Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Bisiklet Forum Tüketim Karşıtı Çevreciler Platformu

Bişiycik olmaz sıçmaya bile arabayla giden bir milletten bahsediyoruz.Bırakmazlar arabayı.En son aç kalıp yiyemeyip sıçamayınca belki.


İşyerimdeki çalışanlarla benzin mazot muhabbeti açıldı.Adamlara bisikletin ekonomik faydalarından bahsediyorum.İşe bisikletle gelin filan diyorum.Adamlar üç kuruşluk beyinleriyle benimle dalga geçiyorlar, yok deli mi bilmemne mi etmişte bisiklete binecekmişlerde .Ne diyem dedim size piştiyse bana taştı.Altta kalanın canı çıksın,sürünün demekten fazlası gelmiyor.Zorla dedirttiriyorlar
İnecekler arabadan yavaş yavaş. Az sabır hele. Evvela motora binecekler. Sonra bisiklete.
Venezuela ve zimbabve. Bir izleyin başlarından geçenleri. Sonraki aşamayı yazayım. Sabit gelirli emekliler, intihar etmiş. Bizde olmaz. Islam inancında intihar günahtır. Zimbabvede hırsızlık neredeyse hiç olmamış. Geceleri elektrikler kesilmesine rağmen üstelik. Biz de elektrik kesilmez. Rusya üzülür yoksa. İnsanlar paraları ile yatırım yapmış. En temel yatırım araçları, otomobil, motosiklet, televizyon, beyaz eşya. Ülkeye giren ithal ürün olmayınca ihtiyaç olan bu nesneler yatırım aracı olmuş. Bizde olmaz. Çünkü üretimi var ama bilhassa insanımız (evlenmeli mı eğlenmeli mı konu başlığına bakın ) yeni ürünü çok sever bizde ikinci ele rağbet yoktur. Hatta sözümüz bile var eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı diye.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Scudo
Bişiycik olmaz sıçmaya bile arabayla giden bir milletten bahsediyoruz.Bırakmazlar arabayı.En son aç kalıp yiyemeyip sıçamayınca belki.


İşyerimdeki çalışanlarla benzin mazot muhabbeti açıldı.Adamlara bisikletin ekonomik faydalarından bahsediyorum.İşe bisikletle gelin filan diyorum.Adamlar üç kuruşluk beyinleriyle benimle dalga geçiyorlar, yok deli mi bilmemne mi etmişte bisiklete binecekmişlerde .Ne diyem dedim size piştiyse bana taştı.Altta kalanın canı çıksın,sürünün demekten fazlası gelmiyor.Zorla dedirttiriyorlar
Anlatamazsin hocam, bosuna ugrasma. Mersedes'in, bmw'nin tasarimcilari, ust duzey yoneticileri, muhendisleri bile Almanya'da ise bisikletle gider gelirler, bizim açların ise bu arabalari görünce ağzının suyu akar. Medeniyet böyle birşey işte.
 
...Mersedes'in, bmw'nin tasarimcilari, ust duzey yoneticileri, muhendisleri bile Almanya'da ise bisikletle gider gelirler...
İşte bu yüzden onlar bu durumda, biz bu durumdayız. Adamlar üretimi çevre dostu hale getirmeye çalışırken biz daha doğru dürüst üretim yapamıyoruz ki çevre dostu olması için çabalayalım. Yaptığımız işler yarım yamalak, 5 para etmez oluyor genelde. Belki ilerde düzeliriz diyorum ama gelen gençliği görünce bütün düşüncelerim boşa çıkıyor. Çoğunun elinde ne bir zanaatı var ne bir mesleği var ne de geçerli diploması.

Ayrıca avrupada bisiklet kullanımıyla ilgili ilginç görsellere rastladım. İkinci Dünya Savaşında dahi bisiklet ve motosikletin yeri çok önemliymiş Nazi Almanyası'nda. Yani adamların kültüründe çok öncelerden beri yer tutuyor bisiklet.
20211218_215617.jpg20211218_215639.jpg

Ayrıca ilginç bir notu da eklemek isterim: "Bisikletli birliklerin günde 120 kilometre yol alması bekleniyordu."
 
Dolar fırladı, akaryakit tarihinde görulmemiş zamlara maruz kaldı. Bakıyorum trafikte bir azalma yok, araç fiyatlarında düşüş yok, arabayı biraz dikkatli kullanayım az yaksın diyen gene yok. Acaba akaryakıt kaç olunca bu millet gereksiz araç kullanımını bırakacak merak ediyorum.
Zamdan önce benzin alırken satış elamanı diyor "zam geldikten sonra daha çok satiyoruz"🤔
hocam şimdi baktım 2019 da almanyada 4 milyon burda ise 500.000 e yakın araç satılmış. Aynı nüfuslu iki ülkeyiz. Demek ki onlar da keyfine düşkün ki 8 katımız kadar fazla araba almışlar. Kötü şehircilikten dolayı trafiği de türklerin araba sevdasına yıkmamak lazım. Hatta almanyada millet araba kullanmayı bıraksın diye bi ara toplu taşımayı ücretsiz yapıcakları noldu bilmiyorum. Olayı şuraya dayandırcam. Türkün en büyük düşmanı türktür:)
 
Bizim en büyük handikapımız kullandığımız ürünleri eskitememek. çünkü ne kullanırsak kullanalım onu sadece bir araç veya eşya olduğunun farkına varamıyoruz.
araba motosiklet bisiklet ne olursa olsun elimizdeki tertemiz yepyeni dururken elimize geçen ilk fırsatta hakkını veremediğimiz ürünün bir üst veya yeni modelini almaya odaklanıyoruz.
böyle olmayan tüm dostlarımı tenzih ederim.
ya da profesyonel olarak bir şeyler yapan ve daha iyisine ihtiyacı olan dostlarımı da tenzih ederim
bana elimde ki tiagra setli Bisan yol bisikletimin verdiği mutluluğu ne arabam ne de sahip olduğum baska bir sey sağlıyor .
tek hayalim bisikletimi uzun yıllar boyası atıncaya kadar kullanıp onunla nice anılar biriktirmek.
dostlar lütfen sahip olduklarımızın değerini verelim onları artık iş göremez hale gelinceye kadar eskitelim sonra daha iyisini ve yenisini alalım
ekonomik veya güncel şartlar ne olursa olsun
 
Alman Hükümetleri her zaman lokomotif sektörlerini korumak adına gerekli teşvikleri gerekli kanunları koyar ve uygular. Alman Devleti katma değer yaratan, istihdam yaratan, para kazandıran otomotiv devlerini alanen desteklemiştir. Almanyada Polo da alsan Mersedes S serisi de alsan ödeyeceğin vergi yüzde 19 dur. Türkiyede en tapon araçtaki vergi yüzde 112 den başlar yüzde üçyüzlere kadar gider. Ayrıca Almanya'da hurda indirimi 9 yaştan başlar. Yıllık araç vergileri bizdeki mtv gibi düşün araç yaşlandıkça artar. Alman otobanlarındaki hız sınırının olmamasının bir nedeni de otomotiv devlerine verilen destektir. Almanlar keyfine düşkün müdür o kadar gelirleri var herhalde düşkündür. Ama devlet yapısı sektörün devamlılığı adına sonuna kadar tüketimi destekler. Almanyada 4 milyon araç satışına şaşırmayın. Sadece zevk düşkünlüğü ile 4 milyon satıldı demeyin Alman Hükümetlerinin politikalarını da düşünün.
hocam şimdi baktım 2019 da almanyada 4 milyon burda ise 500.000 e yakın araç satılmış. Aynı nüfuslu iki ülkeyiz. Demek ki onlar da keyfine düşkün ki 8 katımız kadar fazla araba almışlar
 
Alman Hükümetleri her zaman lokomotif sektörlerini korumak adına gerekli teşvikleri gerekli kanunları koyar ve uygular. Alman Devleti katma değer yaratan, istihdam yaratan, para kazandıran otomotiv devlerini alanen desteklemiştir. Almanyada Polo da alsan Mersedes S serisi de alsan ödeyeceğin vergi yüzde 19 dur. Türkiyede en tapon araçtaki vergi yüzde 112 den başlar yüzde üçyüzlere kadar gider. Ayrıca Almanya'da hurda indirimi 9 yaştan başlar. Yıllık araç vergileri bizdeki mtv gibi düşün araç yaşlandıkça artar. Alman otobanlarındaki hız sınırının olmamasının bir nedeni de otomotiv devlerine verilen destektir. Almanlar keyfine düşkün müdür o kadar gelirleri var herhalde düşkündür. Ama devlet yapısı sektörün devamlılığı adına sonuna kadar tüketimi destekler. Almanyada 4 milyon araç satışına şaşırmayın. Sadece zevk düşkünlüğü ile 4 milyon satıldı demeyin Alman Hükümetlerinin politikalarını da düşünün.
dostum doğru söylüyorsun . Almanya üretici bir toplum olduğu için halkı da her 5 sene veya max 10 senede bir aracını yeniler. ancak eskiyen araçlar iç piyasa da ikinci el de dönüp durup değerlenmek yerine yurt dışına satılır . biz malesef ülke ve halk olarak bu seviyede değiliz .

ancak bizim yapabileceğimiz şu .
alman halkının büyük çoğunluğu aracını yenilemek istediğinde ihtiyacı ne ise ona göre seçeneklere bakar ve alır . mesela vw troc onun için yeterli ise kullanım amacı dışında sırf yaşam seviyesini temsil etsin diye audi Q7 almaz. alabilecek imkana sahip olsa dahi.
...........
bir de bizim çözmemiz gereken konu şu .bisiklet alışverişinden örnek vericem

diyelim ki yol bisikleti almak için bir bütçe ayırdım . ve bütçe yi sonuna kadar kullanırsam 105 setli bir bisiklet alabiliyorum.
ancak 105 setin bana fazla olduğunu ve tiagra sora hatta claris in bile bana yeteceğini bilmeme rağmen , işletme maliyetlerini hiç düşünmeyip bütçemi son damlasına kadar harcayıp 105 setli o bisikleti alıyorum .

sonra o bisikleti kullanırken kafamda sürekli ya bozulursa ne yaparım , 105 in parçaları pahalı ne ederim endişeleriyle kafayı yiyorum,

ya da bunları takmayıp bisikletin keyfine bakarken bir arıza veya parca değişiminde param yetmediği için bisikleti kullanmak yerine parça parası biriktirmeye başlıyorum ve bisikleti bir kenara koyup kullanmayı bırakıyorum
ya da bitik malzemelerle 105 setin canına okuyorum .
sonra param pul 105 setli bisikletim çöp oluyor .

keşke paramız olsa da ihtiyacımızı gidermeye claris bile yetiyorsa onunla mutlu olmayı hayattan zevk almayı bilsek
 
Son düzenleme:
Boyası atınca bisikleti değiştirmek niye?
değiştiririm demedim ki
ister tablo olarak olduğu haliyle temizleyip duvara asarım ve yeni bir bisiklete geçerim
ister sıfırdan boyatıp güncellerim, ve yeni güncel komponentlere kullanmaya devam ederim

boyası atmak bir benzetme
kastım uzun yıllar binlerce km kullanmak
 
@Cuneyt Erkman Gereksiz süt üretiminin/tüketiminin (ve beraberinde plastik şişe üretiminin) önüne böyle mi geçeceklermiş, saçmalık... Kişi başı süt tüketimine bir sınır getirirsin ve satarken sisteme kimlik numarasını girerek satarsın, bu şekilde israf büyük şekilde önlenmiş olur. Çok zor bişey değil.
 
Yeni yüzyılımızın bisiklet yüzyılı olması dileğiyle.
(link)
 
  • Beğen
Tepkiler: ugurus
"20.yüzyıl başı otomobil devrimine gebeydi, 21. yüzyıl bisiklet yüzyılı olmasın sakın... "
Son cümleyi tek başına okuyunca istemiyormuş gibi anlaşılıyor.
 
Teşekkürler paylaşım için. Yazıyı okudum ama o vergi olayını yazmasaymış iyi olacakmış Baştakiler kazara görüp hemen copy paste yaparlar .
Yurtdışı ile ülkemizi karşılaştırmak her konuda olduğu gibi bisiklet konusunda da üzücü .
Ülke olarak bisiklet olayına çok uzağız , bunun çok nedeni var ve düzelmesi zor .
 
Uludağ kimsenin rant alanı olamaz.
Konuyu gündemde tutup farkındalık oluşturmak gerekiyor..
(link)
 
"Çevreci olmak" ya da kendi elimizle yaktığımız cehennem ateşi...

(link)
 
Fecaate doğru son sürat... Azalmayan otomobil, dolayısıyla petrol kullanımı, insanlardaki bilinçsizlikle artan plastik kullanımı, hoyratça yapılan su israfı, elektriği klima ile ısı enerjisine çevirip atmosferi daha da ısıtmamız (klima, soğuttuğu küçük iç mekandan çektiği enerjinin 5-6 katını dış üniteden atmosfere verir), tüketim çılgınlığının getirdiği endüstriyel kirlilik ve enerji ısrafı...
 
Geçen gece turdayken bir köy çıkışında hava o kadar serindi ki çok rahat sürdük. Ne zaman ki sanayi bölgesine girmeye başladık işte o an yüzümüze bir sıcak hava dalgası vurdu resmen. Bu kadar belirgin bir fark olacağını böyle bıçakla kesilir gibi hava değişimi olabileceğini hiç düşünmemiştim. Betonlaşma bizi mahvedecek. Uludağ da göçüp gitmek üzere. Artık en fazla 2-3 nesil yaşarız gibi hissediyorum. Sonrası nüfus patlaması, doğal yaşamın öldürülmesi vs derken pek mümkün gözükmüyor.
 
Dolar fırladı, akaryakit tarihinde görulmemiş zamlara maruz kaldı. Bakıyorum trafikte bir azalma yok, araç fiyatlarında düşüş yok, arabayı biraz dikkatli kullanayım az yaksın diyen gene yok. Acaba akaryakıt kaç olunca bu millet gereksiz araç kullanımını bırakacak merak ediyorum.
Zamdan önce benzin alırken satış elamanı diyor "zam geldikten sonra daha çok satiyoruz"🤔
Tarihte görülmemiş zamlar devam ediyor maalesef. Haftaya yine geliyor.
 
Geri