Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Z kuşağının bisiklete olan ilgisizliği

Orkun KnighTR34

Kara atlı prens
Kayıt
14 Ocak 2017
Mesaj
1.014
Tepki
1.967
Yaş
26
Şehir
İstanbul
İsim
Orkun
Başlangıç
2006—07
Bisiklet
Peugeot
Ucundan kıyısından Z kuşağında yer alan bir bisiklet kullanıcısı olarak (1998 doğumluyum, Z kuşağının başlangıç yılı genelde 1997 olarak belirtilir, daha ileri yılları belirten kaynaklar da vardır) fark ettiğim bir durum var ki çevremde bisiklet kullanan yaşıtlarım veya bana yakın yaşlardaki arkadaşlarım neredeyse yok. Öğrencisi olduğum üniversiteye sıklıkla bisiklet ile giderim. 10000 küsür öğrenci olan kampüste kendi bisikletim haricinde yalnızca 2 bisiklet gördüm bu güne kadar. Bu durumu okulumun (Maltepe Üniversitesi) konumuna yoralım haydi, okulun yolu 5 km yokuş içeriyor. Ama bisiklet kullanmanın nispeten normal olduğu yerlerde de, en basitinden vakit olduğu zamanlarda haftasonu sahilde hobi amaçlı sürüşlerde veya yokuş olmayan bölgelerde trafikteki bisikletliler arasında da bisiklet kullanan Z kuşağı bireylere pek fazla rastlamıyorum. Boş zamanlarımda sosyalleşmek amaçlı bisiklet gruplarına takılır, tur etkinliklerine katılırım. Katılımcılar %90'ın üzerinde emekli amca ve teyzelerden, orta yaşlı bisikletlilerden oluşur. Bisikletli etkinliklere ne zaman katılsam o etkinlikteki en genç katılımcı genelde ben oluyorum. Kendi yaşıtıma veya daha genç bir katılımcıya çok nadiren rastlıyorum. Z kuşağının bisiklete uzak olmasının nedenlerini gerçekten çok merak ediyorum.

Bisikletten uzaklar diyorum ama yine kendi gözlemlerime göre iki tekerlekli taşıt olgusuna yabancı değiller kesinlikle. Martı tipi araçların üzerinde Z kuşağı bireylerini bolca görüyorum. Acaba neden yapılan masrafları yapılan km'ye bilince mesafe başına daha ucuza gelen(dakikalık kiralık olanlara kıyasla) ve kasları çalıştırdığı için daha sağlıklı olan bisikleti keşfetmeyi denemiyorlar?
 
Son düzenleme:
Scudo
Bisiklet önceki kuşakların karne hediyesiydi. Şimdi oyun konsolları, telefon ve tabletler var. Zaten artık sokakta oynayan çocuk da azaldı. Bizi eve sokamazlardı.
 
Z kuşağına ücretsiz wi-fi erişimi veren parti 2023 seçimlerini kazanır. E tabii bir de uygun fiyatlı oyun kaldıran bir telefon ver yeter. Ekmek verme, su verme, maaş verme, özgürlük verme, bana mısın demez... Netini kapat bir hafta, isyan çıkarırlar.
 
Karamsar olmayalım...
Dünya ölçeğinde "iki teker" kullanımı; gerek pandemi gerek çevre duyarlılığı gerek se ekonomik nedenlerle öngörülmeyen biçimde artıyor...
Enseyi karartmadan ve kuşak kodlamalarına / önyargılarına dönük genellemeler yapmadan gelişmeleri takip edelim.
Ülkemiz için en olumsuz durum, kalburüstü bisikletlerin alım gücünü zorlaması. Bunun da kısa vadede aşılması zor görünüyor.
Her şeye rağmen pedal dönecek se tüm kuşaklar için dönmeli...
 
"Z nesli" diyerek bizlere çocuk gözüyle bakıyorsunuz. Hiçbir şeyde uzmanlaşamayan, hiçbir eylemi tam anlamıyla gerçekleştiremeyen, hatta "onlar" diyerek -bazı insanların da "şunlar" diyerek- kastettikleri bir nesiliz. Uzaylılar daha az ötekileştiriliyor inanın... Bize "Birşeyler öğretin" dediğimizde de başından savan yada ilgilenmeyen ve o çok değerli "Know-How"unuza talip olmamamızdan yine bizi suçlu gösteren insanlar var, bunlar bir sebep olmaktan ziyade bir sonuç.

Ekonomik faktörleri katmadan algınızı değiştirmediğiniz takdirde anca bisikleti kullanan insanların çocuklarına bisiklet satarsınız. Kaldı ki, kaç bisiklet hevesi olan çocuk kaldı ki bizim gibi karne hediyesi olarak bisiklet isteyecek !?... Tabletler, telefonlar, akıllı saatler havada uçuşuyor ... Diyorum ki; Umarım benim evladım da benden karne hediyesi olarak bir bisiklet ister ve birlikte pedallarız. Azarlamadan, keyfini çıkaracağı, alkol ve sigara bağımlılığından kendisini uzak tutacağı, tamiriyle bakımıyla uğraşıp beceri kazanacağı bir aktiviteyi ona sevdirmeyi çok isterdim. Umarım en az benim kadar bu şevkle biriken insanların sayısı artar, "tercihe dayalı olarak" yollarda arabadan daha çok bisikletli görürüz. Selametle, bol pedallamalar.


Bir Erzurumlu olarak bir söz geldi aklıma, onu da eklemek istiyorum.
Tavuk kakar böcügi, ondan görür cücügi.
 
Son düzenleme:
Genel olarak mı Z kuşağından bahsediyorsun yoksa gittiğin okulla alakalı bir durum mu bilmiyorum. Özel okullarda daha çok otomobil kullanan olur. Mesela Başkent Üniversitesi'nde lüks arabalı öğrencilere rastlarken ODTÜ'de bisikletlilere de rastlayabilirsin. Dediğin tüm dünya içinse sana katılamıyorum çünkü şu anda bulunduğum ülkede bisiklet bir yaşam tarzı ve 4-5 yaşındaki çocuklar bile aileleriyle ana bulvarlarda bisiklete biniyorlar. 7 yaşındaki çocuklar tek başlarına okullarına bisikletle gidip ulaşımlarını sağlıyorlar. Z, Y, X, boomer, hatta boomer'lardan yaşlılar bile bisiklete biniyorlar.
 
15 yaşındayım küçüklüğümden beri bisiklet kullanıyorum, 5 senedirde aktif olarak kullanıyorum. Oturduğum yerde genelde havaların ısınmasıyla bisiklet süren yaşıtlarım çok oluyor, mahalle bisikletciliği kültürüde ölmedi halen. Ancak gerek pandeminin etkisi gerekte ekonomik koşullar olsun azalmış olabilir. Genel olarak okullarda bile sportif ve sosyal aktiviteler azaldı. Kendi oturduğum yerde yol bisikleti grubunda en genç kullanıcıda benim, yaşıtım var ama şu an kullanmıyor. Sizin dediğiniz gibi bende bazen yalnız bazende orta yaşlı ve biraz yaşlı abilerimle geziyorum . Aslında okulda bir etmen liseye gidiyorum eve 16.20 civarı geliyorum, dershaneye gidenler 20.00' da çıkıyor. Ödevleri yetiştireyim, performans, proje, tekrar, yazılı çalışması derken inanın zar zor yetişiyor. Bunları yapmaz isek zaten sınıftan kimse geçemez. Okulda dersleri çok iyi olanın pek sosyal aktiviteside olmuyor genelde. Birde insanlarda gelecek kaygısı gün geçtikte çok artıyor. Tabi teknolojik aletlerde geçen uzun sürelerde sosyal aktiviteleri etkiliyor.
 
evde cs oynamak varken, kızlarla mesajlaşmak varken neden bisiklet sürsünler.

bizim zamanımızda diyorum fazla uzak değil aslında 40 yaşındakiler bana gülecektir cep telefonu yoktu. İnternet cafeler vardı. Şimdi herkesin evi internet cafe.
ilk bisikletim 6 7 yaşında bmxti 2000 yılında bianchi leopardım vardı. konyayı 4 dönerdik.
 
evde cs oynamak varken, kızlarla mesajlaşmak varken neden bisiklet sürsünler.

bizim zamanımızda diyorum fazla uzak değil aslında 40 yaşındakiler bana gülecektir cep telefonu yoktu. İnternet cafeler vardı. Şimdi herkesin evi internet cafe.
ilk bisikletim 6 7 yaşında bmxti 2000 yılında bianchi leopardım vardı. konyayı 4 dönerdik.
Kız arkadaşım benden ayrıldı. Geriye sadece cs , acılar ve bisan rx9300 kaldı 😔
 
Kız arkadaşım benden ayrıldı. Geriye sadece cs , acılar ve bisan rx9300 kaldı 😔
evde cs oynamak varken, kızlarla mesajlaşmak varken neden bisiklet sürsünler.
bak doğru saymışım 1'i gitmiş 2 si kalmış. Daha ne istiyorsun :)
kardeşim daha yaşın 18, ben 18 yaşında CS 1.6 oynuyordum nickimde Leopard'dı :koptum: kızlar düşünsün sen niye düşünüyon.
 
Z kuşağında para mı varda bisiklet alsın. Z ye bisiklet alacak ana babada da para yok.
images-23.jpeg
Kız arkadaşım benden ayrıldı. Geriye sadece cs , acılar ve bisan rx9300 kaldı 😔
Bısanda iyi ha... Lost ark çıkıyo şubatta steamda satışta şuan. Bi mmorpg herşeyi çözer :D
 
15 yaşındayım küçüklüğümden beri bisiklet kullanıyorum, 5 senedirde aktif olarak kullanıyorum. Oturduğum yerde genelde havaların ısınmasıyla bisiklet süren yaşıtlarım çok oluyor, mahalle bisikletciliği kültürüde ölmedi halen. Ancak gerek pandeminin etkisi gerekte ekonomik koşullar olsun azalmış olabilir. Genel olarak okullarda bile sportif ve sosyal aktiviteler azaldı. Kendi oturduğum yerde yol bisikleti grubunda en genç kullanıcıda benim, yaşıtım var ama şu an kullanmıyor. Sizin dediğiniz gibi bende bazen yalnız bazende orta yaşlı ve biraz yaşlı abilerimle geziyorum . Aslında okulda bir etmen liseye gidiyorum eve 16.20 civarı geliyorum, dershaneye gidenler 20.00' da çıkıyor. Ödevleri yetiştireyim, performans, proje, tekrar, yazılı çalışması derken inanın zar zor yetişiyor. Bunları yapmaz isek zaten sınıftan kimse geçemez. Okulda dersleri çok iyi olanın pek sosyal aktiviteside olmuyor genelde. Birde insanlarda gelecek kaygısı gün geçtikte çok artıyor. Tabi teknolojik aletlerde geçen uzun sürelerde sosyal aktiviteleri etkiliyor.
Konuyla ilgili olarak, bahsedilen Z Kuşağında yer alan bir kardeşimiz çok güzel bir şekilde, Z kuşağının bisiklet kullanımına ilgisiz oluşunu nedenleriyle birlikte yazmış.

Bahsetiğimiz yaş aralığındaki gençler büyürken pek sokak kültürü ve sokak oyunları oynayamadılar, Yeğenlerim de bu yaş aralığında ve çocukluklarından itibaren bilgisayar, telefon, tablet gibi aktivitelerle oyun oynama ihtiyaçlarını giderdiler. Arada bir paten veya bisiklete merak saldılar ama o da geçici oldu. Bu bazen hevesinin geçmesi bazen de daha iyi bir seviyede o hobiyi yapabilmesi için harcaması gereken parayı, yine teknolojik alternatif olan bir araca kaydırması nedeniyle gerçekleşti.

Bizim ülkemizde bisiklet birkaç şehir, ilçe vs... haricinde ulaşım aracından ziyade karne hediyesi, eğlence ve spor aracı olarak görülüyor. Bu sebeple de kullanımı her daim düşük kalmaya mahkum.

Artan araba ve benzin fiyatları, pandemi nedeniyle toplu taşımadan korkan insanların ulaşım aracı olarak bisikleti düşünmeye başladıklarını görüyorum. Ekonomik krizin mecburiyetleri nedeniyle bu düşüncede olup bisikleti ulaşım aracı olarak kullanacak kişilerin neredeyse tamamı, ekonomik krizin etkileri azalınca yine bisikleti terk edecek ilk kişiler olur diye düşünüyorum.

Çünkü kullanınca; bisiklet yollarının olmadığını, diğer yolların pekte güvenli yollar olmadığını, insanların bir çoğunun bisikleti hala çocuk oyuncağı olarak gördüğünü, hatta nadiren de olsa ulaşım aracı olarak kullanıldıklarında "fakirlik" olarak nitelendiren sığ kafalarla karşılaşacakları için, ilk fırsatta terk edeceklerdir.
 
Mesajların her biri kendi içinde tutarlı olsa da genel gerçeklere baktığımızda malesef popüler kültür, Türkiye gençlerini değil sadece, yetişkinlerini de satın aldı ya da zehirledi.. Faydalarından istifade etmek kesinlikle doğru ama insan dediğimiz varlığı tanımlarken, ihtiyaçlarını erteleyebilen yani bilinç sahibi olarak tanımıyoruz ve oyun oynarken, birilerinin hesaplarındaki paylaşımları merakla açıp görmek için büyük çoğunluk işinden ayrılıyor, eşinden azar yiyiyor, babası ya da annesiyle arası açılıyor, trafikte kaza yapıyor, okula gitmiyor, gerçek hayattan bağları koparak sanal gerçeklik üzerine bildiğimiz matrix yaşamını seçerken buluyoruz kendimizi.. Halbuki zararları hep es geçiliyor. Göz bozuklukları, bellek ve refleks kayıpları, sürekli aynı oturuş ya da bakış pozisyonundan ortopedik rahatsızlıklar belki de insan olarak genetik kodlarımıza kadar işleniyor ve miras olarak övüneceğimiz bir teknolojinin gölgesinde nasıl bir enkaz aktarıyoruz, farkında değiliz. Zihinlerimiz bulanıyor, entrika halüsinasyon, depresan türü ilaçlardaki artış, agresif ve sinirlilik hastalıkları, tahammül eşiklerimizin git gide dibe inmeye başlaması... Bunlara sebep olan şey bisiklet olduğunu hiç sanmıyorum.. Daha fazla da uzatmadan söylemek istediğim şey, bilinçli olma hali aslında. Bizler ihtiyaçlarımızı belirlemeliyiz, neye muhtaçlığımız ya da ihtiyaçlık durumumuz var ne olmadan da hayatta kalırız, ölmeyizi belirlememiz gerekiyor. Günde 8 değil de 7 saat uyusak ve her günümüzden 1 saat arttırsak, bunu kalan ömrümüze oranlasak, düşünsenize 1 saatte neler yaparız? Bisiklet sürmek yerine 1 sene, 1 sene csgo oynadığımızı ve elimizde ne kaldığı ya da elimizden nelerin gittiğini bilmek, tamamen bilinç işi.. Diyeceğim o ki, kimseden beklemeden bir şey yapmalıyız, harekete geçmeliyiz.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Eren ve Atasoy
Neden?

Bisiklete bakış 15 yıl öncesine göre değişmedi ama şehirler değişti. X kuşağı hala bisikleti tam olarak konumlandırabilmiş durumda değil. Ulaşım aracı desen ııhh. Tam kafalarında oturtamıyorlar. Spor aleti desen, ııh o da tam sayılmaz. Bir kere karda kışta sürülemiyor. E şehirde arabaların arasında slalom yapmak zorunda kalınca "Ölürsün gidersin başımıza kalırsın" anlayışı hala yerli yerinde.

Fakirleştim, fakirleştin, fakirleşti. Herkes fakirleşti... Bisikleti spor amaçlı kullanmak isteyenler ciddi para harcamak zorundayken, maddi durumu yetersiz olduğu için bisikleti ulaşım amaçlı kullanmak isteyenler şehir merkezlerinin çok dışarısında yaşamak zorunda kalıyor. İstanbul'da farazi söylüyorum Mecidiyeköy'de çalışan aylık 5 bin lira alan bir kişi eli mahkum kilometrelerce uzakta yaşamak zorunda.

Görünür olma ihtiyacı arttı. Ben bir sosyal medya uzmanıyım. Maalesef influencerler ile de çalışmak zorunda kalıyorum. Görünür olma ihtiyacı zirve yapmışken bireysel ve iç dünyana yaptığın bir spor olan bisikletin arka plana atılması çok normal. Spor salonlarında ayna karşısında selfie çekerek IG'de paylaşmak ne kadar basitse, sabah 7'de dışarı çıkarak sürdüğün bisikleti IG'de paylaşmak o kadar zor.
 
Bu yazdığının sebepleri çok fazla; kendimden pay biçerek çocuk yaşta bir bisiklet kullanma yönlendirmesi ve alışkanlığı için ailenin rolü çok önemli.. Beni bisiklete yönlendirdikleri için bisiklet ile tanışmam çok küçük yaşlara dayanıyordu. Çağ o kadar değişti ki, örneğin sosyal medya her yerimizi kapladı. Eskiden bir yemek piştiğinde kokusu komşuya gider ayıp olmasın diye bir tabak verildi.. Şimdi sosyal medyada o tabak paylaşılıyor ve komşu kimsenin umrunda değil. Çağımızdaki nesil bunu yapıyor, tenzi ediyorum çoğunu, bahsettiğimi anlayacağınızı düşünüyorum, çoğu genç motorsiklet kullanıcısı ve sosyal medya ile göz önünde kalmaya çalışıyor. Bisiklete yönlendirilmeleri olmadığı için, üzgünüm bu nesilin çoğu üşengeç, popüler kültürün himayesi altında kaldılar. Şunu da söylemeliyim; bisiklet topluluğumuzda süren tabiri caizse Z kuşağı var, bunların ailesi de bizimle ya da gerçekten bisikletin faydalarından, bisiklet kullanıcısı olmanın kendisine ve dünyaya yararının farkında olan bireyler. Ben bisiklet sürerken sadece kendime olan yararını gözetmeksizin, çevreye, insanlığa olan yararını gözeterek örnek olma yolunda pedallıyorum. İşin en acı tarafı, gün gelir şu başlık açılırsa sanırım kahrolurum; Bisiklet fiyatları aldı başını gitti bisiklet alamıyorum, maddi zorluklar yüzünden bisikletimi sattım.. İşin bir de bütçe ve maddi imkanlar kısmı var. Bir çocuğu bisiklet alarak yetiştirmek belki birçok aile için artık lüks oldu. Altlarına motorsiklet alan gençleri tenzi ederek, belki z kuşağı bisiklet almak istiyor ama imkanları el vermiyor. Fiyatlara bakar mısın, aldı başını nerelere gitti.. Forumun genelinde de çok şaşırıyoruz, hala hayatımın bir noktasında çok şaşırıyorum, alışmamız gerektiğinin farkındayım ama 40lı yaşlar 30lu yaşların mizahına, konuşma üslubuna, tutumuna, aynı şekilde 30lu yaşlarda 20 yaşlarındaki bireylere şaşırarak bakıyor. Çağ değişiyor, insanlık değişiyor.. Dilerim bisiklet kültürünü nesilden nesile yayabilecek imkanlarımız, düşüncelerimiz olur.. Her nesildeki bireyleri de aynı kefeye koymadığımı belirtmek isterim..
 
Aslında konuyu açan arkadaş sorduğu sorunun yanıtını son paragrafta ifade etmiş.
Z Kuşağı teknoloji/iletişim çağı ve popüler kültürün içine doğduğu için popüler hale gelen teknolojik araçlarında ilk elden kullanıcılar olmaktalar.
Bu yüzden elektrikli scooterler onlar için şu an ilk tercih sebebi oluyor.
Farklı ülkelerde de böyle midir bilemiyorum.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Atasoy
Z kuşağına laf yok, Z kuşağına laf söyleyene cıısssss yaparım ona göre.
 
Keşke tek sorun bisiklete olan ilgisizlik olsa... Saygı, sevgi, terbiye vs. birçok ahlaki değer yitirilmiş durumda. Bilgi edinmek, eğitilmek, öğrenmek hak getire.

Son sınıf öğrencisi olduğum lisede yaklaşık 1000 Z kuşağı üyesi var ve okulun durumu ortada. Çöpler, kirlilik, gürültü hepsi var ve okulun amacını kavrayabilmiş öğrenci sayısı bir elin parmak sayısını geçmez. Tabii bu durumda ebeveynlerin payı her şeyden fazla.

Çocuk yetiştirmenin çok ciddi bir mesele olduğunu kavrayamayan bir üst nesillerin rezilliği çekiliyor günümüzde. John Locke'un "boş levha" kuramına değinmek isterim. Bebek doğduğunda yalnızca ailesine maruz kalıyor ve büyüdüğünde iyiliğiyle kötülüğüyle ailesini yansıtıyor. Yani bu başlıkta Z kuşağına değil bu kuşağı yetiştiren bireylere taş atmalıyız. Yine hoşlanmadığım bir sonuca ulaştım ama malesef böyle düşünüyorum. Sorunların sebebini başkalarında bulmak hoş değil ama ne yazık ki durum böyle. Suçun tamamı elbette ebeveynlerde değil ama çoğunluğu onlarda diyelim.

Daldım gittim yine konu dışı yerlere. Yine yukarıda eleştirdiğim ebeveynlere gelelim. Bisiklete kendisinin saygısı yok ki çocuğunun olsun. Çocuk ailesinden böyle aktivitelerin varlığını görmediğinden malesef geç yaşlarda kavrayabiliyor bisikleti. Günümüzdeki ekonomik sebepler de başta geliyor tabii. Asgari ücreti hangisine yetirsin çalışan? Malesef zaruri ihtiyaçlardan para arttıramayan kişiler, içinde bisiklet hevesi olsa bile imkan sağlayamıyor.
 
Ah şu z kuşağı yok mu? hepsi kalitesiz hepsi eksik hepsi değer bilmez. hepsi ancak ve ancak internetin kölesi, internet dışında her şey önemsiz onlar için, değer algıları yok.
Ok boomer.
Gelelim gerçek sebebe, bundan 10 sene önce benim düşük gelirli ailem bile karne hediyesi olarak bisiklet alabiliyordu. Şu an ben yarı zamanlı çalışıp, üstüne bursumu ekleyerek ve aile yardımıyla bisiklet alabiliyorum. Ayrıca z kuşağı, z kuşağı diye zırlayan nesil( şu anın anne babaları) çocuklarına bisiklet, spor, müzik gibi alışkanlıklar kazandıracak zahmetlere girmek yerine 800 liraya bir tablet alıp çocuğunu başından savmakla meşgul.
Ama ah yok mu şu z kuşağı, ulu tanrı hepsinin başına göktaşı yağdırsın.

ayrıca ekleyeyim ne olur ne olmaz, bisikleti tercih etmek yerine pc/konsola yönelme gibi bir şansımız da olmuyor pek. zamanında almışlar oynuyor, en ucuz konsol 6500 lira, pc dizmeye girmiyorum bile. şu zamana kadar hobisine yatırım yapan yaptı.ben önümüzdeki 5 yılda konsol veya pc alabileceğimi düşünmüyorum giriş fiyatta sayılabilecek bir bisikletim var onunla ilgilenmeye devam.
 
Son düzenleme:
Ah şu z kuşağı yok mu? hepsi kalitesiz hepsi eksik hepsi değer bilmez. hepsi ancak ve ancak internetin kölesi, internet dışında her şey önemsiz onlar için, değer algıları yok.
Ok boomer.
Gelelim gerçek sebebe, bundan 10 sene önce benim düşük gelirli ailem bile karne hediyesi olarak bisiklet alabiliyordu. Şu an ben yarı zamanlı çalışıp, üstüne bursumu ekleyerek ve aile yardımıyla bisiklet alabiliyorum. Ayrıca z kuşağı, z kuşağı diye zırlayan nesil( şu anın anne babaları) çocuklarına bisiklet, spor, müzik gibi alışkanlıklar kazandıracak zahmetlere girmek yerine 800 liraya bir tablet alıp çocuğunu başından savmakla meşgul.
Ama ah yok mu şu z kuşağı, ulu tanrı hepsinin başına göktaşı yağdırsın.
yiğidi öldür hakkını yeme. doğru söylemiş. çocuğunu spora veya herhangi bir uğraşa yönlendirmek gerekiyor.
eskiden sokakta oynayan çocuğa bisiklet alıyorlardı. zaten sokakta oynayan çocuk bisiklete binince sporcu olmaz vakit geçirmiş olur.
bu devirde malesef bu şekilde değil. çocuk tek başına bisiklet sürecek değil ya bisiklet sürecek ortamda aileleri zorluyor tabi formasıydı bisikletiydi(diğer sporlar için diğer malzemeleri kast edebiliriz).
tablet daha ucuz.
 
  • Beğen
Tepkiler: hermes
Geri