Ömrünün neredeyse tamamını, Abdülhamid'in istibdad rejimiyle mücadeleye adamış
Mehmed Akif'in dizeleri sanki bize bugünleri anlatıyor. Demek ki aradan bir asır geçmiş olsa bile, bu memlekette değişen hiçbir şey yok. Abdülhamid de, rejimi de yerli yerinde duruyor:
Bana anlat bakayım şimdi: Şu bîçâre ocak,
Zorbalar saltanatından ne zaman kurtulacak?
Hiç bu mantıkla, a dîvâne, hükûmet mi yürür?
Bir cemâ’at ki erenler işi yumrukla görür,
Kafa bitmiş demek artık, çekiver kuyruğunu!
Kuvvetin hakkı mıdır enselemek bulduğunu?
Bize, Âsım, ne şunun yumruğu lâzım, ne bunun;
Birinin pençesi ister yalınız: Kaanûnun.
Ver bütün kudreti kaanûna ki vahdet yürüsün…
Yoksa millet değil ancak dağınık bir sürüsün…
Memleket zâten ayol baksana: Allak bullak,
Sen de hissinle yürürsen batırırsın mutlak.
Ya kuzum, zabtiye rûhuyla hükûmet sürenin,
Yeri altındadır, üstünde değildir kürenin!
324529 dosyayı görüntüle
Talimat ile iş yapan zihniyetten, ammavelakin, zihin ile yakından uzaktan alakası olmayan, açık adres ve örnek vereceğim, nilüfer müftülüğünden, görüntüde hayırlı ama görünenin dışında hiç bir anlami olmayan bir eylem geldi.. Bir süredir bahçelerindeki bayrak aşırı eskimiş halde, direkte sallanıyordu ... Askerlik geçmişimden dolayı, bayrak konusunda biraz hassas(t)ım.. Hatta , öyle bir haldeydi ki, beyazı kırmızıya, kırmızısı da beyazına geçmiş, yer yer yırtılmış, bayrak direğinin üst makarasina bir kısmı sıkışmış, sokağın ya da yağmurun pisliği ile rengini iyice yitirmiş, adeta çoktan ölmüş ama gomulmemis bir şeydi.. Bu bayrağı gördükçe, aslında türk milletinin manevi değerleri, uğruna yaşanılan ya da ölünen, ne kadar anlam, can var ise aklıma gelirdi ve bir süre önce uzulmeyi biraktigim , adeta içimin boşaldığı bir ruh haliyle olanları sadece izler duruma gelmiştim.. Ve , dün gelen talimat ile , o bayrak yarıya indirilirken, müftülük çalışanlarından bir kaçını izledim... bayrağın değiştirilmesini zaten muhakeme sırası sonraya alınmıştı, önce bir yarıya indirdiler.. Aradan 3-4 dk geçti ve bayrağı da değiştirmeleri gerektiginin farkına vardilar.. ama kutluyorum , az biraz vicdan ya da akıl zerresi kalmış olmalı ki, talimattan sonra da olsa , bayrağın değişmesine sıra gelmisti..Öyle ki, hemen yanındaki 4 katlı Cavit Çağlar Orta Okulu ile fiziksel olarak binalar neredyse ayni.. Ayni ama muftulukte en fazla 25 kişi varken, orta okulda ise , öğrencisi, hademesi, öğretmeni, kantincisiyle belki 600-700 insan altlı ustlu hayatını kazanma çabası veriyor.. Dileyen resimlerine internetten bakabilir.. Benim kızımın da gittiği , bir de anaokulu bölümü var ki, bu okulun alt katinda yer alıyor ve bu okul büyük Marmara depreminden önce yapılmış, güçlendirilmesi (?) iyi mi kötü belli olmayan, belki de bitkin ve yaşlı binaya daha fazla yük olan destek kolonları mevcut bir devlet okulu...Devlet okulu dediğime bakmayın ha!, her ay 1600 TL ödeme yapıyorum.. Sadece bu da değil.. bu muftulukte çalışan kişiler eğer devlet memuru iseler ve maaşları konusunda olduğu kadar vicdan olarak da, kul hakkını gözeten kişiler iseler, çalışma saatleri 8.30 -1700 ise, saat 10:00 gibi kahve çay içmeye çıkmaları, zaman zaman bahçelerindeki cardakta günün hatrinsayilir bölümünü geçirmeleri, akşam saat 1600 dan sonra da 1er 2ser , erken çıkışlarını her gün görmekten yildim diyebilirim.. Kimsenin manevi duygularını incitmek gibi bir niyetim yok.. Sadece olani soyluyorum.. Hadi ben bir müslüman değilim , peki ya siz? Işte Türkiye nin küçük bir kısmının aynasıni sizlere göstermek için yazdım bunu.. Bizi yoneten ,(yönettiğini zanneden) mantalite (?) malesef bu.. Ne ahlak , ne bilim, ne idrak..