Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Büyük şehirlerde bisiklete binmek

Selamlar, yaş 24, boy 1.90 - istanbul kartal'da ikamet ediyorum bazen mahalle içersinde bazen sahile inip kulaklığımı takıp müzik dinleyerek bisiklet sürmek istiyorum. Fiyatı maximum 600-700 TL olacak şekilde bir bisiklet arıyorum. Öyle engebeli yoldan dağdan taştan gitmeyeceğim. Genelde asfalt ve düz yollar olacak. Jantı kadrosu ıvır zıvırından anlamam. Direk bana önereceğiniz modelleri belirtirseniz veya link şeklinde atarsanız sevinirim. Arasından birini beğenip direk sipariş geçicem. Varsa uyguna 2.el de düşünebilirim.
 
Scudo
Zor bir durum hele Bursa da
1 ayda 4 defa tekerim patladı
 
Bugün ilk defa uzun bir yol yaptım Ankara'da Eskişehir yolu üzerinden ve rahat değildi. Ama ben iş çıkış saatinde gitmeme rağmen öyle sıkıştırılma gibi bir durumum da olmadı. Sadece birkaç yerde yola girişlerde ve çıkışlarda yavaşlamak zorunda kaldım onun dışında yaklaşık 33 km/h ortalamayla eğlendim. Gerçekten uzun yollar sürmek hem zorlu hem de eğlenceli. Öneririm.
 
İntihar etmek için daha az acılı yöntemler var.
Büyük şehirlerde bisiklete binmek mi?
Allah kimseyi mecbur etmesin.
Ama daha kötüsü de var.
O da büyük şehirlerde araba kullanmak.
Bisiklete binerseniz en kötü ihtimalle direk ölürsünüz ama araba kullanırsanız verem eder trafik sizi, kan kusarak ölürsünüz.
 
Bugün ilk defa uzun bir yol yaptım Ankara'da Eskişehir yolu üzerinden ve rahat değildi. Ama ben iş çıkış saatinde gitmeme rağmen öyle sıkıştırılma gibi bir durumum da olmadı. Sadece birkaç yerde yola girişlerde ve çıkışlarda yavaşlamak zorunda kaldım onun dışında yaklaşık 33 km/h ortalamayla eğlendim. Gerçekten uzun yollar sürmek hem zorlu hem de eğlenceli. Öneririm.
Asfalt kalitesi ve eğimin az olması hoşunuza gitmiş. Ortalama artmış normal olarak. Emniyet şeridi olan yerleri tercih etmek daha mantıklı.
 
Bana bisiklet ile alakası olmayan veya merakı olan kişiler sorduğunda şu cevabı veriyorum.

Belli bir aşamaya geldikten sonra, yani şehir ve traifkte sürmeye alıştıktan sonra ki önemli nokta gittiğin yol.

Bir yol sürekli kullandığın ve gidip geldiğin bir yol ise, nerede ne var, nerede nasıl döneceğin, hangi noktalar araç dönüşüne riskli alışıyorsun ve uçağın otomatik pilotta gitmesi gibi gidiyorsun.

Ancak diğer acemilik bilmediğin ve yeni keşfettiğin yollarda oluyor, eğer o yolları da sık kullanmaya başlarsan kullandıkça o yollarda artık sıradan bir yol haline geliyor.
 
10 yıl bu uğurda savaşıp, işe gidiş-gelişe, gezmeye, alışverişe, uzun turlara binlerce km katettikten sonra, bu yolda bana eşlik edebilecek,

Hiçbir iş arkadaşı, komşu, akraba bulamayıp, onlarca kez kaza atlatıp, can güvenliğimi tehlikeye attığımı fark ettikten sonra,

"Allah şehrinizin de, milletinizin de, arabalarınızın da, insanlığımızı da, olmayan vicdanınızın da, yedi ceddinizin belasını versin inşallah" diyerek bıraktığım aktivite.

Balkonda yatıyor artık.

Kazandınız yani.
 
1994 ten beri ankarada şehir içinde bisiklet kullanırım. Şehrin nasıl otobanlaştığına şahidim. Artık keyif vermiyor. Yayası ayrı, sürücüsü ayrı eğitimsiz.
 
Büyük şehirde kaldırımda yürümek bile tehlikeli.Ön arka ışık gündüz/gece kesinlikle olmalı.Ayrıca grup olarak gitmek de avantaj.Istanbul için sahil yolları sürücüler bisiklete alışık olduğu için nispeten daha güvenli.Kuzey kısımlarda köy yolları bomboş.
 
Bisiklet kullanımı çığ gibi büyümekte...
Büyükşehir metropollerinin planlama eksikliğine rağmen yolları kullanmak zorundayız.
Yasaların belirlediği hak ve sorumluluklarımızla hareket edip, aramıza yeni katılanlara iyi örnekler olmalıyız.
Kullanıcı arttığı oranda farkındalık artacağı gibi kazalarda artacaktır. Bu nedenle trafiğin yoğun olduğu noktalara mümkün olduğunca girmeden yol alalım. Alternatif güzergahları kullanalım. Bize "araç" saygınlığı ve önceliği, gökten zembille inmeyecek. Bu çok uzun bir süreç...
Kasksız, orta şeritten gitmek, işaret vermeden yön değiştirmek, ışıklara dikkat etmemek gibi çok sık yapılan yanlışlardan kurtulmamız gerek.
Bizim başkalarından bir şey beklemeden önce aynaya bakmamız gerek..
 
Bisiklet kullanımı çığ gibi büyümekte...
Büyükşehir metropollerinin planlama eksikliğine rağmen yolları kullanmak zorundayız.
Yasaların belirlediği hak ve sorumluluklarımızla hareket edip, aramıza yeni katılanlara iyi örnekler olmalıyız.
Kullanıcı arttığı oranda farkındalık artacağı gibi kazalarda artacaktır. Bu nedenle trafiğin yoğun olduğu noktalara mümkün olduğunca girmeden yol alalım. Alternatif güzergahları kullanalım. Bize "araç" saygınlığı ve önceliği, gökten zembille inmeyecek. Bu çok uzun bir süreç...
Kasksız, orta şeritten gitmek, işaret vermeden yön değiştirmek, ışıklara dikkat etmemek gibi çok sık yapılan yanlışlardan kurtulmamız gerek.
Bizim başkalarından bir şey beklemeden önce aynaya bakmamız gerek..
Işıklara dikkat ediyorum ama mesela bomboş olan zamanlarda direkt basıp gidiyorum yoksa dur kalk çok momentum ve güç kaybı. Siz bomboş da olsa duruyor musunuz kırmızı ışıkta?
 
%100 güvenli ise, araç yoksa ve hızım kontrollü ise kırmızıda geçtiğimiz olmuştur elbette...
Bu bir alışkanlığa dönüşürse kendimiz ve başkaları için tehlikeli gelişmeler olabilir.
Kaza olması şart değil, "şöfer"milleti ile sürtüşme bile yeterince can sıkıcı oluyor...
 
İstanbul bana kalırsa birden fazla sebepten dolayı bisiklet kullanımına uygun bir şehir değil. Sürücülerin ve trafikteki diğer aktörlerin durumu zaten malum, artık tartışılacak bir yanı yok. İşin diğer bir boyutu önceki sayfada belirtildiği gibi yollar yalnızca arabaların kullanımına uygun. Bazen çok yakındaki bir ilçeden diğerine gitmek neredeyse mümkün olmuyor. İlçe de değil, bir önceki sayfada Maslak - Levent örneği verilmiş örneğin. Bu yolda gitmeye kaç senelik tecrübeden sonra cesaretim olur bilemiyorum.

Bunların dışında da "yedi tepeli" bir şehir özünde bence bisiklet kullanımına (maalesef) çok uygun değil. Anadolu Yakası sahil şeridine yakın olduğumdan allahtan sürebiliyorum, ama burada bile birazcık içeri doğru gidince hemen yokuşlar çıkıyor insanın karşısına. Şişli, Beşiktaş vb. yerlerde otursam nasıl sürerdim bilmiyorum.
 
Kütahya'da çalıştığım 2 yıllık dönemde ilk 3 ay bisikletim olmamasına rağmen toplamda 180 kez işe bisikletle gidip gelebildim. Genel manada nüfus azlığı kaynaklı trafiğin az olması, şehri ikiye bölen bir ana yolda bisiklet yolunun bulunması, şehrin düz olması, merkezi yerlere yakın ve güvenli bir yerde oturabilme şansı bunu yapabilmemdeki en büyük etkenlermiş. Motivasyon, tasarruf vb. bunlar da önemli elbette. 120 defa 13 kilometre, kalan 60 defa da 7 kilometre sürdüm günlük olarak.

Ankara'ya tayinim çıkalı 5.5 ay oldu. Bu 5.5 ayda işe bisikletle belki de pandemi sayesinde olmak üzere yalnızca 1 kez gidebildim. Rota Kızılay - 100. Yıl civarı(7,75kmx2). İşe gidiş gayet rahattı. Sabah 07.00 civarı yollar genelde aşağı eğimli ve düz ayrıca trafikte pek araç yok sayılır. Ancak dönüş tam bir felaketti. Neredeyse sürekli tırmanış+yoğun hızla akan, sürekli sağdan birbirini sollayan araçlar, uzun süreli trafik lambaları(zorunlu tabi), sağ şeridin en sağında park halinde olan ve yolu kontrol etmeden kapısını açan araçlar, kavşaklarda veya ana yola bağlantı noktalarında kontrolsüz yapılan geçişler ve çıkışlar. Yarı resmi kıyafet ve duş imkansızlığı da eklenince daha pandemi/yasaklar döneminde bitti işe bisikletle gidiş geliş maceram. Zaten yasakların kalkmasının ardından yolların o halini görünce yapacak bir şey yokmuş kendime adıma, onu anladım.

Yapabilen arkadaşlara gerçekten başarılar dilerim. Gerçekten büyük iş, sabahları ve akşamları zaman zaman yollarda görüyorum sürenleri. Bisiklet kullanımının daha kolay ve yaygın olduğu ve/veya daha küçük bir şehre bir gün tekrar taşınma ümidiyle. Belki de elektrikli katlanır bisiklet diyeceğim de onlar da bu kurlarla...
 
@l0v3ly sana tek önereceğim şey bisiklet kullanırken kulaklık takma!
 
Antalyada yasıyorum. Ve hergün ise bisikletle gidip geliyorum. Git gel 16 km. Su ana kadar ufak tefek sorunlar haric birseyle karsilasmadim. Genelde yogun trafikte oluyorum. Bence bisikleti trafikte kullanirken pür dikkat olmali, surekli arkayi dinlemeli, kavsaklarda bir kez daha bir kez daha yolu kontrol etmeli ve arabalarla kapismaktan kaçinmak gerekli
 
Ankara'da Yenimahalle'den Gölbaşı-Oğlbey'e (45x2) her gün gidip geliyorum. Haliyle yol arkadaşlarım genelde kamyonlar, tırlar oluyor. Edindiğim izlenimlerin bazılarından bahsetmek istiyorum. Arabada olduğu gibi sol aynayı iyi kullanmalıyız. Bana göre her tür bisikletin vazgeçilmezi aynadır (Trafikte bisiklet sürüyorsak).
Ankara çok engebeli bir şehir. İnsan bunu arabadayken fark etmiyor. Böyle kabul ettikten sonra iş kolaylaşıyor. Yokuşlara da alışmalıyız. Her gün Kepekli yokuşunu iki defa çıkmak (Biri Ankara yönünden, biride dönüşte Gölbaşı tarafından) insanı zorluyor. Ancak ben zar zor yokuşu çıkarken yanımdan yokuş yukarı hızla geçen arkadaşları gördükçe, içimden daha çok fırın ekmek yemeliyim diyorum. Büyüyünce bende böyle olacağım diye düşünüyorum. Bu arkadaşlardan birisi de durup, bak arkadaş bu işin sırrı böyle demiyor. Basıp gidiyorlar. Sağlık olsun... Kırmızı ışıklar Araçların durması içindir (yol boş ise geçilmesi için değil). Her halükarda kurallara uymalıyız (Ben kurallara uyuyorum), uymamanın bedeli çok ağır olabilir.
Selamlar...
 
Geri