HaliliOzturk
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 3 Temmuz 2005
- Mesaj
- 7.156
- Tepki
- 6
Kullanıcıların birçoğunun aklını karıştırır bu konu "Acaba disk fren mi kullanmalı, yoksa V fren mi kullanmalı" diye. Seçim zordur, bir yanda görsel olarak da çok şık duran diskler, bir yanda da zahmetsiz dertsiz V frenler… Bu yazıda biraz bunu irdeleyeceğiz. Artı ve eksi yönleri ile fren sistemlerini karşılaştırıp, seçim yapmakta zorlanan arkadaşların daha da aklını karıştıracağız. Öncelikle hepimizin yakından tanıdığı V frenler ile başlayalım. V frenler, klasik anlamda hepimizin aşina olduğu jant frenleridir. Mekanik bir fren kolu, mekanik bir çift fren bacağı, bir iç bir dış tel, 2 de pabuç... Çoğu zaman (hidrolik veya mekanik olsun) disk frenlere oranla daha hafiftirler. Bakımı, eli anahtar tutan herkesçe yapılabilecek kadar kolay ve zahmetsizdir. Özellikle kuru hava koşullarında herhangi başka bir fren sistemini aratmazlar. Ayrıca pabuç, tel ve benzeri yan ürünleri de oldukça ekonomik şekilde bulunabilir. Tabi pabuç, kablo ve tel seçimini dikkatlice yapmak, fren sağlığı için önemli bir etken.
Peki ne var V fren teknolojilerinde?
Öncelikle ilk dikkat çeken Shimano’nun paralel baskı teknolojisi. Bu sistem, normalde frenleme ile yaya benzer bir eksen çizip janta gelen pabucun izlediği yolu mekanik bir kol ile doğrusala çevirmiş ve ilk andan pabucun ömrünü tamamladığı güne kadar jant yanağına dümdüz basan bir fren oluşturmuş. Başarısı veya gerekliliği tartışılabilir, ancak bu sistem zaten 2008 itibariyle Shimano’nun MTB’de en üstten 2. seviyesi olan XT’den kaldırıldı, sadece XTR’da kaldı ki o da yolcu görünüyor. Yine V fren kollarında kola erişim mesafesi ayarı, fren sertliği (veya kavrama noktası) ve kablo gerginliği ayarı kolayca yapılabiliyor.
V fren kolları, V fren tipleri, İyi bir V fren kolunun iç yapısı
Hayat V frenler için her zaman bu kadar toz pembe değil tabi ki. Her ne kadar mevsimlik pabuç da kullanıyor olsanız, yağmurlu havalar V frenlerin frenleme performansını çok büyük oranda etkiliyor. İşin içine çamur girdiğinde ise V frenlerden tabiri caizse umudu kesmek gerek. Çamurda, yağmurda nispeten iyi tutsun diye satın aldığımız sert yapılı pabuçlar ise jant yanaklarımızın daha hızlı aşınmasına neden oluyor. Evet evet, bir de böyle bir sorun var. V frenler ne yazık ki jantlarımızı da aşındırıyor. Ayrıca kazara jantınız yamulursa ne yazık ki çok sinir bozucu bir şekilde sürten bir fren pabucu ile yola (en azından tamirciye kadar) devam etmek durumundasınız. Ayrıca çok uzun ve dik inişlerde, uzun süre frenlemek durumunda olduğunuzda jant yanaklarındaki artan ısıdan dolayı yaşanan lastik patlamaları da yaşandığını bildiğimiz hadiseler arasındalar. Yine iyi seçilmemiş iç ve dış kablolar da başa bela olabiliyor. Çünkü fren kablo ve tellerinde yaşanan sürtünme fren konforundan ödün vermek anlamına geliyor, bu durum aynı zamanda frenin kademeli ve hassas olarak kullanılmasına engel olurken, tellerde yaşanabilecek esneme fren gücünü etkileyen diğer faktörlerden.
V frenlerde her şey bu kadar değil tabi ki. Seramik teknolojisi var. Seramik yapısı gereği çok iyi bir ısıl yalıtkan. Bu nedenle de çok zor ısınıyor, haliyle bu da fren performansını olumlu etkiliyor. Yine zor aşınan seramik yüzey, satın aldığınız jantınızın çok uzun süre kullanmanıza olanak sağlıyor. Fakat bu çemberlerin fiyatları rakiplerine oranla yüksek, ağırlıkları nispeten fazla. Tabi seramik teknolojisinden yararlanabilmek için uygun pabuç kullanmak gerekiyor.
Gelelim hidrolik V frenlere...
Aslında Magura'dan başka bu sisteme yatırım yapan yok desek pek de hatalı bir laf etmiş olmayız. Bu sistem tekerleğin sağında ve solunda birer hidrolik ünitesi ve bunları birbirine bağlayan köprü + hidrolik bağlantı hortumundan oluşuyor. Bu frenler gerçekten de mekanik V frenlere göre çok çok güçlüler. Özellikle trial alanında çok tercih ediliyorlar çünkü istenilen ani durma gücünü, özellikle arka frende sanıyoruz bu frenlerden daha iyi veren frenler yok. Üstelik trial de uzun frenleme süreleri yerine ani ve kilitlemeye yönelik frenler söz konusu olduğu için jant çemberlerinin ömrü de ona göre uzun oluyor.
Peki ya disk frenler?
Bilindiği üzere piyasada satılan 2 ayrı çeşit disk fren çeşidi mevcut. Bunlar; Mekanik ve hidrolik disk fren sistemleri (karma yapılı olanları da mevcut, ancak bu yazımızda buna değinmeyeceğiz). Genel olarak disk frenlerde, jantınız katlansa bile yola devam etme, hava koşullarından fazla etkilenmeme (veya hiç etkilenmeme), şık görünüm gibi bir takım artı yönleri ile karşımıza çıkıyorlar. Ayrıca 140-200 mm arasında (genelde 20 mm.lik farklar ile) değişen fren rotoru seçenekleri, disk frenlerin gücüne güç katmak için (veya hafifin hafifini yapmak için) biçilmiş kaftan.
Mekanik disk frenler, yukarıda da bahsettiğimiz V frenler gibi fren teli vasıtası ile çalışıyorlar. Büyük çoğunluğu performans olarak V frenin ötesine geçememekle beraber, yine de çamur performansı gibi bir takım kriterlerde V frenlere oranla daha başarılılar. Ayrıca en az hidrolik ile çalışan benzerleri kadar başarılı olan (veya öyle olduğu iddia edilen) Avid Ball Bearing 7 gibi modelleri de göz ardı etmemek gerekir (Avid’in BB frenleri çalışan pistonlarındaki bilyeler sayesinde daha hassas ve rahat frenleme sağlıyorlar, diğer mekaniklerden farkları bu). Ancak ağırlıklarının yanında, hidrolik modellerin sağladıkları, özellikle güç ve konfor anlamındaki avantajları mekanik modellerde göremediğimiz için genellikle alt-orta model bisikletlerde, güzel görüntü oluşturmak, bir “al beni” yaratmak amacı ile kullanılıyorlar. Ayrıca V frendeki fren tel ve kablolarındaki muhtemel problemler bu tip frenlerde de mevcut.
Avid BB 7 mekanik disk fren
Hidrolik disk frenler ise birçok kullanıcının ya vazgeçilmezi ya da hayali olmuş durumdalar. Fren kaliperinde ve fren kolundaki farklı piston çapları sayesinde katlanarak aktarılan fren gücü, hava koşullarından neredeyse hiç etkilenmeme, oldukça hassas ve bir o kadar da kolay frenleme gibi birçok artıları bu sistemlerin çabucak kabul görmesine neden olmuş durumda. Bisiklet üreticilerinin neredeyse tamamı top model bisikletlerinde artık hidrolik disk frenleri kullanıyorlar (Bkz. Scott Scale karbon modeller, hiç birinin V fren pivotu yok). Çünkü bu sistemler artık hem daha hafifler, hem de güçleri ve performansları V frenlerin çok ilerisinde.
Ancak her kadroya (eski modellere özellikle) uygulanamaması, hala ortalama olarak V frenlere göre ağır olmaları, özellikle hidrolik sistemlerin bakımının mutlak işinin ehli birisi tarafından yapılması gerekliliği, balata, disk gibi aşınan parçalarının da yüksek fiyatlı olması disk frenlerin eksi yönleri arasında yer alıyor. Ayrıca uzun frenlemelerde yine ciddi derecede ısınan diskler nedeniyle balataların yanması (cam haline gelip frenleme gücünü kaybetmesi) de olası riskler arasında. Tekerleğin sökük olduğu durumlarda fren kolunu sıkmak ise balataların birbirine yapışmasına neden olup yine başınıza “biraz” sorun açabilir. Yine disk fren teknolojisine baktığımızda hemen hemen tüm hidrolik disk frenlerde, fren koluna erişim ayarının olduğunu görüyoruz. Üst modellerde (bkz. 2008 XT, Avid Juicy 7, Ultimate, Hayes Stroker vs) frenin kavrama noktası ayarı artık yer alıyor. Bu her ne kadar “pad yakınlık ayarı” şeklinde bilinse de aslında padlere hiçbir etkisi yok, padler yerinde sabit ancak frenin kavrama noktasını bu sistem ile ayarlayabiliyorsunuz.
Üst model hidrolik fren kolları
Mekanik disklerde de V frenlerde olduğu gibi koldan bir takım ayarlar yapmak mümkün. Sabit padin ise eridikçe 5 numara alyen anahtar ile diske yakınlaştırılması hem padlerin eşit erimesi hem de güvenli frenleme için önemli.
Peki V frenden disk frene geçmek istediğinizde nelere ihtiyacınız olacak?
İlk başta kadronuzun ve maşanızın disk fren kaliperlerinin takılacağı çıkıntılara sahip olması, yani disk fren uyumlu olması gerekiyor. Bir sonraki adım ise jant göbekleriniz. Sadece “Center Lock” sisteme sahip veya “IS 2000” denilen 6 vidalı sisteme sahip jant göbekleri disk fren kullanabilmeye olanak sağlıyor. Ayrıca eğer ki geçtiğiniz sistem hidrolik disk fren sistemi ise fren kollarınızın değişmesi gerektiğini de hatırlatmak gerek.
Center Lock disk uyumlu göbek (Shimano XTR 975)
Bizim önerimiz, eğer bisikletinize sadece keyif almak için biniyorsanız, aşırı bir performans beklentiniz yoksa, yağmurla çamurla da işim olmaz diyorsanız, seçiminizin V frenden yana olması gerektiği yönünde. Ancak beklentilerinizin arasında her daim yüksek fren gücü, yumuşak ve hassas frenleme gibi yönler varsa o zaman hidrolik bir disk fren sistemi hiç fena olmaz. Mekanik diskler mi? Eğer çok üst bir sistem almayacaksanız, "Ağırlığı dert değil, güzel görünüyor keratalar" düşüncesine sahip iseniz, sizin için biçilmiş kaftan.
Peki ne var V fren teknolojilerinde?
Öncelikle ilk dikkat çeken Shimano’nun paralel baskı teknolojisi. Bu sistem, normalde frenleme ile yaya benzer bir eksen çizip janta gelen pabucun izlediği yolu mekanik bir kol ile doğrusala çevirmiş ve ilk andan pabucun ömrünü tamamladığı güne kadar jant yanağına dümdüz basan bir fren oluşturmuş. Başarısı veya gerekliliği tartışılabilir, ancak bu sistem zaten 2008 itibariyle Shimano’nun MTB’de en üstten 2. seviyesi olan XT’den kaldırıldı, sadece XTR’da kaldı ki o da yolcu görünüyor. Yine V fren kollarında kola erişim mesafesi ayarı, fren sertliği (veya kavrama noktası) ve kablo gerginliği ayarı kolayca yapılabiliyor.
V fren kolları, V fren tipleri, İyi bir V fren kolunun iç yapısı
Hayat V frenler için her zaman bu kadar toz pembe değil tabi ki. Her ne kadar mevsimlik pabuç da kullanıyor olsanız, yağmurlu havalar V frenlerin frenleme performansını çok büyük oranda etkiliyor. İşin içine çamur girdiğinde ise V frenlerden tabiri caizse umudu kesmek gerek. Çamurda, yağmurda nispeten iyi tutsun diye satın aldığımız sert yapılı pabuçlar ise jant yanaklarımızın daha hızlı aşınmasına neden oluyor. Evet evet, bir de böyle bir sorun var. V frenler ne yazık ki jantlarımızı da aşındırıyor. Ayrıca kazara jantınız yamulursa ne yazık ki çok sinir bozucu bir şekilde sürten bir fren pabucu ile yola (en azından tamirciye kadar) devam etmek durumundasınız. Ayrıca çok uzun ve dik inişlerde, uzun süre frenlemek durumunda olduğunuzda jant yanaklarındaki artan ısıdan dolayı yaşanan lastik patlamaları da yaşandığını bildiğimiz hadiseler arasındalar. Yine iyi seçilmemiş iç ve dış kablolar da başa bela olabiliyor. Çünkü fren kablo ve tellerinde yaşanan sürtünme fren konforundan ödün vermek anlamına geliyor, bu durum aynı zamanda frenin kademeli ve hassas olarak kullanılmasına engel olurken, tellerde yaşanabilecek esneme fren gücünü etkileyen diğer faktörlerden.
V frenlerde her şey bu kadar değil tabi ki. Seramik teknolojisi var. Seramik yapısı gereği çok iyi bir ısıl yalıtkan. Bu nedenle de çok zor ısınıyor, haliyle bu da fren performansını olumlu etkiliyor. Yine zor aşınan seramik yüzey, satın aldığınız jantınızın çok uzun süre kullanmanıza olanak sağlıyor. Fakat bu çemberlerin fiyatları rakiplerine oranla yüksek, ağırlıkları nispeten fazla. Tabi seramik teknolojisinden yararlanabilmek için uygun pabuç kullanmak gerekiyor.
Gelelim hidrolik V frenlere...
Aslında Magura'dan başka bu sisteme yatırım yapan yok desek pek de hatalı bir laf etmiş olmayız. Bu sistem tekerleğin sağında ve solunda birer hidrolik ünitesi ve bunları birbirine bağlayan köprü + hidrolik bağlantı hortumundan oluşuyor. Bu frenler gerçekten de mekanik V frenlere göre çok çok güçlüler. Özellikle trial alanında çok tercih ediliyorlar çünkü istenilen ani durma gücünü, özellikle arka frende sanıyoruz bu frenlerden daha iyi veren frenler yok. Üstelik trial de uzun frenleme süreleri yerine ani ve kilitlemeye yönelik frenler söz konusu olduğu için jant çemberlerinin ömrü de ona göre uzun oluyor.
Peki ya disk frenler?
Bilindiği üzere piyasada satılan 2 ayrı çeşit disk fren çeşidi mevcut. Bunlar; Mekanik ve hidrolik disk fren sistemleri (karma yapılı olanları da mevcut, ancak bu yazımızda buna değinmeyeceğiz). Genel olarak disk frenlerde, jantınız katlansa bile yola devam etme, hava koşullarından fazla etkilenmeme (veya hiç etkilenmeme), şık görünüm gibi bir takım artı yönleri ile karşımıza çıkıyorlar. Ayrıca 140-200 mm arasında (genelde 20 mm.lik farklar ile) değişen fren rotoru seçenekleri, disk frenlerin gücüne güç katmak için (veya hafifin hafifini yapmak için) biçilmiş kaftan.
Mekanik disk frenler, yukarıda da bahsettiğimiz V frenler gibi fren teli vasıtası ile çalışıyorlar. Büyük çoğunluğu performans olarak V frenin ötesine geçememekle beraber, yine de çamur performansı gibi bir takım kriterlerde V frenlere oranla daha başarılılar. Ayrıca en az hidrolik ile çalışan benzerleri kadar başarılı olan (veya öyle olduğu iddia edilen) Avid Ball Bearing 7 gibi modelleri de göz ardı etmemek gerekir (Avid’in BB frenleri çalışan pistonlarındaki bilyeler sayesinde daha hassas ve rahat frenleme sağlıyorlar, diğer mekaniklerden farkları bu). Ancak ağırlıklarının yanında, hidrolik modellerin sağladıkları, özellikle güç ve konfor anlamındaki avantajları mekanik modellerde göremediğimiz için genellikle alt-orta model bisikletlerde, güzel görüntü oluşturmak, bir “al beni” yaratmak amacı ile kullanılıyorlar. Ayrıca V frendeki fren tel ve kablolarındaki muhtemel problemler bu tip frenlerde de mevcut.
Avid BB 7 mekanik disk fren
Hidrolik disk frenler ise birçok kullanıcının ya vazgeçilmezi ya da hayali olmuş durumdalar. Fren kaliperinde ve fren kolundaki farklı piston çapları sayesinde katlanarak aktarılan fren gücü, hava koşullarından neredeyse hiç etkilenmeme, oldukça hassas ve bir o kadar da kolay frenleme gibi birçok artıları bu sistemlerin çabucak kabul görmesine neden olmuş durumda. Bisiklet üreticilerinin neredeyse tamamı top model bisikletlerinde artık hidrolik disk frenleri kullanıyorlar (Bkz. Scott Scale karbon modeller, hiç birinin V fren pivotu yok). Çünkü bu sistemler artık hem daha hafifler, hem de güçleri ve performansları V frenlerin çok ilerisinde.
Ancak her kadroya (eski modellere özellikle) uygulanamaması, hala ortalama olarak V frenlere göre ağır olmaları, özellikle hidrolik sistemlerin bakımının mutlak işinin ehli birisi tarafından yapılması gerekliliği, balata, disk gibi aşınan parçalarının da yüksek fiyatlı olması disk frenlerin eksi yönleri arasında yer alıyor. Ayrıca uzun frenlemelerde yine ciddi derecede ısınan diskler nedeniyle balataların yanması (cam haline gelip frenleme gücünü kaybetmesi) de olası riskler arasında. Tekerleğin sökük olduğu durumlarda fren kolunu sıkmak ise balataların birbirine yapışmasına neden olup yine başınıza “biraz” sorun açabilir. Yine disk fren teknolojisine baktığımızda hemen hemen tüm hidrolik disk frenlerde, fren koluna erişim ayarının olduğunu görüyoruz. Üst modellerde (bkz. 2008 XT, Avid Juicy 7, Ultimate, Hayes Stroker vs) frenin kavrama noktası ayarı artık yer alıyor. Bu her ne kadar “pad yakınlık ayarı” şeklinde bilinse de aslında padlere hiçbir etkisi yok, padler yerinde sabit ancak frenin kavrama noktasını bu sistem ile ayarlayabiliyorsunuz.
Üst model hidrolik fren kolları
Mekanik disklerde de V frenlerde olduğu gibi koldan bir takım ayarlar yapmak mümkün. Sabit padin ise eridikçe 5 numara alyen anahtar ile diske yakınlaştırılması hem padlerin eşit erimesi hem de güvenli frenleme için önemli.
Peki V frenden disk frene geçmek istediğinizde nelere ihtiyacınız olacak?
İlk başta kadronuzun ve maşanızın disk fren kaliperlerinin takılacağı çıkıntılara sahip olması, yani disk fren uyumlu olması gerekiyor. Bir sonraki adım ise jant göbekleriniz. Sadece “Center Lock” sisteme sahip veya “IS 2000” denilen 6 vidalı sisteme sahip jant göbekleri disk fren kullanabilmeye olanak sağlıyor. Ayrıca eğer ki geçtiğiniz sistem hidrolik disk fren sistemi ise fren kollarınızın değişmesi gerektiğini de hatırlatmak gerek.
Center Lock disk uyumlu göbek (Shimano XTR 975)
Bizim önerimiz, eğer bisikletinize sadece keyif almak için biniyorsanız, aşırı bir performans beklentiniz yoksa, yağmurla çamurla da işim olmaz diyorsanız, seçiminizin V frenden yana olması gerektiği yönünde. Ancak beklentilerinizin arasında her daim yüksek fren gücü, yumuşak ve hassas frenleme gibi yönler varsa o zaman hidrolik bir disk fren sistemi hiç fena olmaz. Mekanik diskler mi? Eğer çok üst bir sistem almayacaksanız, "Ağırlığı dert değil, güzel görünüyor keratalar" düşüncesine sahip iseniz, sizin için biçilmiş kaftan.