Herkes ve her ülke ne yazık ki sadece kendi çevresine sahip çıkıyor. Çıkıyor da filmi geriye sardığınızda ozon deliklerinin her nedense neden New York'un tepesinde baca inşaa ettiğini kimse sorgulamıyor. Dahası, utanmazlık malum, hem ulusal ve hemde U.Arası markaya dönüştüğü içinde başta ABD olmak üzere hemen potansiyel yeni ozon deliklerinin altında kalan ülkelerden çok muhteşem çevreci kuruluşlar çıkıyor. 4 sene önce Meksika körfezinde BP olmadık bir skandala imza attı. Körfezdeki petrol kuyusundan orta ölçekli bir petrol rezervi kadar petrol körfeze aktı. Ne mi oldu? Hemen hemen hiç bir şey, körfezde hala kuşlar uçmaz, balıklar yüzmez....Sözde temizlik devam etse de BP ödemeyi taahhüt ettiği 6 milyar doları ESKİ KOLONİSİ olması nedeniyle ödememek için bin takla atıyor. Artık ne yazık ki gelişmişlik ve çevre bir arada yürütülebilen şeyler değil, haaa şimdi soracaksınız iyi de neden gelişmiş ülkelerde bu jargona milyar dolarlar yatıyor? Nedeni şu, çünkü o bir kısım milyar dolarların altında da yeni endüstriler var. Mesela TESLA gibi. Ne ürettiği malum, elektrikli araba. Emisyon DEĞERLERİNE bakıyorsunuz, maazallah almış başını gidiyor. Bu noktada bu ne perhiz bu ne lahana diye sorma hakkınız da yok ne yazık ki. Gelelim bu ülkeye..Hala geç değil. Çünkü bu ülkede endüstri henüz çevreyi katletmedi(Kocaeli gibi yerleri saymaz isek). Ne mi yapılıyor? Şu ! Abilerin izinden yürümek için ZEYTİNLİKLER hedefte. Ben bunu şuna benzetiyorum, ilk okul mezunu bir vatandaşa zoraki OXFORD dayatmaya..Neden mi? Çünkü bu ve benzer yasaları dayatanların arkasında ne vizyon ve nede nosyon göremediğim için...