Hani hep bizim insanımız şöyle, bizim insanımız böyle falan diye konuşuruz ya, bakın size bizim insanımızdan 2 örnek anlatmak isterim.
Birincisi; belediyede işe girebilecek gereklilikleri sağlayamıyor aslında. En önemlisi bi defa o belediye sınırları içinde ikamet etmek gerekliliği. Ama adamın o belediye içinde tanıdıkları olduğu için ikamet ettiği belediyeni kapısından bile giremeyecekken ikamet etmediği belediyede çalışabilmek için ikametini o belediye sınırları içinde oturan kardeşinin evine aldırıyor ve en önemli şartı sağlamış oluyor, işin gerisi de abilerinde. Bu adam şimdi bu belediye içerisinde önemli bi pozisyona da geldi, sorduğun zaman bu başarıyı bileğinin hakkıyla kazandığını anlatır övünerek.
Diğeri; spor okulu sahibi. Bakın bu inanılmaz bi vergi kaçakçılığı ve kara para aklama yöntemi. Hiç bir şekilde vergi mergi vermiyor, o kadar iptidai bi düzeni olan bi iş ki, kazandığı her bir kuruş direkt cebine kalabilir istese. 2 sponsor buluyorsun, sponsorlar için de çok temiz iş. Ama çok vicdanlı ve etik değerleri olan bi arkadaş olduğu için istediği kadar bir miktar vergi veriyor yine de, tam kaçırmıyor yani.
Bu 2 vatandaşın da ortak noktasını söyleyeyim; ikisi de müthiş dindar arkadaşlar. Hatta spor okulu sahibi arkadaş 5 vakit namazda, o kadar yani düşünün.
Gelin görün ki ben ateistim, ben kötüyüm, ben imansız köpeğim, ben cehennemlerde yanacağım. Kime şirket kurduğun zaman sabit giderleri nedir kabaca diye sorsam, bana öyle yaparsan o vergiyi vermezsin, böyle yaparsan o hibeyi alırsın, şöyle yaparsan kazancın yokmuş gibi gösterirsin diye anlatmaya başlıyor. Yok, 1 tane bile kalmamış şerefiyle namusuyla iş yapmaya çalışan insan. “Öbür türlü para kazanamazsın” mantığından da nefret ediyorum, herkes birbirini düdükleyip “düdüklemezsen aç kalırsın” diyor, aç köpeklere bak, şerefsizlik şartnış algısı yaratıp bi de seni beceriksiz görüyorlar. Sola dönüş için kırmızı ışıkta beklerken sıranın en başına yandan kaynak yapmadığı zaman açlıktan kim gebermiş? 2 şeritli yola yan yana 4 araba girmeye çalışmayınca açlıktan ölenler kim ya, bi göstersenize? 3 parça değişeni olan arabayı 2 parça lokal boyalı diye satmaya çalışmayınca nasıl ölüyorsunuz açlıktan agacım benim kafam almıyor yav.
Bir öteki taraf olmasını sadece belki bi ödeşme durumu vardır diye isterim, yoksa bunların dini mini de yalan, böyle din mi olur. Belki gerçekten de ölüp gittiğimiz zaman kudretli bir büyüğümüz der ki, gel kardeşim bak bu senin fani dünyada yenmiş olan haklarının tamamı, al buyur o zaman elde edemedin şimdi hepsi senin, kimse de dokunamaz”, veya “gel bakalım sen fani dünyada milletin hakkını yedin, şimdi biz de seni yiyeceğiz burda”. Olmaz ya..
İşte böyle, içimden tam da bunlar geçiyor. Gecenin bi yarısı, bu şerefsiz arkadaşlarımız benden çaldıklarıyla elde ettikleri o rahat yataklarında mışıl mışıl uyurken ben kan ter içinde bu düşüncelerle boğuşuyorum.