Bu arada bir süredir forumdan uzak kalmıştım. Az önce diğer konuyu okudum. kilitlenmiş olduğu için oraya yazamadım.
Bakın sevgili arkadaşlar, yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder diye harika bir söz vardır.
Lütfen, kendi fikirlerinizi beyan ederken, şu şöyledir diye kanunmuş gibi insanlara dikte etmeyin. Bu yalan yanlış bilgiler yüzünden pek çok kişi doğru bilgiye ulaşamıyor, bununla beraber hem yanlış öğreniyor, hem dinini doğru tanımıyor, hem de çelişkiye düşüp dini sorgulamaya başlıyor.
Bakınız, bir arkadaşımız şunu demiş :
@
mümtaz öztürk
...zaten islamda mezar ziyareti yoktur. . Bununla ilgili Allah Kur'an da " sen kabirdekilere işittiremezsin " buyuruyor. Kabristanı ziyaret sadece ölümü hatırlamak adına nadiren yapılmalı. Yoksa oraya giderek kaybettiğimiz sevdiklerimize hiç bir şekilde bir katkımız olmuyor. Zaten onlar orada değiller. Onlar başka bir alemdeler ve arada berzah yani engel vardır buyuruyor yüce Allah...
Sevgili arkadaşlar, bu yazılan bilgiye göre mezar ziyareti yoktur, oradakiler ölüdür, zaten Allah da demiş ya onlara işittiremezsin iddiası hakim.
Fakat biz biliyoruz ki Peygamberimiz bazı mezarları ziyaret ederek, umduğunuzu buldunuz mu diye sormuş. o sırada yanında olan büyük sahabiler de ölüler duyar mı diye sorunca, onlar da senin benim kadar iyi duyarlar cevabı vermiş.
Ben konuyu fazla uzatmayacağım. o yüzden benzer pek çok örneği buraya yazmıyorum.
Şimdi Kuranda işittiremezsin yazıyor, arkadaşımız da bunu savunuyor. Fakat peygamberimiz mezara gidip onlarla konuşuyor. O halde peygamberimiz yanlış yapıyor ve bu arkadaşımız doğru söylüyor. Bu mu? Yani bu mu elimizdeki sonuç?
Tefsir diye bir şey var. Bu tefsir, senin benim gibi normal insanların kafasına göre Kur'an'ı yorumlamaması için, bizim anlayamayacağımız kadar bilgili kimseler tarafından yazılmış Kur'an açıklamalarıdır. Yani bir ayet için der ki, şu olay yüzünden, şu tarihte şöyle şöyle olmuştur, şu kişiler yaşamıştır. Öncesi şudur, sonrası budur. Devamında ilgili hadisler gelir. Peşinden diğer ayetlerle ilgisi bağlantısı açıklanır, işaretler verilir. 1 Tane ayetin açıklaması bazen 25 sayfa sürer.
Bu Tefsirler, sıradan insanların yapabileceği şeyler değildir. Çok fazla sayıda ilim dalı ve pek çok bilgi gerekir, kuvvetli de hafıza gerekir. Biz dah adün ne yediğimizi hatırlamıyoruz.
Şimdi konuya gelelim.
Bence, ölüler işitmez. çünkü onlar ölü nasıl duyacak? Zaten Allah da kitabında öyle demiş. Buradan yola çıkarak kabir azabını da iptal etmiş olursunuz. Ölü eğer işitmiyorsa, canı yoktur, duyuları hisleri yoktur. E madem hiç bir şey yok, taş gibi odun gibi, demir gibi bir şey, bu şey azabı nasıl çekecek? Adamda can yok ki, canı olmayan şeyin canı yanar mı? Bak ölülerin işitmemesi nerelere varıyor. Eğer işitmiyorlarsa, kabirde onlara melek de gelmez. Nasıl cevap verecek ki ölü? İşitmiyor, görmüyor, söyleyemiyor. E hani şehitler kabirlerinde nimetleniyorlardı?
şimdi gelelim hadislere ve tefsirlere. Bakalım bu konu hakkında ne demişler.
Hadis:
Peygamber Efendimiz bir kabrin yanından geçerken yanındakilere, "Selam size ey mü'minler yurdunun sakinleri!.." diyerek selam vermelerini emir buyurmuşlardır. (Müslim, Cenaiz, 102; Ebu Davud, Cenaiz, 79; Nesâî, Taharet, 109; İbn Mace, Cenaiz, 36, Zühd,36; Muvatta', Taharet, 28)
Ayet:
"Kör ile gören, karanlıklar ile ışık ve gölgelikle sıcaklık bir değildir. Dirilerle ölüler de bir değildir. Doğrusu Allah, dilediği kimseye işittirir. Sen, kabirlerde olanlara işittiremezsin." (Fatır, 35/19-22)
Tefsir:
...Rasülullah (a.s.m)'in Bedir'deki Ehl-i Kalîb'e hitabını da ölülerin Allah dilediği zaman, dirileri duyabileceklerine delil olarak zikretmişlerdir(2).
(Allah dilerse ölüye işittirir)
Kabirdekilerin işitmeyeceği ile ilgili Fatır Suresindeki ayeti kerime de önceki ayetlerle birlikte değerlendirildiğinde burada kafirlerin ölülere benzetilmiş olduğu şeklinde yorumlanmıştır. "Kör ile gören, karanlıklar ile ışık ve gölgelikle sıcaklık bir değildir. Dirilerle ölüler de bir değildir. Doğrusu Allah, dilediği kimseye işittirir. Sen, kabirlerde olanlara işittiremezsin." (Fatır, 35/19-22)
Bu ayeti evvelindeki ayetlerle değerlendirildiğinde müfessirlerin genel kanaatine göre bu karşılaştırmalı örneklerin olumlu olanları hakkı, imanı, iman sahiplerini ve kavuşacakları güzellikleri; olumsuz olanları da bâtılı, inkarcılığı, inkarcıları ve kötü akıbetlerini temsil etmektedir. Bu konudaki yorumlan şöyle özetlemek mümkündür:
Müminin tuttuğu yol sağlam, ufku ve basireti açık, niyet ve iradesi zinde, yaptıkları kalıcı ve yarayışlıdır; kâfir ise ölüden farksızdır, basireti kapalı, kalbi kararmış, yaptıklan anlam kazanamamış ve boşa gitmiştir.(8)
Râzî bu örneklere şöyle bir izah getirir: "Gören" kelimesi mümini, "kör"kelimesi kâfiri, "aydınlık" imanı, "karanlıklar" küfrü, "gölge" rahatlığı ve huzuru, "sıcak" sıkıntıyı ve yakıcı ateşi, "diriler" müminleri, "ölüler"kâfirleri anlatmak için kullanılmıştır(9). Yani onlar işittiklerinden faydalanamamak ve onu kabul etmemek bakımından kabirdekiler ayarındadırlar.
Burada kafirlerin hali ruhsuz ceset gibi hiç bir şeyi hissedip işitmeyeceği ve kabirdeki cesetlerin nasıl insanı işitmesi mümkün değilse kafirler içindeki küfür karanlığından dolayı ey Peygamber senin hitabını işitmezler şeklinde anlaşılabilir.
Berzah aleminde bulunan ruhların kabirleriyle alakası hasebiyle verilen selam ve hitabın cesede değil ruha yapıldığı anlaşılmaktadır.
(Sen ölülere işittiremezsin) demek, (Sen kâfirleri imana kavuşturamazsın) demektir. Bunun gibi, kinaye, mecaz ifade eden birçok âyet vardır.
Bu bildiğimiz işitmek manasında değildir.
Ben daha çooook şey yazarım ama şu bilinsin ki, hiç birinizin zamanını çalmak, konuyu baltalamak, dini bir konuyu bisiklet forumunda tartışmak istemiyorum. Hatta şu da var ki, hiç bir dini konuyu tartışacak biri değilim.
Sizlerden tek ricam, inanan da olur inanmayan da olur herkesin hesabı kendinedir. Fakat sizlerden tek ricam, lütfen bilmediğiniz şeyi illa ki tefsirlerdemn okuyun. al işte google orada, tefsir içinde. Bilmediğin veya "bence dediğin ne varsa" hepsini tefsirden oku.
Böylece ne olur biliyor musun? Başkasını yoldan çıkarmamış olursun.
Selam ile...
(link)