Baslik altinda bir suru sey yazilmis iyi guzel ama "bisikletcilik" derken herkes baska sey kastediyor.
Hobi bisikletciligi mi?
Spor olarak degerlendirildiginde atlet yetistirememek mi?
Bisikletin ulasim icin kullanilmasi mi?
Bisiklet sektorunun, uretiminin, ticaretinin gelismesi mi?
Her kafadan ayri ses cikiyor. Bu farkli konular birbirini takip etse de, aralarinda iliski olsa da ayni seyler degil. Misal Belcika, Ispanya, Kolombiya'dan super bisikletciler cikiyor ama toplu tasima icin kullanim orani Hollanda ya da Danimarka kadar degil. Ticari olarka bakarsak zaten Tayvan almis yurumus, her neyse.
Eger bu konuyu uretim acisindan ele alirsak, iktidarin cikari olmayan hic bir seye yatirim yapilmaz gecelim.
Spor konusunda ele alirsak futbol ve biraz da basketbol disinda spor olarak degerlendirilen brans yok Turkiye'de. Hic dusunmeye gerek yok, diger spor dallari niye basarisizsa o yuzden basarisiz.
Hobi de ayni sekilde, Turkiye'de kac kisinin hobisi var? Insanlar hobilerine neden kaynak ( para ve zaman ) ayiramiyorsa buna da ayiramiyor.
Gelelim ulasim konusuna. Bunun icin basta cografya olmak uzere bir dunya arguman sunulabilir ki cografya buyuk etken, inkar etmemek lazim. Elektrikli bisikletlerin pandemi ile beraber yayginlasmasi ile bu konudaki dezavantajlar halledilebilir ama bunlarin maliyeti yuksek, bu sefer de alim gucune dayaniyor is.
Cografya disinda en buyuk etken orta dogu toplumlarinin tamaminin kolektivist olmasi ve davranislarini belirleyen temel mativasyonun bireysel tecihler degil toplum baskisi ( onay ve ayiplama/utanc ) olmasi. Buradaki kullanicilarin buyuk cogunlugu bisiklete gonulden bagli, ulasim icin kullanan insanlar gibi sadece materyalist bir bagi yok ama bir bakiyoruz basliklara ve iceriklere, elalaem ne der diye tayt giymekten cekiniyorlar. Ya bu ise gonul vermis adam elalem ne der korkusundan saglikli ve verimli bir kiyafeti kullanamiyorsa, siradan vatandasin sadece ulasim icin bisiklet kullanmasi mumkun degil malesef. Baskalairinin ne dedigini bu kadar onemseyip daha sonra ilerleme/degisim olmamasindan sikayet etmek mantikli degil.
Diger yandan Turk kulturu tamamen gosteris uzerine kurulu. Neyi ne kadar iyi yaptiginiz degil yaparken ne kadar iyi gozuktugunuz onemli. Ev - is arasi 3 km mesafe olan insanlar dahi otomobil aliyor insanlar toplum tarafindan onaylanmak icin.
Bisiklet ile ulasim konusunda merkezi ve yerel yonetimler konusuna hic girmiyorum bile cunku bu kurumlar halkin istegi dogrultusunda is yapiyor. Halk siha istiyor, goklerde ucak istiyor, 2021 yilinda 500 sene onceki Osmanli'nin sahip oldugu topraklari fethetmek istiyor. Bu istekler varken ulasimin ve sehirciligin bisiklet icin duzenlenmesi de imkansiz dogal olarak.
Baska onemli mesele de kadin erkek esitsizligi, kadinin toplumdaki statusu sebebi ile bisikletin kadinlar icin tabu olarak gorulmesi. Kisa kollu kiyafet giyen kadina kotu gozle bakilan bir ulke Turkiye. Cok istisna ornekler, sehirleri arguman olarak anlamsiz, Anadolu'nun herhangi bir sehrinde etekle bisiklet kullanmaya kalkan kadinin dedikodusu 5 dakika icinde butun sehre yayilir. Bu durumda toplumun sadece yarisi mi bisiklet kullanacak?
Turkiye'de bisikletcilik neden gelismiyor sorusunun ozet cevabi, halk bunu istemiyor ve toplum yapisi buna uygun degil.