Yerine gore, yapılışına-yapana gore
Eskiden ikisini eşit tuketirdim hatta agizlara "neskafe" olarak yerleşen çözünebilir kahveyi pek severdim.
Insan yas ilerledikce secici olmaya basliyor herhalde cunku durum degisti
Eskiden cay veya kahve tuketim miktari ne olursa olsun rahatsizlik vermezdi. Ancak ozellikle kahvede ibre degismeye basladi son zamanlarda. Yaslilik diyelim biz buna
Guzel bir demli cay ise elbette once cay!
Ancak yorgunluk veya kahvalti - yemek - mola tarzi bir anda tek bardaklik zamansa ve iyi demlenmis bir filtre kahve varsa once kokusu sonra koyu ve sert icimli tadi insani zımba gibi yapar!
Turk kahvesi de fal bakan varsa eglencelik olarak iyi gider. Ama herkes Turk kahvesini duzgun yapamaz. Aslinda Turk kahvesinin sanini son zamanlarda kurtaran ve yayginlastiraninda su birkac yildir moda olan ve ortalama lezzet yakalatan "Turk Kahvesi Makineleri" oldu itiraf etmek gerek.
Kahvenin en cezbedici yanı kokusudur. Cayin eksik kalan yani da kokusu maalesef. Cay yakından kokusu ile cezbedebilir ancak kahve bambaskadir:
Kavruldugunda, ogutuldugunde, pistiginde farkli ve cezbedici kokularla "gel ic beni" diye haykırır adeta
Rahmetli anneannem haftada bir aksam kahve kavurur, el degirmeni ile ceker, taze taze mangal atesinde pisirirdi
Iste boylesine bir kahve deneyimi ile karsilasirsaniz hic dusunmez "KAHVE" dersiniz!
NOT: Ama son zamanlarda cay agirlikli gidiyor. Poset olani asla! Cozunebilir kahvede iyi kahvenin damak tadina alistiysaniz agziniza suremeyeceginiz bir urun oluyor.