmiyor değilim. öyle de hocam f16, f16 gına geldi. 50 yıldır aynı uçakları güncelleye güncelleye kullanıyoruz. ana sorun f 35 kullanıcı sayısının gereksiz fazla olması, blok 70 değil blok 1000 de olsa f35 ciddi teknoloji farkının olduğu bir uçak.
Stratejik öneme sahip satın alımlar keşke sizin düşündüğünüz gibi ne kadar ekmek o kadar köfte şeklinde gerçekleşebilseydi. Ama değil.

bir çok değişken göz önüne alınarak yapılıyor her şey. Mesela f16 öncelenirken bunda

1, hava kuvvetlerimiz uçağı nerede, hangi şartlar altında kullanabileceğini, limitlerini, değişkenlerini çok uzun süredir biliyor, gerek savunma gerek saldırı açısından bize en uygun en işlevsel uçak olarak bunu uygun görmüş olabilir

2, Tusaş'ın sitesine bakın, biz bu uçağın üretimini, modernizasyonunda vs yapabiliyoruz. Yani malzemeyi aldık civatasını sıkacak adam beklemek zorunda değiliz.

3, kullanım sahası maddelerini herkes herkese uygular, bu işlerin raconu bu. Biz de silah satarken bunu yapıyoruz. Bunu yaptırmayacak güce henüz malesef ülke olarak sahip değiliz.

4, bazı satın alımlar satın almaktan ziyade tecrübeye ortak olmak için de yapılıyor. Örneğin s400'ler. Bizim şu anda ABD desteği olmadan bu tür ürünleri üretmemiz pek mümkün değil. Peki Rusya bunu nasıl üretti? Bu sorunun cevabını bulmak, altyapıyı çözmek için bile bu paralar harcanır, sistemi öğrenirsin, sonra üretir ve satarsın. Yine Tusaş örneği vereceğim, yıllarca Amerikalılarla milyarlarca para vererek üretimine ortak olduğu bir çok şeyi şu anda kendisi üretiyor, millilik oranını da sürekli artırıyor.

5, siz ABD'den bir f16 alırken aslında bir çok şeyi pakete dahil ediyorsunuz. Örneğin helikopter ürettiniz, motoru honeywell, siz adam 200 motor verse 200 atak helikopteri üretip satacak potansiyeliniz var ama kongre onayına takılıyor, hürjet ürettiniz, GE motors size ABD ile olan kriz nedeniyle kongreden onay alamadığı için ihtiyacınız olan motoru gönderemez, siz de malezyadan aldığınız hürjet siparişlerini iptal etmek zorunda kalabilirsiniz gibi gibi bir sürü örnek var. Bu satışlar o satışların da önünü açıyor, ithal ettiğin alt ekipmanı bir araca dönüştürüp ihraç edebiliyorsun.

Yani demem o ki 23 milyar büyük para, ama biz de bu paraları stratejik önem taşıyan işlere verebilecek kadar büyük bir devletiz. F35 projesinde de bu yüzden para yaktık sanıyorum, ama sonuçta Kaan diye bir uçağımız var, hürjetimiz uçuyor vesaire.

Karışık işler, işin uzmanlarından da dinlemek lazım :)
orası öyle, siz ya da ben ancak vatandaş olarak bu tarz konulara yorum yapıyoruz. bildiğimiz bir şey yok, olayın arka planını hiç bilmiyoruz.

ama fena sıkıştık ve bu fırsatı da kullandılar, bu bilinen bir gerçek.

evet, rakam aslında tam 23 milyar değil. 23 milyar olabilir denilmiş ve bu tahmini sözleşme rakamı.

tam üzerine bastınız, aslında yarın bir gün mühimmatı vermezler diye 10 - 15 yıllık bir yedek parça ve mühimmet siparişi verildi. en azından medyaya yansıyan bu.

rakamın bu paraya çıkmasının sebebi yarın bir gün bir savaş çıkar ve mühimmat bulamayız gibi temel sorunlar. 40 blok 70, 79 modernizayon kiti, 1000 e yakın hava hava füzesi, yüzlerce hava kara füzesi, yedek motorlar, elektronik sistemler vs paket oldukça yüklü.

sonuç olarak devletimiz en iyisini bilir. emekli olmak üzere olan f4 lerin yerine bir uçak bulunacaktı ve bedeli de ağır oldu. şartlar böyle, elde uçak yok.

dediğim gibi, bizim yorumlarımız bu ülkede yaşayan bir vatandaştan ileri gitmez.

bu arada blok 70 ler için muhimmat entegrasyonu da yok bildiğim kadarıyla, standart f16 larda kullandığımız kendi mühimmatlarımızı blok 70 lerde kullanılamıyor diye hatırlıyorum.

kaana daha çok hocam, teknoloji desteği olmadan kendimiz bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. deli gibi para olmasına rağmen f 35 projesi 20 yıla yakın gecikti. biz geçmişte pek bir şey yapmadık, sonradan da kolay olmuyor o işler. Bizim ülkede insanlar sen şucusun sen bucusun diye kavga ederken f16 ların prototipleri uçuyordu, aradan 50 yıl geçti yine aynı.
 
Son düzenleme:
Renk takıntısı olmak kötü bir şey. Dolabı bir açıyorum her şeyim kırmızı siyah arada mavi beyaz da var. Şimdi yazlık forma bakıyorum da ne renk alsam diye yine elim kırmızıya gidiyor.

SMV3G-qB7FBR3BXscI_A9z1NfHkbUN950CARBKKgB_U-1536x2048.jpg
 
Selede çok hafif bir hareket var ancak bunu bisiklet üzerindeyken değil seleyi elle sarsınca farkedebiliyorsunuz.
En pahalı dropperda dahi en azından yana oynama oluyor. Aldığınızda olmasa bile sonrasında mutlaka olacaktı. Takılacak bir şey değil. Oynama miktarı artınca servis kit ile boşluk yapan pirinç çubukları değiştirince çözülüyor. resim_2024-01-31_181309655.png

Sadece seleyi indirip kaldırdıktan sonra yükseklik ve ortalama ayarını yapmakla uğraşmamak için bile alınır. İnsanın kullanana kadar lazım olduğunu bilmediği şeylerden.
 
  • Beğen
Tepkiler: kaganarda
Kişisel refahın herşeyin önüne geçmesi.
2-3 ay içinde partnerinin hamilelik haberi gelir. Çocuk direkt Birleşik Krallık vatandaşı olur. Oh mis. Türkçe ne zaten ya dünya dili İngiliççe varken. Türkiye'deki seküler harekete Londra'dan twit atarak destek verir artık.
 
  • Beğen
Tepkiler: makaram
2-3 ay içinde partnerinin hamilelik haberi gelir. Çocuk direkt Birleşik Krallık vatandaşı olur. Oh mis. Türkçe ne zaten ya dünya dili İngiliççe varken. Türkiye'deki seküler harekete Londra'dan twit atarak destek verir artık.
bi türk hamile eşinin doğüm tarihini amerikada iltica kampında doğum yapacak şekilde ayarlıyo doğan çocuk vatandaş doğuyo ama kendi kendine bakamayacağı için anne ve babasına greencard veriliyo
 
  • Beğen
Tepkiler: Can Çelik
Aylardır kontrol ediyorum, istediğim bisikletin S ölçüsü stoklara bir türlü girmiyor ya da ben denk gelmeden tükeniyordu. Bir yıldır bekleyenler olduğunu gördüm takip ettiğim mecralarda.

Bugün çalıştığım şirketin bölge yapısında büyük değişiklikler olduğu haberi ve hemen akabinde Cuma gününe Avrupa Direktörü'nden birebir toplantı daveti geldi. Sorumlu olduğum ülkeleri içeren Doğu Avrupa bölgesini , Merkez Avrupa ile birleştirmişler. Görüşmenin konusu "mutlak bir değişim" ama bu pozitif mi negatif mi sonuçlanacak en ufak bir spoiler yok.

Bu haberlerden birkaç saat sonra , S beden stokta belirdi 12 Şubat teslimli olarak. Ama yaşadığım belirsizlikten dolayı satın almaya cesaret edemedim. Hayat çok garip süprizler yapabiliyor. :)


1706735621347.png
 
Aylardır kontrol ediyorum, istediğim bisikletin S ölçüsü stoklara bir türlü girmiyor ya da ben denk gelmeden tükeniyordu. Bir yıldır bekleyenler olduğunu gördüm takip ettiğim mecralarda.

Bugün çalıştığım şirketin bölge yapısında büyük değişiklikler olduğu haberi ve hemen akabinde Cuma gününe Avrupa Direktörü'nden birebir toplantı daveti geldi. Sorumlu olduğum ülkeleri içeren Doğu Avrupa bölgesini , Merkez Avrupa ile birleştirmişler. Görüşmenin konusu "mutlak bir değişim" ama bu pozitif mi negatif mi sonuçlanacak en ufak bir spoiler yok.

Bu haberlerden birkaç saat sonra , S beden stokta belirdi 12 Şubat teslimli olarak. Ama yaşadığım belirsizlikten dolayı satın almaya cesaret edemedim. Hayat çok garip süprizler yapabiliyor. :)


314303 dosyayı görüntüle
Bu tarz tt bisikleti normal yolda sürmek güç olmuyor mu? Mutlaka velodrom da sürmek mi gerekiyor? Gördüğüm tt bisiklet kullananların çoğu genelde maltepe velodrom da sürüyor.
 
çok merak ediyorum acaba yük gemilerinde çalışmayı teklif etsem ücretsiz seyahat yapmama izin verirler mi? Veya ücretli şekilde taşıyorlarsa ne kadara taşıyorlardır?
 
Bu tarz tt bisikleti normal yolda sürmek güç olmuyor mu? Mutlaka velodrom da sürmek mi gerekiyor? Gördüğüm tt bisiklet kullananların hepsi genelde maltepe velodrom da sürüyor.

Kesinlikle güç ama mutlaka velodromda sürmek de gerekmiyor.
Ben uzun mesafe triathlon (Ironman ve Challenge Family) yarışları için almayı planlıyorum. Geri kalan zamanda da trainera bağlı olur. Arada antrenman kampları oluyor onlarda da kullanabilirim. Yakın, grup sürüşleri yapmak güvenli değil, manevra kabiliyetleri de düşük. Yokuş performansları da bir yol bisikleti kadar değil. Tamamen spesifik bir amaca yönelik bisikletler, çok amaçlı, genel kullanım için uygun değiller. Ama normal yolda kullananlar da var.

En büyük artısı sürüş pozisyonundan kaynaklı rüzgar direncini azalttığı için eş kuvvetle yol bisikletine göre daha hızlı yol alabilirsiniz. (Ortalama bir sporcu için 3-4km/h oynayabiliyor) Aero bar üzerine yatarak kullanmak da , eğer vücut esnekliğiniz iyi bir seviyede ise daha rahat hissettiriyor.

Sprint ve Olimpik mesafede çok marjinal bir faydası olacağını düşünmüyorum. zaten pek de tercih edilmiyor benim izlediklerimden gördüğüm. 70.3 ve 140.6 milde draft yasak, 90/180km sürüşler üzerine 21.1/42.2km lik de koşu parkurları olunca anlamlı hale geliyor. Bir grup sporcu, farklı kas gruplarını çalıştırdığını iddia ediyor ve bu sebeple daha dingin bacaklar ile koşuya başladıklarını söylüyor. Bana bu sebep çok bilimsel gelmese de , benzer kuvvet uygulayarak daha yüksek hız, daha kısa bisiklet parkuru demek. Bunun da bir sonraki koşu etabı için faydası kaçınılmaz.
 
Aylardır kontrol ediyorum, istediğim bisikletin S ölçüsü stoklara bir türlü girmiyor ya da ben denk gelmeden tükeniyordu. Bir yıldır bekleyenler olduğunu gördüm takip ettiğim mecralarda.

Bugün çalıştığım şirketin bölge yapısında büyük değişiklikler olduğu haberi ve hemen akabinde Cuma gününe Avrupa Direktörü'nden birebir toplantı daveti geldi. Sorumlu olduğum ülkeleri içeren Doğu Avrupa bölgesini , Merkez Avrupa ile birleştirmişler. Görüşmenin konusu "mutlak bir değişim" ama bu pozitif mi negatif mi sonuçlanacak en ufak bir spoiler yok.

Bu haberlerden birkaç saat sonra , S beden stokta belirdi 12 Şubat teslimli olarak. Ama yaşadığım belirsizlikten dolayı satın almaya cesaret edemedim. Hayat çok garip süprizler yapabiliyor. :)


314303 dosyayı görüntüle

Konu değişim ise geçmiş olsun şimdiden. Değişimlerin hayır getirmediğini gördük, görüyoruz zamanımızda.
 
Ankara Simitçiler Odası Başkanı Savaş Delibaş:

"Simit fiyatlarına yaptığımız zammın haberlerde yayımlanması üzerine Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan beni makamına davet etti ve niçin zam yaptığımızı sordu. Fiyat artışlarını hatırlattım. Tarım Bakanlığı uzmanlarının çıkardığı maliyeti bakan yardımcısına gösterdim. Onların hesabına göre 12 lira 70 kuruş maliyet çıktı. Yani bizim belirlediğimiz maliyetten de yüksek. Zammı ertelememizi istedi. Hatta bizi üzen, kıran bazı ifadeleri de oldu. Ben de bunun üzerine açıklama yapacağımı söyledim."

"Bizi üzen, kıran bazı ifadeleri de oldu" = Anamıza, bacımıza dümdüz küfretti :)
 
Denilecek çok şey var ama...
(link)
Ülke manyak ruh hastası dolu.

Yalnız bu hafta trafikte ruh hastası taksicinin biri de bana denk geldi, motosiklete korna çaldım dat dat, bu salak üzerine alındı, yanıma gelip camdan sarkıp sağa çek diye işaretler, önüme geçip yavaşlamalar, sağa geçer gibi yapıp araya bi kamyonet aldım da çaktırmadan sağa ayrıldım atlattım belayı.
 
Gezi direnişinde protestoculara elindeki palayla saldırıp 4 kişiyi yaraladığı için adı Palalı Sabri'ye çıkan, daha sonra fuhuş, insan kaçakçılığı gibi birçok suça da karışan Sabri Çelebi, silahlı çatışmada öldürülmüş.

"Ülkede hiç mi güzel şeyler olmuyor?" diye soran arkadaşlar. Alın size güzel haber :)

Ekleme: Alev Alatlı da devlet parasız yatılıya kayıt yaptırmış.

Rabbim verdikçe veriyor! Yok pardon.. Aldıkça alıyor :)
 
Son düzenleme:
Geri