Bilal Öz
Aktif Üye
- Kayıt
- 3 Ağustos 2013
- Mesaj
- 144
- Tepki
- 80
- Şehir
- İstanbul
- Bisiklet
- Geotech
Geçen hafta yatsı ezanından sonra eşeğimle (bisikletimin adı) Fatih ten Taksim meydanına çıktım, sadece can sıkıntısından gezmeye çıktığımdan uzun mesafe düşünmüyordum Taksim meydanı da oldukça sakindi. Meydanda bir iki tur attıktan sonra Gezi Parkına gireyim oradan da İnönü Stadının oraya bağlanır yokuş aşağı kaptırır Dolmabahçe den Karaköye sonra yavaş yavaş Fatih e dönerim dedim.
Gezi Parkının yanından girince sağa dönüp İnönü Stadı nın oraya inerken çok karanlık ve bir dik yokuştan iniyorsunuz, o gece de (ne cesaretse !) fenersiz çıkmıştım
Yokuş aşağı indiğim esnada şimdi burda bi çukur bi engebe olsa ne halt edicem diye düşünürken bir baktım ki 50 mt kadar ileride bana seslenen dur işareti yapan bir kaç karanlık silüet belirdi.
Karanlıkta kaç kişi olduklarını seçemedim ama suratlarını seçemeyeceğim şekilde gördüğüm 3 kişiden ikisi erketeye yattığı yerden yolun ortasına geçip beni durdurmaya kalktı, ben olayın şaşkınlığı ve bir anlık sersemlikle durup yokuş yukarı kaçacak gibi oldum ama sadece yokuş aşağı var gücümle pedallamayı aklıma getirebildim ve bana doğru koşan tipin üzerine doğru caydırıcı bir manevra yaptım ama herif bana mısın demedi, üzerime doğru geldi ve yaklaşık 40 km ile yokuş aşağı inen bana bir tekme salladı, Allah tan ki tekmenin teğet geçtiğini, adamın ayakkabısının bacak kıllarıma dokunduğunu hissettim,
O anki sersemlikle adamları atlatıp 100 mt kadar gittikten sonra yokuşta durup geriye bakarak onlara orta parmağımı gösterecek kadar da cesaret bulabildim,
Dolmabahçe Sarayı nın oraya indiğimde Polis ekipleri vardı onlara durumu anlatayım dedim ama iplemeyeceklerini bildiğimden boşverdim, çünkü yapacakları en fazla ışıklarını açıp o sokaktan geçmek olacaktı.
Verilmiş sadakam olduğunu düşünüp evin yolunu tuttum ve bir daha sonunu görmediğim tenha sokaklara girmemeye ve bisiklette biber gazı taşımaya karar verdim, o akşam verilmiş sadakam vardı, eğer o şerefsizin tekmesi bana gelseydi İnönü Stadı nın oraya kadar yuvarlanırdım ve sağlam kemiğim kalmazdı biliyorum.
Gezi Parkının yanından girince sağa dönüp İnönü Stadı nın oraya inerken çok karanlık ve bir dik yokuştan iniyorsunuz, o gece de (ne cesaretse !) fenersiz çıkmıştım
Yokuş aşağı indiğim esnada şimdi burda bi çukur bi engebe olsa ne halt edicem diye düşünürken bir baktım ki 50 mt kadar ileride bana seslenen dur işareti yapan bir kaç karanlık silüet belirdi.
Karanlıkta kaç kişi olduklarını seçemedim ama suratlarını seçemeyeceğim şekilde gördüğüm 3 kişiden ikisi erketeye yattığı yerden yolun ortasına geçip beni durdurmaya kalktı, ben olayın şaşkınlığı ve bir anlık sersemlikle durup yokuş yukarı kaçacak gibi oldum ama sadece yokuş aşağı var gücümle pedallamayı aklıma getirebildim ve bana doğru koşan tipin üzerine doğru caydırıcı bir manevra yaptım ama herif bana mısın demedi, üzerime doğru geldi ve yaklaşık 40 km ile yokuş aşağı inen bana bir tekme salladı, Allah tan ki tekmenin teğet geçtiğini, adamın ayakkabısının bacak kıllarıma dokunduğunu hissettim,
O anki sersemlikle adamları atlatıp 100 mt kadar gittikten sonra yokuşta durup geriye bakarak onlara orta parmağımı gösterecek kadar da cesaret bulabildim,
Dolmabahçe Sarayı nın oraya indiğimde Polis ekipleri vardı onlara durumu anlatayım dedim ama iplemeyeceklerini bildiğimden boşverdim, çünkü yapacakları en fazla ışıklarını açıp o sokaktan geçmek olacaktı.
Verilmiş sadakam olduğunu düşünüp evin yolunu tuttum ve bir daha sonunu görmediğim tenha sokaklara girmemeye ve bisiklette biber gazı taşımaya karar verdim, o akşam verilmiş sadakam vardı, eğer o şerefsizin tekmesi bana gelseydi İnönü Stadı nın oraya kadar yuvarlanırdım ve sağlam kemiğim kalmazdı biliyorum.