Sadettin Z.
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 5 Haziran 2014
- Mesaj
- 2.327
- Tepki
- 11.926
- Şehir
- İstanbul
- Başlangıç
- 2010—11
- Bisiklet
- Bisan
- Bisiklet türü
- Cyclocross
Tam ben yazacaktım ki yazılmış. Bu saye de benim de listeye +1 ile birisi katıldı ve 4 oldu. Engellediğiniz Üye Sayısı ve Engelleme NedenlerinizEngelleme butonu var bak, çok güzel. Bende engelli mesela. Sana ne yazdı kızdırdı onu bile göremiyorum.
Bu şekilde düşünmemek lazım. Ne olursa olsun sporla ve doğayla iç içe olduğumuzdan hangi görüşten olursak olalım başka insanlara göre daha toleranslı olduğumuzu düşünüyorum ve bu başlığın konusunu "dikte etmek" değil de "ben forumun bu halini beğenmiyorum", "bu halinden hiç memnun değilim" olarak algılıyorum. Forumun bu durumundan ben de memnun değilim ama forumu tamamen bırakmış da değilim.İlginç zamanlardan geçiyoruz gerçekten. Bu ülkede herkes kimin ne konuşacağını, kimin hangi konularla ilgilenip nelerle ilgilenilmemesini dikte etmekte ne kadar meraklı, ne kadar hevesli. Sanırım herkes aynı konularla ilgilensin, aynı ciddiyetle konuşsun, aynı önem sırasını takip etsin, aynı şakalara gülünsün, aynı şeylere tepki göstererek dışlasın isteniyor. Farklı renklere, görüşlere, düşüncelere tahammül etmek istenmiyor sanırım. Bildiğim kuzey kore var bu kadar ortak hareket eden. Bir de dilleri koparmak isteyen var, kuzey koreye özenen. Hayır eğer böyle değilse o zaman farklı ilgi alanlarına, farklı fikirlere ( bize göre olmasa ve değersiz bulsak bile) bu öfkenin sebebi nedir?
Arkadaşlar hepimiz birer bireyiz, hepimizin kendine ait fikirleri, görüşleri, beğenileri ve ilgi alanları var. İlgili olduğumuz alanlarda fikir beyan ediyor, konuşuyor, soru soruyoruz, ilgimiz olmayan konuları da takip etmiyoruz. Televizyonda beğenmediğimiz bir program olduğunda "yasaklansın bu!" diye şikayet etmek yerine kanal değiştiriyor, izlemiyoruz. Çünkü böyle bir seçeneğimiz var. Kimsenin bize akıl vermesine, kendini üste konumlandırarak neyi beğenip neyi beğenmememiz gerektiğini söylemesine ihtiyacımız yok. Kimsenin haddi de değil bu. İlginiz olan konuda paylaşım yapar, olmayan konuyu takip etmezsiniz. Eğer programı beğenmiyorsanız, kumanda elinizin altında, kanalı değiştiriverin olsun bitsin.
Sizce cevap bu olabilir mi? Kendimi alıntılıyorum aşağıya. Bence problemin temel sebebi bu ama tartışmaya açığım tabii.Bu forumdaki sorun içeriğin "varoş" olması değil, içeriğin olmaması. Bisiklet ile ilgili konuşulabilecek, maddiyata ve ekipmana bağlı olmayan çok konu var, onları da görmüyoruz, bu nedenle ekonomik durumla açıklanacak bir şey değil.
Biriktirmeyen bir toplumuz biz arkadaşlar. Para vb gibi maddi şeyler için demiyorum. Kafamızdaki şeyleri biriktirmiyoruz. Çok göçtüğümüzden midir artık asla kalıcı olmamayı karakterimize kazımışız. Göçer kalkar olmanın çok iyi yanları da var ama onları unutup sadece bu birikimsiz düşünce sistemi gibi berbat taraflarını korumuşuz. Üstüne yüzyıllarca bu dünya fani, her şey boş, sadece öteki taraf var felsefesi de eklenince bugün ve yarın için hiçbir şey yapmayan, korumayan, saklamayan bir toplum oluvermişiz.
Yarınlar yokmuşçasına harcıyoruz, yıkıyoruz, yiyoruz, yok ediyoruz. Dün yokmuş gibi kimseyi dinlemiyoruz, dünkü taşın üstüne taş koymuyoruz.
Bizde toplumsal birikim olmaz, bırak nesiller arası aktarımı aynı nesil içinde bile bir kafadaki bilgi ve fikirler o kafanın içinde kalır. Çok şanslı küçük ortamlarda değişim olur, üniversitelerde çok değerli hocalar ve etraflarında birkaç kafalı ve fedakar çocuk arasında falan.
Peki bu yukarıdaki bilgi gerçek hayatta ne işinize yarayacak? Hiç boşuna biz niye x kültürünü yaratıp derinlemesine tartışarak ilerletemiyoruz diye kafa yormayın. Yapamıyorsunuz çünkü imkanınız yok. Taş üstüne taş koymayacak bir kültürde doğdunuz ve yaşıyorsunuz. Bir şekilde bunun dışına çıkarsanız da geri gelip burada kalanları kurtarmak boş bir hayal. Yerler sizi.
Bakın sıra kaybedilen maddi imkanlara gelmedi daha. Onların kaybedilmesi de zaten aynı sebepten. Bedelleri çok daha ağır olacak problemler bunlar.
Geçen yalnızlıktan bahsediyorduk. Öyle evde tek oturmaktan bahsetmiyorum. Kafamızın içindekileri başkalarıyla beraber geliştirmekten bahsediyorum. Hayatım boyunca çok az akıl alabildiğimi farkettim. Birçok kişi de aynı durumdadır. Don lastiği almak istesem doğru dürüst akıl verecek kimsem yoktu. Büyük veya küçük tüm problemlerimde kafam kendi başınaydı.
Yıllar önce üniversiteye kayıt için gitmiştim. Yalnızım tabii. Masalarda oturmuş sıra beklerken aynı masayı paylaştığım aileden benim yaşlardaki öğrenci babasına bir tekliften bahsetti. Bilmem nerenin genel müdürü falan tasarımı yapabilirse iyi bir bonus verecekmiş. Kız emin değildi, iş zordu ama bonus da büyüktü. Ben aynı pozisyonda olsam yiyeceğim laflar İran'a otoban olurdu. Babaya baktık. Adam aynen şunu dedi: "Hiçbir şeyin birincisine güvenilmez". O kadar. Bir okulun birincisine, bir şirketin tepesindekine, bir memleketin liderine vb baban, annen bile olsan güvenmeyeceksin. İşte bu birikimdir. Felsefi taş üstüne taş koymaktır. Yalnız olmamaktır. Toplumun kültürü böyle olursa her yeni doğan sıfırdan düşünmeye başlamaz.
Bu olmadığı zaman böyle bisiklet nasıl sürülür, nasıl antrenman yapılır diye bile konuşamaz oluruz.
Niye?
İmkanımız yoktu.
Yol bisikleti elitist bir spor değil, siz orta sınıf beyaz yakalısınız, elit değilsiniz. Yol bisikleti sizin kendinizi elit hissetmenize yarıyor sadece. Bunu tüketim çılgınlığınız ve meta fetişizminiz ile sağlıyor. İthal bisiklete biniyor olmanız, o markaların pazarlama broşürlerini okuyabiliyor olmanız sizi seçkin yapmaz. Zaten bisiklet sürmenin de seçkinliği yoktur.
Bisiklette seçkinlik performansla olur. Anadolu'da random bir belediyenin sponsor olduğu 15 yaşındaki çocuklar, altlarında ağır alüminyum bisikletlerle sizin gibileri tokat manyağı yapıyor. Sonra yok karbonun esnemezliği, yok Wiggle'dan şunu aldım (Wiggle'dan alışveriş yapmak elitlik adamdaki vizyona bak ya ahah), bunun altına binmem diye konuşuyorsunuz gülüyorum. Baba bastığın max 270 Watt falan, o da yarım saat ve 80 kiloda, o kadro esnese ne olur, esnemese ne olur? Kartal'da alt geçitte sprint atmak için mi binlerce TL bayılıyorsun? Şu bisiklet sprint atınca esnememeli diyenlerin birinin bile sprint finişe kaldığını da görmedim de neyse.
Bi' ek not olarak Reddit'ten r/cycling başlıklarına baktım. İçerikleri şöyle. Yorum yapmıyorum sadece karşılaştırmanız için koydum.
1. Siz de araba altında kalmanızın an meselesi olmasından korkuyor musunuz?
2. Kışın hızlı süremiyorum. (Evet bunu yazmış, soru sormamış)
3. GCN çok iyi (Yine soru yok)
4. Masaj aleti sorusu
5. Hevesimi kaybettim, nasıl geri kazanabilirim
6. Kaza tecrübelerinizi paylaşır mısınız?
7. İşyerinde bisiklet kilitleme
8. Bileğimin üstüne düştüm
9. FSA orta göbek sorusu
10. Sele kıçımı ağrıtıyor
Sizce cevap bu olabilir mi? Kendimi alıntılıyorum aşağıya. Bence problemin temel sebebi bu ama tartışmaya açığım tabii.