Mehmet Altuğ
surrender.to.music
- Kayıt
- 10 Ağustos 2008
- Mesaj
- 2.493
- Tepki
- 8.384
- Şehir
- Eskişehir
- Bisiklet
- Scott
@Erdoğanlar Bisiklet
Burada doğru bilgi vermediğinizi söylemek zorundayım.
Bana yazdığınız ilk mesajda kullandığınız cümle aynen şöyle:
"anladığım kadarıyla tubeless sibobunun janta bastığı iç yerde bir ayrılma var. bu sibobu sabitleyen yuksuk parçasının fazla sıkılması sonucu oluşur genelde.
bu durumun garantiyi kapsadığını sanmıyorum açıkcası."
Hem ürünü görmeden hüküm veremem, garantiye girer veya girmez demedim, diyorsunuz. Hem de daha en baştan bu sorunun garanti kapsamına sokulamayacağına, benim ürünü yanlış kullandığıma dair yorum yapıyorsunuz. Bu noktada kendinizle çelişmiyor musunuz?
Ayrıca yukarıda kalın puntolarla yazdığınız cümlede açıkça görülebileceği üzere, bana ücret iadesiyle ilgili hiçbir şey söylemediniz. Bunu ancak şimdi burada dile getiriyorsunuz. Bana sunduğunuz tek seçenek, başka bir alışveriş yapacak olursam bedelden düşme şeklindeydi. Takdir edersiniz ki zihin okuma gibi bir yeteneğim yok, bana söylediğiniz kadarını anlayabiliyorum.
Yazdıklarınızda "kalbini kırdığımız müşterimizi nasıl geri kazanırız?" kaygısını göremiyorum ne yazık ki. Garanti takibini ben kendim de yapabilirim (ki yapıyorum), sürekli bunu yapacağınızı dile getirmeniz bir marifet değil. Benim sizden beklentim ufacık bir jest idi, bunu yapmaya bile gerek görmeyen tavrın benim lügatımdaki karşılığı "kibir"dir. Kendinize tek bir defa şunu sormanızı rica ediyorum: Acaba hatalı olan taraf biz olabilir miyiz?
Ben sorunlu ürünün bir şekilde yenisiyle değişimini sağlarım. Ama siz kaybettiğiniz müşterilerinizi bu tavırla geri kazanabilir misiniz?
Olayın kişisel atışmaya dönmemesi adına kendi açımdan burada noktayı koymak istiyorum. Yazacağım son cümle şu olacak: "Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli"
Burada doğru bilgi vermediğinizi söylemek zorundayım.
Bana yazdığınız ilk mesajda kullandığınız cümle aynen şöyle:
"anladığım kadarıyla tubeless sibobunun janta bastığı iç yerde bir ayrılma var. bu sibobu sabitleyen yuksuk parçasının fazla sıkılması sonucu oluşur genelde.
bu durumun garantiyi kapsadığını sanmıyorum açıkcası."
Hem ürünü görmeden hüküm veremem, garantiye girer veya girmez demedim, diyorsunuz. Hem de daha en baştan bu sorunun garanti kapsamına sokulamayacağına, benim ürünü yanlış kullandığıma dair yorum yapıyorsunuz. Bu noktada kendinizle çelişmiyor musunuz?
Ayrıca yukarıda kalın puntolarla yazdığınız cümlede açıkça görülebileceği üzere, bana ücret iadesiyle ilgili hiçbir şey söylemediniz. Bunu ancak şimdi burada dile getiriyorsunuz. Bana sunduğunuz tek seçenek, başka bir alışveriş yapacak olursam bedelden düşme şeklindeydi. Takdir edersiniz ki zihin okuma gibi bir yeteneğim yok, bana söylediğiniz kadarını anlayabiliyorum.
Yazdıklarınızda "kalbini kırdığımız müşterimizi nasıl geri kazanırız?" kaygısını göremiyorum ne yazık ki. Garanti takibini ben kendim de yapabilirim (ki yapıyorum), sürekli bunu yapacağınızı dile getirmeniz bir marifet değil. Benim sizden beklentim ufacık bir jest idi, bunu yapmaya bile gerek görmeyen tavrın benim lügatımdaki karşılığı "kibir"dir. Kendinize tek bir defa şunu sormanızı rica ediyorum: Acaba hatalı olan taraf biz olabilir miyiz?
Ben sorunlu ürünün bir şekilde yenisiyle değişimini sağlarım. Ama siz kaybettiğiniz müşterilerinizi bu tavırla geri kazanabilir misiniz?
Olayın kişisel atışmaya dönmemesi adına kendi açımdan burada noktayı koymak istiyorum. Yazacağım son cümle şu olacak: "Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli"