Scudo Sports

Şu an içinizden ne geçiyorsa yazın

Scudo
Hınzır'a bir yükseltme yapalım diyerek InterSport'a teslim ettim. Sanırım bir hafta falan sürecek işlemler.😕
İki gündür işe arabayla gidiyorum, 5 km için araba kullanmak çok koyuyor.😒
 
Hınzır'a bir yükseltme yapalım diyerek InterSport'a teslim ettim. Sanırım bir hafta falan sürecek işlemler.😕
İki gündür işe arabayla gidiyorum, 5 km için araba kullanmak çok koyuyor.😒
İntersportun modifiyesi sonrası, Hınzır
maxresdefault (2).jpg
Hiçbir fırsatı kaçırmam Yörükoğlu, hey yavrum hey.
 
Bolu Kartalkaya kayak merkezindeki otelde çıkan yangında en az 10 kişi hayatını kaybetmiş durumda. Otelin yangın merdiveninin bile olmadığı, her an yıkılabileceği belirtiliyor.

Canım memleketimde paran yoksa sahte içkiden, paran varsa kar tatilinde yangından, yağmur yağdığında açıkta duran elektrik kablosundan, balkonda otururken maganda kurşunundan, restoranda birşeyler yerken çatışan sırp ve gürcü mafyalarından, tedavi olmak için gittiğin hastanede çetelerin vurgunundan, iyice garibansan kömür çıkarmak için girdiğin madenden kömür olup çıkarak her türlü ölebiliyorsun.

Bunların ileri demokrasi dedikleri şey zengin fakir ayırmaksızın herkesin pisi pisine ölebilme imkanı mı acaba?
 
Bunların ileri demokrasi dedikleri şey zengin fakir ayırmaksızın herkesin pisi pisine ölebilme imkanı mı acaba?
Ahmet Kasım Han hocamızın 2024 yılı başında yaptığı bir saptama vardı: "Bu sene sefalette eşitleneceğiz" demişti.

Zengin de olsan, yoksul da olsan, tek adam rejiminin getirdiği keyfi yönetim, denetimsizlik, sorumsuzluk bir şekilde herkesin canını yakacak. O bol sıfırlı banka hesapları, hatırlı tanıdıklar vs. kimseyi kurtaramayacak.
 
Bolu Kartalkaya kayak merkezindeki otelde çıkan yangında en az 10 kişi hayatını kaybetmiş durumda. Otelin yangın merdiveninin bile olmadığı, her an yıkılabileceği belirtiliyor.

Canım memleketimde paran yoksa sahte içkiden, paran varsa kar tatilinde yangından, yağmur yağdığında açıkta duran elektrik kablosundan, balkonda otururken maganda kurşunundan, restoranda birşeyler yerken çatışan sırp ve gürcü mafyalarından, tedavi olmak için gittiğin hastanede çetelerin vurgunundan, iyice garibansan kömür çıkarmak için girdiğin madenden kömür olup çıkarak her türlü ölebiliyorsun.

Bunların ileri demokrasi dedikleri şey zengin fakir ayırmaksızın herkesin pisi pisine ölebilme imkanı mı acaba?
Maalesef can kaybı 66'ya yükselmiş, yaralı sayısı da 51'miş. Sizin söylediğinize benzer şekilde ölümlerin ülkesi olduk iyice. Olumlu bir tarafından bakalım dedikçe "hop bilader kendine gel Türkiye gerçeğinden kaçamazsın" dercesine dönüp dolaşıp yüzümüze çarpıyor. Sosyal medya yada internette çeşitli yerde eskiden veya güncel olarak yapan otel yöneticilerinin bir kaçı ise "hangi otel olursa olsun ilk bakmanız gereken şey yangın çıkışı ve yangın söndürücüler çalışıyor mu?" demiş.
 

Dosyalar

  • 1737464840630.png
    1737464840630.png
    34,8 KB · Okunma: 14
Bayanlar ve beyler , son zamanlarda bisiklet konusunda da muritciler çoğaldı.. kişisel tecrübeler , +/- idraklar, mantık yurutmeler, araştırmalar olmaksızın, bisiklet şeyhinin dediğini , kendi hayatına olduğu gibi entegre eden pek mal varlığı türedi.. Dikkat ediniz.. (önceki mesajlar ile herhangi bir bağlantısı olmayıp, forum disindayken yazmaya karar verdiğim bir tespit idi)
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo ve Atasoy
Çok lanet bir çağda Dünya'ya gelmişiz. Nesiller her geçen yıl daha da kötü hal alıyor. Benliğimizi unuttuk, kimse kim olduğunu bilmiyor. Anne-Babalar bırak çoçuğuna Ahlakı, Edebi, Doğru-Yanlışı öğretmeyi, kendileri de kötü örnek oluyorlar. "Uyuşturucu" kavramının şekil değiştirerek hayatımızın her yerine yayılmasına rağmen kimsenin bunu farketmemesi veya farketse de önemsememesi... Telefon, tablet, bilgisayar ve en beteri 'Sosyal Medya'. Her mecrada Kısa kısa kaydırmalı eğlenceli videolar.. Beynimizin dopamin dengesini bozduk, yaptığımız sıradan işler artık kimseye keyif vermiyor. Instagramda sürekli başka 'Sözde' "bizden daha iyi hayatlar" a bakıp olmayacak yere mutsuz oluyoruz. Hayattan keyif almayı çok uzakta arıyoruz.


Ahir zaman bu olsa gerek...
 
Var mı böyle bir bilgi literatürde yoksa bir çeşit hokkabazlık mı? Ön izleme çıkmadığı için biraz bilgi vereyim aseton içinde paketleme köpüğü eritip iç lastiğin içine sıktı sonrasında hava basıp iğne ile deldiğinde her seferinde sıvı madde aynı lastik tamir sıvıları gibi deliği kapadı ayrıca yama olarak da kullandı başta.

 
  • Beğen
Tepkiler: MnrEmre47
İnsan yazacak bir şey bulamaz mı, ben yazamıyorum. Pes
 
  • Beğen
Tepkiler: Atasoy
Bu üniversite öğrencilerine vergisiz telefon kampanyası başladığından telefon almayı bir anlığına düşünüp elimdeki telefonun hala çalıştığını ve sadece bataryasını değiştirerek kullanmaya devam edebileceğime, yeni bir telefonun aç gözlülük olacağına karar vermiştim. Telefonumun şarj soketi iyice yalama olduğundan, zaten bataryasını değiştirttiğim halde yarım günü çıkaramadığından ve sürekli donup kaldığından vergi indirimiyle telefon almaya karar verdim. Kağıt üstünde çok güzel işti, babamın üstüne olan hattı kendi üstüme alıp telefonun vergisini (telefon değerinin yaklaşık %45 kadarını) geri alacaktım, bu hesapla 9000₺ ya aldığım telefon 5000 liraya ma olacaktı bana. Gerçi 9500 liralık limitin altında adam akıllı telefon kalmamış 2024ten beri.
Dün babamla hat devri için gittik Türk Telekom bayisine gittik, taahhüt bozma cezası 560₺, hat açma ücreti 1080 lira, en ucuz paketin aylık ücreti şuan ödediğimden en az 200₺ daha pahalı derken alacağım 4000 lira vergi iadesini bizzat Türk Telekom'a ve vergilere ödediğim durum çıkıyordu. Sonuç olarak vergi iadesinden vazgeçtik ve limitimizi bir gıdım daha arttırarak bir üst model telefon sipariş ettik...
 
Ömrünün neredeyse tamamını, Abdülhamid'in istibdad rejimiyle mücadeleye adamış Mehmed Akif'in dizeleri sanki bize bugünleri anlatıyor. Demek ki aradan bir asır geçmiş olsa bile, bu memlekette değişen hiçbir şey yok. Abdülhamid de, rejimi de yerli yerinde duruyor:

Bana anlat bakayım şimdi: Şu bîçâre ocak,
Zorbalar saltanatından ne zaman kurtulacak?
Hiç bu mantıkla, a dîvâne, hükûmet mi yürür?
Bir cemâ’at ki erenler işi yumrukla görür,
Kafa bitmiş demek artık, çekiver kuyruğunu!
Kuvvetin hakkı mıdır enselemek bulduğunu?
Bize, Âsım, ne şunun yumruğu lâzım, ne bunun;
Birinin pençesi ister yalınız: Kaanûnun.
Ver bütün kudreti kaanûna ki vahdet yürüsün…
Yoksa millet değil ancak dağınık bir sürüsün…
Memleket zâten ayol baksana: Allak bullak,
Sen de hissinle yürürsen batırırsın mutlak.
Ya kuzum, zabtiye rûhuyla hükûmet sürenin,
Yeri altındadır, üstünde değildir kürenin!


1737462644224-myy-manset-1-14.jpg
 
Ömrünün neredeyse tamamını, Abdülhamid'in istibdad rejimiyle mücadeleye adamış Mehmed Akif'in dizeleri sanki bize bugünleri anlatıyor. Demek ki aradan bir asır geçmiş olsa bile, bu memlekette değişen hiçbir şey yok. Abdülhamid de, rejimi de yerli yerinde duruyor:

Bana anlat bakayım şimdi: Şu bîçâre ocak,
Zorbalar saltanatından ne zaman kurtulacak?
Hiç bu mantıkla, a dîvâne, hükûmet mi yürür?
Bir cemâ’at ki erenler işi yumrukla görür,
Kafa bitmiş demek artık, çekiver kuyruğunu!
Kuvvetin hakkı mıdır enselemek bulduğunu?
Bize, Âsım, ne şunun yumruğu lâzım, ne bunun;
Birinin pençesi ister yalınız: Kaanûnun.
Ver bütün kudreti kaanûna ki vahdet yürüsün…
Yoksa millet değil ancak dağınık bir sürüsün…
Memleket zâten ayol baksana: Allak bullak,
Sen de hissinle yürürsen batırırsın mutlak.
Ya kuzum, zabtiye rûhuyla hükûmet sürenin,
Yeri altındadır, üstünde değildir kürenin!


324529 dosyayı görüntüle

Talimat ile iş yapan zihniyetten, ammavelakin, zihin ile yakından uzaktan alakası olmayan, açık adres ve örnek vereceğim, nilüfer müftülüğünden, görüntüde hayırlı ama görünenin dışında hiç bir anlami olmayan bir eylem geldi.. Bir süredir bahçelerindeki bayrak aşırı eskimiş halde, direkte sallanıyordu ... Askerlik geçmişimden dolayı, bayrak konusunda biraz hassas(t)ım.. Hatta , öyle bir haldeydi ki, beyazı kırmızıya, kırmızısı da beyazına geçmiş, yer yer yırtılmış, bayrak direğinin üst makarasina bir kısmı sıkışmış, sokağın ya da yağmurun pisliği ile rengini iyice yitirmiş, adeta çoktan ölmüş ama gomulmemis bir şeydi.. Bu bayrağı gördükçe, aslında türk milletinin manevi değerleri, uğruna yaşanılan ya da ölünen, ne kadar anlam, can var ise aklıma gelirdi ve bir süre önce uzulmeyi biraktigim , adeta içimin boşaldığı bir ruh haliyle olanları sadece izler duruma gelmiştim.. Ve , dün gelen talimat ile , o bayrak yarıya indirilirken, müftülük çalışanlarından bir kaçını izledim... bayrağın değiştirilmesini zaten muhakeme sırası sonraya alınmıştı, önce bir yarıya indirdiler.. Aradan 3-4 dk geçti ve bayrağı da değiştirmeleri gerektiginin farkına vardilar.. ama kutluyorum , az biraz vicdan ya da akıl zerresi kalmış olmalı ki, talimattan sonra da olsa , bayrağın değişmesine sıra gelmisti..Öyle ki, hemen yanındaki 4 katlı Cavit Çağlar Orta Okulu ile fiziksel olarak binalar neredyse ayni.. Ayni ama muftulukte en fazla 25 kişi varken, orta okulda ise , öğrencisi, hademesi, öğretmeni, kantincisiyle belki 600-700 insan altlı ustlu hayatını kazanma çabası veriyor.. Dileyen resimlerine internetten bakabilir.. Benim kızımın da gittiği , bir de anaokulu bölümü var ki, bu okulun alt katinda yer alıyor ve bu okul büyük Marmara depreminden önce yapılmış, güçlendirilmesi (?) iyi mi kötü belli olmayan, belki de bitkin ve yaşlı binaya daha fazla yük olan destek kolonları mevcut bir devlet okulu...Devlet okulu dediğime bakmayın ha!, her ay 1600 TL ödeme yapıyorum.. Sadece bu da değil.. bu muftulukte çalışan kişiler eğer devlet memuru iseler ve maaşları konusunda olduğu kadar vicdan olarak da, kul hakkını gözeten kişiler iseler, çalışma saatleri 8.30 -1700 ise, saat 10:00 gibi kahve çay içmeye çıkmaları, zaman zaman bahçelerindeki cardakta günün hatrinsayilir bölümünü geçirmeleri, akşam saat 1600 dan sonra da 1er 2ser , erken çıkışlarını her gün görmekten yildim diyebilirim.. Kimsenin manevi duygularını incitmek gibi bir niyetim yok.. Sadece olani soyluyorum.. Hadi ben bir müslüman değilim , peki ya siz? Işte Türkiye nin küçük bir kısmının aynasıni sizlere göstermek için yazdım bunu.. Bizi yoneten ,(yönettiğini zanneden) mantalite (?) malesef bu.. Ne ahlak , ne bilim, ne idrak..
 
Sermaye sahibi kapitalistler tarafından dünya Evangelistleri güdümünde islam soslu hükümet marifetiyle "idare ediliyoruz"
Hale hazırda ülke vahşi bir cangıl.

Bilgilerimiz çalindı her an dolandirilabiliriz.
Telekom satıldığı icin dolandırıcılar istediği numaraları kulanabiliyor.

Elektirik özelleştirildigi için sokak ta yürürken elektirik çarpıp ölebilirsiniz.

Maden sahibi hükumetin adami olduğu için ölümüne çalışırsın itiraz edersen işten atılırsin grev yaparsan engellenirsin.

Kapitalin piçleri alkollü makas atar yolunda giderken seni öldürür cesedin soğumadan serbest kalır.

Sapık imam cemaat v.s çoluğu çocugu taciz eder örtpas edilir.

Bunun gibi aklına hayaline gelmeyecek işler gelir başına burada.

Akıllı olacaksın, birikimli olacaksin, tedbirli olacaksın, şüpheci olacaksın, sinsi olacaksın, kendi kendine yetmeyi bileceksin, daima bir acil durum planın olacak kafanda, devlete, polise, askere, adalete güvenmeyeceksin
Vahşı ormanda ceylan nasıl yaşiyorsa öyle.
 
Son düzenleme:
Dün akşam arabayla eve giderken yolda biri beni sıkıştırdı. Her zamankinden farklı bir şekilde agresifti, ani hızlanıp tamponuma bir cm kala duruyor. Ben sol şeritteyken solumdaki 30 cm yoldan girip önüme geçmeye çalışıyor vs. İnat ettim ben de yol vermedim. Çarparsa çarpsın diye düşündüm. O an hayatımda ilk defa sinirden vücudum kilitlendi. Belimden omurliğim ve boynuma kadar bir anda kalakaldım seyir halindeyken. Hareket edince acı saplanıyordu. Akan trafikte sağa da çekemedim. Bir süre öyle sürdüm. Kendi kendine geçti. Sanırım hayata olan sinirim sonunda bedenimi tüketmeye başladı.
 
Sevmemenin sırayla gerçekleşen 3 adımı vardır.

1.Seni sevmiyorum.
2.Senin yakın çevreni sevmiyorum.
3.Seni seveni de sevmiyorum.

Ki ben sevmeye değer veren biriyim
 
Şu otel yangını ve öncesinde yanan adalet sistemi sonrası bom bo... haldeyim. :(
X gibi sitelere girip bakamıyorum artık. En fazla bir kaç dk dayanabiliyorum. Çıldırmak üzereyim çünkü, zorbalar zorla ve yavaş yavaş kanımızı içercesine haklarımızı gıdım gıdım eritiyorlar. Yok ediyorlar. Çocuklarımın geleceği endişesi ve onları koruma güdüsü gittikçe sinirlerimi yıpratıyor. Bizlerin gittikçe umut yitirmesine, gittikçe sinirlerimizin bozulmasına ellerini ovuşturarak bakanlar da olduğuna eminim. "Sonunda Atatürk'ü ve onun kurduğu devleti yeneceğiz" diyorlar içlerinden.
Sinirden kuduruyoruz bazılarımız ama cahil iç düşmanlar da seviniyor. Bunlara o sevinci vermemek için tüm gücümü harcayacağım. Gücümün bitmemesi için de bu cahil cühelanın yaşam enerjilerini emmeye niyetliyim.
 
Geri