bisikletin ve kullanılan malzemenin, kişinin amacı ve performansına göre değişmesi gerektiğini düşünüyorum.
bisiklete lay lay lom modunda, keyif için binen, uzun süreli binmeyen, hız yapmak ya da arazide tehlikeli inişler-çıkışlar yapmak gibi bir derdi olmayan kişinin, bir sürü malzeme alması gerektiğini düşünmüyorum. buna kask da dahil. hız düşükse gözlüğe bile ihtiyaç yok, yeter ki güneş rahatsız etmesin...
bi örnek veriyim, hollanda... sokakalarda bisiklet formasıyla bisiklet süren tek kişi görün, gidin yanağından öpün... millet kumaş pantolanla, etekle biniyo ya bisiklete... kask yok, eldiven yok, nefes alan kıyafetler yok... yanındakiyle muhabbet ede ede... işte bu bisikletin yaşam tarzı olmasının, yaşamın içinde olmasının en güzel örneği bence...
bunu bir spor olarak, risk alarak yapmayı planlayan kişinin ise, malzemeleri, deneyim kazandıkça ve ihtiyaç hissettikçe almasından yanayım.
bir kişinin bisiklet sporuna (veya herhangi bir spora) daha ilk adımında, olmazsa olmaz duygusuyla (ha "para benim, istediğime harcarım, keyfim bilir" diyene bi'şey demiyorum tabi) kendini baştan ayağa, komple malzemeyle donatmasını, 2-3 kg'nin hesabını yaparak yüksek fiyatlı bisikletler almasını saçma buluyorum.
saçmanın yanında, daha çok komik buluyorum aslında =)
kendimden örnek veriyim... şu anki bisiklet performansımla; ne pedli tayt, ne bisiklet forması, ne kilitli pedal, ne bisikletimin 5 kg. daha hafif olması, ne frenlerimin hidrolik disk olması beni kurtarır...
bu gerçeğin farkında olduğum için mmenunum ben şahsen.