@trabzonlu ozan
Merhaba,
öncelikle hiç kaçak elektirik kullanmamış, hiç korsan kitap almamış, hiç hırsızlık yapmamış birisi olarak legal olup olmama durumuna
fazla değer atfedilmesine karşı olduğumu belirtmek isterim.
Düzen içerisinde neyin legal olup olmadığı maalesef insanların kültüre, eğlenceye, sanata, sağlığa vb ulaşma hakkına bakılarak değil
kapitalistlerin kar marjı düşünülerek belirleniyor.
Şöyle ki korsan kitap almak ve basmak legal değil. Peki asgari ücretin 1300 lira olduğu bir ülkede bir kitabın 30 lira olması sonucu kitaba ulaşım hakkı legal yollara göre belirlenecekse fakir insanın kültürden ayrı kalması sonucuyla nasıl başedebileceğiz? Fakir adamın kitapla işi mi olur dersek her şey kolaylaşır ama kültür herkesin hakkı ise ya kitap fiyatlarını herkesin alabileceği bir noktaya çekeceğiz ya da maddi durumu olmayan insanların korsan kitap edinmesine hırsızlık gözüyle bakmayacağız.
Aynısını kaçak elektirik kullanımı için de söyleyebiliriz. Dediğim gibi asla kaçak elektirik kullanmadım, kullanmam da. Evimin ısınma giderlerini karşılayacak durumum var. Ama bu duruma sahip olmayan milyonların bir elektirik sobası ile ısınmasında, bunun da benim bütçemden de kesilen kaçak elektirik kullanımıyla yapmasında benim için sakınca yok.
İnsanlara sınırsız internet satıp peşine de adil kullanım kotası gibi bir "hırsızlığı" yapan sistemin karşısında ben neden internetimi paylaşmayayım?
Çocukluğumuzda izleme hakkımız olan futbolun birileri tarafından sermayeye devredilip, zenginin izlemesine sunulması sonucu insanların kaçak şekilde internet üzerinden maç izlemesine de karşı değilim.
Elma mevzusuna gelelim, hatta buna yiyecek diyerek genelleyelim. İnsanların gelir adaletsizliğindeki olağanüstü çarpıklık sebebiyle aç bırakıldığı bir ülkede yiyecek için hırsızlık yapılmasına karşı değilim.
Benim sorunum karnı açken hırsızlık yapan insanla değil, herkesin karnını doyurabileceği kaynaklara sahip olan dünyada birilerini açlığa mahkum eden sistemle.
Selamlar...