Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Başıboş köpeklerle mücadele ve kurumların sorumluluğu

1932 deki genelgede Kuduz hastalığı arttığı için alınan bir önlemden bahsedilmiş. Kuduz virüsünün hastalık yaptığı yani kuduza tutulmuş bir kişini kurtulma ŞANSI YOK. Son günlerde köpeği tarafından ısırılıp kuduzdan ölen (kendisinin ve köpeğinin aşılarının tam olmasına rağmen) inşaat mühendisi ve daha evvelinde gene kuduzdan bir çocuk vefat etmişti. Türkiye kuduz açısından riskli ülkeler arasına girdi. Şimdi günümüzde aşıya erişim bu kadar hızlıyken sonuç bu. Bir de 1930'lardaki durumu düşünün.
Tabii ki köpekler öldürülmemeli. Kuduzun ana kaynağı vahşi hayvanlardır. Artan sokak hayvanı topluluğu ise insanlar için kaynak oluşturmaktadır. O yüzden Serçenin de kumrunun kedinin köpeğin ,bazen camımıza konan sığırcın da yaşama hakkını göz önüne alarak bir türün istila etmesine izin vermemeliyiz.
Amerika'da okuyan bir arkadşaım Türkiye'ye döneceği zaman gitmeden önce kuduz aşısı olması gerektiği ve Türkiye'de bir kuduz problemi olduğu söylenmiş...
 
Scudo
Not: Başıboş köpek sorununun köpeklerin büyük hazine arazilerine kapatılıp, erkek köpeklerin kısırlaştırılarak, sonrasında buraya gönüllüler tarafından yapılacak gıda bağışıyla çözülmesi gerektiğini düşünen biriyim. O hayvanlar yöneticilerin bunu sorun olarak görmemesinden dünyaya geldi. Yani sonucunda insanın. Bunun faturasını onlara kesmek ahlaki bir duruş olmaz.
Yani o kadar çocuk sokak köpekleri hazine arazilerine kapatılmadığı ve kısırlaştırılıp gönüllüler tarafından gıda yardımı yapılmadığı için mi öldü, yaralandı?
Şu an 5 milyon hayvandan bahsediliyor, siz bunları hangi araziye kapatıp üzerine bir de kısırlaştıracaksınız?
Kısırlaştırmayı geçtim, hele gıda yardımı yapacak 1000 kişiyi bul öp başına koy.

Lakin keşke dediğin gibi olsa. Hepsini araziye toplayalım, zaten gönüllü yardımları gitmeyeceği için kendi kendilerine telef olmuş olacaklar.
Uyutulmaktan beter hale getirmiş olacaksınız.
 
Şu an 5 milyon hayvandan bahsediliyor, siz bunları hangi araziye kapatıp üzerine bir de kısırlaştıracaksınız?
Hangi araziye mi? Ülkedeki bütün köpeklerin tek bir arazide toplanması gerektiğini falan mı düşündün anlamadım? Her ilde devlete ait ormanlar, sit alanları var. Her ilde çitle çevrilmiş bir nevi "köpek hapishaneleri" olabilir.

Kısırlaştırmayı geçtim, hele gıda yardımı yapacak 1000 kişiyi bul öp başına koy.
1000'i bütün ülke için söylemedin umarım? Milyonu geçer. Tabii yapılan bağışlar köpeklere gıda olarak ulaşır mı yoksa bi aşamada cukkalanır mı onu bilemem.

Lakin keşke dediğin gibi olsa. Hepsini araziye toplayalım, zaten gönüllü yardımları gitmeyeceği için kendi kendilerine telef olmuş olacaklar.
Uyutulmaktan beter hale getirmiş olacaksınız.
Şu anda da kendi kendilerine telef oluyolar zaten. Oran olarak 100 köpekten 10 tanesi insan eliyle besleniyor. Diğerleri aç bi ilaç. Bari insana zarar verme ihtimalleri ortadan kalkmış olur.
 
  • Beğen
Tepkiler: el Cezeri
birim köpek başına maliyeti en düşük çözüm uygulanır. başıboş köpek sayısının onbinlerce olduğu söyleniyor Türkiye genelinde. istanbul, ankara gibi şehirlerdeki barınak kapasiteleri 8000 civarında. köpekleri topla, kısırlaştır; kısırlaşan dişi köpekleri 1 hafta kadar barınakta tut, sonra sokağa sal. bu çok iyi yönetilmesi gereken bir süreç iken, malumunuz, doğal felaketler bile çok iyi yönetilemedi.

bir anektod ile bitireyim. kızımı kısırlaştırmak için veterinere götürdüğümde orada bir amcaya rastladım. kedisini kısırlaştırmış ama kedisi tekrar hamile kalmış. anlaşıldı ki, kısırlaştırmayı yapan veteriner, sadece bir taraftan ameliyat bölgesini açıp oradaki yumurtalığı almış. halbuki, diğer yumurtalık sağlıklı bir şekilde duruyormuş. bir de böyle şeyler olacak.

yakalanıp, uyutulup, bu işi en kısa sürede çözmek en ucuz çözümdür.
 
  • Beğen
Tepkiler: socialworker
Hangi araziye mi? Ülkedeki bütün köpeklerin tek bir arazide toplanması gerektiğini falan mı düşündün anlamadım? Her ilde devlete ait ormanlar, sit alanları var. Her ilde çitle çevrilmiş bir nevi "köpek hapishaneleri" olabilir.


1000'i bütün ülke için söylemedin umarım? Milyonu geçer. Tabii yapılan bağışlar köpeklere gıda olarak ulaşır mı yoksa bi aşamada cukkalanır mı onu bilemem.


Şu anda da kendi kendilerine telef oluyolar zaten. Oran olarak 100 köpekten 10 tanesi insan eliyle besleniyor. Diğerleri aç bi ilaç. Bari insana zarar verme ihtimalleri ortadan kalkmış olur.
Bir köpek hapishane bütçesi sizce ne kadara mal olur?
Eğer belirtildiği gibi 5 milyon sokak hayvanı var ise dağı taşı hapishane ile mi kaplayacaksınız? :)
Mama lobileri, menfaatçiler işin içinde olmasa bırak milyonu yüz bin kişi bulamazsınız.
Her gün sosyal medyadan köpek maması için yardım talep edenlerden fenalık geldi bile.
Lafı da çok uzatmaya gerek yok. Fikirlerimizi ve görüşlerimizi belirttik. Bana göre söylediğiniz şey romantizm.
 
Bir köpek hapishane bütçesi sizce ne kadara mal olur?
Eğer belirtildiği gibi 5 milyon sokak hayvanı var ise dağı taşı hapishane ile mi kaplayacaksınız? :)
Mama lobileri, menfaatçiler işin içinde olmasa bırak milyonu yüz bin kişi bulamazsınız.
Her gün sosyal medyadan köpek maması için yardım talep edenlerden fenalık geldi bile.
Lafı da çok uzatmaya gerek yok. Fikirlerimizi ve görüşlerimizi belirttik. Bana göre söylediğiniz şey romantizm.
Maalesef isin icinde milyar dolarlik mama ve petshop sektoru var. Bugun referanduma gidilse kopeksevelerin sayisi %1'i bile bulmaz. Ama medyada sesi gur ciktigi icin herkes bunlarin sayisini yuksek zannediyor.


Belediyeler kapali yasam alanlari olusturacak. Kopekseverler de gidip orada kopeklere bakacaklar ve sosyal medya paylasimlarini orada yapacaklar.
Kopekseverlerin bakmadigi kopeklerin ise acliktan olmesindense uyutulmasi daha insani bir yaklasim.

Ne demek yahu "ben kopek seviyorum o yuzden sokakta kopek gormek istiyorum" demek? Sokaklar kimsenin babasinin mali degil!
 
Köpeğin bisiklet sürerken saldırması bir dert ama asıl daha beteri köpeğe çarpmamak için refleks ile bir aracın aniden üstünüze kırması.

Bizim muhitte bir kadın sürekli çevresinde 8-10 köpek ile dolaşıyor kadının adı köpekli kadına çıkmış, aşiret dizilerindeki ağalar gibi mi hissediyor kendini bilmiyorum ama kendisi için dahi tehlike teşkil ediyor farkında değil.
 
Ülkeyi yöneten zihniyetin göz göre göre yaptığı yanlışları görmüyor kimse olacak ki çözüm önerileriyle falan geliyor herkes. Valla gerçekçi olunuz arkadaşlar, kısa vadede çözülmesi gereken onca problemin içinde son ya da sondan 1-2 önce gelir sokak hayvanı problemi. Sokak hayvanlarıyla ilgili problemin nasıl çözüleceğine dair kafa yoracağınıza sokak hayvanlarından korkmamak için ne yapabileceğinize odaklanın, en azından korkup panikleyerek başınıza gelecek belalardan bi miktar korunabilirsiniz bu şekilde.

Ayrıca mutlaka yazılmıştır zannediyorum bakmadım tüm sayfalara ama dana, keçi, deve, tavuk, kuzu gibi hayvanlardan her gün kaç tane kesilerek öldürülüyor bu ülkede ve öldürülen o hayvanları kim bilir kaç 'duyarlı' vatandaşımız afiyetle yiyor acaba ama iş kediye köpeğe gelince milleti vahşi olmakla suçluyor o 'duyarlı'lar acaba. Hayvanın boyutu mu etkiliyor kararınızı diyeceğim ama kuzu ebatında köpekler, tavuk ebatında kedilerden bahsediyoruz, demek ki onunla da alakalı değil. Hakikaten, ben keselim kurtulalım demiyorum ama keselim kurtulalım diyenlere neden karşı çıkıyorsunuz? Biri yeniyor biri yenmiyor hikayesine giren olursa Çin'e gönderilmelerine de karşı çıktıklarını hatırlatmak isterim.
 
Bizim memlekette meseleler, çoğunlukla konjonktürel yelpazenin yönüne göre pozisyon alır. Ve maalesef ki buradaki döngüsellik, ampirik mantıktan ziyade, katı muhafazakar bir süreci tecrübe etmemizle sonuçlanır...

Neden bu denli ağır ve kötümser bir giriş yaptım?...

Başıboş ve sahipsiz köpek sorununu bu forumda onlarca sayfa tartıştık. Hem bilimsel, hem pratik literatürü dilimiz döndüğünce anlattık. Dünya örneklerini paylaştık. Çözüm önerileri sunduk. Önlem alınmaz ise, sürecin bizi aşağı yukarı mevcut kaosa getireceğini de yıllar öncesinde duyurduk. Hem de o zamanlar bu mesele henüz toplumun tüm katmanlarında derinlemesine bir problem halini almadığı için, çoğunlukla destek de görmedik. Konu, ajitasyon soslu demagojilerle, nobran reddedişler arasında sıkıştı kaldı. Şimdinin "BF Okuru" ama o günün haşmetli moderatörleri, kendi dünyevi kriterlerini dikte ederek konuları kapattı. Forumda çok daha sert ve düzeysiz yazışmaların olduğu konular vakıa iken, bu meseleye özel tutumlar takınıldı.

Sokak köpeklerini neden toplamıyorlar?
Köpek kovalayınca kaçmayın, sevin!

Şimdi anlıyoruz ki, o günün kadük gerekçeleri, bugünün rezil vehametlerine yol veren ikircikli retoriklermiş...forumla bağımı koparması da cabası olmuş...

Uygar yöntemlerle tartışılmasına bile tahammül edilemeyen sosyolojik bir olgu, günün sonunda etleri parçalanmış zavallı çocuklar olarak vücut bulmuş. Hem de bu kaçıncı? Aklımızı başımıza almak için, neden ille de birilerinin zarar görmesi gerekiyor bu güzelim topraklarda? Neden gündem olması için (ki muhtemelen birkaç gün içinde arka sıralarda bile yer bulamayacak) ille de masum ve savunmasız vatandaşlarının (suçlu ve güçlü de olabilir) başıboş köpek şiddetine maruz kalmasını bekler devlet aygıtı? Uygar dünyanın aklına bile gelmeyen bu ceberrut sorunla neden yüzleşmek zorunda kalıyoruz? Aynı yöntemi kullanarak farklı sonuçlara varmayı nasıl başaracağız?

Ez cümle, bu mesele, öncelikle yasal ve sonrasında da katı ve rijit önlemler ve yaptırımlar yaşama geçirilmedikçe daha çok su kaldırır. Metodolojik çözümlemeler yerine, demagojiyle formüle edilen içi boş söylemlerde kayboluruz. Her insan ölümü ve/veya yaralanması ile tekrar hatırlar, sonra yine sığ dünyamıza geri döneriz. Olan yine bu rezaletin sonucuna katlanmaya mahkum olanlara olur.
 
En önemli problem insanların petshoplardan aldığı köpekleri bakamayinca sokağa bırakması. Hayvan alınıp satılması yasak olmalı. Kısırlaştırma in ise çözüm olma vakti çoktan geçti kısır olmayan her dişi köpek senede 10 -12 yavru yapıyor bu hıza yetişmek mümkün değil. Benim köpeklerle ilgili şahsi tecrubem sahipsiz değil sahipli köpeklerin daha sıkıntılı olduğu yönünde köpek bir alanı koruyorsa bağ bahçe veya koyun sürüsü gibi oradan uzak durmaya çalışıyorum bugüne kadar sahipsiz köpeklerle ilgili sıkıntı yasamadim
 
  • Beğen
Tepkiler: Eray BAYĞAR
En önemli problem insanların petshoplardan aldığı köpekleri bakamayinca sokağa bırakması. Hayvan alınıp satılması yasak olmalı. Kısırlaştırma in ise çözüm olma vakti çoktan geçti kısır olmayan her dişi köpek senede 10 -12 yavru yapıyor bu hıza yetişmek mümkün değil. Benim köpeklerle ilgili şahsi tecrubem sahipsiz değil sahipli köpeklerin daha sıkıntılı olduğu yönünde köpek bir alanı koruyorsa bağ bahçe veya koyun sürüsü gibi oradan uzak durmaya çalışıyorum bugüne kadar sahipsiz köpeklerle ilgili sıkıntı yasamadim

Bir de bu efsane var... Petshoplardan alınan köpekler meselesi...

Efendim, sokaklarda gezen başıboş köpek popülasyonu içinde petshoplardan satın alınmış cins köpek sayısı yok denecek kadar azdır...evet, belli bir sayıda bu tür köpeğin sonradan vazgeçilerek sokaklara bırakıldığı aşikardır ancak sorunumuzun milyonda biri bile değildir.

Ben tam tersini düşünüyorum. Hayvan alım satımı ciddi kurallar, denetimler, ödül ve ceza mekanizmaları ile kontrol edilip, yasal zemini uygar dünya normları ile pekiştirildiği sürece iyidir. Sahiplendirme ise çok daha iyidir...yasak olan, mutlaka bir yerde kontrolden çıkıyor çünkü...

Sokaklarda sahipsiz ve ne zaman ne yapacağı belli olmayan başıboş köpekler yerine; belgeli, aşılı, eğitimli, kontrollü köpeklerin sahipleri eşliğinde dolaşmasını yeğleriz, değil mi? Problem olan ise yasak ırkların çok rahat talep görmesi ve bu talebin hiçbir kontrol mekanizmasına takılmadan günlük hayatta yer bulması. Yoksa, uygar dünyada köpeklere özel parklarda neşeyle koşuşturup eğlenen köpekleri izlemek büyük keyiftir. Sağda solda köpek dışkısı da göremezsiniz. Hele yemek artığı, mama kalıntısı, pislik içinde tabak çanak hiç göremezsiniz...

Bu bir normdur arkadaşlar...henüz uygar bir toplum olmadığımızdan, eh işte bu normu da el yordamıyla keşfetmeye çalışıyoruz. Günün birinde biz de ucundan kenarından öğreneceğiz ama o gün muhtemelen yine yakalamak zorunda kaldığımız başka bir norm türemiş olacak. Bu kısır döngü de devam edip duracak. Ben hiç umutlu değilim...
 
Bence satın alınan hayvanlar, alan kişiye bir nevi ruhsatlandırılmalı, ve gündemde olan cip.lerden takılarak takibi yapılmalı, hayvan alan kişiye de iyi düşünmesi gerektiğini, bu hayvanı alırsa hayatı boyunca bakımı ve ihtiyaçlarını karşılaması ve başı boş bırakılmaması gerektiğini, aynı zamanda denetimlerde sokakta sahipsiz bulunması durumunda para cezası verileceğini bildiren bir sözleşme vb yapılarak hayvan satışı yapılabilir.
 
Bence satın alınan hayvanlar, alan kişiye bir nevi ruhsatlandırılmalı, ve gündemde olan cip.lerden takılarak takibi yapılmalı, hayvan alan kişiye de iyi düşünmesi gerektiğini, bu hayvanı alırsa hayatı boyunca bakımı ve ihtiyaçlarını karşılaması ve başı boş bırakılmaması gerektiğini, aynı zamanda denetimlerde sokakta sahipsiz bulunması durumunda para cezası verileceğini bildiren bir sözleşme vb yapılarak hayvan satışı yapılabilir.

para cezasından kimse korkmuyor ki. Nasıl olsa param yok kessin istediği kadar diyor. Parası yoksa haczet malını veya hapset kendisini en az 1 sene. Ama cezaevleri de dolu. Tamam ev hapsi yap telefon ve tv olmadan. Ben bu işin altında ezilip kaldım. Bazı sevdiğim rotalarda bisiklet sürmek istemiyor bu sebeple bisiklete daha az biner oldum.
 
Ülkeyi yöneten zihniyetin göz göre göre yaptığı yanlışları görmüyor kimse olacak ki çözüm önerileriyle falan geliyor herkes. Valla gerçekçi olunuz arkadaşlar, kısa vadede çözülmesi gereken onca problemin içinde son ya da sondan 1-2 önce gelir sokak hayvanı problemi. Sokak hayvanlarıyla ilgili problemin nasıl çözüleceğine dair kafa yoracağınıza sokak hayvanlarından korkmamak için ne yapabileceğinize odaklanın, en azından korkup panikleyerek başınıza gelecek belalardan bi miktar korunabilirsiniz bu şekilde.

Ayrıca mutlaka yazılmıştır zannediyorum bakmadım tüm sayfalara ama dana, keçi, deve, tavuk, kuzu gibi hayvanlardan her gün kaç tane kesilerek öldürülüyor bu ülkede ve öldürülen o hayvanları kim bilir kaç 'duyarlı' vatandaşımız afiyetle yiyor acaba ama iş kediye köpeğe gelince milleti vahşi olmakla suçluyor o 'duyarlı'lar acaba. Hayvanın boyutu mu etkiliyor kararınızı diyeceğim ama kuzu ebatında köpekler, tavuk ebatında kedilerden bahsediyoruz, demek ki onunla da alakalı değil. Hakikaten, ben keselim kurtulalım demiyorum ama keselim kurtulalım diyenlere neden karşı çıkıyorsunuz? Biri yeniyor biri yenmiyor hikayesine giren olursa Çin'e gönderilmelerine de karşı çıktıklarını hatırlatmak isterim.
Bora Bey, ülkemizde "sokak hayvanları" sorunu yok; "sokak köpekleri" sorunu var, bence bu dil kullanılmalı. Diğer evcil hayvanların da fazla çoğaltılmasının ekosisteme zararı var ama köpek saldırıları gibi insanlara doğrudan tehdit oluşturmuyor henüz.
 
Bora Bey, ülkemizde "sokak hayvanları" sorunu yok; "sokak köpekleri" sorunu var, bence bu dil kullanılmalı. Diğer evcil hayvanların da fazla çoğaltılmasının ekosisteme zararı var ama köpek saldırıları gibi insanlara doğrudan tehdit oluşturmuyor henüz.
Bir tane köpeğin farelerle mücadele ettiğini görmedim. Yakındaki Esenyurt köpek istilası videosunda köpekler fareler kenar mahallelerde cirit atıyordu.
(link)
Demek ki neymiş, köpekler de zararlı hayvanmış.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Bu köpekler yüzünden bisikleti bırakalı aylar oluyor, bu defa da arabayı kovalamaya başladılar. Her köşe başında gruplar halinde çete. Bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekiyor. Normal yollarla bu işin olmayacağı kesin. radikal olarak kararlar alınmalı.
 
...Besledigi kopeklerin mamasinin yapimi icin oldurulen hayvanlar zerre kadar umurlarinda degildir.
Ne yapsınlar köpeklerini hayvanın doğasına aykırı olarak bakliyatla, sebzeyle mi beslesinler?

Kopeklerin kontrollu olmasi hirbir seyi cozmez cunku sahipleri de sorunlu insanlar.
Canis Lupus familyasına ait memeli türü dünya üzerinden silinmeli, kökü kurutulmalı. Yürü be koçum. Bence de çok mantıklı :harika:
 
Geri