Dün Aslı bisiklet Sirkeci mağazasında yaşadığım ve beni şoke eden durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz kıştan beri Sidi Wire modeli yol bisikleti ayakkabısını almak için yeni sezon malların gelmesini bekliyordum. Ayağıma uygun olan 43,5 ya da 43 numara olacağını, renk olarak ise sarı, yada siyah renk alacağımı bir kaç kez yetkililere iletmiş ve bekliyordum. Ara ara yaptığım aramalarda geçtiğimiz perşembe günü ürünlerin geldiğini öğrendim. Karşımdaki kişi bisikletsepeti (Bostancı Kaçkar) Serkan bey’in yüksek alım yaptığını onları aramamı iletti. Onlarla yaptığım konuşmada istediğim renkte 43 ya da 43,5 ayakkabı gelmediği bilgisini aldım. Tekrar Aslı bisikleti geri aradım ve karşımdaki kişi Tony Martin modelinde istediğim numara olduğunu iletti. İki adet 43 ve 43,5 ayakkabıyı benim için uygunsa Cuma günü sirkeci Aslı bisiklet mağzalarına yollayabileceği bilgisini verdi.
Cuma günü ayakkabının gelip gelmediği bilgisi için arama yaptım. Ayakkabı gelmişti fakat Tony.M değil kırmızı/beyaz Wire modeli idi. Tekrar net bir bilgi istedim ve son olarak ellerinende istediğim numarada tek alternatif bu olduğunu ilettiler. Pek de istemeyerek Sirkeci mağazası’nın yolunu tuttum. Geçtiğimiz sezondan beri bu ayakkabıyı bekliyordum istediğim renk gelmemişti ama, en azından aldığım ürünün garantisi olsun gibi kaygılarla istediğim renk ayakkabıyı yurtdışından değil Türkiye distiribütöründen almaya karar verdim. Sirkeciye vardığımda saat 6 civarıydı büyük mağaza kapalı, ufak olan diğer mağzanın ise açık olduğunu gördüm. Tezgahtaki kişi 5 dk. kadar beklememi ilgili kişinin ürünü getireceğini söyledi. 15 dk. bekledinten sonra ayakkabıları getirdiler. Ayakkabıları denerken tezgahtaki kişi, benimle ilgilenen arkadaşa biraz acele etmesini yoksa 10’a kadar dükkandan çıkamayacaklarını söyledi. Tabi bu lafın nereye gittiği belli. Bu lafın üzerine benimle ilgilenen arkadaşa yoğun olduğunuzu bilsem daha erken gelmeye çalışırdım dedim.
O da önemli değil abi sen içine sindir ayakkabıyı dedi. Sonuç olarak tahmini 15 dakika süren deneme sonunda 43,5 numara kırmızı/beyaz ayakkabıyı seçtim. Ödemeyi nakit yapacağımı ve nakit iskontosu’nun uygulanmasını da ileterek fiyatı sordum. Fiyatın 940TL olduğunu ilettiler. Şaşırdım çünkü ilk yaptığım aramada beni yönlendirdikleri bisikletsepeti.com’ dan aldığım edindiğim fiyat bilgisi peşin alımda 820TL civar idi. Durumu aynen bu şekilde karşımdaki satıcıya anlattım. Cep telefonumdan fiyatı gösterdim ve ilgili arkadaş web sitesi linkini tezgahtaki kişiye gösterdi. Sonrasında geçen sezonun mallarıdır gibi söylemler oldu. Bende durumun öyle olmadığını yine sakin bir dille anlattım. Hesap kitap sonrası 840 TL son fiyat olduğunu söylediler. Ben de şu soruyu tekrar sorma isteği duydum.
Acaba sizin bayiniz olan bir kişi neden sizden daha ucuza ürünü satabiliyor? Tezgantaki arkadaş aynen şu cevabı iletti ve 1. şoku yaşadım. O bayi karından feragat etmiş ben etmem! istemiyorsan git Serkan'dan al! doğal olarak surat ifadem değişti ve hemen arkasından, niye sinirlendin? şeklinde gelen soruyla karşılaştım ve bu sefer gerçekten sinirlendim ve lanet olsun diyerek dükkandan çıktım. Ardından tezgantaki adam arkamdan birşeyler demeye devam etti, ne dediğini anlamıyordum. Gerçekten çok sinirlenmiştim ve arkamı dönerek, doğal bir tepki ile ne diyorsun sen şeklinde çıkıştım ve 2. şoku burda yaşadım. Kişi pevasızca, (Alırsan Ekime, Almassan s...) lafını suratıma çarptı.
Neye uğradığımı, bu adamların kim olduğunu, nerde olduğumu unutmuştum, gerçekten şoktaydım. Fazla da tepki veremedim dükkandan çıktım ve çıkarken bu yaptıklarını’nın yanlarına kalmayacağını ilettim. Tabi bundan kastım şu an yazdığım yazı ve Aslı bisiklette yaşadığım bu olayı her arkadaşımla paylaşmaktı. Sidi İtayla ofisine de durumu özetleyen bir email yazacağım. İlgilenir veya ilgilenmezler bilemiyorum ama yapacağım. Yaşadığım bu talihsiz durumun başkalarının da başına gelmemesi dileği ile...
Cuma günü ayakkabının gelip gelmediği bilgisi için arama yaptım. Ayakkabı gelmişti fakat Tony.M değil kırmızı/beyaz Wire modeli idi. Tekrar net bir bilgi istedim ve son olarak ellerinende istediğim numarada tek alternatif bu olduğunu ilettiler. Pek de istemeyerek Sirkeci mağazası’nın yolunu tuttum. Geçtiğimiz sezondan beri bu ayakkabıyı bekliyordum istediğim renk gelmemişti ama, en azından aldığım ürünün garantisi olsun gibi kaygılarla istediğim renk ayakkabıyı yurtdışından değil Türkiye distiribütöründen almaya karar verdim. Sirkeciye vardığımda saat 6 civarıydı büyük mağaza kapalı, ufak olan diğer mağzanın ise açık olduğunu gördüm. Tezgahtaki kişi 5 dk. kadar beklememi ilgili kişinin ürünü getireceğini söyledi. 15 dk. bekledinten sonra ayakkabıları getirdiler. Ayakkabıları denerken tezgahtaki kişi, benimle ilgilenen arkadaşa biraz acele etmesini yoksa 10’a kadar dükkandan çıkamayacaklarını söyledi. Tabi bu lafın nereye gittiği belli. Bu lafın üzerine benimle ilgilenen arkadaşa yoğun olduğunuzu bilsem daha erken gelmeye çalışırdım dedim.
O da önemli değil abi sen içine sindir ayakkabıyı dedi. Sonuç olarak tahmini 15 dakika süren deneme sonunda 43,5 numara kırmızı/beyaz ayakkabıyı seçtim. Ödemeyi nakit yapacağımı ve nakit iskontosu’nun uygulanmasını da ileterek fiyatı sordum. Fiyatın 940TL olduğunu ilettiler. Şaşırdım çünkü ilk yaptığım aramada beni yönlendirdikleri bisikletsepeti.com’ dan aldığım edindiğim fiyat bilgisi peşin alımda 820TL civar idi. Durumu aynen bu şekilde karşımdaki satıcıya anlattım. Cep telefonumdan fiyatı gösterdim ve ilgili arkadaş web sitesi linkini tezgahtaki kişiye gösterdi. Sonrasında geçen sezonun mallarıdır gibi söylemler oldu. Bende durumun öyle olmadığını yine sakin bir dille anlattım. Hesap kitap sonrası 840 TL son fiyat olduğunu söylediler. Ben de şu soruyu tekrar sorma isteği duydum.
Acaba sizin bayiniz olan bir kişi neden sizden daha ucuza ürünü satabiliyor? Tezgantaki arkadaş aynen şu cevabı iletti ve 1. şoku yaşadım. O bayi karından feragat etmiş ben etmem! istemiyorsan git Serkan'dan al! doğal olarak surat ifadem değişti ve hemen arkasından, niye sinirlendin? şeklinde gelen soruyla karşılaştım ve bu sefer gerçekten sinirlendim ve lanet olsun diyerek dükkandan çıktım. Ardından tezgantaki adam arkamdan birşeyler demeye devam etti, ne dediğini anlamıyordum. Gerçekten çok sinirlenmiştim ve arkamı dönerek, doğal bir tepki ile ne diyorsun sen şeklinde çıkıştım ve 2. şoku burda yaşadım. Kişi pevasızca, (Alırsan Ekime, Almassan s...) lafını suratıma çarptı.
Neye uğradığımı, bu adamların kim olduğunu, nerde olduğumu unutmuştum, gerçekten şoktaydım. Fazla da tepki veremedim dükkandan çıktım ve çıkarken bu yaptıklarını’nın yanlarına kalmayacağını ilettim. Tabi bundan kastım şu an yazdığım yazı ve Aslı bisiklette yaşadığım bu olayı her arkadaşımla paylaşmaktı. Sidi İtayla ofisine de durumu özetleyen bir email yazacağım. İlgilenir veya ilgilenmezler bilemiyorum ama yapacağım. Yaşadığım bu talihsiz durumun başkalarının da başına gelmemesi dileği ile...