Cevat_MD
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 20 Aralık 2011
- Mesaj
- 833
- Tepki
- 2.079
- Yaş
- 58
- Şehir
- LÜLEBURGAZ - ÇORLU
- İsim
- Cevat Bayhan
- Başlangıç
- 2011—12
- Bisiklet
- Corratec
- Bisiklet türü
- Dağ bisikleti
Kendilerinin özgür olduğunu her defasında hatırlatan ama başkalarını rahatsız etmeyi de özgürlük zanneden Z kuşağı diye tabir edilen, aile terbiyesinden uzak, saygısızlık yapmayı marifet zanneden baş belası bir gençlikten bahsediyorsunuz. Özgürlük bu değildir. Disiplinden uzak bir nesil yetişiyor ve maalesef böyle giderse ahlaki değerlerden uzak bir geleceğe doğru yol alacağız.Şahsi aracım olmasına rağmen işe genellikle metroyla giderim. Hem doğayı daha az kirletmek, hem çılgın trafikten kaçınmak hem de sabah akşam yaklaşık 1.5km yürüyüş tercih sebebim.
Bugün öğrenciler de işe gidenlerin arasına katıldı ve yarım saatlik yolculukta gördüklerim karşısında hayret ettim.
Karşı köşede oturan genç 2 kişilik yer kaplamakta, kulaklığın sesini sonuna kadar açmakta hiç bir sorun görmezken, kendisini uyaran orta yaşlı bir hanımı ittirmekten de çekinmedi.
Bir diğeri kapının köşesinde yere oturup ayaklarını uzatmayı gayet normal birşey sanıyor olmalı.
Pırlanta gibi gençlerimizi elbette tenzih ederim, ancak hangi ağaç kovuğundan çıktı bu çocuklar?
Belki de şöyle sormak lazım : Harp Akademilerini birincilikle bitirip, hepimizi onurlandıran teğmen kızlarımız ile bu çocuklar aynı nesilden mi?
Ahlaki değer mi kaldı? İnsanları kıyma makinesinden geçiren kişilerle aynı havayı soluyoruz. Milyar dolarlık kara para aklayan kişiler ertesi gün serbest kalıyor biz üç kuruş için ay sonuna kadar köle gibi çalışıyoruz. Yalan herkesin ağzında dolanıyor.Kendilerinin özgür olduğunu her defasında hatırlatan ama başkalarını rahatsız etmeyi de özgürlük zanneden Z kuşağı diye tabir edilen, aile terbiyesinden uzak, saygısızlık yapmayı marifet zanneden baş belası bir gençlikten bahsediyorsunuz. Özgürlük bu değildir. Disiplinden uzak bir nesil yetişiyor ve maalesef böyle giderse ahlaki değerlerden uzak bir geleceğe doğru yol alacağız.
Cevap aile terbiyesi alamamış çocuklar. Bu şekilde çocuk yetiştirmeyi ''özgüvenli'' çocuk yetiştirmek sanan cahil ana babalarının eserleri.Şahsi aracım olmasına rağmen işe genellikle metroyla giderim. Hem doğayı daha az kirletmek, hem çılgın trafikten kaçınmak hem de sabah akşam yaklaşık 1.5km yürüyüş tercih sebebim.
Bugün öğrenciler de işe gidenlerin arasına katıldı ve yarım saatlik yolculukta gördüklerim karşısında hayret ettim.
Karşı köşede oturan genç 2 kişilik yer kaplamakta, kulaklığın sesini sonuna kadar açmakta hiç bir sorun görmezken, kendisini uyaran orta yaşlı bir hanımı ittirmekten de çekinmedi.
Bir diğeri kapının köşesinde yere oturup ayaklarını uzatmayı gayet normal birşey sanıyor olmalı.
Pırlanta gibi gençlerimizi elbette tenzih ederim, ancak hangi ağaç kovuğundan çıktı bu çocuklar?
Belki de şöyle sormak lazım : Harp Akademilerini birincilikle bitirip, hepimizi onurlandıran teğmen kızlarımız ile bu çocuklar aynı nesilden mi?
... Şuan üzerinde ne var nasıl anlarım? Yardımcı olur musunuz?
(link)Şu kask takmayanların kafasına kaskla vurmak lazım.
Bir de şunların aralarına 150'yle giden tırı vurmak lazım. Bisikleti ve bisiklet kültürünü kirleten yüz karası dediğim tipler ektedir.
Öyle bisikleti ver altına gönder arkadaşlarıyla yok, biraz akıl biraz trafiğe dikkat. En büyük hata kask olmaması; boşuna dememişler;
Kaskın kaskondur / Kask Tak, Güvende Ol, Yelek Giy Görünür Ol
321325 dosyayı görüntüle
İşe yarar, yeter ki şikayetiniz konusunda kıl birisi olun ve gereken hassasiyeti gösterin ki karşınızdaki görsün ve anlasın durumu. Ben böyle yapıyorum ve işe yarıyor.
13 yaşında bir çocuk. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bile zar zor idrak eden bir insan. Yine de ardından böyle konuşmak hoş değil.(link)
Ve dediğim oldu, tümsek üzerinde ön kaldırıp gelen araca koşarsan ecelini bulursun.
Boşuna trafik diye bas bas bağırmıyorum.
Kaskı olmayanı kimse sallamaz.
Üzüldüm(link)
Ve dediğim oldu, tümsek üzerinde ön kaldırıp gelen araca koşarsan ecelini bulursun.
Boşuna trafik diye bas bas bağırmıyorum.
Kaskı olmayanı kimse sallamaz.
Araç sürücüsü kastenmi yaptı yoksa paniklemi anlayamadım ama durabilirdi gibi.(link)
Ve dediğim oldu, tümsek üzerinde ön kaldırıp gelen araca koşarsan ecelini bulursun.
Boşuna trafik diye bas bas bağırmıyorum.
Kaskı olmayanı kimse sallamaz.
İş değiştirdiğim bir dönemde 1 ay kadar sigorta girişim yapılmamıştı. O 1 aylık dönem için yıllar sonra GSS borcu çıkardı devlet. Miktar da 150 TL gibi bir şeydi.Sistemi kurgulayanı, yazılımını yazanı, o yazılıma onay vereni, yazılımı kullananı, kurumda bunu kontrol edeni, kontrol edeni kontrol etmeyen müdürü, borcu geç ileten kurumu, kurumdan gelir tespiti için eve memur gönderilmesini düşüneni, geç ilettiği halde gecikme zammını kimsenin sorgulamadığı bu düzeni s...
küçük çıkarlar peşinde koşan küçük kafalıların altın ülkenin alınması ve bunu tam anladıklarında işin işten geçmiş olmasıİş değiştirdiğim bir dönemde 1 ay kadar sigorta girişim yapılmamıştı. O 1 aylık dönem için yıllar sonra GSS borcu çıkardı devlet. Miktar da 150 TL gibi bir şeydi.
Bana tebliğ edilir edilmez borcu ödedim. Ödeme yaptığım günün ertesi günü, dönemin başbakanı Binali TV'ye çıktı ve referandum rüşveti olarak tüm GSS borçlarının silindiğini açıkladı. Rüşvet paketinde GSS borcu silinmesi, köprü-otoyol kaçak geçiş cezası affı, imar barışı vb. birçok madde vardı.
Pek tabii ki necib Türk milleti kendisine verilen bu rüşveti karşılıksız bırakmadı, meşazı aldı ve (link) diyerek verdi yetkiyi, gördü etkiyi...
Çok sert bir dille iletmişsiniz bu üzücü haberi. Merhumun 13 yaşında bir çocuk olduğunu düşünerek yaklaşmalıyız. O yaşlarda ben de bisiklet ile okula gidip geliyordum ve benim de kafamda kaskım yoktu. Eğer uyaracak birisi yoksa kask vesaire kullanmak bir çocuğun aklına gelemez ki... Evet, kask takmaması ve ön kaldırarak "apaçilik" yapması kesinlikle hatalı ama o bir çocuk...(link)
Ve dediğim oldu, tümsek üzerinde ön kaldırıp gelen araca koşarsan ecelini bulursun.
Boşuna trafik diye bas bas bağırmıyorum.
Kaskı olmayanı kimse sallamaz.
Araç sürücüsü kastenmi yaptı yoksa paniklemi anlayamadım ama durabilirdi gibi.
Evet araç sürücüsü gayet de durabilirdi, oldukça yavaştı, büyük ihtimalle "Nasıl olsa beni görür de yanımdan geçer gider." diye düşünüp umursamadı çocuğu...Çocuk hatalı ama sürücü araç sürmeye kesinlikle uygun değil, görmediyse büyük problem gördüyse zaten çok kötü, ne diyeceğimi bilmiyorum.
ABnin yaya güvenliğini bu kadar önemsemesi boşuna değil, kaputta açılan airbag ve otomatik yay algılam fren olsa olaylar bambaşka ilerlerdi
Aşkta kaybediyorum, kumarda kaybediyorum (çünkü bilmiyorum), iş hayatında da kaybediyorum. Milletin venüsü marsı bir şeyler oluyor yükseliyor falan, bizim ki hep karadeliğe gidiyor herhalde.
Denizlide 5 sene geçirmiş biri olarak Denizli tüccarı ile yüzün gülmez yurtdışına gidemeyeceksen de Denizli dışında şansını denemeni öneririm.Temmuz 1'in işten çıkışım verildi 1 hafta dinlendikten sonra işlere başvuru yapmaya başladım. Neyse geçen hafta bir yer görüşmeye çağırdı. 1 şehir içi 1 de ilçe/köy arabası ile işe görüşmeye gittim. Firma adını belirtmeyeceğim ama bir enerji firmasının adını verdiler (görüşme sonrası bakıp onayladım) mülakatta eğitim durumumu ve mesleki tecrübelerimi istediler hepsini bir bir anlattım. Mesleki olarak 20 tane soru sordular 3 tanesini bilemedim 5 kişi alınacak ilan mülakatına 50 kişi gelince şansım yok diye düşündüm. Öğleden sonra olumlu dönüş yaptılar ve pazartesi evrakları getirmem için bilgi verdiler. Perşembe cuma evrak işleri tamamladım 2000₺ civarında maliyeti oldu. Neyse dün işe başladım önce hangi birime gideceğim belli olmadı sonra yer belli oldu şuan hepsinden gösterelim dediler ve işi anlatmaya başladılar. Benle birlikte aynı işi 6 kişiye daha anlattılar dün ortalıkta kime ne lazımsa onu yaptık.
Şimdi işin can alıcı noktası başlıyor. Bana anlatılan işin şekli temmuzda çıkışım verildiği yer gibi ileri seviye yazılım olmasa da yine elektrik pano sistemleri yapımı üzerineydi. Benim yaptığım ve bugün daha iyi kavradığım üzere elektrik panoculuğunun %10u anca edecek bir iş, o yüzde onluğun sebebi de elektrik panosu olması. Yapılan iş aynı araç üretim veya benzeri üretim hatları gibi herkesin sorumlu olduğu parçayı vidalayıp geçmesi. Evet bana o kadar sorulan sorularla ilgilisi olmayan elinde akülü vidalama ile sana verilen parçayı belirtilen yerine vidalayıp geçiyorsun. Benle birlikte işe girenlere nereyi bitirdiğini sordum. 2 tane sıvacı, 1 tane inşaatta ne iş olsa yaparımcı, 1 tane çocuk gelişim mezunu, 1 tane lise terk, 1 tane de açık lise bitiren adam var.
*Şimdi maden ki vasıfsız işçi arıyordunuz bana niye dünya kadar otomasyon ve pano bilgisi gerektiren soru sordunuz?
*Sonrasında çalışma şeklini 2 kez sordum 2sinde de 8-6 dediler ve dün işe gidince geç kaldın diye azarlanınca öğrendiğim üzere 7-5 şeklindeymiş.
*Servis muhabbeti geçti "Bizde zaten servis var ayrıca hafta sonu da izin şeklinde" dediler. Evet servis var ama evimin 3 km ötesinden geçiyor. Sabah 05:55de durakta olmam için evden 05:20de çıkmam gerekiyor bugün yaşayarak öğrendim. Bu durumu bugün yeniden aktardım "servis bizden sonra başka yere daha gittiği için oraya dolaşamazmış eğer dolaşırsa o diğer servisin ücretini de bizden isterlermiş böyle idare et bir sonraki aya bakarız" dediler. Ayrıca dün bu durumu aktardığım hayatında 100metre yürümemiş +100 kiloluk bir tane patron yalakası "3km yürüsen incilerin mi dökülür" dedi.
*Ve tabi ki asgari ücret
Görüşmede "dürüstlük bizim için her şeydir" diyen kişilerin tamamen yalan üzerine işe alım yapması üzerine iş başlamadan bitti diyebilirim bugün birisinin 6 yıllık iş tecrübesi ile benim 2 günlük iş deneyimim karşılaştırıp bel altı bir ton laf etmesi üzerine taşma noktasındaki bardak döküldü. Bu haftayı çıkarayım masrafım çıksın diye idare edeceğim. Cuma da çıkış isteyeceğim. Yapılan işi tanımlayacak olursam bildiğiniz seri üretim bant hattı gibi üretim yapmak. Bu tarz bir iş arıyor olsam Denizli'deki herhangi bir kablo firmasına operatör olarak girer makine başında üretimi takip eder daha fazla ücrete daha rahat çalışırdım.
Bu işin böyle olduğunu en başından mülakatta anlatsalar hiç uğraşmazdım. Hem benim vaktimi çaldılar hem kendi vakitlerini. Üstelik işsizlik ödeneğim de kesilecek haybeye gitti yine. Yeniden başlat vs uğraşmam gerekecek o sırada düzgün bir iş olursa kesilecek falan sürekli boşa giden zaman ve maliyet.
321339 dosyayı görüntüle
Son 2 yıldaki iş anlamında bir türlü yüzüm gülmedi. Temmuzda çıkışımı verdikleri iş ağır olsa da severek yaptığım ve keyif aldığım bir işti onda da asgari ücret alıyordum ama beden yorgunluğumu hissetmiyordum. Fiziksel ve mental olarak ağırlığı olan çeşitli işlerde tecrübem oldu ama hiç birisi şu 2 günde yaşadığım gibi ağır gelmedi. Bir de her ne kadar lafı geçmiyor olsa da "milletin çocukları evlendi yuva kurdu bizim ki hala işini bile yoluna koyamadı" diyorlarmış gibi kendi kendime bir kuruntu oluyor.
Aşkta kaybediyorum, kumarda kaybediyorum (çünkü bilmiyorum), iş hayatında da kaybediyorum. Milletin venüsü marsı bir şeyler oluyor yükseliyor falan, bizim ki hep karadeliğe gidiyor herhalde.
Son olarak hayattaki şansım alt görselde yer almaktadır.
321340 dosyayı görüntüle