Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Z kuşağının bisiklete olan ilgisizliği

Scudo
Geneli itabiyle ne yaparsam yapayım bir türlü ciddiye alamıyorum bu Z kuşağının fertlerini. Her manada cahil kalmışlar internet sayesinde.
 
Geneli itabiyle ne yaparsam yapayım bir türlü ciddiye alamıyorum bu Z kuşağının fertlerini. Her manada cahil kalmışlar internet sayesinde.
Nedense bizim büyüklerimiz de zamanında, "internet" kelimesi yerine "televizyon" kelimesini koyarak bu cümleyi bizim için söylüyorlardı.
 
Son düzenleme:
Geneli itabiyle ne yaparsam yapayım bir türlü ciddiye alamıyorum bu Z kuşağının fertlerini. Her manada cahil kalmışlar internet sayesinde.
Önceki nesillerin de bazı fertleri televizyondaki foseptikimsi kanallar nedeniyle cahil kalmış. (en bilinen örneklerinden biri de alfabenin ilk harfiyle başlar). Doğru kullanımda internet cahil bırakmaz hatta internet sayesinde bilgi düzeyi artmıştır. En basitinden bilumum sokak röportajlarında ülke gündemine hakim, bilgi düzeyi yüksek öyle Z kuşağı fertleri var ki aklın hayalin durur. Her kuşağın bilgilisi de var cahili de vardır.
 
İnternet olmasaydı, ayakta uyutulurduk (uyutuluyorduk). Nesille ilgisi yok bunun. Son nesiller için özel bir şey söylemeye gerek yok; 1935 doğumlu babam, 1945 doğumlu kayınpederim bile TV'de gösterilen dünyadan farklı bir dünyada olunduğunu biliyor internet sayesinde.
 
Geneli itabiyle ne yaparsam yapayım bir türlü ciddiye alamıyorum bu Z kuşağının fertlerini. Her manada cahil kalmışlar internet sayesinde.
Hocam internet cehalete yol aciyorsa sizin de kullanmaniz bir celiski degil mi?
Eger internet sizi cahil yapmiyorsa Z kusaginin fertlerinden farkiniz nedir tam olarak?
 
bisiklet hobisi gerçekten çok pahalı. bisikleti,kaskı,eldiveni,ayakkabısı,pedalı,çantası,ışığı,ceketi,forması,taytı,selesi…yaz yaz bitmez. kaldı ki her şeyi aldın o da bitmiyor, çünkü daha iyisi var. yani bizim gibi orta Doğu ülkesinde yaşayanlar için pahalı bir zevk bu. biz sıyırdık da gençler önce sıyrılmak peşindeler.
 
Geneli itabiyle ne yaparsam yapayım bir türlü ciddiye alamıyorum bu Z kuşağının fertlerini. Her manada cahil kalmışlar internet sayesinde.
Olur öyle şeyler, sokratesde ciddiye alamamış. Sırayla bu işler :)

(link)
 
Hocam siz Ankara'da yaşarken Ankara şöyle bi yerdi(70'ler). Sizin devirlerle şuan ki zamanlar karşılaştırılamaz. 97 doğumlu yeni nesil olarak bu dünyanın bence en altın devrini dedemlerin de dahil olduğu sizin nesil yaşadı (60 lar vs.) Hem sağlık imkanları yeterince gelişmiş, geçim çok daha kolay, doğa hala bakirliğini koruyor, gıda kalitesi bu güne göre çok daha yüksek. 60 larda tekne veya bisikletle dünya turu yapmak isterdim.

Edit: Bunun dışında 60 larda bisiklete binen yetişkinler çok normal karşılanırdı demişsiniz. 60 larda İstanbul'da hala at arabası kullanılıyordu. Babanemin dediğine göre
282478 dosyayı görüntüle


Bi de 60 lar İstanbul filmi koyalım alta. Neredeyse Osmanlı İstanbul'u diye anlatılan hikayelerle birebir aynı İstanbul

60'lı ve 70'li yıllara nasıl altın devir deniliyor anlayamadım. Sanırım belli bir kesimden bahsediliyor.
O yıllar Anadolu'da yaşayan insanların kamyon kasalarına doldurulup büyükşehirlere göç (işgal) ettirildiği,
karşıt görüşlü binlerce gencin sokak ortasında birbirini boğazladığı, çarpık kentleşmenin temellerinin atıldığı yıllar olarak akıllara geliyor.
Tüm mesele doğa ve yeşillik ise haklısınız. Altın bir devirden bahsedilecek ise o da ülkenin serbest piyasa ile tanıştığı Özal'lı yılları diyebiliriz.
 
Devir tartışmayın boşuna.
Z kuşağı bizlerin evlatları, bizler de onların ağabeyleri, ablaları, anne ve babalarıyız. Hem onlar da sandığımız kadar geride değiller. Oldukça zekiler ve her şeyin farkındalar merak etmeyin. Sadece çağımızın tembelliğine alışkınlar. (Evde pc, elde cep telefonu).
Burada konu, bisiklete olan ilginin bir şekilde gençler arasında artmasının sağlanması değil mi. Asıl konu neden ilgisizler?
İşin maddi kısmını kenara koyarsak, burada görev bizlere, yani bisikleti olanlara düşüyor. Bizler, bisikletlerimizi insanları imrendirecek şekilde gayet yakışıklı ve güzel şekilde kullanalım. Çevremize, gençlere ve insanlara bisiklet sürmenin, özellikle de kendi gücümüzün sınırlarını yenerek, aşarak sürmenin keyfinden, zevkinden bahsedelim / gösterelim. Bu aletin ne kadar pahalı olduğundan, ağırlığından, parça sayısından, marka çeşitliliğinden, yokuşlarda terletmesinden, kışın ayrı bir dert olmasından, bisikleti almakla bu işin bitmediğinden, giysisi, ayakkabısı, kilitli pedalı gibi ekstralarından vs. vs. -uzayıp gider- bahsedersek olmaz. Bisikletin sadece iki teker olduğundan, her yönden çok faydalı olduğundan, kendi nefesimizle enerjimizle sürerken verdiği özgürlük hissinden, yüzümüze çarpan rüzgarın, göğsümüzde çarpan kalbimizin verdiği keyifden bahsetmeliyiz. Aksi halde sıcacık evindeki koltuğunun üzerinden, bilgisayarının başından eleman niye kaba etini kaldırıp rahatını bozsun ki? "Amaaan şimdi kim uğraşsın bu kadar şeyle, hem bisikletimi bilgisayarımdaki bisiklet oyunuyla da sürebiliyorum" der bizim tembel eleman. Haksız mıyım?
Bilgisayarların yayılması ile eve çekilme, internet ile birlikte de kütüphanelere giderek yapılan araştırmalar yok oldu. Bunlar bizleri de kuşak tanımaksızın tembelliğe itmedi mi? Biraz kaba etleri kaldırmanın, hareket ederek yapılacak aktivitelerin de çok keyifli olduğunu onlara hatırlatmamız ya da öğretmemiz gerekiyor. Ama zorlaştırmadan, kolaylaştırarak... Zaten zaman geçtikçe bisikletin yukarda saydığım kadar çetrefilli ve pahalı olduğunu bu foruma da üye olarak öğreneceklerdir. :)
 
Son düzenleme:
Youtube'da (link)diye bir kanal var. Kanalın sahibi, eski bisikletleri (klasikleri değil) restore ediyor ve bu bisikletleri yaşadığı yerdeki çocuklara, gençlere hediye ediyor.

Bisikletforum üyeleri olarak benzer bir şeyler yapabiliriz diye düşünüyorum. Kullanmadığımız, elimizde fazlalık olarak duran parçalarla bisiklet toplayıp, maddi durumu elvermediği için bisiklet alamayan kardeşlerimize hediye edebilir, yaptığımız işi sosyal medyada geniş kitlelere duyurabiliriz. Böylece bisiklet kullanımına yönelik ilgi ve merak da yaratmış oluruz Z kuşağı arasında.

Konya'da yaşayan Bisikletçi Teyze için güzel bir kampanya organize etmiştik hatırlarsınız. Bir kere niyet edince, çok kolay ve hızlı şekilde harekete geçebiliyoruz.
 
Z kuşağının çoğunluk olarak spor olarak bisiklete ilgisi hiç yok hobi yada gündelik kullanım konusunda da şehrin yapısına göre ilgili veya değiller:kötü:.Örnek olarak Ankara gibi bir yerde ilgili olmamaları çok normal gerek iklimi gerek yer şekilleri olsun fakat işin can alıcı kısmı bisikleti spor olarak yapıyorum diyince çok saçma bulunması.Ne var yani buda bir spor; spor dediğiniz sadece futbol, basketbol ve voleyboldan mı ibaret?Düne kadar okçulukta pek rağbet görmüyordu ancak geçen yaz ülkemize altın madalya geldi şimdi daha ciddiye alınır bir spor oldu.Umarım bisiklette de ülkemiz adına benzer başarıları yakalayabiliriz:harika:
 
  • Beğen
Tepkiler: suyunsesi
60'lı ve 70'li yıllara nasıl altın devir deniliyor anlayamadım. Sanırım belli bir kesimden bahsediliyor.
O yıllar Anadolu'da yaşayan insanların kamyon kasalarına doldurulup büyükşehirlere göç (işgal) ettirildiği,
karşıt görüşlü binlerce gencin sokak ortasında birbirini boğazladığı, çarpık kentleşmenin temellerinin atıldığı yıllar olarak akıllara geliyor.
Tüm mesele doğa ve yeşillik ise haklısınız. Altın bir devirden bahsedilecek ise o da ülkenin serbest piyasa ile tanıştığı Özal'lı yılları diyebiliriz.
Hocam aslında dökülen kan miktarında 70 lerle pkk arasında ne fark var bilmiyorum. Hatta ekonomik maliyetleri de eklediğimizde Özal devri pkk daha masraflı bile olabilir. Çarpık kentleşme 70 lerde bireyselken 80 lerde toplumsal bi hal alıp problem oluşturmaya başladı. Serbest ekonomi sonrasına doğduğum ve öncesi hakkında da bi araştırmam olmadığı için ne söylersem eksik kalır.

60 larda hamallik yaandedem Ortaköy de oturuyormuş.

60 larda doğanın bakirliğine örnek vermek gerekirse. Marmarisin 60 larda 12.000 nüfusu varken aynı yerde 2500 lük kişilik antik tiyatro var. Belki de antik devirde Marmaris 60 lardan daha kalabalıktı. 60 yıllarda sağlık ulaşım diğer koşulların da antikten daha iyi olduğunu sayarsak Marmarisin altın devirlerini 60 lar ilan ediyorum lol. 80 sonrası yoğunlaşan bölgenin yıkımını da yine BBC nin 89 yapımı videosunda görebilirsiniz

60s vs 2010s

WhatsApp Image 2021-04-29 at 22.03.57 (4).jpeg
WhatsApp Image 2021-04-29 at 22.03.57 (5).jpeg
WhatsApp Image 2021-04-29 at 22.05.00 (3).jpeg
WhatsApp Image 2021-04-29 at 22.05.00 (4).jpeg


O kadar Özal eleştirdik de millet en azından yanına yaklaşabiliyomuş. Bu arada Malatyasporluyuz. Aile albümüzde bile Özal fotoları vardır. Her Malatya'lı da olduğu gibi.

 
Son düzenleme:
Ikinci el bisikletim var kendi harcligimla alabildim eh işte iyi kötü ona binebiliyoz.
 
Z kuşağı iyidir :)
Sorun kuşaklarda değil aile, kültür, eğitim ve maddiyatta.Sınıflarsak ben X, eşim Y (kromozom gibi oldu 🙃 ), 2 çocugumuzda Z kuşak (15 ve 11 yaş).
Benim cocukluk arkadaş çevrem X kuşaktan toplasan bisiklete duzenli binen 2 kişi (1 tanesi benim). Sonradan tanıştıklarım ayrı.
Eşimin arkadaş çevresi Z kuşağı benim bildigim bisiklete binen yok!
Demek ki sorun kuşakta değil!

3-5 sokak roportajina bakın, ulkeye şöyle bir göz gezdirin, X ve Y kuşağının pekte matah olmadigini maalesef goruyorsunuz...
Z kuşağında da iyisi var, kötüsü var, kendini geliştireni var, cahili var, sporcusu var, var oglu var!
Genel olarak fiziksel tembel olduklari bir gercek olsada oldukca zekiler. Şehirde olan 10-16 yas araligi için guvenli takılacak alan, bizim zamanımızın mahalle kulturu yok. Genel olarak spor alanı yok. Ailelerde para yok. Dogal olarak evdeki internet, edinebildikleri telefon/tablet/bilgisayar en buyuk tutkuları ve eglenceleri. Hadi git arkadaslarinla takıl deseniz cebine gunde guclukle koyacaginiz 10 TL ye bir tost alamıyor.

Cocuklara 4-5 yaşında boylarina göre bisiklet alıp aşılamaya başladım. İkisiylede 5-10 km mini turlara cıktım. Buyuk olan ile bisiklet gruplarinda 20-30 km turlara gittim. Sonra pandemi girdi. Yaş büyüdü. Şimdi bilgisayarın başından kaldiramıyoruz. Ben koşardım, bisiklete binerdim, dalmaya ve yuzmeye giderdim, balığa cikardim. Hadi cocuklar diyorsun eskiden dalmayı seven, baliga gelen, benimle bisiklete binen cocuk yerinden kıpırdamıyor. Kucuk kardes halen faal olma cabasinda ama buyudukce onun durumu ne olur bilinmez. Tek iyi tarafı oturdugumuz yer musait oldugu icin okula gidip gelmek icin bile olsa hala bisiklet kullanıyor olmaları.

En azından bilgisayarda sadece oyun oynamıyorlar. Kitap okuyorlar, politik gundemi benden guzel takip ediyorlar, özel ilgi alanları var. Telefondan yabancı dil uygulamaları ile kendilerini geliştiriyorlar. Ama çoğunlukla oyun oynamak hoşlarına gidiyor.

Biz okul çağındayken arkadaşlarımızın izleyip konuştuğu populer dizileri begenmesekte grupta olup konuşabilmek icin izlerdik. Onların cevreside boyle. Populer olup cevrede yer edinmek icin oyun oynuyorlar.

Z deyip, etiketler takıp geçiştirmek kolay. Sonucta siz temel verirsiniz, her birey kendi hayatını kurar. Kendi ''mukemmel !?!'' hayatımızın koltugundan bakmak ve ''harika'' hale gelmesinde katkıda bulundugumuz gunumuz Turkiyesi'ne yetistirdigimiz Z kuşagına bu kadar kolay yuklenmek biraz ayıp oluyor. Örnek olmaya çalışıp yollarini bulmalarina izin vermeliyiz.
 
Z kuşağını bilemem ama, yaklaşık 2 aydır araştırıp 3-4 gün önce aldım bisikletimi. Çocukluğumdan beri binmiyordum. 18 yaşında arabayla tanısınca hiç aklıma gelmedi bile. Şimdi heves ettim, hem spor olsun, hem hobim olsum diye aynı zamanda uygun hava koşullarında iş yerime (6-7 km mesafede) gider gelirim diye aldım. Maalesef ailem, eşim daha bisikleti almadan başladılar aldım hala söyleniyorlar. :)
 
Z kuşağı genellemesi bence yanlış. Düşünün, bir Suadiye Z kuşağı var, bir de Bağcılar Z kuşağı. Biri Avrupa standartlarında yaşayıp birden fazla dil biliyor. Diğeri fiziksel olarak İstanbul sınırlarında yaşasa bile dünyası Elazığ Karakoçan standartlarında... Aşağılamak için söylemiyorum, fakat gerçekler bunlar. Buna göre değerlendirin.
 
Z kuşağını bilemem ama, yaklaşık 2 aydır araştırıp 3-4 gün önce aldım bisikletimi. Çocukluğumdan beri binmiyordum. 18 yaşında arabayla tanısınca hiç aklıma gelmedi bile. Şimdi heves ettim, hem spor olsun, hem hobim olsum diye aynı zamanda uygun hava koşullarında iş yerime (6-7 km mesafede) gider gelirim diye aldım. Maalesef ailem, eşim daha bisikleti almadan başladılar aldım hala söyleniyorlar. :)

Yılmazsanız alışırlar. Onlar da sürsün.
Bisikletin faydalarına, bisiklete ağırlık veren şehirlere, Bicibús Eixample gibi etkinliklere dair yazılar, fotğraflar, videolar, sosyal medya paylaşımları gösterin. Özellikle ailece bisikletle gezenlere dikkat çekin (Epeydir görmediğim bir bisikletli çift vardı, uzun aradan sonra bugün önümüzden yine iki bisiklet ve bu sefer römorkta bir de bebekle geçtiler. Böyle örneklere denk geldikçe görmelerini sağlayın).
İstediğinizi, sevdiğinizi belli edin.
"Şu yaşa gelmişim, bir tanecik hobim olmasın mı? Hem hobi, hem sağlığa faydalı" deyin.
Sadece yapılan masrafları bilmesinler, onu zaten çoğunluk saklıyor :)
 
Geri