Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Başıboş köpeklerle mücadele ve kurumların sorumluluğu

Bir konu, pişirilip pişirilip yine ve yeniden önümüze sunuluyormuş gibi hissettim.
Bence bu ve benzeri konuların başlıkları mantıklı bir şekilde değiştirilip, (tabi ki konu sahiplerinden izin alınarak) birleştirilip tek başlık altına alınmalıdır.
Örnek:
"Risk içeren sokak hayvanları ve onlar için ne yapmalı?"
Burada risk içerdiği düşünülen diğer canlı kardeşlerimizi kast ediyorum. Onlar hem bizim yüzümüzden oradalar, hem de artık gerçekten risk içeriyorlar.
Bence ortak başlık altına alınıp gerçek çözüm arayışlarına girmenin vakti geldi. Bisikletçi teyzemiz için birlikte nasıl bir şeyler yaptıysak, bu konuda da birlikte bir şeyler yapmayı deneyebiliriz.
 
Scudo
Dün turda köpeklerin saldırısına uğradık. İki tane taşı yiyince neye uğradıklarını şaşırdılar, telefonumu oraya düşürmüşüm. 30 km sonra foto çekmek isterken farkına vardım. O yolu tekrar gerisin geriye katettik. Yaklaşık 1000 metre tırmanış yapmak zorunda kaldık. Geri döndüğümüzde bizi hatırlayan köpekler süt dökmüş kedi gibi olmuşlardı. Köpekler nedeniyle kırsala tek başına çıkamıyoruz, hemen her yerden çıkıyor, havlıyor, hırlıyor, saldırıyorlar. Köylerde, çiftliklerde nerdeyse köpeksiz bir alan yok gibi. Köpekleri serbest bırakmak bir nevi hobi haline dönüşmüş. Köpeklerde sahipleri gibi eğitimsiz. Her gelene bir hırlıyorlar. Ne yapacağımızı şaşırdık artık.
 
Son düzenleme:
@Ozan Güneri Bağlı olmayan ve insana saldırabilen köpekleri "başıboş köpek" olarak görmüyorsunuz yani? Güzel mantıkmış. Biri çarşıda insan içinde gezerken köpeğinin tasmasını açsa ve o köpek birisini ısırsa, "köpek başıboş değil, sahipli, yani burada yanlış bişey yok" mu diyeceksiniz? Kanunların düzgün işlediği bir ülkede yaşasaydık o tarla sahibi olacak gerzek güzel bir ceza alırdı. Bir insanın bacağına bıçak saplayıp yaralasa ceza alır ama bunu köpeği yapınca hiç bir ceza almadan kurtuldu.

Umarım bir gün başına gelir de o zaman o koyduğun smiley i düşünürsün.
 
Sokak insanlarına merhameti olmadan sokak hayvanları için kıyameti koparanlar mı ararsın?
Dogan cocuklari sokaga terkedenler dururken, önce sahiplenip sonra sokaga terkedilen hayvanlara mı çözüm üretebilirsin?
İnsan insanı sevemezken hayvanlar icin merhamet mi beklersin?

Daha çok örnekler türetilir; saraylarini tel örgülü duvarlarla ceviren, guvenlik kamerali bekçili sitelere devekuşu gibi kafasini gömen ve açlıktan ölen soğuktan donanları görmezden gelen, 3 nesilden soylu evcil hayvanı için 10 çocugun bakım masrafından daha çok para harcarken sokakta açlıktan çöp karıştıran çocuga kufreden...

Ben hicbir yerde çözüm beklemeyenlerdenim 🙃
Önce insan olmayı bekleyenlere gulenlerdenim 😁
Öncelikle sıradan bir canlı olabilmek lazim!

Afrika'da sadece ac kaldiginda baskasina zarar veren, sonrasında dibinde otlayan yavru ceylana dokunmayacak kadar sıradan içguduleri tasiyan bir yırtıcı kadar olabilsek gerisi daha kolay olacak...
 
Sadece fare yazarak hata etmişim. Fare ve sıçanlar demeliydim. Kediler küçük fareleri avlayabiliyor ama kendinden büyük sıçanlara bişey yapamıyor. O büyük sıçanları işte köpekler avlıyor. Sokakları hayvanlardan arındırmanın sonuçlarından birisi olan newyorku örnek verdim. Fare ve sıçanlar newyork sokaklarında cirit atıyor.
Kedi köpek meraklısı değilim. Hatta köpeklerin yanından geçerken korkarak yavaş yavaş geçerim ama yine de fare ve sıçanların olduğu sokaklardansa kedi köpekli sokakları yeğlerim.
Kedi nasıl bişey yapamıyor abi ya. Bizim bağ evimizde 3 tane Tekir kedimiz var. Fındık faresi ile oynar oynar, sonra cup mideye indirir. Jardin denilen büyük lağım faresi ilede oynar ha yemez ama vura vura onuda öldürüyorlar. Çok şahit oldum. Kediyi sürekli hazır yemege alıştırma, bak neler yapıyor. Ayrıca fare avında en yetenekli hayvan köpek değil sansargiller familyasıdır. Beş tazinin yapacağı avı tek başına bir gelincik hayli hayli yapar. Beş dakika içinde 23 tavugumuzu öldürdü. Hiç unutmam o günü.
 
Sokaklardaki kediler köpekler, her tarafta olan mamalardan dolayı fare falan avlamıyor artık, hatta o mamalar farelerin üremesine kat kat fayda sağlıyor :D .
Büyükçekmece gölünün kenarında 7-8 sene önce rahatlıkla gezerdim bisikletle, sonra bu evcil hayvanlarını obje gibi kullanan haysiyetsizler oraya beşer onar köpek bırakmaya başladılar, sonrasında da o hayvanlar kontrolsüz ürediler, göl kenarındaki yollar adeta wolfpack gibi takılan kırma vahşi köpeklerle dolmuş durumda... "Medeniyet, medeniyet" denen Avrupa'da nadiren köpek görüyoruz yollarda...
 
köpekler zaten kısırlaştırılıyor, zamanla git gide azalacaklar. bundan öte önlem olarak ne öneriyorsunuz? toplanıp uyutulsunlar mı, ya da barınaklara mı hapsedilsinler? hassasiyetleri anlıyorum, fikirlere de yukarıdaki şimano isimli insanları kategorize edip ötekileştiren kişi hariç saygı duyuyorum. o boş konuşuyor ve bu konu üzerinde sınıfsal nefretini de araya sıkıştırıyor. konumuza dönersek insanlık tarafından evcilleştirip dilenciliğe alıştırılan ve artık doğal bir yaşam alanı olmayan köpeklere de biraz haksızlık yapıldığını düşünüyorum. on binlerce yıldır insan türünün yoldaşı olan bu hayvanların rehabilitasyonu türümüzün onlara borcudur,. kentli insanın köpeğe ihtiyacı sadece son yüzyılda azaldı ve yok oldu, köylünün ise hala en büyük yardımcısı. ayrıca ben de on yıldır tur bisikleti kullanıyorum binlerce köpekle karşılaştım, gündüz bile yüzüne ışık tutulduğunda ya da köpek kovucu çalıştırıldığında kaçmayan köpek görmedim. ısırıldıysanız yeterince önlem almamışsınız demektir.
 
Bir arkadaşımın bu başıboş hayvanlarla ilgili banada mantıklı gelen bir düşüncesi var.
Başıboş hayvan toplama kampları. Bu hayvanları belli bir sayıya gelince Çin'e satıyoruz. Adamlar zaten ne bulsa yiyor.
Tamam biraz cani bir düşünce gibi ama kısa yollu bu durumdan kurtulmanın en kestirme yolu.
 
Başıboş köpekler (kırsal kesimde sürü bekçiliğini hariç tutuyorum) bir şekilde ortadan kaldırılmalıdır. Mama lobilerinin hayvan sevme , merhamet tatmini üzerinden insanları sömürmesinin de önüne geçilmeli. Kısırlaştırılma seçeneği artık yetersiz kalacaktır. Kanımca yapılması gereken tüm başıboş köpeklerin barınaklara toplanıp(bir seferliğine buna ciddi bütçe ayrılarak) 3 ay süre verilmesi. Bu süre zarfında kimlik çıkartılarak sahiplenilmeyen köpeklerin uyutulması. Sahiplenilen köpeklerin tıpkı küpe sistemiyle büyükbaş hayvanların takibinin yapılması gibi takip edilmesi. Köpeğini dışarı bırakan veya bir başkasının zarara/yaralanmasına neden olan sahipleri hakkında ciddi yaptırımlar ve peşinden köpeğin uyutulması. Kırsal kesimlerde de çoban köpeklerinin bu denli sürüleşip saldırgan olmadığını yakınen biliyorum. Şehirlerden ve ormanlardan köpekler temizlenmelidir.
 
Tüm mesajları okudum, bazılarına hakikaten üzüldüm (söylenene değil üsluba). Bazılarında önerilen çözümleri ise çok yetersiz buldum. Yol bisikletiyle gezerken köpek kovucu kullanmanız zor olduğu gibi bir saldırıda buna zamanınız da pek olmuyor. Zaten olay sadece bisiklet kullananların sorunu da değil.

Ülkemizin bu konuda önemli bir güvenlik sorunu olduğu açık. Kırsaldaki köpek çeteleri hakikaten korkutucu. Şehirlerdeki yaya ve bisikletlilere heyecanlanıp aniden saldıran ve birbirlerini de gaza getiren köpekler de öyle.Kısırlaştırıldıklarını da pek sanmıyorum, zira sayıları giderek artıyor. Dolayısıyla bir şeyler yapılması gerektiğine ben de katılıyorum.

Diğer taraftan köpekler bizim doğaya karşı en büyük müttefikimiz oldu insanoğlu olarak. Onlara canice yöntemler uygulayamayacak kadar borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Bir köpeğin sevgisi ve bağlılığı bir insandan dahi göremeyeceğiniz içten bir sevgi. İnsanlar da az tehlikeli değil, ama onlardan gelecek tehlikeyi azaltmak için nasıl önlemler düşündüysek ve uyguluyorsak burada da -tam öyle olmasa da- yakın bir hassasiyet içinde olabiliriz.

Bu çerçevede cevabını aradığımız soru kolay bir soru değil. Epey zor ama tartışılması gereken bir konu.

Tartışmayı besleyecek bir dil kullanmamız faydalı olur kanaatimce. “Onlar”, “bunlar“ diye kategorize edip birbirimize laf sokarak, konuştuğumuz bir forumdaşı provoke edici espriler yaparak bu konunun çözümüne hiç bir katkımız olmaz.
 
Köpeklerin uyutulmalarını (öldürülmelerini) önerenlere/isteyenlere/savunanlara iki sorum var:
- Kendiniz kanlı canlı hayvanı gözünün içine baka baka uyutabilir misiniz (öldürebilir misiniz)?
- Başkasının sizin isteğinizle bunu sizin yerinize yapması sizin yapmanızdan ne kadar farklı?
 
Köpeklerin uyutulmalarını (öldürülmelerini) önerenlere/isteyenlere/savunanlara iki sorum var:
- Kendiniz kanlı canlı hayvanı gözünün içine baka baka uyutabilir misiniz (öldürebilir misiniz)?
- Başkasının sizin isteğinizle bunu sizin yerinize yapması sizin yapmanızdan ne kadar farklı?

Buna bir vahşet gözüyle bakarsak endüstriyel hayvancılık yoluyla günde on binlerce hayvan öldürülüyor, yeniyor. Binlerce dönüm toprak gübrelenerek ilaçlanarak tarım yapılıyor. Bu ilaçlar yüzünden ölen böcekler, tarla fareleri, çekirgeler için de aynı hassasiyeti gösteriyor musunuz? Evinizde sivrisinekle mücadele ediyor musunuz? Yoksa sırf memeli familyadan olduğu ve göz önünden oldukları için(ayrıca yenilmedikleri de için) bazı türlere ayrıcalık mı tanıyorsunuz?
Bu nasıl bir beslenme meselesi ise bu da bir güvenlik meselesi.
Sorduğunuz soruya gelirsem, evet. Bizzat ısırılan ve beni ısıran köpekten kurtulmak için şiddet uygulamak zorunda kalan biri olarak; bunun katmerlenerek artmaması, insanların korkmadan yollara çıkabilmesi ve güvenlikleri için bahsettiğiniz uyutmayı yaparım, başkasının yapmasında da sakınca görmüyorum.
 
Devletin/belediyelerin sokak hayvanları için nasıl barınaklar inşa edebileceğini az çok anlayabilmemiz için
devlet üniversiteleri yemekhanelerinde çıkan yemeklere bakarak projeksiyon yapabiliriz.

Türkiye'de sokakta yaşayan birkaç milyon başıboş köpekten bahsediyoruz. Kedi sayısını hesap bile etmiyorum.
Bu hayvanların hepsine sizce kaçar adet barınak yapılmalı? Hesap edebilen var mıdır?

Her 100 bireye 25 sokak hayvanı düşüyor desek sadece İstanbul'da 5 milyona yakın sokak hayvanı var demektir.
Peki mevcut bir barınak ortalama kaç hayvana bakabiliyordur?

Sonuç olarak tüm hayvanların kalıcı bir şekilde ikametgahı için bütçeden para ayırıp dağa taşa barınak yapmamız gerekiyor.
Aksi durumda bu popülasyonu düşüremiyorsan uyutmaktan başka çözüm sunulamaz.
 
  • Beğen
Tepkiler: felixyakuza
aman usta, başıboş köpeklerle ilgili fazla konuşma forumdaki ''hayvan'' severler çabuk alınıyor sonra, her türlü pisliği, edepsizliği yapıp çok modern ve çağdaş taklidi yaparlar ihalede senin üstüne kalır sonra.

Kendimi kaybetmemek için ne yapabilirim?

Nerede, nasıl büyütüldünüz anlamıyorum ki.

Konu bisiklet ve köpekten önce insan eğitimi.

İnsan eliyle yaratılan bir sorundan hayvanları veya hayvanları savunanları sorumlu tutmak nasıl bi akıl tutulması; bunu bana birisi açıklayabilir mi?
 
Çok zor bir konu. Hangi taraftan bakarsanız bakın acı verici olduğunu düşünüyorum. Maalesef yine her yol ülkede uygulanan hatalı yaşam politikalarına çıkıyor. Yanından sakince geçtiğim bir köpek, yanından sakince geçtikten 10m kadar sonra peşimden koştu ve sağ bacağımdan ısırdı. Olayın paniği, yaşadığım korku nedeniyle bisikletten uçtum, düştüm diyemiyorum çünkü kendimi toparladığımda bisiklet benden 5-7m kadar uzaktaydı.
Maalesef yenemediğim, yenmemin de çok zor olduğu bir köpek fobim var. Birlikte sürdüğüm arkadaşlarımdan sürü halinde köpekler gördüğü halde korkmayan, duran, yanlarından yavaş yavaş geçenler var. Ben ise tek bir köpek görsem nabzım tavan yapıyor.
Bunu ifade etmek veya satırlara dökmek bile benim için çok zor zira onlardan korkuyor olmam sevmediğim anlamına gelmiyor. O nedenle şu an özellikle İstanbul'da yaşanan köpek sorunu pek çözülecek gibi görünmüyor. Hayvanları uyutmak tabirini kullanmaktan bile rahatsız oluyorum ama aynı şeyi kısırlaştırma için de düşünüyorum. Farklı bir konunun fitilini ateşlemek niyetinde değilim ama bir çok hayvansever kısırlaştırmayı bir hak olarak görüyor. Onlara ne hissetiklerini sormuyoruz bile!
Bir arkadaşımız güzel ifade etmiş, bu sorun insan kaynaklı. Öyle ama maalesef çözümü barınaklarda aramak bana pek mantıklı gelmiyor.
Lokasyon olarak çok düzgün bir yerde olmama rağmen, sadece korkumdan dolayı yeşillikler içindeki rotalarda tek başıma süremiyorum. Bunun üzüntüsünün tarifi çok zor...
 
Köpeklerin uyutulmalarını (öldürülmelerini) önerenlere/isteyenlere/savunanlara iki sorum var:
- Kendiniz kanlı canlı hayvanı gözünün içine baka baka uyutabilir misiniz (öldürebilir misiniz)?
- Başkasının sizin isteğinizle bunu sizin yerinize yapması sizin yapmanızdan ne kadar farklı?

Herhalde uyutma eyleminin manasını veya doğasını anlamıyorsunuz. Biz canice bir ölümden bahsetmediğimiz için uyutma diyoruz. Yoksa sokak ağzıyla "sıkalım kafalarına der" geçeriz.
Ancak illa ki siz bizi cani yerine koymak istiyorsunuz. Ben yaparım arkadaşım, çocuğuma evimin önünde saldıran köpeği UYUTURUM. Bana yolda saldıran bisikletten düşüp yaralanmama sebep olan hayvanı ben UYUTURUM.
Toplumsal DÜZEN denilen bir şey var. Anlamak bu kadar mı zor. Gerçekten inanamıyorum bazen.
Siz kendi beslediğiniz hayvanın sorumluluğunu almak zorundasınız.
Bunu anlayın artık, hayvanları besleyip başkalarına zarar vermelerine izin vermek "CANİCE" bir harekettir.
Nasıl ormanda ateşi yakıp söndürmeden gitmek CANİCE bir hareketse hayvanları bilinçsiz şekilde besleyerek sokaklarda başka insanlara zarar vermelerine göz yummakda caniliktir.
 
Herhalde uyutma eyleminin manasını veya doğasını anlamıyorsunuz. Biz canice bir ölümden bahsetmediğimiz için uyutma diyoruz. Yoksa sokak ağzıyla "sıkalım kafalarına der" geçeriz.
Ancak illa ki siz bizi cani yerine koymak istiyorsunuz. Ben yaparım arkadaşım, çocuğuma evimin önünde saldıran köpeği UYUTURUM. Bana yolda saldıran bisikletten düşüp yaralanmama sebep olan hayvanı ben UYUTURUM.
Toplumsal DÜZEN denilen bir şey var. Anlamak bu kadar mı zor. Gerçekten inanamıyorum bazen.
Siz kendi beslediğiniz hayvanın sorumluluğunu almak zorundasınız.
Bunu anlayın artık, hayvanları besleyip başkalarına zarar vermelerine izin vermek "CANİCE" bir harekettir.
Nasıl ormanda ateşi yakıp söndürmeden gitmek CANİCE bir hareketse hayvanları bilinçsiz şekilde besleyerek sokaklarda başka insanlara zarar vermelerine göz yummakda caniliktir.

Benim anlamadığım bir şey yok. "Anlamıyorsunuz", "bunu anlayın artık" diye yazıp durmayın. Çok gereksiz agresifleşmişsiniz.
Ben hayvan beslemiyorum, sorumluluğunu almak zorunda olduğum bir hayvan yok, dolayısıyla "Siz kendi beslediğiniz hayvanın sorumluluğunu almak zorundasınız" bana yazılamayacak bir uydurma. Hiç sokak hayvanı da beslemedim. Hiç sokağa hayvan da bırakmadım.
Yazdığınız hiçbir şeyin benimle ilgisi yok.
İki tane soru sorup konuya farklı bir yerden bakınca düşman ilan edip saldırmak kadar saçma bir şey yok.
Yukarıda yazdığım gibi kendi sahiplendiğim hayvan hiç olmadığı için yazdıklarınızla hiçbir ilgim olmadığı gibi hiç köpek saldırısına da uğramadım. Hatta her canlı türüyle iyi anlaştığım için, buna köpekler de dahil olduğundan genelde küçük bisiklet gruplarında arkadaşlar ya da yaya iken aile fertlerimiz beni köpeklerle aralarında tutmaya çalışırlar. Oturup onlarla kaynaşmam ama olumsuz etkileşimde de bulunmam. Belki sadece şanstan hiç olumsuz anım yok. "Aman köpek göreyim seveyim, besleyeyim" diye de can atmıyorum, bazen sırnaşanları sever geçerim ama hiç sokak hayvanı besleyecek durumum olmadı.
Dolayısıyla ben konunun tarafı değilim, tam orta noktadayım.
Sadece "uyutma" işleminin dillendirilmesindeki sıklık ve rahatlığı görünce bu kararı vermekteki ruh halini merak ettim, ondan sordum. Tam da beklediğim tepkiyi aldım.
Tabii yöntem değişse de uyutmanın sonuçta öldürme olduğunu bilirken, bunu hiç tereddütsüz bizzat yaptığını ya da yapabileceğini ifade edenler varken bana büyük harflerle cani diye hitap edilmesine yorum yapmam çok faydasız olur.
 
Son düzenleme:
İstanbul Anadolu yakasında 3 yıldır bireysel olarak pedal çeviren amatör bir bisikletçi olarak konuyla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istedim. Uzun bulmayıp okumayı düşünenler için buyrun;

Öncelikle Başıboş köpekler kesinlikle bir güvenlik problemidir.



*Çeşitli sebeplerle bir hevesle alınıp heves geçince şehrin dış alanlarına bırakılan köpeklerin bir bölümü kısa süre içinde oradaki diğer köpekler tarafından öldürülüyor.

*Hayatta kalan köpekler bir sürüye dahil olup kendilerine yer ediniyorlar. Sürü içinde insandan uzak alanda yaşamaya başlayan köpekler çok kısa süre içinde karakter değiştiriyor.

*Şehirde yaşayan hayvanseverler köpeklerin yaşadıkları alanlara giderek yemek artıkları veya mamalarla besliyorlar. (Suadiye'den arabaya atlayıp Şile Yolu'ndaki köpeği besleyip kendi güvenli konfor alanına geri dönmek çok kral hareket)

*Bu besleme işi genellikle ana yola yakın yerlerde yapıldığından köpekler bu alanları bölge edinip konuşlanıyorlar.

*Amatör bisikletçiler olarak bizler, İstanbul gibi keşmekeşin, trafik probleminin yüksek olduğu bir şehirde, sahil hattındaki yoğun trafikle, kuzeydeki köpek sürüleri arasına sıkışıp kalmış durumdayız.

Bu noktada "Köpek kovalayınca kaçmayın sevin" diyen arkadaşı zerre dikkate almayın zira bir insan köpekten korkuyorsa korkuyordur, bunun temelinde bir fobi veya bir travma olabilir, kişi çekingen mizaçlı olabilir, yaptığı panikle bir arabanın altına da girebilir. Ani bir refleksle köpeklerin arasına da düşebilir.

*Son dönemde yasaklı ilan edilen tehlikeli türlerden de bu alana bırakılanlar olduğundan, bazı sürüler içinde pitbull cinsi köpekleri bizzat kendim görüyorum.



Yaptığım son turda doğa harikası köyler arasında gezerken sağımdan solumdan fırlayan köpek sürüleri arasında kaldım defalarca.
Köpek dediğin arkadan kovalar, ben F1 Pistinin yakınında bana tam karşıdan koşan kangal köpeğiyle karşı karşıya kaldım. Göçbeyli dönüşünde sürünün içinde siyah bir pitbull vardı. Ayrıca tarla içinde başıboş gezen beyaz bir pitbull daha gördüm.

*Gerek belediyeler, gerek sorumluluk duygusundan bi haber maymun iştahlı hayvan bakıcıları gerekse aman uzaktan seveyim diyen hayvanseverler koca şehrin çevresini açık hava barınağına çevirdiler ellerine sağlık.

*Her şeye rağmen sahildeki magandayla muhattap olmaktansa yine köpeklerin arasına sürüyorum, rotalarımı artık köpek trafiğine göre oluşturuyorum. Bir de yalnız süren biri olarak çevredeki bisiklet gruplarını inceliyorum artık.

*Peki neden endişeliyim? Neden bu hobiyi sporu neyse, dilediğim gibi bireysel ve gönlümce yapamıyorum? Neden vergisini verdiğim yolu, sokağı yokuşu ormanı kullanamıyorum?

Köpekten korkuyorsanız durmayın arkadaşlar durup sevmeye çalışmayın zaten korkuyorsanız sevemezsiniz, basabildiğiniz kadar basın, yakın mesafeye gelince avazınız çıktığı kadar BAĞIRIN.

Naçizane düşüncem budur.

Bizzat aynısını yaşadım. Ayağımı kapmasına 1 karış kalmıştı. Düdük çaldım, bağırdım. epey peşimden koştu, çok şükür bıraktı. Hemen belediyeyi arayıp bilgi verdim. Bir daha da ordan geçmedim. İşim gereği sürekli köy yollarını kullanıyorum. Dün, yıllardır geçtiğim yollardan yine geçtim. Maalesef başıboş köpeklerin sayısı artıyor. Güvenle bisiklet sürmek giderek zorlaşıyor. Şehir içinde trafik, şehir dışında başıboş köpekler.

Naçizane bir fikrim var. Pandemi dönemiyle birlikte kamu kurumları sokak hayvanlarına (kırsal alandaki başıboş köpekler de dahil), belirli aralıklarla mama vermeye başladılar. Bulunduğum yerdeki bisiklet gruplarına bu görevde işbirliği teklif edeceğim. Bisikleti uygun olan bisikletçilerle bu mamaları hayvanların yaşadığı yere götürüp beslersek, acaba bu hayvanlar bisiklete ve bisikletliye alışabilir mi? Bu soruya cevap verecek uzmanlığım yok maalesef. Köpek eğitimi bilgisi olan bir kişi ya da veteriner hekimler görüş bildirebilirler belki.
 
  • Beğen
Tepkiler: Samet M.
Sohbetimizde veyahut tartışmamızda diyeyim, bir yafta ile itham edildiğimiz durum rahatsızlık veriyor.. Yukarıda kullanılan kelimeler genel itibariyle uygun değil. Bir canlıyı öldürmekten bahsediyorsunuz fakat bir hayvansever olarak buna kızıp sizlere hakaret etmeyi kendime hak görmüyorum. Lütfen sizlerde cani, pislik, edepsiz, düşman vs yakıştırmalarınıza dikkat edin. Bir konu üzerinde saygı çerçevesinde konuşarak örnek teşkil edebiliriz.
 
Geri