Scudo Sports

Başıboş köpeklerle mücadele ve kurumların sorumluluğu

Başıboş hayvan sorunu eşittir köpek popülasyonudur. Köpeklerin yaşam hakkı insanların güvenliğini tehdit ediyorsa bu uzun yılların ihmali sonucu oluşmuştur. Bıçak kemiğe çoktan dayanmıştır ve mutlak sürdürülebilir bir çözüm gerekmektedir. Kendini 20 yıldır muktedir gören bir yönetim hangi toplumsal sorunu çözdü ki sokak hayvanları sorununu çözsün?
Çıkarılan tüm kanunları ilgili taraflara danışmadan, halkın önerilerine kulak asmadan tepeden indirip vekilleri piyon gibi kullanmadılar mı?
Dünya ülkelerinde mevcut çözümleri bir kaç sayfa önce paylaşmıştım.
Aslolan flora ve fauna dengesini, insan ve çevre uyumunu sağlayarak uzun erimli bir çözümdür.
Uygulayıcı noktasında yerel yönetimler ile ters düşecek yasalar işe yaramayacaktır. Söz konusu kanun için ciddi bir çalıştay yapılıp etraflıca değerlendirme yapılıp yasa haline gelmeden tüm kesimlerle uzlaşarak bir altyapı oluşturulmalıydı.
 
Scudo
Hâlâ tartışıyor muyuz bu konuyu, gerçekten hayret.

Çözümsüzlük için çabalayan sözde hayvansever kesim bile çözüm için kısırlaştırma vb faaliyetlerin yapılmasının gerekliliğini söylerken ortada bir sorun olduğunu itiraf etmiş oluyorlar.

Şimdi sırayla gidelim ki art niyetli olmayan herkes anlayabilsin.

*Ortada bir sorun var.
*Sorun, tasmasız, ağızlıksız başıboş köpeklerin kontrolsüz şekilde insan yaşam alanlarında bulunması.
*Sorunun sonuçları ÖLÜMCÜL.
*Ölümcül sonuçları olan bir sorunun çözümü ertelenemez ya da geniş zamana yayılamaz.
*Çözüm: DERHAL SIFIR BAŞIBOŞ KÖPEK
*1. Yöntem: 4-6 milyon köpek barınaklarda ölene kadar beslenecek, bu süreçte bu köpeklerin bakımlarına, beslenmelerine, tedavilerine ve her türlü veteriner ihtiyaçlarına hazineden milyarlarca lira bütçe ayrılacak.
*2. Yöntem: Sahiplenilmeyen köpekler itlaf edilecek.

Her iki yöntem de, eğer sokakta hiç başıboş köpek kalmayacaksa, çözümdür. İkisi arasından seçim yapmak Türk Milleti'nin tercihine bırakılmalı. Bence akıl, mantık ve vicdan tek bir çözüm yoluna işaret ediyor ama çeşitli çevreler konuyu devlet meselesi haline getirdiği için referandum yapılabilir.

"Yerinde yaşat" gibi bir deli saçması yaklaşımı seçenekler arasında görmekse akıl işi değil.


Bir hukuk devletinden bahsedebiliyorsak o ülkede kanunlar kamu yararına hayvan yararına çevre yararına vb olur.

Devleti kuran, akıl sahibi insanlardır. Hukuk da, din de, devlet de, insan hayatını kolaylaştırmaya hizmet eder.

Kanunlar, insan tercihiyle hayvanları ve doğayı da korumalıdır. Ancak insan yaşamına zarar söz konusuysa zararlı olan bitki, hayvan vb doğal unsurlar, zararsız hâle getirilir.

Evet, insana doğrudan veya dolaylı yoldan zarar veren hayvanlar, zararsız hâle getirilir. Bu katliam değildir.

Öyle olsaydı aynı cazgırlıklara fareler, sinekler, böcekler, balıklar öldürülürken de şahit olurduk.

Köpek meselesinin, hayvan istismarcısı lobilerin sahiplendiği bir rant alanı olduğunu anlamamak için ciddi anlamda aklı devre dışı bırakmış olmamız gerekir.
 
Açıkçası öneriniz ne çok merak ediyorum.
Önerim basit ve net. Hukuk devleti olacaksın ki, senin de benim de, köpekler tarafından parçalanan yavrucakların da, köpeklerin de kendilerin ağaçların da her şeyin hakkı savunulacak, daha yaşanılabilir bir ülke olacağız.
Hukuk devleti olmak biraz da iyi niyetle alakalı bir şey. Şimdi bu hükümet bir kanun tasarısı hazırladı kendi başına. Hemen ne yaptılar biliyorsun, tasarıyı kamuoyuna sızdırdılar. Amaçları kamuoyunun tepkisini ölçmek felan değildi. Hemen akpartinin trolleri ortalığı karıştırmaya başladılar, bunun üzerine CHP trolleri karşılık verdi. Ortalık da yine bir zıtlaşma kültürü, senin mahallen benim mahallen lutuplaşmadı başladı. Sen Yasayı destekliyorsan merhametsizsin, ben destekliyorumsam çok merhametliyim, sen Yasayı desteklemiyorsun öyleyse sen insan düşmanısın şu bu her neyse.Bu hükümetin en sevdiği şey zıtlaşma kültürü, kutuplaşma safları sıkılaştırma. Çünkü üretebildikleri doğru güzel bi şey yok ki,tek bu var. Niyetleri de bozuk olunca olan yine oldu. Burada bisiklet forum gibi bisiklet kültürünü yaşadığımız güzel bir ortamda bile birbirimize düştük.
Tüm samimiyetimle söylüyorum benim karşıt fikrimde olanların kötü niyetli, merhametsiz, çözümden uzak insanlar olmadıklarını düşünüyorum.
İşin hükümet boyutuna gelirsek, iyi niyetli
olsalardı diyeceklerdi ki böyle bir sorun var biz bunu kavga dövüş etmeden en büyük toplumsal mutabakatla, merhametlice bize yakışır bi şekilde çözelim. Ama ne yazık ki demediler.
Sivil toplum kuruluşlarını, bilim adamlarını, aklı başında insanları toplayacaklardı, orta yolu bulmaya çalışacaklardı
Mesela ne diyebilirdi, Türkiye'de sokak hayvanları sorununu en iyi çözebilmiş belediyeyi bulacaklar. Ey belediyeler, bakın bu belediye bunu bunu yapmış, siz de bunu yapacaksınız. Ben de size kaynak sağlayacağım. Hepimiz dünya kadar TRT vergisi ödüyoruz. Bi boka yaradıkları da yok. Bu vergi artık sokak hayvanları rehabilitasyon vergisi. Ama insan bu hükümete yine inanamaz o kadar ötv toplandı nereye gitti uçtu, deprem yardımı toplandı, nerede o da buhar oldu. Diyorum da kızıyorsunuz bunların elle tutulur hiçbir yanları yok. Ben hep doğruyu söylerim, çok şükür.
Hadi neyse diyelim ki hakkıyla topladı vergileri. Bu sefer diyecek ki ben bu paraları siz belediyelere dağıtıyorum siz de bu hayvanlara gerçekten cennet gibi barınak yapacaksınız, kısırlaştıracaksınız, besleyeceksiniz sahiplrndireceksiniz. Bunun denetimini, paranın nereye harcadığını denetimini bağımsız kuruluşlara vereceğim u bağımsız kuruluşlar harbi bağımsız olacak, yandaş manda olmayacak.
Diyecek ki hayvan üretim tesislerini kapatıyorum, cins hayvan satışı yasak.
Veterinerlik fakültesi öğrencilerine diyecek ki siz de buralarda zorunlu staj göreceksiniz.
Evcil hayvanını sokağa atanların canına okuyacağım diyecek, atanın canını yakarım diyecek.
İyi niyetli olduktan sonra her şey yapılır.

Ben bir hayvanseverim şu ana kadar 40 kadar kedi kısırlaştırması yaptım. Bir sürü yavru sahiplendirdim.Sahiplendirirken ne diller döktüğümü bir bilseniz şaşar kalırsınız elimden geldiği kadar da besliyorum, populasyonları bir şekilde dengeleniyor. Ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Daha bir de sağdan soldan bir sürü gereksiz laf duyuyorum. Ama yine de mücadeleye devam.
Ben sonuçta bir bireyim elimden gelen bir yere kadar. Kamu gücü önemli.
Ama arkadaş hiçbir işleri iyi niyetli değil ki bunların. Vasıfsız orman arazisi olsun da imara açalım diye elinden geleni yapan adamlara insan bırak kediyi köpeği günahını bile veresi gelmiyor.
Yine söylüyorum Akpyi sevmem, CHP ye de son seçimde oy bile vermedim. Bunu niye yazmak zorunda hissediyorum onu bile bilmiyorum. Pardon biliyorum bu bile kutuplaşma sonucu.
Hukuk devletine güvenilir kanun devletine ise asla güvenilmez. Önemli olan hukuktur.

Bu işler eskiden de böyleydi. 99 senesinde Rahşan Affı çıkmıştı. Kanun diyordu ki tecavuzcüler dışarı çıkarılmayacak(Tamam)
Katiller af kapsamındadır, af edilecek(tamam)
Hem tecavüz edip hem de tecavüz ettiği kişiyi öldürenler ise serbest kaldı. Şaka gibi değil mi
İşte bu kanun devleti saçmalığı

@Jingim Size nacizane kendi yaptıklarımı anlattım.
Kamu gücünün yapması gerekenleri kendimce söyledim.
Hala daha çözüm öneriniz yok sizin dermisiniz.

Kusura bakmayın benim bunlara inancım yok. Çünkü bunlarda sevgi yok. Sevmesini bilmeyen kimseye güvenmem ben.
İstedikleri kadar yaradılanı severiz yaradandan ötürü diye dursunlar. İcraata bakarım
 
  • Beğen
Tepkiler: zıpkıncı
Önerim basit ve net. Hukuk devleti olacaksın ki, senin de benim de, köpekler tarafından parçalanan yavrucakların da, köpeklerin de kendilerin ağaçların da her şeyin hakkı savunulacak, daha yaşanılabilir bir ülke olacağız.
Hukuk devleti olmak biraz da iyi niyetle alakalı bir şey. Şimdi bu hükümet bir kanun tasarısı hazırladı kendi başına. Hemen ne yaptılar biliyorsun, tasarıyı kamuoyuna sızdırdılar. Amaçları kamuoyunun tepkisini ölçmek felan değildi. Hemen akpartinin trolleri ortalığı karıştırmaya başladılar, bunun üzerine CHP trolleri karşılık verdi. Ortalık da yine bir zıtlaşma kültürü, senin mahallen benim mahallen lutuplaşmadı başladı. Sen Yasayı destekliyorsan merhametsizsin, ben destekliyorumsam çok merhametliyim, sen Yasayı desteklemiyorsun öyleyse sen insan düşmanısın şu bu her neyse.Bu hükümetin en sevdiği şey zıtlaşma kültürü, kutuplaşma safları sıkılaştırma. Çünkü üretebildikleri doğru güzel bi şey yok ki,tek bu var. Niyetleri de bozuk olunca olan yine oldu. Burada bisiklet forum gibi bisiklet kültürünü yaşadığımız güzel bir ortamda bile birbirimize düştük.
Tüm samimiyetimle söylüyorum benim karşıt fikrimde olanların kötü niyetli, merhametsiz, çözümden uzak insanlar olmadıklarını düşünüyorum.
İşin hükümet boyutuna gelirsek, iyi niyetli
olsalardı diyeceklerdi ki böyle bir sorun var biz bunu kavga dövüş etmeden en büyük toplumsal mutabakatla, merhametlice bize yakışır bi şekilde çözelim. Ama ne yazık ki demediler.
Sivil toplum kuruluşlarını, bilim adamlarını, aklı başında insanları toplayacaklardı, orta yolu bulmaya çalışacaklardı
Mesela ne diyebilirdi, Türkiye'de sokak hayvanları sorununu en iyi çözebilmiş belediyeyi bulacaklar. Ey belediyeler, bakın bu belediye bunu bunu yapmış, siz de bunu yapacaksınız. Ben de size kaynak sağlayacağım. Hepimiz dünya kadar TRT vergisi ödüyoruz. Bi boka yaradıkları da yok. Bu vergi artık sokak hayvanları rehabilitasyon vergisi. Ama insan bu hükümete yine inanamaz o kadar ötv toplandı nereye gitti uçtu, deprem yardımı toplandı, nerede o da buhar oldu. Diyorum da kızıyorsunuz bunların elle tutulur hiçbir yanları yok. Ben hep doğruyu söylerim, çok şükür.
Hadi neyse diyelim ki hakkıyla topladı vergileri. Bu sefer diyecek ki ben bu paraları siz belediyelere dağıtıyorum siz de bu hayvanlara gerçekten cennet gibi barınak yapacaksınız, kısırlaştıracaksınız, besleyeceksiniz sahiplrndireceksiniz. Bunun denetimini, paranın nereye harcadığını denetimini bağımsız kuruluşlara vereceğim u bağımsız kuruluşlar harbi bağımsız olacak, yandaş manda olmayacak.
Diyecek ki hayvan üretim tesislerini kapatıyorum, cins hayvan satışı yasak.
Veterinerlik fakültesi öğrencilerine diyecek ki siz de buralarda zorunlu staj göreceksiniz.
Evcil hayvanını sokağa atanların canına okuyacağım diyecek, atanın canını yakarım diyecek.
İyi niyetli olduktan sonra her şey yapılır.

Ben bir hayvanseverim şu ana kadar 40 kadar kedi kısırlaştırması yaptım. Bir sürü yavru sahiplendirdim.Sahiplendirirken ne diller döktüğümü bir bilseniz şaşar kalırsınız kadar besliyorum, populasyonları bir şekilde dengeleniyor. Ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Daha bir de sağdan soldan bir sürü gereksiz laf duyuyorum. Ama yine de mücadeleye devam.
Ben sonuçta bir bireyim elimden gelen bir yere kadar. Kamu gücü önemli.
Ama arkadaş hiçbir işleri iyi niyetli değil ki bunların. Vasıfsız orman arazisi olsun da imara açalım diye elinden geleni yapan adamlara insan bırak kediyi köpeği günahını bile veresi gelmiyor.
Yine söylüyorum Akpyi sevmem, CHP ye de son seçimde oy bile vermedim. Bunu niye yazmak zorunda hissediyorum onu bile bilmiyorum. Pardon biliyorum bu bile kutuplaşma sonucu.
Hukuk devletine güvenilir kanun devletine ise asla güvenilmez. Önemli olan hukuktur.

Bu işler eskiden de böyleydi. 99 senesinde Rahşan Affı çıkmıştı. Kanun diyordu ki tecavuzcüler dışarı çıkarılmayacak(Tamam)
Katiller af kapsamındadır, af edilecek(tamam)
Hem tecavüz edip hem de tecavüz ettiği kişiyi öldürenler ise serbest kaldı. Şaka gibi değil mi
İşte bu kanun devleti saçmalığı

@Jingim Size nacizane kendi yaptıklarımı anlattım.
Kamu gücünün yapması gerekenleri kendimce söyledim.
Hala daha çözüm öneriniz yok sizin dermisiniz.

Kusura bakmayın benim bunlara inancım yok. Çünkü bunlarda sevgi yok. Sevmesini bilmeyen kimseye güvenmem ben.
İstedikleri kadar yaradılanı severiz yaradandan ötürü diye dursunlar. İcraata bakarım
Bakın yazdığınız şeyler çok güzel fakat cins köpek satışı ve üretimi hariç bütün söylediklerinizin çözümü kanun teklifinde var. TRT payı değil belediyelerin hazineden aldıkları paydan binde 5 ve binde 3 oranında ayrılması, bu paranın barınak yapımı ve sokak hayvanı bakımı dışında kullanıldığında hapis cezasına varan yaptırımları, parayı kullanırken nasıl kullanıldığına dair tüm belediyelerin düzenli rapor vermesi, hayvanı sokağa atanların alacağı cezalar... hepsi var. Dediğim gibi karşı olduığuınuz kısım yok siz yine toplumsal proıblemleri anlattınız. Başıboş köpek sorunu ile ilgili çözüm değil. Ben hala sizin çözümünüzü bilmiyorum. Hukuk devleti olalım adil olalım bu konunun çözümü için oldukça havada kalan şeyler.
 
Bakın yazdığınız şeyler çok güzel fakat cins köpek satışı ve üretimi hariç bütün söylediklerinizin çözümü kanun teklifinde var. TRT payı değil belediyelerin hazineden aldıkları paydan binde 5 ve binde 3 oranında ayrılması, bu paranın barınak yapımı ve sokak hayvanı bakımı dışında kullanıldığında hapis cezasına varan yaptırımları, parayı kullanırken nasıl kullanıldığına dair tüm belediyelerin düzenli rapor vermesi, hayvanı sokağa atanların alacağı cezalar... hepsi var. Dediğim gibi karşı olduığuınuz kısım yok siz yine toplumsal proıblemleri anlattınız. Başıboş köpek sorunu ile ilgili çözüm değil. Ben hala sizin çözümünüzü bilmiyorum. Hukuk devleti olalım adil olalım bu konunun çözümü için oldukça havada kalan şeyler.
Gerçekten tartışmak için demiyorum. Daha ne gibi bir çözüm önerim olmasını bekliyorsunuz. Sahiplendirilmeyeni öldürelim mi diyeyim, bunu mu bekliyorsunuz.
40 yakın kedi kısırlaştırdım, bir şekilde populasyon dengeleniyor diyorum. (Maltus Hipotezi idi galiba) Daha ne diyeyim.
Bir kanunun görünürde güzel olması hiçbir şey anlam ifade etmez o ülkede hukuk üstünlüğü olmalı diyorum. Bu kanun güzel de olsa bu Kanunu uygulsyamayı beceremezler. Daha ne diyeyim.

Hukuk devleti örneği veriyorum
Kurandan sünnetten örnek veriyorum.
Sevmiyorsanız bile yaşam hakkına saygı duyulmalı diyorum.

Başka ne diyeyim ki bilmiyorum.
Bu konuya son yazışım.
 
  • Beğen
Tepkiler: zıpkıncı
Saglikli bir yonetim anlayışında bu konu siyasetcilerin ve halkin tartısmasiyla degil, bilim insanlarinin, uzmanların bilgi ve tecrubesiyle çozum seklini tayin edilip kanun olusturulup uygulanmasiyla olmasi gerekir.
Bizde kimin sesi ve oy gücü (popilist) fazla ise ona gore şekil aliyor. Uygulama ise zaten keyfe keder.
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo
Gerçekten tartışmak için demiyorum. Daha ne gibi bir çözüm önerim olmasını bekliyorsunuz. Sahiplendirilmeyeni öldürelim mi diyeyim, bunu mu bekliyorsunuz.
40 yakın kedi kısırlaştırdım, bir şekilde populasyon dengeleniyor diyorum. (Maltus Hipotezi idi galiba) Daha ne diyeyim.
Bir kanunun görünürde güzel olması hiçbir şey anlam ifade etmez o ülkede hukuk üstünlüğü olmalı diyorum. Bu kanun güzel de olsa bu Kanunu uygulsyamayı beceremezler. Daha ne diyeyim.

Hukuk devleti örneği veriyorum
Kurandan sünnetten örnek veriyorum.
Sevmiyorsanız bile yaşam hakkına saygı duyulmalı diyorum.

Başka ne diyeyim ki bilmiyorum.
Bu konuya son yazışım.
Hayır dediklerinizi anlıyorum fakat yasada karşı çıktığınız şey ne ve bunun karşısında öneriniz ne diyorum. Bakın hukuk devleti falan sormuyorum ben çok basit soruyorum. Neye karşısınız, neden, öneriniz ne? Yazdıklarınızın hiçbiri bu soruların cevabını vermiyor.
 
@Atasoy
Abilerin kralı, mert insan özlemişim seni ayrıca @Özcan abiyi. Bu forum çok şanslı, sizin gibi güzel insanlar var.
Nasılsın abi
Edit büdüt @necmeddin bıyıklı Polyana nerede.
@Jingim Herşeyin hayırlısı, herşeyi zaman gösterecek.
Korkum odur ki uyuttukları bir tane hayvanın zikrine toslarlarsa, Allah senin benim hiçbirimizin yanına bırakmaz.
 
  • Beğen
Tepkiler: Atasoy ve Özcan
yıl olmuş 2024 biz hala bu konuları konuşuyoruz, bu kafalarla bi yüz yılı daha görür müyüz bilmem.. ben pek umutlu değilim açıkcası, yıllar önce kısırlaştırma ve kontrol altına alınsalardı bugün bunları konuşmayacaktık..

Adam starlink uydusunu göndermiş uzaya, üzerimizden tren geçer gibi uyduları geçti. biz hala bi arpa boyu yol alamadık.
 
Son düzenleme:
Maalesef bu konuda herkes ikiye ayrılmış durumda. İki tarafında istekleri tam olarak karşılanamayacak gibi
 
Polis ayıp etmiştir.

(link)
 
Gerçekten tartışmak için demiyorum. Daha ne gibi bir çözüm önerim olmasını bekliyorsunuz. Sahiplendirilmeyeni öldürelim mi diyeyim, bunu mu bekliyorsunuz.
40 yakın kedi kısırlaştırdım, bir şekilde populasyon dengeleniyor diyorum. (Maltus Hipotezi idi galiba) Daha ne diyeyim.
Bir kanunun görünürde güzel olması hiçbir şey anlam ifade etmez o ülkede hukuk üstünlüğü olmalı diyorum. Bu kanun güzel de olsa bu Kanunu uygulsyamayı beceremezler. Daha ne diyeyim.

Hukuk devleti örneği veriyorum
Kurandan sünnetten örnek veriyorum.
Sevmiyorsanız bile yaşam hakkına saygı duyulmalı diyorum.

Başka ne diyeyim ki bilmiyorum.
Bu konuya son yazışım.
şu şekilde sorun çözülür demek için elinde data olması lazım, Ben de hayvanların öldürülmesine karşıyım ama fizibilite olmadan kısırlaştırma ile çözülür ben 40 tane yaptım oluyor biraz naif bir yaklaşım olmuş. Buna kişisel deneyim önyargısı deniliyor.
 
fizibilite olmadan kısırlaştırma ile çözülür ben 40 tane yaptım oluyor biraz naif bir yaklaşım olmuş. Buna kişisel deneyim önyargısı deniliyor

Malthus'un populasyon üzerine bvilimsel çalışmaları var demişim zaten.Ben bilime ,hukuka,vicdana,Resulun sünnetine ve Allaha inanırım.Boş konuşmayı sevmem.Bilim felsefesinin ne demek olduğunu şu forumda iyi bilenlerden biriyim.

40 yakın kedi kısırlaştırdım, bir şekilde populasyon dengeleniyor diyorum. (Maltus Hipotezi idi galiba)
 
Malthus'un populasyon üzerine bvilimsel çalışmaları var demişim zaten.Ben bilime ,hukuka,vicdana,Resulun sünnetine ve Allaha inanırım.Boş konuşmayı sevmem.Bilim felsefesinin ne demek olduğunu şu forumda iyi bilenlerden biriyim.
o zaman hipotezle teori arasındaki farkı biliyorsundur, hadi diyelim ki o hipotez geçerli bir teor dediğin şeyi hesaplayacağın bir data yok elinde zaten. o tarz popülasyonun kendini sınırlaması olay çok uçuk yerlere gelince olur, sokak köpeklerinde iş oraya gelmez.Sen 40tane kısırlaştırıken popülasyona yüzlerce artıyor. Bu arada bilime inanılmaz, inanç din gibi kanıtlanamaz efsanevi olgularda bir kabulleniş biçimi.
 
e şimdi bu kedi de bir canlı değil mi? hem de son derece uysal bir canlı
Beni en fazla rahatsız eden şeylerden birisi de bu. Maalesef sokaktaki yaşayan köpekler, bir gecede onlarca kediyi bu şekilde parçalıyorlar. Birilerinin sevdiği, başını okşadığı canlı, bi gece aniden bu şekilde köpekler tarafından parçalanıyor. Çok fazla annesi köpekler tarafından öldürülen yavru kedi de var. Anne kediler öleceğini bilse de yavrularına köpek yaklaşınca korumacı olmak için gerekiyorsa kendisini feda ediyor. Dolayısıyla o yavrular da ölüyor genelde. Kedilerin bu şekilde ölmesi de maalesef hiç azımsanamayacak sayıda.

Aynı şekilde bu kaderi daha insani koşullarda yetişmiş, uysal dediğimiz köpekler de yaşıyor. Sokakta küçük ırk köpekler yok denecek kadar az ki onlar da muhtemelen bi sürüyle karşılaşana kadar yaşayacaklar. Köpeğin şimdiki durumda ekosistemde bir avcısı da yok, dolayısıyla sayıları kontrolsüz şekilde çoğalıyor.

Sokakta yaşayan köpekler genellikle kangal kırması diye tabir ettiğimiz ve kurt genine en yakın tipte köpekler. Genleri nedeniyle bölgelerine karşı aşırı korumacı ve saldırganlar. Şimdi mesela bu köpekleri kedilerden daha üstün tutan bir yan var mı? Her gece birilerinin sevdiği onlarca kedinin parçalanarak ölmesini haklı çıkarabilecek bir neden? İnsan faktörünü de ortadan kaldırıyorum, bu insanlar "hayvansever" olduklarını iddia ettikleri için bu tarz durumlara mantıklı bi açıklama getirmelerini istiyorum. Dediğim gibi "ekosistem böyle" diyecek olana bu hayvanı kontrol altında tutacak bir üst canlı yok.
 
Son düzenleme:
Bu sabah denizde yuzerken yuzeyde birsey gördüm, elimi attim canli bir bal arısı, sokar endişesyle elimden attim. Sonra şoyle düşündüm eğer ben bunu kurtarmassam ölecek, beni sokarsa ben ölmem diyerek elime alıp suyun yüzeyinden yukarda tuttum bir dakika içinde toparlanıp uçtu.
Sonuç olarak canları korumak gerek. "Ne pahasına olursa olsun " seklinde degil denge gozetilmeli.
 
  • Beğen
Tepkiler: zıpkıncı
Bu sabah denizde yuzerken yuzeyde birsey gördüm, elimi attim canli bir bal arısı, sokar endişesyle elimden attim. Sonra şoyle düşündüm eğer ben bunu kurtarmassam ölecek, beni sokarsa ben ölmem diyerek elime alıp suyun yüzeyinden yukarda tuttum bir dakika içinde toparlanıp uçtu.
Sonuç olarak canları korumak gerek. "Ne pahasına olursa olsun " seklinde degil denge gozetilmeli.
arı sokmasında ölüm çok nadir bir antite değil
Beni en fazla rahatsız eden şeylerden birisi de bu. Maalesef sokaktaki yaşayan köpekler, bir gecede onlarca kediyi bu şekilde parçalıyorlar. Birilerinin sevdiği, başını okşadığı canlı, bi gece aniden bu şekilde köpekler tarafından parçalanıyor. Çok fazla annesi köpekler tarafından öldürülen yavru kedi de var. Anne kediler öleceğini bilse de yavrularına köpek yaklaşınca korumacı olmak için gerekiyorsa kendisini feda ediyor. Dolayısıyla o yavrular da ölüyor genelde. Kedilerin bu şekilde ölmesi de maalesef hiç azımsanamayacak sayıda.

Aynı şekilde bu kaderi daha insani koşullarda yetişmiş, uysal dediğimiz köpekler de yaşıyor. Sokakta küçük ırk köpekler yok denecek kadar az ki onlar da muhtemelen bi sürüyle karşılaşana kadar yaşayacaklar. Köpeğin şimdiki durumda ekosistemde bir avcısı da yok, dolayısıyla sayıları kontrolsüz şekilde çoğalıyor.

Sokakta yaşayan köpekler genellikle kangal kırması diye tabir ettiğimiz ve kurt genine en yakın tipte köpekler. Genleri nedeniyle bölgelerine karşı aşırı korumacı ve saldırganlar. Şimdi mesela bu köpekleri kedilerden daha üstün tutan bir yan var mı? Her gece birilerinin sevdiği onlarca kedinin parçalanarak ölmesini haklı çıkarabilecek bir neden? İnsan faktörünü de ortadan kaldırıyorum, bu insanlar "hayvansever" olduklarını iddia ettikleri için bu tarz durumlara mantıklı bi açıklama getirmelerini istiyorum. Dediğim gibi "ekosistem böyle" diyecek olana bu hayvanı kontrol altında tutacak bir üst canlı yok.
Batıda hep videolarda sincapları görüyoruz bizde hiç yok neredeyse, onun nedeni de bu
 
Bisikletimi sattım bisiklet sporuyla alakam kalmadı artık. Uzun süredir binmiyordum zaten köpek saldırıları yüzünden. Daha öncede yazmıştım konuya.. Başıboş sokak köpekleri ayakkabımı parçalamıştı son nokta oldu artık benim için. Ya sakat kalacağız ya kuduzdan falan öleceğiz. Durumun ciddiyetini anlamayan bir grup sürecin önünü kitliyor. Gerçekten dünyada eşi benzeri yok bu kitlenin. Tabi arka planda parayı çeken mama lobisi var muslukları kesilsin istemiyorlar neyse bunlar zaten hep yazıldı konuda uzatmakta istemiyorum. Diyebileceğim tek şey umarım kendileri veya yakınları ciddi bir durum yaşamadan olayın ciddiyetini anlarlar. Çünkü yaşadıklarında çok geç olacak.
 
Geri