Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Yol bisikletiyle en yüksek hızınız nedir?

Özel yolda ne, ben o hızı salonun ortasında yaptım. Zwifte Radio Towera tırmanış yapıyorsun ondan sonra sal aşağı gitsin. 🤣🤣

Dışarıda o kadar hız yapılmaz değil ama ben o riske giremem. Dışarıdaki en yüksek hız aşağıdaki, onuda geçen sene Uludağ sürüşünde yapmışım. Tırmanış yaparken @Adil ÜNALDI arkasından bakıyorduk, inişte o bizim arkamızdan bakmıştı 😀

302865 dosyayı görüntüle
Yükseklik korkum var. Yoksa bende hızlı inerim.
 
Scudo
100km/s aşırı iddialı bir rakam. MTB ya da tur bisikleti ile zaten hayatta mümkün olmaz. Yüklü bisiklet ile de olmaz. Ağırlık avantaj görünse de bu sefer sürtünme müsade etmez. Ayrıca o şekilsiz yük belli bir hızdan sonra stabiliteyi de bozup başa bela açacaktır.

Benim gördüğüm kadarıyla (youtube) iyi bir yol bisikleti ile uzun süre virajsız gidilebilecek uygun eğimli bir yolda, kıçı üst boruya, göğüsü gidona yapıştırmak gibi tehlikeli bir aero pozisyon alarak ancak 100km/s hıza ulaşılabiliyor. Ve gerçekten bisiklete çok hakim bir sürücü olmak gerekiyor çünkü bisiklet aşırı duyarlı hale gelip savruluyor.

GPS verisi hız konusunda sapıtabiliyor. Hele ki telefon GPS i ise zaten hiç güvenilmez, 180-200 bile yaparsınız.
Uyduruk km saati ve sensörler ayrı bir faktör.
Ayrıca insanların çoğunda lastik çap ayarı ve bisiklet ağırlığı gibi şeyleri bilerek ya da bilmeyerek yanlış girmek ve öylece bırakma huyu var. Stravada watt lar hep havada uçuşuyor mesela. Mantıklı bir değer çıkan adam görmeniz zor. 9 kiloluk yol bisikletine 15-20 kilo girince laylay yapılan tur 200-250W hesaplanıyor tabi.
(link) downhille adam 167 km yapıyor ve polislerin radarı gibi bir cihazla ölçülüyor. Ve ağırlık arttıkça rampa aşağı hızda artıyor. Neyse
 
  • Beğen
Tepkiler: Gkgoko
Yolla yakalanabilecek bir sürat ama oldumu ve Bisiklet ağır oldumu rampada uzun ve eğimi fazla olur ve rüzgarda arkadan eserse baya hızınız artar. Ayrıca düz yolda oğlan arkamda MTB ile 46 yaptığım doğrudur 🤣

Yol böyle olsun, asfalt kalitesi böyle olsun ne sğrğlğr bre. İnstada inişlerde 80 le viraja giriyor adamlar. 90-100 arası gidiyorlar. Ve ağırlık olunca daha hızlı gidiliyor. Ve biraz fizik bilenler ağırlık arttıkça yer çekimi etkisininde arttığını bilirler. Bir gülle ve bir kuş tüyünü havadan bırakırsanız gülle daha hızlı düşer, çünkü ağırdır öz kütlesi fazladır. Bisikletttede aynısı geçerli. Birde hava sürtünmesi var tabi, rüzgar önden estimi ister sizde ister inişte olsun sizi baya bir yavaşlatır, arkadan estimide tam tersi. Yani ağırlık eğim ve rüzgar üçlüsü birleşirse 120-130 lu hızlarada rahatça ulaşılabilir.

(link) adam 167 km yapmış rampa aşağı. Dünya rekoru
Fizik bilenler demişsiniz ama yazıyı okuyunca bende ne Türkçe ne de fizik kaldı. Dayanamadım yazdım. Yazım kurallarıyla değil fizik kısmıyla ilgileneceğim. Lise fiziğiyle bile anlaşılabilecek bir konu. Yüksekten bırakılan bir cismin yere düşme süresi ağırlığıyla veya özkütlesiyle alakalı değildir. Ağırlık, bir nesnenin yer çekimi etkisine karşı koymasıdır ve yer çekimi tarafından etkilenen tüm nesneler aynı ivmeyle düşerler, yani ağırlıkları düşme hızını etkilemez. Dolayısıyla, ağırlık arttıkça bir nesnenin hızlanması beklenmez.

Formülize edersek kinetik enerji Ek=1/2mv^2, potansiyel enerji ise Ep=mgh. Düşme sırasında potansiyel enerji kinetik enerjiye dönüşecektir, yani mgh=1/2mv^2 olacaktır. Sonuç olarak ise gh=1/2v^2. Yani kütle ile bir ilgisi yoktur. (g=yer çekimi ivmesi, h=cismin yüksekliği, m=kütle, v=hız)

Burada işin içine hava direnci giriyor. (Fh=KSV^2, K=Cismin ve akışkanın özelliklerine bağlı olan sabit, S=Cismin hareket doğrultusuna dik olan en büyük kesit alanı, v=hız)
K'yı bisiklet üzerinde değiştiremiyoruz, ancak kesit alanını küçülterek S'yi değiştirebiliyoruz.

Bisikletlerin daha aerodinamik olması, peletonda arka arkaya gidip rüzgardan kaçmaya çalışmaları ve resimde de görüldüğü gibi olabildiğince yüzey alanını daraltmaya çalışmaları, tamamıyla hava direncini azaltmak içindir.
1681509640499.png


Alıntıdır:
Etrafımıza baktığımızda, büyük kütleli cisimlerin yere daha hızlı düştüklerini düşünürüz. Bu, gerçekten de çoğu zaman böyledir; çünkü gözlemlerimizi çoğu zaman içinde hava bulunan, dolayısıyla hava sürtünmesi bulunan ortamlarda yapmaktayız. Bu da, fiziksel süreçlerin gerçek ve çıplak doğasını görmemize engel olabiliyor. Çünkü hava sürtünmesi de sıradan bir fiziksel kuvvet olsa da, etkisini ilk etapta fark edemediğimiz için, aslen varlığından haberdar olduğumuz kütleçekiminin doğasına yönelik algılarımız gerçekten sapmış oluyor. Eğer hava sürtünmesini de gündelik olarak rahatlıkla deneyimleyebilseydik, kütleçekimi üzerindeki etkisini daha iyi ayırt edebilir ve kütleçekiminin doğasını daha iyi anlayabilirdik.

Havanın olduğu ortamlarda serbest bırakılan cisimler üzerine 3 kuvvet etki eder:

  1. Hava Direnci: Bu kuvvet, havanın içinde hareket eden cisimlerin, hava sürtünmesi nedeniyle deneyimlediği kuvvettir. Yere doğru hareket eden cisimler üzerine bu kuvvet, yerin aksi yönde etki eder. Bu kuvvetin etkileriyle ilgili bir yazımızı (link)
  2. Kaldırma Kuvveti: Tıpkı suyun içinde yüzerken olduğu gibi, havanın da bir kaldırma kuvveti vardır. Ancak bu kuvvet öylesine küçüktür ki, çoğu durumda görmezden gelinebilir.
  3. Kütleçekimi: Cisimlerin birbirlerine doğru hareket etmeye meyilli olmasına neden olan kuvvettir. Ancak (link) da anlattığımız gibi, kütleçekimi Newton'a göre bir kuvvet iken, Einstein'a göre sadece hayali bir kuvvettir. Her halükarda bu etki, çoğu cisim için yukarıdaki her iki kuvvetten de daha kuvvetlidir.
(Yazının hepsini burada paylaşmıyorum link olarak bırakacağım)

Bowling topu ve kuş tüyüne gelirsek, yukarıda zaten açıkladım, ancak güzel bir video da mevcut. Yani ağırlık ve özkütlesiyle herhangi bir ilişkisi yok.
(link)


Merak edenler için yukarıda alıntıladığım yazının tamamı:
(link)
 
Gençler lütfen hic bir araç ile kontrol edemeyeceginiz ve duramayacağınız hızlara çikmayınız. Rekor denemeleri trafiğe kapali alanlarda uygun ekipman ve destek ekibiyle yapılabilen seyler. Ertesi günde spor yapıp eglenebilmek için bu günü sağlam atlatmaniz gerektiğini unutmayınız. Adrenalini ve heyecanı daha güvenli onlarca alan var oralarda arayalım.
Bilime dönersek meyili bir araziden aşağı inerken karşılaştığımız kuvvetler belli öncelik hava direnci. Sinra lastiklerin sürtünme kuvveti. Burda ağırlığı fazla olanın sürtünmesinin de fazla olacağınızı aklımiza getirmemiz lazim. Sosyal medya nesli olarak youtube da onlarca video bulmanız olası.
 
Son düzenleme:
(link) downhille adam 167 km yapıyor ve polislerin radarı gibi bir cihazla ölçülüyor. Ve ağırlık arttıkça rampa aşağı hızda artıyor. Neyse

O adamların iniş yaptığı yerlerin yamacında durup aşağıya bile bakamaz çoğu insan. Ben ekstrem koşullar, profesyonellerin rekor denemeleri ve dünya çapında bunlara cesaret edebilecek bir avuç manyaktan değil, trafiğe açık asfalt yollar ve sıradan fanilerden bahsediyorum. Neyse...
 
Arkadaslar atmayi birakinda gidin bisikletlerinizi adam gibi kuralina uygun kullanin. Bisiklet Keyf, Spor amacli kullanmak icin bir alettir, hiz aleti degil.

Madem 100-120 km/h hizlara ulasiyorsunuz gidin Tour de France vs. katilinda 1. olun ve türkiyeyi gururlandirin, sonucta 120 ile gideni ben yarislarda görmedim. Demekki sansiniz %100.

Hiz yapamk istiyorsaniz da kuarallara uymak satiyla araba yada motor alin ve onlari kullanin.
 
Şehir tarifiği ana arterde bu var. İlk aklıma gelenlerden birisi.

(link)

Screenshot_20230415_044911_com.strava_edit_3055443344325.jpg
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Can Çelik
Ben yapamam o hızları da yapanlardan 1-2 abimizi tanıyorum.. ilki tom pidcock..Şimdilerde nerelerde hiç görünmüyor kereta

Nibali vardır o da iyi iner çıkar(dı), Marco Pantani nin stilini pek kullanmıyorlar ama benim favorimdir :D

1520230344627.jpg


Bu makalenin detayları için bu linke bakabilirsiniz...

(link)

Akışkanlar dinamiğine falan da dalıp dalıp çıkmışlar... Bu ne demek?Mevzu apaçileştirilemeyecek kadar ciddi aslında..Kazanan, iki tekerlerleğe de eşit ağırlık veren ve bisiklette ağırlığı alta çekmeye çalışan pozisyonlar daha önde..Sagan ınki daha optimum duruyor..
 
Screenshot_2023-04-15-08-36-26-18_affade91b559f96039602d19bf8a02d9.jpg
Şu iniş sonrası başlayacak olan uzun yokuşun bir kısmını, inişte kazandığım ivme ile çıkabilmek için - % 12 eğimin de etkisiyle - 65 km hıza çıkmıştım. Özdemir Asaf'ın dediği gibi "Ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi." :ssrtcbya:
Tabii o hıza çıkan ben miydim, bisiklet olması gerekeni mi yaptı; tartışmaya kapalı. :)
 
Bu makalenin detayları için bu linke bakabilirsiniz...

Bu pozisyonların bazıları UCI tarafından yasaklı diye biliyorum, tam detayları da bilmiyorum ama. Örneğin Froom'un ve şekildeki f resminde üst boru üzerine oturma yasak sanırım. Güvenlik açısından ellerin sürekli gidonda olması gerekiyor, yani kolları gidona dayayıp eğilmek yasak.

Youtubei'da Froom'un videoları var. Yakın bir zamanda TT bisikletinin ölçümlerini yapıyorlardı, videodaki takım uzmanı Froom'un oturuş pozisyonunun yanlış olduğunu filan açıklıyordu. Adamın kaç şampiyonluğu var ve TT pozisyonu yanlış, yada yeni kurallara adapte olması gerekiyor.

UCI ve TT kuralları bizim için geçerli değil tabi ki de :) genel kültür olarak bana ilginç geliyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: SerdarCYCoo2Bursa
Fizik bilenler demişsiniz ama yazıyı okuyunca bende ne Türkçe ne de fizik kaldı. Dayanamadım yazdım. Yazım kurallarıyla değil fizik kısmıyla ilgileneceğim. Lise fiziğiyle bile anlaşılabilecek bir konu. Yüksekten bırakılan bir cismin yere düşme süresi ağırlığıyla veya özkütlesiyle alakalı değildir. Ağırlık, bir nesnenin yer çekimi etkisine karşı koymasıdır ve yer çekimi tarafından etkilenen tüm nesneler aynı ivmeyle düşerler, yani ağırlıkları düşme hızını etkilemez. Dolayısıyla, ağırlık arttıkça bir nesnenin hızlanması beklenmez.

Formülize edersek kinetik enerji Ek=1/2mv^2, potansiyel enerji ise Ep=mgh. Düşme sırasında potansiyel enerji kinetik enerjiye dönüşecektir, yani mgh=1/2mv^2 olacaktır. Sonuç olarak ise gh=1/2v^2. Yani kütle ile bir ilgisi yoktur. (g=yer çekimi ivmesi, h=cismin yüksekliği, m=kütle, v=hız)

Burada işin içine hava direnci giriyor. (Fh=KSV^2, K=Cismin ve akışkanın özelliklerine bağlı olan sabit, S=Cismin hareket doğrultusuna dik olan en büyük kesit alanı, v=hız)
K'yı bisiklet üzerinde değiştiremiyoruz, ancak kesit alanını küçülterek S'yi değiştirebiliyoruz.

Bisikletlerin daha aerodinamik olması, peletonda arka arkaya gidip rüzgardan kaçmaya çalışmaları ve resimde de görüldüğü gibi olabildiğince yüzey alanını daraltmaya çalışmaları, tamamıyla hava direncini azaltmak içindir.
302875 dosyayı görüntüle


Alıntıdır:
Etrafımıza baktığımızda, büyük kütleli cisimlerin yere daha hızlı düştüklerini düşünürüz. Bu, gerçekten de çoğu zaman böyledir; çünkü gözlemlerimizi çoğu zaman içinde hava bulunan, dolayısıyla hava sürtünmesi bulunan ortamlarda yapmaktayız. Bu da, fiziksel süreçlerin gerçek ve çıplak doğasını görmemize engel olabiliyor. Çünkü hava sürtünmesi de sıradan bir fiziksel kuvvet olsa da, etkisini ilk etapta fark edemediğimiz için, aslen varlığından haberdar olduğumuz kütleçekiminin doğasına yönelik algılarımız gerçekten sapmış oluyor. Eğer hava sürtünmesini de gündelik olarak rahatlıkla deneyimleyebilseydik, kütleçekimi üzerindeki etkisini daha iyi ayırt edebilir ve kütleçekiminin doğasını daha iyi anlayabilirdik.

Havanın olduğu ortamlarda serbest bırakılan cisimler üzerine 3 kuvvet etki eder:

  1. Hava Direnci: Bu kuvvet, havanın içinde hareket eden cisimlerin, hava sürtünmesi nedeniyle deneyimlediği kuvvettir. Yere doğru hareket eden cisimler üzerine bu kuvvet, yerin aksi yönde etki eder. Bu kuvvetin etkileriyle ilgili bir yazımızı (link)
  2. Kaldırma Kuvveti: Tıpkı suyun içinde yüzerken olduğu gibi, havanın da bir kaldırma kuvveti vardır. Ancak bu kuvvet öylesine küçüktür ki, çoğu durumda görmezden gelinebilir.
  3. Kütleçekimi: Cisimlerin birbirlerine doğru hareket etmeye meyilli olmasına neden olan kuvvettir. Ancak (link) da anlattığımız gibi, kütleçekimi Newton'a göre bir kuvvet iken, Einstein'a göre sadece hayali bir kuvvettir. Her halükarda bu etki, çoğu cisim için yukarıdaki her iki kuvvetten de daha kuvvetlidir.
(Yazının hepsini burada paylaşmıyorum link olarak bırakacağım)

Bowling topu ve kuş tüyüne gelirsek, yukarıda zaten açıkladım, ancak güzel bir video da mevcut. Yani ağırlık ve özkütlesiyle herhangi bir ilişkisi yok.
(link)


Merak edenler için yukarıda alıntıladığım yazının tamamı:
(link)
Peki şunu açıklayın o zman. Aynı rampadan aynı anda,ve benim bisikletimden ve jantlarımdan daha kalitesiz bir jantla ve aynı pozisyonda ama benden 15 kg daha fazla olan arkadaşım benden nasıl daha hızlı inebiliyor. Ve vücudu daha geniş ve kilolu bir arkadaş, yani rüzgar direncide fazla. Buyurun söz sizin.
 
Peki şunu açıklayın o zman. Aynı rampadan aynı anda,ve benim bisikletimden ve jantlarımdan daha kalitesiz bir jantla ve aynı pozisyonda ama benden 15 kg daha fazla olan arkadaşım benden nasıl daha hızlı inebiliyor.
Rampanın aynı noktasında ikiniz aynı anda "serbest" bırakıldığınızda (yani sadece ayaklar yerden kesilecek, pedala dokunmak yok), aynı hızlanma grafiğini yaşamanız gerekir. O senden daha hızlı iniyorsa, cırcır mekanizması ve teker göbekleri daha az sürtünmeye sahiptir, o sayede daha hızlı hızlanıyordur.

Fizik bilenler demişsiniz ama yazıyı okuyunca bende ne Türkçe ne de fizik kaldı. Dayanamadım yazdım. Yazım kurallarıyla değil fizik kısmıyla ilgileneceğim. Lise fiziğiyle bile anlaşılabilecek bir konu.
Hay ağzına sağlık. Ben de yazacaktım aynı şeyleri ama başka o kadar öğe vardı ki onlarla kafa bulmayı tercih ettim. Forum kafa bulmak için birebir, kafayı bulup çıkıyorum her seferinde. Alkole, diğer maddelere falan hiç gerek yok :huhuu:
 
  • Hahaha
Tepkiler: suyunsesi
1681559122368.png
İnişlerde kütleniz fazla ise hızınız daha fazla olur. (sürtünmeler ihmal edildiğinde)
edit: mg.cos(90-X)
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Asivemavi09
Bu pozisyonların bazıları UCI tarafından yasaklı diye biliyorum, tam detayları da bilmiyorum ama. Örneğin Froom'un ve şekildeki f resminde üst boru üzerine oturma yasak sanırım. Güvenlik açısından ellerin sürekli gidonda olması gerekiyor, yani kolları gidona dayayıp eğilmek yasak.

Youtubei'da Froom'un videoları var. Yakın bir zamanda TT bisikletinin ölçümlerini yapıyorlardı, videodaki takım uzmanı Froom'un oturuş pozisyonunun yanlış olduğunu filan açıklıyordu. Adamın kaç şampiyonluğu var ve TT pozisyonu yanlış, yada yeni kurallara adapte olması gerekiyor.

UCI ve TT kuralları bizim için geçerli değil tabi ki de :) genel kültür olarak bana ilginç geliyor.

Doğru diyorsunuz, yasaklı hareket ama zaten bazı kuralları çok enteresan oluyor. Mesela disk freni de tartışmaya açmışlardı, neymiş tehlikeliymiş.. Sanki ayna kol dişlileri, fren mekanizmaları vs tehlikesiz.. Ya da takım aracı veya hakemlerin kameramanların motorlarından droplandırma kullanıyorlar müsadeli ya da müsade siz olduğu anlarda da yine faydalanıyorlar.. Aero gidon ile normal gidon konusunda tartışmalar dönmüştü geçen senelerde ve ben de dahil olmuştum.. Tek etken olarak elbette etkisi çok çok az olur ama gidondan, kıyafetten, janttan, kadrodan, ayna koldan, aktarıcı dan %1/%2 şerden toplam hızı % 5-10 arası katkı sağlar hatta daha yüksek hızlarda faydası daha da artar.. Ama bunu bazıları anlamıyor, dalga geçiyor..
 
Geri