Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Bisiklet Forum Tüketim Karşıtı Çevreciler Platformu

Pet şişelerle ilgili şu an Avrupadaki şişelerin kapakları açılınca şişeden ayrılmıyor dolayısıyla beraber atmak zorunda kalıyorsunuz. Biz bu işlere çok uzağız. planlı ve düzenli bir şekilde devlet bu işi organize etmezse attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmiyor. Siz çöplerinizi ayırsanız da belediyelerin çoğu onları ayrı toplansa da sonunda birleştirip yakıyor vs. bu işler bireysel çabalarla çok ileri gitmez sanmıyorum.
 
Scudo
Pet şişelerle ilgili şu an Avrupadaki şişelerin kapakları açılınca şişeden ayrılmıyor dolayısıyla beraber atmak zorunda kalıyorsunuz. Biz bu işlere çok uzağız. planlı ve düzenli bir şekilde devlet bu işi organize etmezse attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmiyor. Siz çöplerinizi ayırsanız da belediyelerin çoğu onları ayrı toplansa da sonunda birleştirip yakıyor vs. bu işler bireysel çabalarla çok ileri gitmez sanmıyorum.
Pürsu galiba yapmış o kapak olayını, ama şişenin etiketine bakmadan kapağı açmaya çalışınca “bu ne dandik kapak lan açılmıyo tam” diyerekten koparmaya çalışıyor insan (bkz. ben).

Bu plastik geri dönüşümüyle ilgili bilemiyorum daha önce yazdım mı ama bi düzeltme yapmak ve bi kaç güzel uygulama örneği vermek isterim. Aslında plastiklerin hiç bi türü “tek sefer” geri dönüştürülebilir değil. Defalarca geri dönüştürülebiliyorlar ancak sorun şu ki geri dönüştürülmüş bir plastik aynı kaliteyi koruyamıyor. Haliyle örneğin gıda ambalajı olarak kullanılan bir plastik geri dönüştürüldüğünde tekrar gıda ambalajı olarak kullanılabilecek güvenliği sağlayamıyor. Bu da tabi çok kötü bi durum değil aslında çünkü düşük kalitede veya geri dönüştürülmüş içeriği yüksek ambalajların da geniş bi kullanım alanı var. Örneğin, İngiltere ülkeye girecek ürünlerin ambalajlarında asgari %30 oranında geri dönüştürülmüş içeriği zorunlu tutuyor, aksi halde çok yüksek oranlı bi vergi uyguluyor. Bi çok ülke ve birlikte böylesi kurallar söz konusu artık ama maalesef denetimde ciddi sıkıntı var. Geri dönüştürülmüş içerik tespiti net şekilde yapılamadığı için üreticiler işin kolayına kaçıyor. Orijinal (virgin diye geçiyor) plastik hammadde işlemesi çok kolay, üretim ekipmanına da çok iyi davranıyor. Üretim hızı yüksek, bakım maliyetleri düşük, operasyonu basit olduğu için kalifiye çalışan gerektirmiyor, hatta ve hatta bazı tiplerde orijinal hammadde geri dönüştürülmüşten ucuz, vb. sebepler var. O yüzden dediğim gibi; üreticiler geri dönüştürülmüş olduğunu beyan ederek orijinal hammaddeyle üretilmiş ürün satıyor, yani hile yapıyor.

Bunun müşteri ayağı da sakat; bugün bi çok dünya devi marka tedarik ettiği ambalaj ürünlerinin geri dönüştürülmüş içerik ihtiva etmesini şart kılıyor ancak denetlemelerinde sıkıntı var. Bi kaç sertifika var bu konuyla alakalı ama sertifikasyon firmalarında da ne yeterli seviyede bi yetkinlik ne de bilinç mevcut, haliyle üreticiler sertifikaları da kolayca elde edebiliyor.

Son çalıştığım firmadan ayrılmamın en önemli sebeplerinden biri budur bu arada; plastik işleyen bir firma olarak bu tip hileli yollara başvurmam isteniyordu sürekli ve yapmadığım için genel müdürümle sürekli ters düşüyorduk. Yasa dışı mesai saatleri, hileli geri dönüştürülmüş ürün içerik beyanları, vb..

Neticede plastik olmazsa olmaz ama üretici kötü, doğrulayıcı vasıfsız, alıcı kör olduğu için plastiğe suç atmak en kolayı. E şimdi sorarım size insanoğlu böyleyken plastiğin suçu ne?
 
Poşet sadece 1 kere poşete dönüştürülebiliyor. (Kargo poşetleri ve ev kullanıcısı için olan çöp poşetleri bu şekilde geri dönüşüm ürünü). Yani aynı poşet materyali sürekli dönüşsün dursun ile olmuyor, keşke olsa. Şişeye zaten dönüştürülemiyor. Şişe PET'i ise hiç bi şeye dönüştürülemiyor, sadece 1 üretimlik. Sadece doğranıp kıymık şeklinde dolgu malzemesi olarak kullanııyor ama gereken dolgu malzemesinin milyonlarca katı plastik çıkıyor bu şekilde. Mecburen çöplüklerde boş yerlere dökülüyor. Türkiye'de çoğu belediyede şişeler parçalanmıyor bile. "Plastik şişe dağları" oluşuyor çöplüklerde.

Olması gereken, kullan-at formatında şişe üretilmemeli. Hiç bir ürün bu şekilde satışa sunulmamalı. Ya cam şişe olacak, ya da şu anki damacanalar gibi biraz kalın plastikten yapacaksın ve depozitolu olacak. Depozitosu da büyük bir para olmalı ki millet markete bakkala götürmeye üşenmesin. Sadece içecek şişeleri değil. Mesela büyük duvar boyası kovaları. Depozitolu olmalı.
Depozitolu şişelerde hijyen sorun olabilir. Düzgün temizlenmez ya da temizleyelim derken tehlikeli kimyasal kullanabilirler.
 
  • Beğen
Tepkiler: -Deniz-
Merhaba.
Maalesef her şeyden önce bireylerin eğitilmesi gerekiyor. Sonuçta bir araba üretiyorsunuz ve kullanım için belirli kurallar koyuyorsunuz. Kuralla uyulduğu sürece sorun yok ama kurallar çiğnenmeye başladığında ya araç zarar görüyor, ya başkaları zarar görüyor ya da her ikisi de zarar görüyor. Önemli olan plastiğin uygun kullanılıp, uygun olarak geri dönüştürülüp en zararsız hale getirilmesi. Bunda da en büyük işin bilinçlendirilmiş bireylerle sağlanabileceğini düşünüyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo
Ben pet şişeleri sürekli geri dönüşebiliyor diye zannediyordum, bir kere ise gerçekten sorun.
@BloodBela "Pet şişeler 1 kere dönüştürülebiliyor" yazmadım. "Hiç dönüştürülemiyor" yazdım.

Neticede plastik olmazsa olmaz ama üretici kötü, doğrulayıcı vasıfsız, alıcı kör olduğu için plastiğe suç atmak en kolayı. E şimdi sorarım size insanoğlu böyleyken plastiğin suçu ne?
@Umur Bora Plastik son 100 yılın mucize materyallerinden gerçekten. Olmasaydı üretilemeyecek bir sürü ürün var. (Sinek öldürme şaplağını elime aldığımda plastiği bulan kişiye saygılarımı sunarım mesela. Yapı olarak ne kadar basit bir ürün aslında, ama gel gör ki bunu metalden veya ağaçtan yapamazsın). Fakat, eğer üretici için ham (orijinal yerine "ham" denebilir) granülden yapmak daha karlı ise tabii ki bunu seçer. Ve bunun denetimi de yapılamaz. O sebeple, komple ortadan kaldırmak lazım. Dünyanın bekasını üreticilerin vicdanına bırakmak fazla polyanna bi yaklaşım oluyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo ve Umur Bora
Bir kerelik demek istemiştim, aslında plastiklerin sürekli geri dönüşebildiğini biliyorum ve kalitesinin düştüğünü ancak petlerin geri dönüşümünün daha verimli olduğunu düşünüyordum.
 
Merhaba.
Maalesef her şeyden önce bireylerin eğitilmesi gerekiyor. Sonuçta bir araba üretiyorsunuz ve kullanım için belirli kurallar koyuyorsunuz. Kuralla uyulduğu sürece sorun yok ama kurallar çiğnenmeye başladığında ya araç zarar görüyor, ya başkaları zarar görüyor ya da her ikisi de zarar görüyor. Önemli olan plastiğin uygun kullanılıp, uygun olarak geri dönüştürülüp en zararsız hale getirilmesi. Bunda da en büyük işin bilinçlendirilmiş bireylerle sağlanabileceğini düşünüyorum.
Eğitim konusuna kesinlikle katılıyorum ama bizim insanlarımız için sanki eğitim kısmında geç kalındı. Bana göre önce aile sonra eğitim kurumlarında alınması temel eğitimlerden birisi çöp atma alışkanlığı en azından ben böyle gördüm. Geri dönüşümde zamanla okulda, belgesel kanallarında ve internette görüp araştırmam ile başladı.

Evimize yakın bir noktada "geri dönüşüm parkı" var. Bu parkta kullanılan her şey geri dönüştürülmüş yeniden değerlendirilmiş malzemeden. Mesela palmiye ağacının yaprakları Denizli'nin gazozu olan yeşil gazoz şişesinden yada girişteki devasa kapı üzerinde 50den fazla hurda bisiklet yer alıyor gibi.
TLW6013-4-2022-DJI_0943.jpg

Bugün önüme bir video çıktı, Almanya'da adam sokaktan çeşitli şişe topluyor, toplarken 10€ yapıyordu. 2 yıl kadar önce bir firma ile iş görüşmesi yapmıştım. Çeşitli geri dönüşüm otomatları vardı ve içine atılan geri dönüşüm ürününe göre çeşitli fiyatlar ile geri ödeme yapıyordu. Neredeyse %1-2si yurt içinde özel siteler veya kurumlarda kullanılırken gerisi yurt dışına satılıyordu. Ve sistemleri gereği geri dönüşüm için atılan şişenin üzerinde etiketinin olması gerekiyordu üzerindeki barkodlardan okuma yapıp ona göre fiyatlandırıyordu. Eğer etiket zarar görmüşse veya yoksa cihaz ürünü kabul etmiyordu. O tip bir otomatta yüzde yüz verimli değil durumuna düşüyor.

Bisiklet kullanıcısı ve doğa yürüyüşçüsü olarak gözüme en çok çarpan durum her yere dağılmış pet şişeler. Hani bugün pet şişe toplayayım desem 1 kamyonet toplarım. Şu pet şişeleri paraya çeviren sistem ülkemizde olsa bu ekonomik ortamda dağ bayır pet şişeden temizlenir.
Maalesef ormanlardaki yangın önleme veya müdahale yollarının en kötü yönü bu durum. Dün yürüyüş yaptığımız rotanın başında kocam çelik kapı var. Anahtar sadece yerel bir kaç mercide var. (orman koruyucuları, ormancılar, güvenlik güçleri, yerel arama kurtarma grup başkanları) ama dün üst kesimlere gidip kar göreceğiz diye gelen 20 kadar araba 10 kadar motorlu ile karşılaştık bir şekilde anahtarı bir yerden temin edip çoğaltıyor ve eşe dosta dağıtıyor. Ve sonuç olarak sizin, benim ve bizler gibi insanların gördüğü çöp yığınları oluşuyor. Maalesef halka çöp atmamayı eğitim ile öğretemedik. Ya Bolu Belediye Başka Tanju Özcan gibi ceza ile yada ki daha teşvik edici şekilde sizin de bahsettiğiniz üzere geri dönüşüm otomatları ile öğreteceğiz.
 
Ceza şart çöp konusunda.
 
  • Beğen
Tepkiler: özel
su an ilkogretim ders kitaplarinda cocuklar cevreyle ilgili yeterince bilinclendiriliyor. geri donusumden tut, kullanimi çevreye problem olarak kabul edilen kavramlarin olusturulmasina kadar gerekli bilinç düzeyi olusturuluyor. arastirmadan, kotu ornekleri burada paylasip, hicbir seyler yapilmiyormus gibi bir algi olusturmanin anlami yok.
 
  • Beğen
Tepkiler: Özcan
Çöp atanlara ceza konusu bence de şart. Ancak cezalar gerçekten caydırıcı olmalı. İnsanımızın parası neyse al demeyeceği şekilde cezalar olmalı. Ya da zorunlu 1 hafta sokak süpürme cezası gibi cezalar olmalı.
Bu çöp atma konusunda da insanımızın eğitilememesi durumunu göçebe genlerle bir dürtü şeklinde bu güne ulaştığını düşünüyorum. Zamanında obamızı buraya kuralım demişler, yemişler, içmişler ortalık batınca yer değiştirmişler. Yerleşik hayata geçtikten sonra da bu genler bir şekilde ortaya çıkmaya devam ediyor.
Bazen 3 metre ilerisinde çöp kutusu olan birisi yere çöp attığında, bak orada çöp var neden yere atıyorsun uyarısı sonrası anlamsız ve kendisinin de anlam veremediği bir bakış atıyor. İşte genlerin ortaya çıktığı an. :)
 
Ceza şart çöp konusunda.
Ceza var zaten kağıt üstünde. Ama sorun şu ki çöp atma eylemi ispatlanamadığı için (yani kayda alınamadığı için), engellenebilmesi yasal cezadan çok toplumsal bilince bakıyor. Zaten kişi-suç ilişkisi ispatlanan vakalar da bile bişey yapılmıyor. Mesela, Yenikapı metro-marmaray aktarma merkezinde birini bekleyenler, "sigara içerken narin popoları üşümesin diye" aşağı inip merdivenlerin alt kata yakın bölgesinde içiyolar. O bölge hep duman altı. Güvenliğe söylediğimde yanlarına gidip "sigarayı söndür" diyor sadece. Böyle şey mi olur? Kamera ile kaydedilen kapalı yerde sigara içiyor, elinde kanıtın var yani. Boğazından tutup kimlik ibraz etmesini, etmezse de polis çağırıp karakolda kimliğinin teşhis edilip ceza almasını sağlaman gerekiyor. Ayrıca, şunu unutmayalım ki Türkiye herhangi bir tartışmada sıkışınca şiddete başvuranların %90 falan oranında olduğu bi ülke. Sokakta yere çöp atana "onu al ordan" dediğinde "sana mı sorcam lan sen kimsin", ardından da kişiyi dövmeye çalışması çok olası.

arastirmadan, kotu ornekleri burada paylasip, hicbir seyler yapilmiyormus gibi bir algi olusturmanin anlami yok.
Okulda kitapta yazan şeyi "he babam he" kafasıyla okur çocuk. Eğer o görmüşlükte bir aileden gelmiyorsa. Okulda tembihlenen her şey çocuklar tarafından hazmedilseydi toplumda hiç bir ahlaksızlığın bireysel kötülüğün gözlemlenmemesi lazım, çünkü düzgün toplum yaratma yönündeki erdemler çocukluk çizgi filmlerinden ilkokul derslerine kadar çocuklara aşılanmaya çalışılır ama portre ortada. Orijin sen misin?
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo ve özel
su an ilkogretim ders kitaplarinda cocuklar cevreyle ilgili yeterince bilinclendiriliyor. geri donusumden tut, kullanimi çevreye problem olarak kabul edilen kavramlarin olusturulmasina kadar gerekli bilinç düzeyi olusturuluyor. arastirmadan, kotu ornekleri burada paylasip, hicbir seyler yapilmiyormus gibi bir algi olusturmanin anlami yok.
Evet son dönemde bu eğitimler başladı. Ama sizce de biraz geç kalınmadı mı? Bu eğitimlere başlamak için illa bir şeylerin kaybedilmesi mi gerekliydi? 1985 - 90 lı yıllarda televizyonlarda çevreyi koruma, temiz tutma, trafik kuralları eğitimi ile ilgili bir çok program vardı ve daha okula başlamadan önce sağa sonra sola bakmayı, yaya geçidini vs hep o programlardan öğrendik sonrasında da okullarda pekiştirdik. Ondan sonra da o programlar bir bir yok olup gitti. Ve bu boşlukta değişen eğitim sistemleri ile bir nesil yetişti büyüdü. Şimdi o günden bu güne aradaki boşluğu doldurmaya çalışıyoruz.
 
Bugün önüme bir video çıktı, Almanya'da adam sokaktan çeşitli şişe topluyor, toplarken 10€ yapıyordu. 2 yıl kadar önce bir firma ile iş görüşmesi yapmıştım. Çeşitli geri dönüşüm otomatları vardı ve içine atılan geri dönüşüm ürününe göre çeşitli fiyatlar ile geri ödeme yapıyordu. Neredeyse %1-2si yurt içinde özel siteler veya kurumlarda kullanılırken gerisi yurt dışına satılıyordu. Ve sistemleri gereği geri dönüşüm için atılan şişenin üzerinde etiketinin olması gerekiyordu üzerindeki barkodlardan okuma yapıp ona göre fiyatlandırıyordu. Eğer etiket zarar görmüşse veya yoksa cihaz ürünü kabul etmiyordu. O tip bir otomatta yüzde yüz verimli değil durumuna düşüyor.
Oradaki otomatların amacı, marketten satın aldığınız pet şişeye aslında depozito ödüyor olmanız ve bunu geri istiyorsanız, otomata geri bırakın paranızı alın demek için. Zaten nakit olarak vermiyor, alışverişte kullanmak için fişe çeviriyor. Çevreciliğe, kendi paranızla sizi zorluyorlar. Mantıklı mı? Evet. Çöpe para atmak istersen, yine atabilirsin, yeter ki ilgili atık konteynırına at. Otomat zorunlu değil. Etiketin zarar görmesi halinde, depoziton yanmış, paran buharlaşmış oluyor.

Bence burada verimlilik ölçütü, değerlendirmeye göre değişir. Parasıyla değil mi kardeşim diyip çöpe atacak kadar zenginseniz kimse size karışmıyor. Ancak, sırt çantasına, bez çantalara hatta poşet poşet, çuvalla pet getiren kişiler gördüm. Zaten bir yıl içinde çöpe attığımız petleri kenara koysak, bizde ciddi bir miktar parayı çöpe attığımızı ve bunu da çöpten bunları toplayan insanlara "hibe" ettiğimizi görmüş olurduk.

Şimdilerde Antalya belediyeleri, otomat koyuyor ama para vermiyor. O zaman ben niye "çevreci" olmaya kasayım? Direkt evimin dibindeki çöpe atar, geçerim. Cezbedici olması için otomatın bana bakiye yükleyeceğim kart vermesi lazım. Onu da veriyor aslında. "Çevreci Komşu Kart" projesi var. Fiyatlandırmayı görseniz, bununla mı uğraşayacağım diyip 10. kattan aşağıya peti fırlatırsınız. İşte bu tip uygulamaların cazipleştirilmemesi yüzünden, trafikte ve özellikle otoyollarda sağa sola pet fırlatan adam görürsünüz.

50₺'lik bir içeceğin petine 3-4₺ depozito koyun, birileri geri getirmeye üşenmez ama gidipte 0.25₺ yaparsanız uğraşan olmaz. Zaten üşengeç bir halk, zerre umursamaz.
 
  • Beğen
Tepkiler: MakRo
su an ilkogretim ders kitaplarinda cocuklar cevreyle ilgili yeterince bilinclendiriliyor. geri donusumden tut, kullanimi çevreye problem olarak kabul edilen kavramlarin olusturulmasina kadar gerekli bilinç düzeyi olusturuluyor. arastirmadan, kotu ornekleri burada paylasip, hicbir seyler yapilmiyormus gibi bir algi olusturmanin anlami yok.
Çocuğa bu eğitimi veren devlet o çocuğun anasına babasına ‘çöpünü ayırmana gerek yok ben zaten hepsini karıştırıyorum’, ‘geri dönüşümle ilgili yaptığın tüm çalışmalar benim gözümü boyamak için ve ben de bunun farkındayım’, ‘benim görmediğim yerde ne istersen yapabilirsin ki benim işime gelmeyecek şeyler yapmadığın müddetçe ben bişeyi görmem biliyorsun’, ‘en âlâ çevre katili benim’ vb. şeyler diyor. Eskiden eğitim evde başlar okulda devam eder denirdi ama artık okullarımız eğitim öğretim değil sadece hasbelkader öğretim yuvası haline geldiği için bu tip eğitim kalıntılarının çocuklarımıza ve toplumumuza hiç bir fayda sağlamayacağı aşikardır.
 
Geri