Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Ucuza kaçmak

@dukehayda Sorduğunuz sorular gayet yerinde ve mantıklı. Sizi anladığımı düşünüyorum. Haklı olduğunuz taraflar var, elbette insanlara kötü şeyler tavsiye edilmemeli ve yerli firmalar kalitelerini arttırmalı. Ama tüm bu söylediklerinizin yanında bir de ülkemizde insanların hobiler ve spor için ayırabildikleri bütçelrri göz önünde bulundurmak gerekir diye düşünüyorum.
Kalitesiz ürünleri almak elbette insanları mutlu etmiyor ama malesef durum genel olarak böyle.
 
  • Beğen
Tepkiler: OgulcanGuven
Scudo
@dukehayda
Hayat bazen deneylerle daha anlaşılır olur. Gelirinizi ailevi durumunuzu bilmiyorum. Ama ası üstünde deney! Aylık gelirinizden yalnızca 2500 tl ayırın, bundan oturduğunuz ilde beğendiğiniz bir ev kirasını düşün, kendi aylık masrafınızı bir aile gibi düşünüp 4 ile çarpın. kalan parayla şu an sahip olduğunuz bisiklet ve ekipmanı ne kadar sürede alacağınızı bir hesaplayın. bu arada ailenizin çocuklarınızın ne kadar dişini sıkıp oyuncak bekleyeceğini de düşünün tabi. Gerçekler dediğiniz hesabı da kağıt üstünde ortaya dökün üzerinden konuşalım.
Ha bu size tamamen katılmadığım anlamına gelmiyor performans arayışında bir sporcuysanız zaten üst kalite zorunluluğunuz var. Ama merak etmeyin 10 km/s ortalamayla her gün 8-10 km mesafelerde giderken çift top tube lu demir dede bisikleti de ne kırılıyor ne de saglığınıza zarar veriyor.
 
@ippon
Hıh, hiç ergonomik değıl! Biraz daha sabredip para biriktirse yabancı markaların Tayvan'da ürettirdiği, endüstride en babası yapılan üç beş fatigue testinden geçmiş bir bisiklete daha fazla para gömebilirdi. (Tamam yerli markalar da geçiyor ama onların alt borudaki isimleri havalı değil.)

Ya arkadaşım komik olmayın. Bisiklet kadrolarının malzeme teknolojisi, testleri, dayanıklılığı günümüz için çok öyle aman aman bir şey değil. Scott kadro tasarlarken FEM analizi yapıyor da Salcano "hacım şu boruları kaynakla tutturalım yeter" diyerek mi kadro üretiyor sanıyorsunuz? Korkmayın bir şey olmaz, kadro ortadan ikiye ayrılmaz durduk yere.
 
dukehayda yıllardır bisiklet biniyorum,başlarda amatörce ve spor amaçlı maksat ter atmak olsun maksadıyla bisiklet biniyordum,daha sonra bir şehir bisikleti edindim ve bisiklet benim için işime gidip gelirken toplamda 15 20 km yol yaptığım ulaşım aracım haline geldi.derken hafta sonu efor sarfetmek amaçlı birde başlangıç seviyeli bir yol bisikleti edindim,amacım hiçkimseyle yarışmadan kendi kondisyonumu arttırıcı sürüşler yapmaktı,ve öylede devam ediyor,dostum gönül ultegralı karbon kadrolu 15 20 bin euroluk makinelere binmek,50 60 dolarlık eldiven almak,1500 2000tllik helmet kasklar kullanmak,1000tllik full karbon spd ayakkabı almak ister ama hem öyle bir ekonomik gelirimde yok maddi gücümde yok! bugüne kadar hertürlü zerzevatımı en ekonomik şekillerde hallettim.dechatlon saolsun bu isteğimi ziyadesiyle karşıladı.şükür belimizde bacağımızda bi sakatlıkda olmadı,bike fitimi bile youtubedan izleyerek yaptım,fren vites ayarlarımıda kendim hallediyorum,sözün özü bir spora merağınız varsa ve yapmaktan zevk alıyorsanız illa onu en prof şekilde en mükemmel şekilde hakkıyla yapmanızı gerektirmez,ufak şeylerdende mutlu olmasını becerebilmelisiniz.insanoğlu malum sınırı yok ama hayat şartları belkide beni böyle yaşamaya mecbur bırakmıştır.
 
Burada bir uluslararası turcu arkadaş vardı. İlk uluslararası turuna çelik ikinci el bir ucuz bisikletle çıkmıştı. Bence mevzu mutlu olmak. Bin üstüne mutlu ol. Verespit denilen alete bunun dışında çok da anlam yüklememek lazım bence.
 
Bütçenize göre uygun fiyatlı başlangıç bisikleti aldığınızda aklınıza ilk olarak gelecek modifikasyonlar şunlar olsun:
1)İyi yol tutan ,frenajı iyi bir çift dış lastik
2)Simetrik çift pivot denilen özelliğe sahip en az 105 fren ayakları ve iyisinden fren pabuçları

Bunları paranız oldukça yaparsanız çok faydasını görürsünüz.Güvenlik olarak bisikletinizi üst seviyelere çıkaracaktır.
 
eski bisikletimi saraçhanede gezerken alelade almıştım. 4 sene bindim. gayet giriş seviyesi bir tur bisikleti idi. bindiğim süre boyunca o bisikletin ne kadro boyunun, ne sele yüksekliğinin ne de başka bir şeyinin bana uygun olup olmadığını bilmeden bindim. 4 yıl sonra bisiklet çalındı zaten, hiç bir zaman da bilemeyeceğim.

sağlık açısından hiç bir problem yaşamadım. aksine bel fıtığından oldukça muzdarip olduğum dönemlerde belime ve bacağıma çok iyi gelmişti. bu konuda faydasını da gördüm.

bisikletin kendi kondisyonu iyi olduğu sürece ben giriş seviyesi bir bisiklet ile üst seviye bir bisikletin sağlık açısından bir fark yaratacağını düşünmüyorum. sadece performans farkı yaratacağını düşünüyorum. güvenlik açısından da çok geride olsa bile @hamlet2006 'nın dediği gibi yükseltme yaparak bunu da aşmış olursunuz.

üreticileri baskılayıp uygun fiyata daha iyi bisiklet üretmeye yönlendirmek adına bu bisikletleri almayalım diyorsanız da benim gönlüm de böyle ister ama mümkün olacağını düşünmüyorum. parasını zar zor denkleştirip en ucuzu ile dahi olsa bir insanın, en önemlisi bir gencin bisiklete binme hayaline dur diyemezsiniz.
 
Bisiklete harcanan para herkesin beklentilerine ve bütçesine göre değişir kimseye bir şey söylemek haddime değildir fakat Bir Fizyoterapist olarak benim görüşüm ergonomik kriterlere göre alınmış bir bisikletin fiyatı ile kullanıcısının sağlığı arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Yeter ki kişi biraz araştırsın ve doğru geometriyi seçsin. Pekala düşük bütçelerle de sağlıklı ve keyifli bir sürüş elde edilebilir.
 
Bana kalırsa şehir içinde kullanılacak bir bisiklet alüminyum kadrolu ve minimum Shimano Tourney seviyesinde sete sahip olmalıdır. Eğer trafiğin şartlarının leş gibi olduğu, tampon tampona gidilen, taksilerin ve minibüslerin yolcu almak için cart diye önünüze kırdığı bir şehirde yaşıyorsanız veya şehrinizin iklimi bol yağışlı ise disk fren, şehrinizde belediyenin yüzüne bakmadığı MTB parkuru gibi yollar varsa amortisör de eklemek gerekir. İstanbul şartlarında kullanılabilecek bir bisiklet için (alu kadro, disk fren, amortisörlü şehir bisikleti) minimum 1600 ₺ gözden çıkarmak lazım ki bunun kaskı, yağmurlukları, bagajı çamurluğu zili farı falan var 2000 ₺ minimum gözden çıkarmak lazım. Evine pazardan patates soğan alamayan, 5 tane kredi kartının her birinden 20000 ₺ borca batmış bir adam 2000 ₺'yi nasıl ayırsın şimdi?
 
  • Beğen
Tepkiler: seko35.50
@alicangul29
120 kiloyken Salcano mtb vardı zorlu koşullarda bile kullandım bir şey olmadı. Tabi bazıları sele borusunu kadronun içinde 1 pikometre kalacak şekilde uzatıyor o başka.
 
Son düzenleme:
Konuya biraz da başka bi açıdan bakacağım. İçmeye ayran bulamıyoruz, ama konu "gösteriş" oldu mu da birinciliği kimselere kaptırmıyoruz ülke olarak. Daha bisiklet ülkesi olamamışken, Hollanda gibi bisiklet ülkelerinde insanların bindikleri bisikletleri görsek muhtemelen burun kıvırır, hatta alay etmeye kalkar bir çoğumuz. Her konuda olduğu gibi malesef bisiklet konusunda da "gösteriş" kültürüne yenilmiş durumdayız. Her şeyimiz illa en gösterişlisi/en markalısı olacak. Afrika'nın ismini hatırlamadığım bir ülkesinde insanların markalı kıyafetlerinin etiketlerini koparmadan, göstere göstere giydiğini görmüştüm bi belgeselde. Marka dediğim de kıçı kırık Nike, Adidas. Malesef bizim gösteriş merakımız bununla yarışır nitelikte.

Bundan sonra yazacaklarımı "yol bisikletçileri" okumasın. Okursanız da hiç gücenmeyin/darılmayın.

Bisiklet camiasında özellikle "yol bisikletçileri" bu gösteriş merakının uzantısı. Üstüne giydiği taytta yazan marka ile bisikleti aynı marka olmazsa sürüşe çıkmayacak adam neredeyse. Her şeyin markalısı alınıyor, bisiklet pırıl pırıl (sanki hiç binilmemiş gibi), 20 gram daha hafif olsun diye üzerine ışık bile takılmıyor, yedek iç lastik alınmıyor, pompa yok, ama adama bakıyorsun bildiğin bira göbeği var. Öyle bir hava var ki, sanki team Sky'dan kopmuş da gelmiş. Bunlarla konuşmadığınız sürece sorun yok, ama ne zaman bu tiplerle kazara bi muhabbete girsem sinirlerim tepeme fırlıyor. Çünkü adamın gösteriş merakı sadece görselle sınırlı kalmıyor. Sözlerinde de devam ediyor. Bunlardan bi tanesi bana aynen şu cümleyi kurdu:

"Yarışlara katılmaktan zincirimi temizlemeye vakit bulamıyorum."

Bunu diyen adamın kopan zincirini tamir etmesine yardım etmiştim. Etmez olaydım. Benim sayemde yolda kalmaktan kurtulan adam, ne beni bisikletçi gördü, ne de bisikletime bakmaya tenezzül etti. Alacağını alıp cüzzamlı görmüş gibi kaçtı gitti. Şu cümleyi olayın en başında kurmuş olsa idi kesinlikle yardım etmezdim. Bu olaydan sonra zaten tipik yol bisikletçisini gördüm mü selam bile vermiyorum. Yanında pompa, yedek iç lastik, ya da en basitinden bir yama takımı bile taşımıyor, toplasan yarım kilo bile etmez bunların ağırlığı. Sanki rüzgar tüneline girecek. Nasıl olsa yolda bir enayi denk gelir bana yardım eder kafasında geziyorlar. (Tubeless lastik kullananları tenzih ederim. Onlar da 5 numara alyan var mı diye geziyorlar ortalıkta.)

Severek takip ettiğim bir yutub kanalı var. Adam zannediyorum Amerikalı ya da Avustralyalı (emin değilim). Grup sürüşlerine katılıyor, ve katıldığı gruplardaki bisikletleri gösteriyor videolarında. Öyle değişik, öyle şahsına münhasır bisikletler var ki, adamlar özene bezene kendileri toplamışlar. Bizim bu taytlı gösteriş meraklıları o bisikletleri görseler kahkaha atarlar "la böyle bisiklet mi olur" diye.

Kısaca demek istediğim, bisiklet kültürü de kendi içinde farklı fraksiyonlara ayrılmış durumda. Bu sadece bizde değil, her ülkede böyle. Yani ucuz bisiklete binen adamla pahalı bisiklete binen adamı, bisikletini kendisi toplamış adamı, bakkal bisikletine binen yaşlı amcayı karşılaştırmak ya da aynı kefeye koymak pek doğru değil aslında. Çünkü sadece elma ve armut yok. Envai çeşit meyve var.
 
Son düzenleme:
@boing
Yol bisikleti mi dediniz? Boruda Orbea, Felt, Look, Cervélo, Pinarello, Lapierre yazmayan yol bisikleti mi olurmuş (!) Hayatta binmem, Xundah setli olsun ama kadroda o markalar yazmalı (!) Cervélo S5'i olmayan turlara gelmesin. ?
 
Son düzenleme:
Sn. @boing ;Türkler de ''abartma'' huyu var..Bir bisiklet alacaksa,en iyisini almak ister,bir araba alacaksa öyle veya bir telefon alacaksa..
Asgari ücretli,5000 liraya telefon alıyor ama telefonu doğru düzgün kullanmasını bilmiyor ya da kullanmıyor..Bir başkası,20.000 liraya bisiklet alıyor ama toplasan 1000 km yapmamış filan..Siyasetçilere bakarakta,bunu anlıyabiliriz..Siyasetçileri de,sıradan insanlar seçiyor sonuçta..50 koruma,son teknoloji arabalar/uçaklar,hepsi havuzlu villarda filan..
Niye böyle oluyor?Çünkü Anadolu,ortadoğuya/yakındoğuya çok yakın bir coğrafyada..Haliyle ortadoğunun bu ''şaşaalı'' huyu,Anadolu'ya tesir ediyor..
 
Konunun özeti; 5-10 bin lira paran yoksa bisiklete binme. Binersen uzun vadede sağlık problemlerin olur.
(Ben 1200 liralık bisiklete biniyorum, kaç yıl ömrüm kaldı doktor?)
 
Maalesef ekonomik şartlar ülkemizde belli, kurlar hergün artarken insanların bisiklete olan bütçelerinin artmasını beklemek pek mantıklı değil. Şahsi fikrim bu sporun hobi ve ihtiyaç kullanıcıları şehir ve dağ bisikleti kullanicilaridir. Bu bisikletlerde tabiiki ucuza kaçma uygunu alma vs olabilir bu doğrudur. Şimdi hi ten çelik iyimi derseniz tabiiki değil ama bunları alan kişiler bu ise pro olarak vs bakmıyorlar ki. Adam zaten 10-15 km hızla hobi amaclı veya ihtiyaç amaçlı kullanıyor niye dünyanın parasını versin ki. Fakat yol bisikletinde durum farklıdır ne kadar hafif ve hızlı olursa o kadar zevk alırsınız tabii ne kadar hafife o kadarda pahalıdır. Ayrıca konforsuzdurda. Amaç bunlarda zaten hızlı gitmektir konfor değil. Yol bisikleti isteyip en ucuzundan olsun diyene ise orda dur bi dakika derim. Bu bisikletlerin amacı bi kere buna yönelik değil o yüzden campagnolo jant, fizik sele gibi şeyler yol bisikleti için zaten normal karşılanmalı ki 3 bisiklet türünüde kullandım hatta fitness bike denilen flat bar road bike da kullandım. Yoldan aldığım keyfi inanın hiç birinde bulamadım. Her upgrade de daha da keyifli hale geldi makine. Bu fiyata scooter çok rahat alabilirdim ama vercegi keyif asla aynı olmaz. Kısaca şehir ve tur yada dağ birilerinde bütçe ne kadar az olsada sorunyok normaldir ama yol için bütçe olmadan maalesef bisey olmaz. Benim kendi deneyimlerim bu şekilde.
 
  • Beğen
Tepkiler: seko35.50
@boing

yol bisikleti kullanıcısıyım severek okudum. :D tabi üstüme de alınmadım hiç. ben öyle bir binici değilim. hayvan gibi çanta da taşıyıp başıma gelebilecek herşey için tedbirli gezerim. işimi görecek uyduruk bir mtb kaskım var. en klas sayılabilecek ekipmanım jordanred formam. bisiklet taytı ve şortum yok. alelade bir şort ya da eşofman altı giyerim. nasıl göründüğüm ya da insanların bakıp ne düşündüğü zerre umurumda değil. bazen eşim bile dalga geçiyor şu tipine bak diye :D

ama bahsettiğiniz gibi insanlar tabi ki var. oldukça da fazla. daha geçen yeşilay turunda bahsettiğiniz profile sahip birisi bir araç korna çaldı diye etmediği küfür kalmadı. Allah sonumuzu hayretsin.
 
Profesyonel sporcuları tenzih edersek; Ucuza kaçmak başka, paranın yettiğini almak başka. Mesela ucuz denilen bi aletle ikinci yılıma girdim, 1000 küsür km oldu. Arızasız sorunsuz devam ediyorum. Yani temel ihtiyaçlar dışında hobiye ayırabileceğim miktara, dünya standartlarında bi alet olsa tabiki onu alırdım. Ama yaşadığımız ülke gerçeklerini bilmiyor gibi, insanların mecburen ucuzunu aramaları, ucuza kaçmak olarak değerlendirilmemeli. Kücümseyen bir ifadeymiş gibi duruyor. Kaldıki insanlar cimrilikten ucuza kaçıyor olsa bile bunun konuşulacak veya tartışılacak nesi var ki? Yorganın uzun, ayağını dilediğince uzat. Lakin milletin yorganının uzunluğu kısalığı farklı. İnsanların kıvrılarak yatmasından sana ne ola ki? Forumda başlık açıp hangi bilemediğin bilgiler edinip faydalanacaksın? Aslında ben öyle demek istememiştim deyip, aslında ne demek istediğini, çok net olan konu başlığını esneterek yeniden mi izah edeceksin? Yoksa bu konu, birçok konuda olduğu gibi; sen yanlış anladın, yok sen anlarken şunu anladın şunu anlamadın diye, anlayış kapasiteleri analizine mi dönüşecek?
 
Bu konu uzarda gider, sonuca da varamayız.
Ben yine de "39 liralık btwin taytı almayın, eğilirken totonuz görünür transparan olursunuz bir de takımlarınız uyuşur sürdüğünüz bisikletten keyif alamazsınız" diyeyim siz anlayın.
Memleketin durumu ortada, yukarıda söylendiği gibi arsanız, tarla tapanınız yoksa, döviz zengini değilseniz, ya da babadan kalma bir varlığınız yoksa fakirsiniz. Aldığımız maaşla olacak şeyler değil ama yapabildiğimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Ucuz etin yahnisi olmaz, aldığınız x bir ürün ileride yetmiyor. Yetiyor diyen de yalan söyler hep daha iyisini arıyoruz.

O yüzden bilgi paylaştıkça çoğalır diyerek, edinilen tecrübeleri paylaşmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Herkes ayağını dilediği gibi yorganına göre uzatır.
 
Bu kadar saçma bir konu olabilir mi millet neden ucuza kaçıyor diye dert edinilmiş konu açılmış sonrada niyetim yok öylede yok böylede kem küm.

Sen git en pahalısını al ne alacaksan sanki en pahalı olan en iyimidir?

Yine kompleks kokuları geliyor burnuma.

@boing

Sayın boing bisiklet kitlesinin en sorunlu tipleri yol bisikletine sahip olan kişilerdir genele vuramam belki ama 10 kişiden 8 i sıkıntılıdır ve bunun çoğu kişi de farkında.Ben bunun nedenini komplekse bağlıyorum ne yazık ki millet olarak kompleks seviyemiz çok yukarılarda ve millette para yok değil var çoğu ülkeden daha zenginiz zengin bir milletiz biz.

Parası olanlar varlığını illaki bir şekilde göstermenin, havasını atmanın derdinde.Bisiklet dünyasında da yol bisikletleri genelde pahalı bisiklet kategorisinde olduğu için doğal olarak "En pahalısı en iyisidir" gibi cahilce bir algımız bulunmakta.Ve genelde bu yüzden daha dün bisikletin üzerine çıkan kişi gidip 10 bin tl lik yol bisikleti almakta ve böbürlenmektedir.

Bakın verdiğiniz bira göbeği ve gösterilmeye çalışılan profosyonellik çok güzel bir örnek olmuş bu tip insanları bisikletin üzerinden çok yanında bisikletini herkesin görebileceği bir şekilde oturarak bisikletini sergileyerek daha çok görürsünüz.O anki en büyük emeli bisikletiyle ilgilenilmesi ve kendisine sorular sorulması olur.

Kendini gerçekten bisiklete adamış hayatını vermiş ve hayatına o yönde rota çizmiş insanların, uzun soluklu turcuların bisikletlerini bir inceleyin.Burada, sanki sıfır alıp bisikletine taktığında sadece ucuzluğu yüzünden çalışmayacak aktarıcılardan bahsedenler ima edenler bilmiyor ki o aktarıcıyla kaç bin km devirenler var sonra bu insanlara cahil ve komplekslisiniz denilince tepki çekiyor.

Paran olur keyif senindir parada.İstediğini yaparsın kendi tercihim dersin olur biter ama içindeki hastalıklı dürtü yü başkalarına da empoze etmeye çalışmak, bunun için bay kültürü oynamak biliyormuş, işin piriymiş havaları vermek tek kelime ile ezikliktir.Ve bu konuda istediği olmayınca morali bozulanlar var.

Bir şeyin ucuzu da iyidir ucuz olanı da doğru seçim ve kullanımda insanın beklentilerini karşılar mutlu eder.Ucuz ürünle mutlu olamıyorsan sorunun ürünle değil kendinle dir.

Ucuz bisiklet diz kapaklarını zedeliyor muş ta ona üzülüyormuş ne kadar düşünceli bir arkadaş ne kadar şanslıyızz! Amma kendisine desen ki kullanmadığın eşyaları hibe et başkasının işini görsün ses soluk kesilir hemen e hani derdin başkalarını düşünmek başkalarına yardımcı olmak tı? ık mık kem küm işte anlıyorsunuz siz.
 
Son düzenleme:
Benim de soyleyeceklerim var bu konuda.

Bastan ozet geceyim, ne kadar ekmek o kadar kofte. Olay bu kadar basit fakat bir takim istisnalar var onlari da aciklamaya calisicam.

30 seneden fazla Turkiye'de yasadim. Yazilim muhendisiyim, cok sukur Turkiye'de yasarken de gelirim iyiydi. Turkiye'de yasarken dechatlondan bisiklet, forma vs. aliyordum cunku orasinin fiyatlari makuldu, baska yerden almadan once 3-5 kere durup dusunuyordum deger mi diye. Yurt disina tasindim bisikleti trek, kiyafetleri castelli'den alabiliyorum hic dusunmeden cunku alim gucum artti olay bu kadar basit. Bir de dechatlon fiyatlari yasadigim yerde daha pahali.

Triban 100 forma icin
Turkiye fiyat 99,9₺ (link)
Hollanda fiyati 19.99€ (link)

Turkiye'de dechatlon daha ucuz ( Orada euro uzerinden kazaniyorlar demeyin, alim gucu ayri sey fiyat ayri sey ona da gelicem )

Diger tarafta sunu da dusunuyorum dechatlonda forma 20, tayt da 30 toplamda 50 yapiyor. Dechatlon urunune para verecegime indirimden 70€'ya santini set alirim diyorum (link)

Ama ayni seyi Turkiye'de yapmaya kalksam buyuk ihtimalle Santini'de bu kadar indirim olmayacak, getiren bisikletci uzerine cok saglam bir kar koyacak, euro uzerinden mal aldigi ve kur surekli degistigi icin belki indirim bile yapmayacak, internetten siparis etmeye kalksam kargo, gumruk vergisi belimi bukecek vs. vs.
Mesele fiyatlarda oldugu kadar bisiklet, bisiklet ekipmani/aksesuari saticilarinin tutumlari, rekabet olmamasi, piyasa kosullarina da geliyor.

Ama en buyuk fark alim gucunde bitiyor. Baslangic seviyesi bisiklet aliminyum kadro, tiagra set ( 600-700€ ), orta seviye bisiklet ise carbon frame, 105/ultegra set, disk fren ( 1800-2000 ) akla geliyor cunku adamin kafasindaki baslangic bisikleti seviyesi yarim asgari ucret. Turkiye'de baslangic bisikleti olarak asgari ucretin yarisina triban 100 almak mumkun degil.

Kisaca insanlar ucuza kacmiyor, alim guclerine gore urunler aliyor. Insanlari olmayan maddi gelirleriyle daha iyisini almadiklari icin elestirmek anlamsiz. Kim istemez ki butcesini zorlamadan daha iyi urun kullanmayi.

Bir de istisnalardan bahsettim yukarda. Yilin 10 ayi rezil hava kosullarinda bisiklet kullandigimiz icin kislik kiyafete verilen paraya acimiyorum. Ucuza kacilmamasi gereken tek sey bence kislik kiyafet alirken su/ruzgar gecirmez, nefes alan kiyafetleri tercih etmek. Kislik kiyafette para vermeyeyim, ucuz olsun diyerek aldigim hemen hemen her urunden pisman oldum, aci sekilde bunu tecrube ettim. Sicak iklimde bisiklet kullanan arkadaslara ozeniyorum bu konuda. Saglik konusunda ucuza kacmanin sakincaligi oldugu konu bu olabilir.

Diger bir konu da kaba tabirle isin artislik tarafi. Turk insani olarak ihtiyaca gore degil, odeyebilecegimiz en yuksek fiyata gore tercih yapiyoruz genelde. Arkadaslar Hollanda'dan ornek vermis cok haklilar, ozellikle Amsterdam icin en iyi bisiklet calinmaya degmeyecek bisiklettir. Insanlar bu yuzden ihtiyaclarini gorecek bisikleti tercih eder fazlasini almaz. Hatta 70€'ya bisiklet alip 35€'ya kilit almak cok siradan bir durum. Gunluk kullanim icin devletten vergi iadesi alinmadigi ( onun da belli kosullari var ) surece kimse pahali bisiklet almaz. Ozel ihtiyaclar ve hobi icin ise isler biraz degisiyor o baska konu.
 
Geri