İlk sorun halkımızın zihniyeti.Benim çevremdekiler bile ''o paraya bisiklet mi alınır biraz daha para ver motor al, araba alalım sana'' gibi çok kızdığım söylemlerde bulunuyorlar.
Bizim halkımız küçük düşünüyor, başkalarının haklarına saygı göstermiyor ve herkes kendini derdinde.Kuralları nasıl çiğnerim, nasıl kolay para kazanırım, nasıl rahat ederim, hiçkimse umrumda değil zihniyeti ile yaşıyor.Bu mentalitenin oluşmasında hergün televizyonlarda gördüğümüz asıl işlerini yapmayıp, boş işler ile zaman geçiren ve geçirten, milleti gereksiz gündemler ile uyutanların büyük payı var.Asıl suç onlarındır.
Videodaki gibi görüntüleri çevremde gördükçe dozer, bisiklet resmi çizme gibi
sadist düşünceler bende de oluşuyor.Ama bunlar son çare olmalı.
Balıkesir merkezde oturuyorum.Bizim burada pazar kurulan özel kapalı alanların çevreleri pazarın aktif olduğu günlerde sırf araç doluyor, insanlar bile zor geçiyor.Nasıl bir belediye anlayışıdır bu yazık.
Geçtiğimiz Ramazan ayı boyunca da akşam yemeğinden sonra bisiklete bindim.Camilerin önünden geçerken çevre sırf otomobil parkı gibiydi.Belediye otobüsleri zor geçiyor ve park edenlerin birçoğu da hatalı park etmiş.İnsanlar birkaç yüz metre yürümekten bile çekinip camiye arabayla geliyorlar bu nasıl bir zihniyet? nasıl bir müslüman anlayışıdır?Bu konuda söylenecek daha çok söz var.
Yerleşim bölgelerindeki en büyük sorunlardan biri otopark sorunudur.Şehir planları yapılırken yeşil alana ve otopark konusuna öncelik verilmeli, geçici kısa vadeli çözümlerden kaçınılmalıdır.Özellikle yerleşim bölgelerinde Otopark Yönetmeliği'ne (İdareler encümen kararları ile mutlaka ek maddeler koymalıdır.) sadece projeler üzerinde değil; yerinde de harfiyen uyulması konusunda gerekli önlemler idareler tarafından alınmalı, ulaşım sorunu oy kaygısı düşünülmeden insanların motorsuz araç kullanımı ve toplu taşımaya teşvik edilmesi sağlanmalıdır.