Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Başıboş köpeklerle mücadele ve kurumların sorumluluğu

Kendimi kaybetmemek için ne yapabilirim?

Nerede, nasıl büyütüldünüz anlamıyorum ki.

Konu bisiklet ve köpekten önce insan eğitimi.

İnsan eliyle yaratılan bir sorundan hayvanları veya hayvanları savunanları sorumlu tutmak nasıl bi akıl tutulması; bunu bana birisi açıklayabilir mi?


yazdığım mesaj kendi sağlamasını yapmış oldu, ''hayvan'' severler alıngan ve saldırgan üslubuyla beni hiç şaşırtmıyor.
 
Scudo
İnsanoğlunun maymun iştahlılığının bir başka sonucudur yaşadığımız. Sorunun nedeni incelenmeden çözümünü konuşamayız.

İnsanoğlunun hayvanlarla ilişkisi yakın geçmişe kadar ihtiyaç odaklı olarak gelişti. Beslenme, iş gücü faydası, ulaşım, isinma, yan ürün yaratmaları ve korunma. Kedilerde haşere ilacı vazifesi görüyordu.

Ayrıca bazı türler statü ve güç göstergesi olarak kullanılmaya başlandı.

Pet endüstrisi!
Şehirleşmenin artması ile pet kültürü başladı. Bu pazardaki ışığı gören firmalar tüketimi arttiracak ciddi stratejiler başlattı. Duyarlılığı körükleyerek, ürün çeşitlendirmelerine yönelerek pet kültürünü yaygınlaştırdılar ve dunya pet endustrisi buyudukce bu duyarliligida katlayarak arttırmak icin ellerinden geleni yapiyorlar.

Firmalari bir kenara koydugumuzda maymun iştahlı tüketici sorunu ortaya çıktı. Bunlar gecici bir heves veya''cocuk cok istedi'' mantigi ile pet ''satın almaya!!!'' sıkılınca sokaga atmaya başladılar. Doğal ortamda uretilmeyen ve dogal hayatta kalma becerilerinden yoksun olarak sokaga birakılan hayvanlar gittikce cogalmaya başladı.
İçguduleri ile gruplaşmalar, aç kalınca vahşileşmeler, yolda gördüğü bisikletçiye tukurup meyve suyu atan insan musveddelerinin bu hayvanlara zevk eziyetleri ile her insanı tehdit olarak algılamaya başlamaları ve saldırganlasmalari...
Zaten dogada yaşam sureleri kısıtlı, ureme ve hayatta kalma oranları düşükken bu mama endustrisine hizmet duyarlılığı ile yukseldi. Dogal seleksiyon dengesi bozuldu.

Şimdi ise ''ne olacak bu hayvanlar, hangi kurum çözecek bu sorunu?''

-Öncelikle başlayan kamu spotlarındaki gibi ''satın alma sahiplen'' şeklinde hareketlerle ticari üretimler minimize edilmeli.
-Sahiplenme sonrası terketmeler belirlendiginde cezai yaptirimlari olmalı.
-Saldirganligi tescilli hayvanların kışkırtma olmadan verdigi zararlarda sahipleri icin agir tazminatlar uygulanmalı.
-Sokaklardaki hayvanlar icin sistematik kısırlaştırma projeleri uygulanmalı ve populasyonun giderek artması engellenmeli. Uzmanı degilim ancak bildigim kadari ile kısırlaştırılan hayvanlar üreme, üremek için kavgacı öne çıkma ve yavru koruma gibi guduler olmadiginda giderek uysallaşıyorlar. Dogru ve dogal mi? Tartisilir ama sorun cözüyoruz...
-Sokak beslemesi yapan kahramanlar içinde bir sınırlama olmalı. Gidip başkasının dukkanının, evinin, tarlasinin önünde beslemeye karsiyim acikcasi. Eger besleyecekseniz kendi evinizin, dukkanınızın, sokağınızın önünde besleyin. Hayvan nerede yemek bulursa oraya alışır. Böylece hem gözünüzün önünde olur ihtiyac duydugunda veteriner destegide saglarsiniz hem de tanımadiginiz belki hayvan fobisi olan/hayvan sevmeyen kişileri rahatsız etmemiş olursunuz. Ayrıca siz mamayı atip vicdaniniz rahat luks zincirde lattenizi yudumlarken (herkes demiyorum böyleleri de var alınacaksa onlar alınsın) ben o hayvanların dışkısını evimin işyerimin önünden temizlemek zorunda degilim!

Barinaklar icin ise maalesef daha ciddi ve uzucu uygulamalar gerekiyor. Pek çok ülkede sokak hayvanları barınaklara alınıp tedavi edilir, sahiplendirilir ancak belli bir sure icerisinde sahiplenmesaglanamazsa uyutulur. Sonsuz bir hapishane ortamı bakımı söz konusu degildir. Kaldi ki ciddi gönüllü desteği ile çalıştırılmayan çoğu belediye barınaginda durum hicte ic acici degildir.
 
Benim anlamadığım bir şey yok. "Anlamıyorsunuz", "bunu anlayın artık" diye yazıp durmayın. Çok gereksiz agresifleşmişsiniz.
Ben hayvan beslemiyorum, sorumluluğunu almak zorunda olduğum bir hayvan yok, dolayısıyla "Siz kendi beslediğiniz hayvanın sorumluluğunu almak zorundasınız" bana yazılamayacak bir uydurma. Hiç sokak hayvanı da beslemedim. Hiç sokağa hayvan da bırakmadım.
Yazdığınız hiçbir şeyin benimle ilgisi yok.
İki tane soru sorup konuya farklı bir yerden bakınca düşman ilan edip saldırmak kadar saçma bir şey yok.
Yukarıda yazdığım gibi kendi sahiplendiğim hayvan hiç olmadığı için yazdıklarınızla hiçbir ilgim olmadığı gibi hiç köpek saldırısına da uğramadım. Hatta her canlı türüyle iyi anlaştığım için, buna köpekler de dahil olduğundan genelde küçük bisiklet gruplarında arkadaşlar ya da yaya iken aile fertlerimiz beni köpeklerle aralarında tutmaya çalışırlar. Oturup onlarla kaynaşmam ama olumsuz etkileşimde de bulunmam. Belki sadece şanstan hiç olumsuz anım yok. "Aman köpek göreyim seveyim, besleyeyim" diye de can atmıyorum, bazen sırnaşanları sever geçerim ama hiç sokak hayvanı besleyecek durumum olmadı.
Dolayısıyla ben konunun tarafı değilim, tam orta noktadayım.
Sadece "uyutma" işleminin dillendirilmesindeki sıklık ve rahatlığı görünce bu kararı vermekteki ruh halini merak ettim, ondan sordum. Tam da beklediğim tepkiyi aldım.
Tabii yöntem değişse de uyutmanın sonuçta öldürme olduğunu bilirken, bunu hiç tereddütsüz bizzat yaptığını ya da yapabileceğini ifade edenler varken bana büyük harflerle cani diye hitap edilmesine yorum yapmam çok faydasız olur.
Bence de konu ile alakası olmayan ortada olan birisi olarak, burada boşuna canilerle uğraşmayın.
 
Barinaklar icin ise maalesef daha ciddi ve uzucu uygulamalar gerekiyor. Pek çok ülkede sokak hayvanları barınaklara alınıp tedavi edilir, sahiplendirilir ancak belli bir sure icerisinde sahiplenmesaglanamazsa uyutulur. Sonsuz bir hapishane ortamı bakımı söz konusu degildir. Kaldi ki ciddi gönüllü desteği ile çalıştırılmayan çoğu belediye barınaginda durum hicte ic acici degildir.
Benimde bir önceki sayfada yorumumda bahsettiğim durum budur. Meselenin temeline inmemiz gerekiyor.
Sokakta yaşayan başıboş hayvanların kalıcı olarak ikametgahı için kamu bütçesinden ne kadar ayrılabilir?
Kalıcı ikametgah için bütçeden pay ayrılmıyorsa sonucu dramatikte olsa uyutmaktan başka bir çözüm sunabiliyor muyuz?

ps. sorular direkt size değil genel hepimize soruyorum.
 
bu konuda uzlaşamayacağımızdan çok eminim, yine de yazayım
-Bir köpeğin havlayıp peşinizden koşması bir köpek saldırısı değil ,
-köpeklere mama veren insanlar; itperest, köpeksevici,mama lobisi,kokona ,süslü kokoş değil.
-insanları ısıran köpeklerin uyutulmasına en fanatik hayvan sever bile karşı değil
-Köpeklerin kısırlaştırılmasına hayvan severlerin büyük kısmı karşı değil
-başıboş köpeklerin olması güzel bişi değil fakat ne kadar köpek varsa uyutalım çok daha kötü bir şey

Şöyle bir teklifim var, istanbul Anadolu yakasında oturan arkadaşlar ile köpek sürülerinin olduğu güzergahlarda beraber sürüş yapmayı teklif ediyorum. Tamamen gönüllü olarak köpek havlamalarında ne yaptığımı nasıl davrandığımı gösterip belki biraz daha cesaret kazandırabilirim. Benim beraber sürdüğüm grupta da çok panik yapan bir arkadaşım beraber sürdükten sonra şuan gayet rahat tepki veriyor .
 
binlerce köpekle karşılaştım, gündüz bile yüzüne ışık tutulduğunda ya da köpek kovucu çalıştırıldığında kaçmayan köpek görmedim. ısırıldıysanız yeterince önlem almamışsınız demektir.


Çocuk suçu tabii yeterince önlem almamış.
 

Dosyalar

  • 20220301_130740.jpg
    20220301_130740.jpg
    217,3 KB · Okunma: 53
  • Üzgün
Tepkiler: Scyleia
Çocuk da cebinde mama taşısaymış (!) Ne var yani köpecikler oyun oynamak istemiş, hem onların doğasına karışamazsınız siz (!)
Bu şekilde yazdığınızda kimseyi ikna edemiyorsunuz ve sadece ortamı geriyorsunuz
Çocuk suçu tabii yeterince önlem almamış.
Sizinle aynı fikirde olsam da üslubunuzu onaylamıyorum. Onaylamak zorunda değilim tabi ama geri bildirim vereyim dedim.
 
Sokak hayvanlarini gectim guya beslenen hayvanlarda saldirabiliyor. Daha gecen hafta (isim ve adreste verecegim; Bodrum Sürat Kargo Halikarnas Şubesi) kargomu almaya gittim. 2 gundur dagitima cikmayan kargomu sormaya. Her yer koli, içeride 2 kişi. Dipteki adam ''nedir?'' dedi ''buyrun bu tarafa gelin'' kolilerin arasindan gecerken avustralya terrieri benzeri bir köpek havlayarak önümü kesti. Boynunda tasmasi var ama bağlı degil. Ben çok aldırmam.
''Sakin ol... tamam. Sahibin çağırdı kargomu sorup gideceğim'' falan diyorum bir yandanda adama kargo no falan veriyorum. Adamın köpekle aramda olanlar umurunda degil. Bilgisayara baktı ortaligi karistirmaya basladi ''bu tarafta herhalde gelin'' dedi ben onun peşinden giderken hayvan beni sağ baldırımdan durduk yere dişledi. Kumaştan geçmedi kanamadı ama ''ne yapiyorsun konuştuk seninle dişlenir mi her gelen müşteri'' dedim. Sahibi yine oralı degil. Köpek hırlıyor. Döndüm göz temasi ile sert baktım yerine çekildi.
Haydi ben alışkınım hayvanlara. İyi de bu işyerinde beslenen bir köpek ve her türlü insan giriyor oraya. Bu şimdi köpek beslemek mi? Sahipli hayvan böyle yapiyorsa sokaktakini nasil kontrol edip guvenecek fobisi olan veya tedbirsiz bir cocuk?
 
Bu şekilde yazdığınızda kimseyi ikna edemiyorsunuz ve sadece ortamı geriyorsunuz

Sizinle aynı fikirde olsam da üslubunuzu onaylamıyorum. Onaylamak zorunda değilim tabi ama geri bildirim vereyim dedim.

Sizin de anladığınız gibi ne onaylanmak ne de birini ikna etmek için yazdım.

Beni ısırmadılar benim sorunum değil, ben arabayla gidiyorum bisikletlilerin trafikte yaşadığı sorunlar benim sorunum değil, ben dolarla maaş almıyorum benim sorunum değil, ben bisikletle gidiyorum benzin fiyatlarını arabayla gidenler düşünsün vs gibi kanser bir düşünce yapısıyla karşılaşınca tepkimi koydum. Ki bir haber görseli paylaşarak ve küçük bir ironiyle. Yine olsa yine tepkimi koyarım belki de daha sert bir şekilde.

Çok kibar geri bildirimde bulunmuştunuz. Ben de cevapsız bırakmak istemedim.:)
Iyi forumlar.
 
Benimde bir önceki sayfada yorumumda bahsettiğim durum budur. Meselenin temeline inmemiz gerekiyor.
Sokakta yaşayan başıboş hayvanların kalıcı olarak ikametgahı için kamu bütçesinden ne kadar ayrılabilir?
Kalıcı ikametgah için bütçeden pay ayrılmıyorsa sonucu dramatikte olsa uyutmaktan başka bir çözüm sunabiliyor muyuz?

ps. sorular direkt size değil genel hepimize soruyorum.
Beslemek ve barındırmak kadar, uyutmakta maliyetli bir iştir.
Kamu bütçesinden ayıracağınız paralar bir şekilde birilerinin cukkasına yolunu bulucaktır.
Bu konuda başka konulardada belirttiğim şekilde, yapılması gereken en basit çözüm, bu hayvanların insanların yerleşim yerlerinde ve bölgelerinde yaşamayı tercih etmesinin önüne geçmektir.
Peki bunu nasıl yapacağız?
1-) Hayvanların kolay yiyecek bulduğu çöpleri, onların ulaşamayacağı şekilde düzenleceğiz.
Örnek uygulama olarak Konya belediyesinin çöp kutuları
8962.jpg

2-) Bu hayvanları eğer sahiplenmeyecekseniz, insan eli ile beslenmeye alıştırılmayacak ve doğal ortamlarda kendi başlarına hayatta kalmaya sevk edilecek.
Böylece şehirlerde insanlar tarafından beslendikleri bölgelerde hayvan çeteleri oluşmayacaktır. Yanlızca sahipleneceğiniz bir hayvanı beslemeli ve kendi kontrolünüz(araniz) olan bölgelerde barındırmalısınız.

3-) Hayvan severler veya bağış yardım yapmak isteyen kişiler(hayır amaçlı vb) tarafından kurulacak olan barınaklarda yine gönüllüler tarafından hayvanların bakımlarının yapılacağı ve sahiplendirileceği tesisler inşa edilmeli. Sokakta beslemek için mama alacağımıza bunun yerine gerekirse kumbara fonu veya benzeri araçlar kullanarak barınak inşa edilmeli ve sorumluluk bilinci içerisinde çalıştırılmalıdır. Böyle bir fon oluşturulamayacağını düşünenler sokak hayvanları için harcanan paralarla ilgili (link) inceleyeniz.

Daha pek çok çözüm bulunabilir. Ben sorunun çözümsüz olduğunu düşünenlerden değilim. Ben bu sorunun çözümü için irade olduğuna inanmıyorum, bu konuda hayvan severlerin öncülük ederek gerekli iradeyi oluşturmalı ve dernekler vb. topluluklar aracılığı ile bölgesel yatırımlar yapılmalıdır.
 
  • Beğen
Tepkiler: Adil ÜNALDI
Köpeklerin menfaati için köpeklerden rahatsızım;

Konuya köpekler açısından bakalım peki;

*Salınan köpeklerin tamamı bir sürüye dahil olamadığından diğer köpekler tarafından doğrudan veya beslenme alanından uzaklaştırılarak dolaylı olarak (açlıktan) ölüyor. Mesela ben hiç kaniş cinsi köpek göremiyorum, genelde baskın tipler mevcut.

*Evde beslenmek amacıyla evrimleştirilmiş köpekler de iklim şartlarına uyum sağlayamadan ilk kış, hayatını kaybediyor.

*Aşı kontrolü ortadan kalktığı ve sürü etkileşimi başladığı için salgın hastalıklarla da ölüyorlar.

*Yani bu durumda sokaktaki dostlarımız için de "yaşıyor" diyemeyiz bir bir ölüyorlar. Dolayısıyla mesele uyutma değil, mesele yerine durmadan yenilerinin gelmesi.

Özetle bizim problemimiz, köpeklerin problemi, köpeklerin problemi, bizim problemimiz.

Konu altında beyan edilen her fikre saygı çerçevesinde kaldığı sürece saygım var ancak lütfen köpek kovalayınca saldırmış olmuyor demeyin, zarar vermesi için ısırması gerekmez, tekrar söylüyorum ki bir insan köpekten korkuyorsa korkuyordur. @BirLebowski Eray bey yaşımız da yakın güzel bir zamanda birlikte bahsettiğim alanları dolaşmak isterim.
Adsız.jpg

Bunun dışında kusura bakmasınlar bu konu altında bile nefret kusanları dikkate bile almıyorum, benim derdim güvenli sürüş imkanı bulmak, benim derdim kavga etmek değil, bağcıyı dövmek değil üzüm yemek.

Kendi rotam özelinde özellikle gidiş güzergahımın Kocaeli ili sınırları içinde kaldığını fark ettim, tam olarak iki şehrin kesişim alanındaki bu bölgedeki yoğunluk idari bölünüşle ilgili olabilir.

Arkadaşlar işim itibariye bir kaç ilçe belediye başkanına ulaşabilirim, belki İBB'ye de ulaşabilirim ancak bunu kendi hayatımdaki iş kimliğimle değil, herhangi bir bisikletli olarak yapmak istiyorum. Yoksa "Hocam bugün köpek konuşacağımızı öngörmüyorduk" diye karşılık almakta benim açımdan hoş olmaz.

Tek ihtiyacımız olan ortak fikir, ortak tepki, ortak davranış ve mücadele.

Ortak fikir aşamasındayız.
 
Bundan bu kadar emin olmayın.
zıttı akıl tutulmasıdır, hayvanseverlik ile ilgili değil
Köpeklerin menfaati için köpeklerden rahatsızım;

Konuya köpekler açısından bakalım peki;

*Salınan köpeklerin tamamı bir sürüye dahil olamadığından diğer köpekler tarafından doğrudan veya beslenme alanından uzaklaştırılarak dolaylı olarak (açlıktan) ölüyor. Mesela ben hiç kaniş cinsi köpek göremiyorum, genelde baskın tipler mevcut.

*Evde beslenmek amacıyla evrimleştirilmiş köpekler de iklim şartlarına uyum sağlayamadan ilk kış, hayatını kaybediyor.

*Aşı kontrolü ortadan kalktığı ve sürü etkileşimi başladığı için salgın hastalıklarla da ölüyorlar.

*Yani bu durumda sokaktaki dostlarımız için de "yaşıyor" diyemeyiz bir bir ölüyorlar. Dolayısıyla mesele uyutma değil, mesele yerine durmadan yenilerinin gelmesi.

Özetle bizim problemimiz, köpeklerin problemi, köpeklerin problemi, bizim problemimiz.

Konu altında beyan edilen her fikre saygı çerçevesinde kaldığı sürece saygım var ancak lütfen köpek kovalayınca saldırmış olmuyor demeyin, zarar vermesi için ısırması gerekmez, tekrar söylüyorum ki bir insan köpekten korkuyorsa korkuyordur. @BirLebowski Eray bey yaşımız da yakın güzel bir zamanda birlikte bahsettiğim alanları dolaşmak isterim.
283571 dosyayı görüntüle

Bunun dışında kusura bakmasınlar bu konu altında bile nefret kusanları dikkate bile almıyorum, benim derdim güvenli sürüş imkanı bulmak, benim derdim kavga etmek değil, bağcıyı dövmek değil üzüm yemek.

Kendi rotam özelinde özellikle gidiş güzergahımın Kocaeli ili sınırları içinde kaldığını fark ettim, tam olarak iki şehrin kesişim alanındaki bu bölgedeki yoğunluk idari bölünüşle ilgili olabilir.

Arkadaşlar işim itibariye bir kaç ilçe belediye başkanına ulaşabilirim, belki İBB'ye de ulaşabilirim ancak bunu kendi hayatımdaki iş kimliğimle değil, herhangi bir bisikletli olarak yapmak istiyorum. Yoksa "Hocam bugün köpek konuşacağımızı öngörmüyorduk" diye karşılık almakta benim açımdan hoş olmaz.

Tek ihtiyacımız olan ortak fikir, ortak tepki, ortak davranış ve mücadele.

Ortak fikir aşamasındayız.
dediğiniz güzergahlarda çok sürüşüm oldu, ilk fırsatta sürelim bu hafta yağmurlu haftaya hava güzel olursa sürüş yapalım seve seve ,
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Samet M.
Köpeklerin menfaati için köpeklerden rahatsızım;

Konuya köpekler açısından bakalım peki;

*Salınan köpeklerin tamamı bir sürüye dahil olamadığından diğer köpekler tarafından doğrudan veya beslenme alanından uzaklaştırılarak dolaylı olarak (açlıktan) ölüyor. Mesela ben hiç kaniş cinsi köpek göremiyorum, genelde baskın tipler mevcut.

*Evde beslenmek amacıyla evrimleştirilmiş köpekler de iklim şartlarına uyum sağlayamadan ilk kış, hayatını kaybediyor.

*Aşı kontrolü ortadan kalktığı ve sürü etkileşimi başladığı için salgın hastalıklarla da ölüyorlar.

*Yani bu durumda sokaktaki dostlarımız için de "yaşıyor" diyemeyiz bir bir ölüyorlar. Dolayısıyla mesele uyutma değil, mesele yerine durmadan yenilerinin gelmesi.

Özetle bizim problemimiz, köpeklerin problemi, köpeklerin problemi, bizim problemimiz.

Konu altında beyan edilen her fikre saygı çerçevesinde kaldığı sürece saygım var ancak lütfen köpek kovalayınca saldırmış olmuyor demeyin, zarar vermesi için ısırması gerekmez, tekrar söylüyorum ki bir insan köpekten korkuyorsa korkuyordur. @BirLebowski Eray bey yaşımız da yakın güzel bir zamanda birlikte bahsettiğim alanları dolaşmak isterim.
283571 dosyayı görüntüle

Bunun dışında kusura bakmasınlar bu konu altında bile nefret kusanları dikkate bile almıyorum, benim derdim güvenli sürüş imkanı bulmak, benim derdim kavga etmek değil, bağcıyı dövmek değil üzüm yemek.

Kendi rotam özelinde özellikle gidiş güzergahımın Kocaeli ili sınırları içinde kaldığını fark ettim, tam olarak iki şehrin kesişim alanındaki bu bölgedeki yoğunluk idari bölünüşle ilgili olabilir.

Arkadaşlar işim itibariye bir kaç ilçe belediye başkanına ulaşabilirim, belki İBB'ye de ulaşabilirim ancak bunu kendi hayatımdaki iş kimliğimle değil, herhangi bir bisikletli olarak yapmak istiyorum. Yoksa "Hocam bugün köpek konuşacağımızı öngörmüyorduk" diye karşılık almakta benim açımdan hoş olmaz.

Tek ihtiyacımız olan ortak fikir, ortak tepki, ortak davranış ve mücadele.

Ortak fikir aşamasındayız.

Muhtemelen çok yakında ikamet ediyoruz. Benim de kullanmak istediğim rotalar bahsettiğiniz noktalar ve sevindikli köyü gibi daha da ileride olan noktalar ama buralarda maalesef tek başıma sürmem imkansız. Daha bir kaç km olmadan ya ruhumu ya da başka bir şeyleri yol üstünde bırakabilirim.

Evde beslenen köpekler, aşı kontrolü vb. gibi durumlarda size katılıyorum. Günden güne hayatlarını kaybetseler de ciddi oranda bir üreme de mevcut. Yakın vadede bu sorunun çözümü bence pek mümkün değil.
 
  • Beğen
Tepkiler: Samet M.
Daha önce de yazdım yine yazıyorum.5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereğince köpeklerin bırakın toplanmasını yerinin değiştirilmesi bile söz konusu değil.Sadece ısırılma sonucunda ısırma raporu ile müracaat sonucunda götürülüyor,onda da kısırlaştırılıp geri bırakılıyor.
Diğer yandan işim gereğince "patisever,hayvan dostu,can fedaisi,evlat sahibi"gibi sıfatları kendisine takan bazı insanlarla iletişim kurmak durumunda kalıyorum aman Yarabbi diyorum.Ancak geçen hafta karşılaştığım mükemmel anlayışlı,hoşgörülü,empati sahibi insanlarımız da yok değil.Umarım hem insanlar,hem köpekler için bu süreç en sağlıklı şekilde çözülür.
 
  • Beğen
Tepkiler: Punctum ve Scyleia
Beslemek ve barındırmak kadar, uyutmakta maliyetli bir iştir.
Kamu bütçesinden ayıracağınız paralar bir şekilde birilerinin cukkasına yolunu bulucaktır.
Bu konuda başka konulardada belirttiğim şekilde, yapılması gereken en basit çözüm, bu hayvanların insanların yerleşim yerlerinde ve bölgelerinde yaşamayı tercih etmesinin önüne geçmektir.
Peki bunu nasıl yapacağız?
1-) Hayvanların kolay yiyecek bulduğu çöpleri, onların ulaşamayacağı şekilde düzenleceğiz.
Örnek uygulama olarak Konya belediyesinin çöp kutuları
283572 dosyayı görüntüle

2-) Bu hayvanları eğer sahiplenmeyecekseniz, insan eli ile beslenmeye alıştırılmayacak ve doğal ortamlarda kendi başlarına hayatta kalmaya sevk edilecek.
Böylece şehirlerde insanlar tarafından beslendikleri bölgelerde hayvan çeteleri oluşmayacaktır. Yanlızca sahipleneceğiniz bir hayvanı beslemeli ve kendi kontrolünüz(araniz) olan bölgelerde barındırmalısınız.

3-) Hayvan severler veya bağış yardım yapmak isteyen kişiler(hayır amaçlı vb) tarafından kurulacak olan barınaklarda yine gönüllüler tarafından hayvanların bakımlarının yapılacağı ve sahiplendirileceği tesisler inşa edilmeli. Sokakta beslemek için mama alacağımıza bunun yerine gerekirse kumbara fonu veya benzeri araçlar kullanarak barınak inşa edilmeli ve sorumluluk bilinci içerisinde çalıştırılmalıdır. Böyle bir fon oluşturulamayacağını düşünenler sokak hayvanları için harcanan paralarla ilgili (link) inceleyeniz.

Daha pek çok çözüm bulunabilir. Ben sorunun çözümsüz olduğunu düşünenlerden değilim. Ben bu sorunun çözümü için irade olduğuna inanmıyorum, bu konuda hayvan severlerin öncülük ederek gerekli iradeyi oluşturmalı ve dernekler vb. topluluklar aracılığı ile bölgesel yatırımlar yapılmalıdır.
Genel olarak söylediklerinize katılıyorum. Fakat 3. maddede işin maliyet boyutu yine artıyor.
Mesela sokak hayvanlarının sayısını biliyor muyuz? on bin, yüz bin, 1 milyon..? Bu kadar çok hayvana ne kadar barınak yapacağız?

Belirttiğiniz gibi bu iş belediye ve gönüllüler tarafından bir an önce çözüme kavuşmaz ise siyasi partiler seçimde bu konuyu çıkarları için kullanacaktır.
 
  • Beğen
Tepkiler: Scyleia
Mesela sokak hayvanlarının sayısını biliyor muyuz? on bin, yüz bin, 1 milyon..? Bu kadar çok hayvana ne kadar barınak yapacağız?
Bu sorunun cevabını (link)20 milyon olarak tespit etmişler. Bu rakam çok mu büyük? Bilemiyorum, bunun fizibiletisi yapılabilir ancak bu sorunun çözümü için gerekli ilk adımın atılmasının önünde engel olmamalıdır.
Şehirleşmenin temeli birlikte yaşama arzusu, bu arzu ise toplu halde yaşamanın verdiği güvende olma duygusunu temel almaktadır. Güvende olma beklentisi ile içinde yaşadığımız şehirler, evlerimiz , sokaklarımız bizler ve çocuklarımız için tehdit olmaktan çıkarılmalıdır.
 
  • Beğen
Tepkiler: gunerokn
Bu sorunun cevabını (link)20 milyon olarak tespit etmişler. Bu rakam çok mu büyük? Bilemiyorum, bunun fizibiletisi yapılabilir ancak bu sorunun çözümü için gerekli ilk adımın atılmasının önünde engel olmamalıdır.
Şehirleşmenin temeli birlikte yaşama arzusu, bu arzu ise toplu halde yaşamanın verdiği güvende olma duygusunu temel almaktadır. Güvende olma beklentisi ile içinde yaşadığımız şehirler, evlerimiz , sokaklarımız bizler ve çocuklarımız için tehdit olmaktan çıkarılmalıdır.
20 milyon sokak hayvanı olduğunu varsayar isek ve her barınak içine yaklaşık 200 hayvan yerleştirsek sadece İstanbul gibi bir şehir için en az 25.000 barınak yapılmalıdır.
 
  • Beğen
Tepkiler: Scyleia
Bir arkadaşımın bu başıboş hayvanlarla ilgili banada mantıklı gelen bir düşüncesi var.
Başıboş hayvan toplama kampları. Bu hayvanları belli bir sayıya gelince Çin'e satıyoruz. Adamlar zaten ne bulsa yiyor.
Tamam biraz cani bir düşünce gibi ama kısa yollu bu durumdan kurtulmanın en kestirme yolu.
Bu söylediğiniz ırkçılık. Çin'de köpek yiyenlerin oranı neredeyse sıfır.
bu konuda uzlaşamayacağımızdan çok eminim, yine de yazayım
-Bir köpeğin havlayıp peşinizden koşması bir köpek saldırısı değil ,
-köpeklere mama veren insanlar; itperest, köpeksevici,mama lobisi,kokona ,süslü kokoş değil.
-insanları ısıran köpeklerin uyutulmasına en fanatik hayvan sever bile karşı değil
-Köpeklerin kısırlaştırılmasına hayvan severlerin büyük kısmı karşı değil
-başıboş köpeklerin olması güzel bişi değil fakat ne kadar köpek varsa uyutalım çok daha kötü bir şey

Şöyle bir teklifim var, istanbul Anadolu yakasında oturan arkadaşlar ile köpek sürülerinin olduğu güzergahlarda beraber sürüş yapmayı teklif ediyorum. Tamamen gönüllü olarak köpek havlamalarında ne yaptığımı nasıl davrandığımı gösterip belki biraz daha cesaret kazandırabilirim. Benim beraber sürdüğüm grupta da çok panik yapan bir arkadaşım beraber sürdükten sonra şuan gayet rahat tepki veriyor .
Sizden tek isteğim Mahmutşevketpaşa'dan Polonezköy'e Paşa Cd. yolu üzerinden sürmeniz. Bunu yapıp videoya kaydeder misiniz? Ben de öğreneyim ve etrafınızda size havlayan onlarca köpeğin arasında bisiklet sürme zevkini yaşayayım. Rica ediyorum sizden bunu yapın.
 
Son düzenleme:
Geri