Tüm yazılanları okuyorum, tekrar tekrar okuyorum, okudukça üzülüyorum. Enflasyonist ortam, döviz kurları, navlun, lojistik, ithalat masrafları derken ne yazik ki durum içler acısı oluyor. Eskiden üst marka bisikletlere baktığında bir anda cebini yakacak gibi fiyatlardaydı. Şuan değil cebini yakmak, normal başlangıç seviyesi bisikletler bile cebi değil insanın evini ocağını yakacak fiyatlara geldi. Yazık günah gerçekten yazık. Üzülmemek elde değil. Her çocuğun, her gencin hayalidir bisikleti. Çocukken en pahalı ilk hayalimiz hepimizin bisiklet olmuştur.
Bisiklet dediğimiz ürün doğaya karbonmonoksit atmıyor, trafiğe olumlu katkısı var. Küresel ısınma, hava kirliliği gibi bir çok konuya faydası var. Toplumun spor alışkanlığı kazanmasına, hareketli bir yaşam kazanmasına vesile eliyor. Detaylıca konuşsak daha ne faydalardan söz edebiliriz. Hal böyle olunca, bisikletin değil ÖTV vergileri, kdv'den bile muaf olması gerekirdi. Hadi KDV'den muaf değil cüzi bir kdv olur. Oda olmuyorsa ÖTV alınmaz. Sadece bisiklet değil, koşu bandı, trainer, roller, kondisyon bisikleti, uzay yürüyüşü, kürek çekme gibi spor aletlerinden bile vergi alınmaması gerekirdi. İnsanları spora ve hareketli yaşama, sağlıklı yaşama teşvik edecek ürünlerden vergi alınması mantığıma sığmıyor. Tabi bu benim bence diyerekten yaptığım yorumumdur. Herhangi bir siyasi görüş ile yapmıyorum. Yerli üreticiler olsa bile fiyatlara fark etmiyor. Çünkü marka yerli olmasına rağmen bir çoğu kadrolarını Taiwan'da ürettiriyorlar. Sadece başlanğıç seviyesi bazı modellerin kadrosunu kendileri üretiyorlar. Onun dışında, grupsetleri hep ithal. Selesi, jant teli bile yerli değil. Bu bağlamda hep ithalat, hep ithalat. Sonrasında sıfır yerli markalarımıza o paraları vereceğimize bir kaç yaşında yabancı markalara binmeyi tercih etmek zorunda kalıyoruz.