Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Bisiklet yolunda kaza = Yaya 70.000 TL'lik dava açtı

geçtiğimiz yaz bisikletle tüm egeyi ve akdenizi pedalladım, rota olarak köy yollarını tercih ettim için karşılaştığım köpek sayısının haddi hesabı yok. yani epey tecrübeliyim bu konuda.

köpek veya köpeklerle karşılaştığınız zaman panik yapıp kaçmaya çalışmayın. çünkü kazalar genelde panikle kaçmaya çalışırken oluyor. (arkadan gelen arabanın önüne atlama, köpeğe çarpıp takla atma, panikle gidon kontrolünü kaybetme, yolun dışına çıkıp düşme, köpeğin bacağı ısırması vs...)
bunun yerine önce köpekle iletişim kurmaya çalışın. (sakin, gel oğlum, sakinlik fayda etmez ise korkmayın bağırın)
şayet iletişim fayda etmedi ve köpek üzerinize doğru koşuyorsa bisikletten inin ve bisikleti köpekle aranıza alın. bu durumda köpeklerin yüzde 90'ı havlamayı bırakıyor.
şayet köpek saldırmaya devam ederse bisikleti kalkan gibi yapıp köpeğin üzerine koşun. koşarken bağırmak faydalı.
son adıma kadar hepsi defalarca kere başıma geldi. bir sonraki adıma geçmemi gerektirecek bir durum olmadı.
şayet bu da fayda etmez ise bisikletinizi kalkan gibi kullanıp köpeğin ısırmasını engelleyebilirsiniz.
ben bisikletli olduğumda köpeklerden hiç korkmuyorum. çok alıştım artık. tam aksine bisiklet yoksa kendimi savunabileceğim bir şey olmadığı için o zaman geriliyorum.
herkese iyi pedallamalar.
 
Scudo
geçtiğimiz yaz bisikletle tüm egeyi ve akdenizi pedalladım, rota olarak köy yollarını tercih ettim için karşılaştığım köpek sayısının haddi hesabı yok. yani epey tecrübeliyim bu konuda.

köpek veya köpeklerle karşılaştığınız zaman panik yapıp kaçmaya çalışmayın. çünkü kazalar genelde panikle kaçmaya çalışırken oluyor. (arkadan gelen arabanın önüne atlama, köpeğe çarpıp takla atma, panikle gidon kontrolünü kaybetme, yolun dışına çıkıp düşme, köpeğin bacağı ısırması vs...)
bunun yerine önce köpekle iletişim kurmaya çalışın. (sakin, gel oğlum, sakinlik fayda etmez ise korkmayın bağırın)
şayet iletişim fayda etmedi ve köpek üzerinize doğru koşuyorsa bisikletten inin ve bisikleti köpekle aranıza alın. bu durumda köpeklerin yüzde 90'ı havlamayı bırakıyor.
şayet köpek saldırmaya devam ederse bisikleti kalkan gibi yapıp köpeğin üzerine koşun. koşarken bağırmak faydalı.
son adıma kadar hepsi defalarca kere başıma geldi. bir sonraki adıma geçmemi gerektirecek bir durum olmadı.
şayet bu da fayda etmez ise bisikletinizi kalkan gibi kullanıp köpeğin ısırmasını engelleyebilirsiniz.
ben bisikletli olduğumda köpeklerden hiç korkmuyorum. çok alıştım artık. tam aksine bisiklet yoksa kendimi savunabileceğim bir şey olmadığı için o zaman geriliyorum.
herkese iyi pedallamalar.
sen ne anlatıyon be abla gözünü seveyim be abi :)

Hocam merhaba sizin bu anlattığınız seviyeye gelebilmem için köpekler ile her gün 1-2 saat ders yapmam lazım.
 
Kedi/köpeklerin şehirde, apartma arasında zor şartlarda yaşayıp saldırganlaşması, insanları yaralaması veya kaza yapmalarına sebep olması ile benim bahsettiğimin bağlantısını kuramadım.
Tuncay Bey'in yaşadığı kazada, bahsettiği bölge, Google maps'den bahsettiği bölgeye baktım, tahmini olarak şöyle bir bölge, daha net yeri kendisi de ekleyebilir.

(link)

Bu tip yerlerde yani biz bisikletliler için çekici olan, ama şehir merkezine veya yerleşim bölgelerine uzak bölgelerde olan olaylar için belediyelerin sorumluluğunu anlayamıyorum.
Apartman aralarında, sokak ortasında veya anacaddede olsa tamam belediyenin bunu engellemesi gerek ve sorumluğu vardır. Ama "dağbaşı" diyebileceğimiz yerlerdeki kedi/köpek veya farklı hayvanlarla ilgili kazalarda, belediyenin yapabileceği bir şey olduğunu sanmıyorum.
Bunu sadece büyük şehirler olarak da düşünmeyelim. Kırklareli'de olduğunuz için oradan örnek vereyim, Kocayazı köyü ile Kula arasında kendi halinde sıkıntısız yaşayan, ama bisikletli geçtiğinde onlara saldırabilecek olan köpeklere belediye ne yapsın ve neden oradan toplasın?
hiçbir hayvan gıdaya ulaşımının şehre göre daha zor olan dağ başını tercih etmez. barınak araçları şehirlerden topladığı köpekleri (özellikle de erkek) köylerin, çöplüklerin çevresine bırakıp gider. oradaki hayvanların çok az bir kısmı nesillerdir oradadır, asıl açlıktan ölen köpekler bu dağ başına bırakılan köpekler. uzun süredir dağ başında/köy çevresinde olan köpek bir süre sonra zaten köye inip mahalle köpeği olur. yollarda saldıran köpeklerin tamamına yakını belediyelerin sorumluluğunda olan barınakların şehirden toplayıp saldığı köpekler. bu nedenlerle suçu belediyelerde aramak yanlış olmaz diye düşünüyorum.

@Aydınlıyurt Tuncay beye saldıran köpek özellikle saldırgan olması için kötü eğitilmiş bir çoban köpeğiyse orasını bilemem
geçtiğimiz yaz bisikletle tüm egeyi ve akdenizi pedalladım, rota olarak köy yollarını tercih ettim için karşılaştığım köpek sayısının haddi hesabı yok. yani epey tecrübeliyim bu konuda.

köpek veya köpeklerle karşılaştığınız zaman panik yapıp kaçmaya çalışmayın. çünkü kazalar genelde panikle kaçmaya çalışırken oluyor. (arkadan gelen arabanın önüne atlama, köpeğe çarpıp takla atma, panikle gidon kontrolünü kaybetme, yolun dışına çıkıp düşme, köpeğin bacağı ısırması vs...)
bunun yerine önce köpekle iletişim kurmaya çalışın. (sakin, gel oğlum, sakinlik fayda etmez ise korkmayın bağırın)
şayet iletişim fayda etmedi ve köpek üzerinize doğru koşuyorsa bisikletten inin ve bisikleti köpekle aranıza alın. bu durumda köpeklerin yüzde 90'ı havlamayı bırakıyor.
şayet köpek saldırmaya devam ederse bisikleti kalkan gibi yapıp köpeğin üzerine koşun. koşarken bağırmak faydalı.
son adıma kadar hepsi defalarca kere başıma geldi. bir sonraki adıma geçmemi gerektirecek bir durum olmadı.
şayet bu da fayda etmez ise bisikletinizi kalkan gibi kullanıp köpeğin ısırmasını engelleyebilirsiniz.
ben bisikletli olduğumda köpeklerden hiç korkmuyorum. çok alıştım artık. tam aksine bisiklet yoksa kendimi savunabileceğim bir şey olmadığı için o zaman geriliyorum.
herkese iyi pedallamalar.
bisiklete bindim bineli aynı adımları uyguluyorum, sürekli köy yollarında sürdüğüm için tecrübe edindim diyebilirim. daha hiç ciddi bir vaka yaşamadım : ) ya arkalarını dönüp kaçıyorlar ya da kuyruk sallayıp yanaşıyorlar. sahipsizlerde sorun yaşamamama rağmen kötü eğitilmiş çoban köpekleri en sorunluları diyebilirim. bisikletten insem bile 300 400 metre hırlayarak takip ediyorlar genelde.
 
  • Muhteşem
Tepkiler: Raven_35
(keşke köpeklerle ilgili konular, köpeklerle ilgili halihazırda engellediğim başlıklara gitse de bu konu başlığına uygun içerikte ilerlese)
 
Arkadaşlar benim söylemeye çalıştığım olay köpek saldırması değil. Bu tarz olayların yaşanmasına karşın sonrasındaki tatsız olaylar nedeniyle hukuksal bilinç oluşturma adına sitede hukuk bölümü açılması. Köpek şöyle yaklaştı böyle yaklaştı kuçu kuçu olayı değil. Ölümcül olma ihtimali beklenmedik durumların ortaya çıkması ile beraber neler yapılması!!! Bende yıllardır köpekli olan bölgede bisiklete biniyorum nasıl yaklaşılması gerektiğini nasıl geçilmesi gerektiğini biliyorum. Hukuki açıdan kazanımların ve dirençlerin bilinir olunması. Fabrika dışına çıkan bir köpek serbest dolaşıma bırakıldı sonrasındaki olumsuz durumda fabrika sahibi kişinin bunun cezasının olduğunu bilmesi gibi!!!
 
şayet köpek saldırmaya devam ederse bisikleti kalkan gibi yapıp köpeğin üzerine koşun. koşarken bağırmak faydalı.

Kendimi yeminle he man gibi hissettim tşk.
 
Bu tarz olayların yaşanmasına karşın sonrasındaki tatsız olaylar nedeniyle hukuksal bilinç oluşturma adına sitede hukuk bölümü açılması.

Tuncay bey. Bu ülkede depremde bir gecede 50 bin insan öldü ve bu insanların, enkazı altında kalarak öldükleri binalara "sağlam - oturulabilir" raporu veren hiçbir belediye başkanı ya da bürokratı yargılanmadı. Siz başıboş bir köpeğe çarpıp kaza yaptığınız için belediyeyi dava edip davayı kazanacağınıza gerçekten inanıyor musunuz? :)

Böyle bir şeyin olabilmesi için Türkiye'nin bir hukuk devleti olması gerekir. Ne yazık ki bu topraklarda hukuk'un h'si bile yok.
 
Biraz soruşturunca köpeğe çarptıkları milyonluk araçlarının hasar alması yüzün bu davaların peşine düşenlerin sonuç alamadığını öğrendim. Domuza, geyiğe çarpmak neyse sahipsiz köpeğe çarpmak da aynı şeymiş. Temelinde o hayvanın orada olma sebebi belediye ama burası bir orta doğu ülkesi.

Sürekli geçtiğim bir güzergahta saldırgan bir köpek varsa sakatlamayacak, yaralamayacak oranda bir taşla canını yakıyorum bir daha yanaşmıyor. Daha önce önüme doğru atak yapan köpeğe çarparak tehlikeli bir kaza geçiren birisi olarak kimse kusura bakmasın.
 
(keşke köpeklerle ilgili konular, köpeklerle ilgili halihazırda engellediğim başlıklara gitse de bu konu başlığına uygun içerikte ilerlese)

yukarda bir arkadaş köpeğe çarparak düştüğünü ifade etmiş sonrasında geçen muhabbet de o yönde ilerlemiş. ben de bu yüzden bildiğimi aktardım. hocam servet-i fünunculuğu bıraksak mı biraz :) sonuçta tecrübelerimizi paylaşıyoruz. faydası olabilecek bilgiler bunlar.
 
  • Beğen
Tepkiler: mcanerg
yukarda bir arkadaş köpeğe çarparak düştüğünü ifade etmiş sonrasında geçen muhabbet de o yönde ilerlemiş. ben de bu yüzden bildiğimi aktardım. hocam servet-i fünunculuğu bıraksak mı biraz :) sonuçta tecrübelerimizi paylaşıyoruz. faydası olabilecek bilgiler bunlar.

Köpeğe çarparak düşen arkadaşın yazdığında hiç sıkıntı yok, zaten buraya yazan da kendisi değil, konu buraya taşındı. Bu başlığın konusu köpeklerden korunma yolları değil, açılma sebebi başka bir konu, güncel mesajlar da belediyenin sorumluluğundan kaynaklı bir sorunun hukuksal durumuyla ilgili.
Sonraki köpeklerden korunmakla ilgili tartışmalar için forumda birbirinden çok az farklı şekilde başlayıp aynı şekilde ilerleyen ve kendini sürekli tekrar eden birkaç konu var. Bu faydası olabilecek bilgilerin o konularda tartışılması daha faydalı olur, çünkü bu konuyla ilgisi yok. Bu söylediğim yanlışsa, forumda tek bir konu olsun, her şey onun altına yazılsın.

Ama asıl konu, isteyen istediği konuyu istediği şekilde devam ettirebilirken, neden arada yazılmış bir sitem/dilek servet-i fünunculuk oluyor? Kimseye doğrudan bir şey dememişim, yazmayın, etmeyin, yazan şöyledir, böyledir dememişim, "keşke" diye başlayıp dilek belirtmişim. Çok problemse yazmayız bir şey, sıkıntı yok.
 
Konu başlığı ile içerik uyumsuzluğuna katkı yapmak istemem ancak buradaki olası kuşkuları gidermek için tekrar belirtme ihtiyacı hissettim. Sahipsiz evcil hayvan(başıboş köpekler bu kapsamda olup evcil olmayan martılar dahil değildir.) saldırısı nedeniyle uğramış olduğunuz maddi ve manevi zararlar için kazanın olduğu yer belediyesine ve valiliğine karşı dava açma hakkınız mevcuttur. Kazanın olduğu yerde büyükşehir belediyesi mevcutsa ayrıca büyükşehir belediyesine karşı da dava açılabilir bu hususlarda hukuki tereddüt bulunmamaktadır.
Önemli olan ispat hususudur, birincisi başıboş köpek tarafından saldırıya uğradığınızı ikincisi de maddi zararınızı ispat etmek mükellefiyetiniz var. Önceki mesajımdaki bir eksikliğe de bu fırsattan istifa ederek düzeltmek gerekirse; başıboş köpek saldırısında ispat için tanık delili yeterli olmayacaktır, ancak sahipli bir köpek saldırısına uğrarsanız tanıkla ispat yapabilirsiniz. İspata ilişkin detayları hukukçulara danışmanız daha faydalı olur zira her olay kendine özgü olduğu için ispatı da farklılık gösterir. Ancak her durumda böyle bir saldırıya uğrarsanız yapacağınız iş en yakın hastaneye gidip bir adli muayene raporu almak olmalıdır. Son olarak başıboş köpek saldırısı nedeniyle idareye karşı açılacak davada olay tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre olduğunu, sahipli köpek saldırısı( bu durumun çoğu zaman köpek sahibinin ceza sorumluluğuna yol açacağı için savcılığa şikayetçi olarak da başvurmanızda fayda vardır.) nedeniyle açılacak davalarda olay tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süreleri olduğu bu süreler içerisinde dava açılmadığı takdirde ispat yapılsa dahi davanın reddedileceği unutulmamalıdır. Biraz uzun oldu ancak umarım faydalı olmuştur. Güvenli ve keyifli sürüşler.

Valiliğin, büyükşehir belediyesinin ve belediyenin sorumluluğuna ilişkin örnek bir karar;

“İdarenin hizmet kusuru nedeniyle başıboş köpeklerin saldırması sonucunda davacının yaralandığı ve tedavi gördüğü anlaşılmakta olup, sokak köpeklerinin saldırısı sonucu yaşadığı travmanın etkisinin, yaşadığı acı, elem ve üzüntünün kısmen de olsa hafifletilebilmesi amacıyla 3 bin lira manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte 3 bin lira manevi tazminatın, davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; sahipsiz hayvanların, başta köpekler olmak üzere, korunması, bakım ve gözetimi, saldırgan olanlarının eğitilmesi ve sahiplendirilmeleri, hayvan bakımevlerinin kurulması vb. birtakım görev ve sorumlulukların valiliklere, büyükşehir ve ilçe belediyelerine ait olduğu anlaşılmaktadır.

Kamu idareleri yapmakla yükümlü bulundukları hizmetleri gereği gibi ifa etmekte beraber bu hizmetin işleyişini sürekli olarak kontrol etmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekil önlemleri almakla da yükümlüdür. İdarece bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi suretiyle hizmetin kötü veya geç işlemesi ya da gereği gibi işlememesi sonucunda bir zarara sebebiyet verilmiş olmasının, idareye hizmet kusuru nedeniyle meydana gelen maddi veya manevi zararları tazmin sorumluluğu yükleyeceği idare hukukunun yerleşmiş ilkelerindendir.

Olayda; ilgi mevzuat gereği sahipsiz hayvanların kontrolünü takip etmek, sahipsiz hayvanlarla ilgili sorunların tespiti ve bu sorunların çözümlerini karara bağlama konusunda görevli ve yetkili olduğu görülen Konya Valiliğinin ve sahipsiz hayvanlara barınak yapmak/yaptırmak, işietmek/işlettirmek görev ve sorumluluğu olan Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın da hasım mevkiine alınması gerekmektedir.


Bu durumda; davalı Karatay Belediye Başkanlığı yanında, olayın özelliğine göre müteselsilen sorumluluğu bulunan Konya Valiliği ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın da hasım konumuna eklenmesi gerekirken sadece Karatay Belediye Başkanlığı husumetiyle karar verilmesinin yürürlükteki mevzuata aykırı bir sonucu ifade ettiği anlaşılmakta olup, kanun yararına bozma isteminin kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. ( Danıştay 8. Dairesi, 2020/7528 E., 2021/1532 K., 12.03.2021 T.)
 
Son düzenleme:
Yani çok saçma dava açması sonuçta BİSİKLET YOLU diye geçiyor yürüme yolu değil ve seninde değin gibi yavaşlamışsın normal kızda orada yürümeseydi başka yol mu yoktu da oradan yürüyor bide mahkeme ne diye duruyor kuralları bilmiyor mu kimin haklı olduğunu bide %80 hak vermiş kıza. Türkiyede adaletin olmadığını bugünde öğrenmiş olduk saygılar, bide kıza iyi olmuş kolu kırıldığı bidaha yürümez artık
 
Bisikletçi dayanışmasının aldığı şekle bir bakın;: olayda fiziksel zarar (kolda "parçalı kırık") gören kişinin ne "arsız" lığı ne "cehaleti" ne "kendini bilerek bisikletin önüne atması" kalmış. "Kolu kırılmış, iyi olmuş" diyen de var. Bisikletle bir yayaya çarpan kişinin, yayanın kolunun kırılmasına neden olması ve kendisinin de takla atması için kaç km süratle gitmesi gerekir? 10, 20, 30? Bu hız seviyelerinde seyreden bir bisikleti durdurmak için frene/frenlere basmak yeterli değil midir? Admin'i de yadırgadım doğrusu. Dayanışma sözel saldırganlığa dönüşmemeli.
 
Bisikletçi dayanışmasının aldığı şekle bir bakın;: olayda fiziksel zarar (kolda "parçalı kırık") gören kişinin ne "arsız" lığı ne "cehaleti" ne "kendini bilerek bisikletin önüne atması" kalmış. "Kolu kırılmış, iyi olmuş" diyen de var. Bisikletle bir yayaya çarpan kişinin, yayanın kolunun kırılmasına neden olması ve kendisinin de takla atması için kaç km süratle gitmesi gerekir? 10, 20, 30? Bu hız seviyelerinde seyreden bir bisikleti durdurmak için frene/frenlere basmak yeterli değil midir? Admin'i de yadırgadım doğrusu. Dayanışma sözel saldırganlığa dönüşmemeli.
türkiye'de herkes adalet ister ama sadece kendi çıkarına kullanmak için.
 
@Rhodiumm kardeşim geçmiş olsun konuyu bugün gördüm. Tüm mesajları da okudum. Tazminat davası ne durumda bir gelişme varmı ?
 
  • Beğen
Tepkiler: BaiT
Geri