Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Çocukken zenginlik belirtisi sanılan olgular

McDomalt's TR'ye ilk geldiğinde oradan yemek çok havalı bir şeydi. Kız istemeye gider gibi süslenip püslenip gidilirdi. Bir de her zaman gidilmezdi, bir şey kutlanacaksa gidilirdi. Nusr-et gibi birşeymiş yani.

Yukarıda yazılanlardan babam 0 km doğan slx almış zamanında ama bana görmek nasip olmadı, sadece babam ile birlikte çekilmiş fotoğraflarını görebildim. Araç 1993 modelmiş. 1995 yılında trafik kazası sonucu pert olarak aramızdan ayrılmış(normal tabi bu arabalar kartondan yapıldı sonuçta). 1998'de de ben doğdum, doğduğumda altımızda hatırladığım ilk otomobilimiz olan Skoda Favorit Black Line vardı. Favorit'in en full olan modeliydi, çelik jant ve sunroof bile vardı, o dönem için havalı sayılır.
 
Scudo
Biz çocukken, bisküvi küp şeklinde metal kutularda saklanır, kilo ile satılırdı. Muz, ayda bir maaş zamanı, o da mevsimi ise alınırdı. İthal oyuncak yoktu. Zenginlerin yurtdışına giden ana babaları varsa onları pilli oyuncakları olurdu. Çikolata lükstü. Gofret bile lükstü. Ayda bir şişe gazoz içme hakkım vardı. Evde tereyağ yoktu, pahalıydı, ekmeğin üzerine sana sürer üzerine toz şeker sürer yerdik. Plastik bakkal topu dışında topla hiç oynamadım ben. Ona da abanarak vurdun mu bulanık mantık bir yörünge izlerdi.
 
Pringes olayı bende vardı ya. :) Pahallı oluyor diye almıyorduk. Yazın Almanya'dan gelen akrabalara aldırıyorduk. :D O, o zamanlarda lüks bir tüketimdi. Gerçi şuanda kutusu 7-8tlye geliyor ama gene almıyorum.Artık pinti miyim almıyorum yoksa bilinç altında kalan bir şeyler mi aldırmıyor bilemiyorum. :D Artık Almancı akrabalarada aldıramıyoruz, ne olacak bu bizim halimiz,devlet bize sahip çıksın. ?:D:komik:
 
  • Beğen
Tepkiler: Atasoy
içinde patates olduğundan bile emin değilim :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Muhammet Ağrı
@Mehmet Metin Levent
yaşınız yazmasa sizin çocukluğunuzun 1929 buhranında geçtiğini düşünürdüm. bilakis aynı yıllarda çocukluğumuz geçmiş benim hatırladığım her şeyin bol olduğudur. kızartmaların mis gibi zeytinyağıyla yapıldığını hatırlıyorum sebze meyvenin bol olduğunu (rahmetlik dedem çiftçiydi) hatırlıyorum. şimdi pazardan erik,şeftali,kiraz ,kayısı,vişne,yeni dünya,çilek, ceviz, badem,domates,biber,patlıcan,salatalık,ayva,üzüm,incir gibi meyve ve sebzeleri parayla alıyor olmak gücüme gidiyor.herkesin evinde en az bir iki inek vardı akşamüstü olunca elimize tencereyi verip komşuya yollarlar taze günlük süt aldırırdı büyüklerimiz ve günlük taze yoğurdumuz mayalanırdı. peynir ve tereyağı evde yapılırdı. tel dolaplar vardı kısa bir dönem hatırladığım sonra buzdolabı yerini aldı ,televizyon ise siyah beyazdı ama hemen seksenlenlerin başında renkli televizyona geçildi. dediğiniz gibi elektronik ya da pilli oyuncaklar çok yoktu. bir de ithal çikolatalar yoktu biz ilçede büyüdük belki de büyükşehirlerde vardı bilemiyorum. güzel yıllardı vesselam.
 
Mehmet Metin Bey'e katılıyorum köye gittiğimizde biz de bolluğun içine düşerdik ama şehirlerde hayat zordu. Ayakkabı vardı ama bu kadar çeşit yoktu ayakkabı kaliteli tek marka vardı mesela alana kadar göbek çatlardı. Dayı oğlunun önlüğü, gocuğu kullanılırdı. Çılgın tüketim toplumu değil kendine yeten idare eten toplumduk.
 
  • Beğen
Tepkiler: Çağdaş78
Şu an piyasada çok yüzüne bakılmayan fakat çocuklukta zenginlik göstergesi olan Bianchi :)
 
@ippon
Çevresel etkenler söz konusu sizin yaşadığınız bolluk dedemin köyünde de vardı çeşit çeşit meyveler bahçelerde bostanlar da kavun karpuz domates salatalık enorganik nasıl olursa öyleydi. Hakkını yememek lazım pazarlarda da iyiyidi her şey, ama hazır yemek kültürü benim çevremde yoktu. Babam Türkiye'den fazla çeşitli ülklerde inşaatçılık yapardı. Bazen bol olurdu para bazen hiç olmazdı bakkalda veresiye defteri olurdu yazdırıp alırdık erzakımızı. Ne günlerdi 80 ler ve 90 lar

@trainspotting35
Aynı anda aynı şeyi yazmışız üstad
 
  • Beğen
Tepkiler: trainspotting35
@ippon
Annem 70 yaşında, hayatımda yediğim en iyi zeytinyağını, bugün Çandarlıdan alıyoruz. hem de bol. ama satın aldığımız kişi yağını satamıyor. herşey bol yine ama, gıdım gıdım sunuluyor bize.
 
90lı yıllarda
pinokyo bisiklete binmek :huhuu:
yoyo sahibi olanlar :huhuu:
kaykay ve paten binmek
uçağa binmek
cep telefonu kullanmak
bilgisayar sahibi olmak (buna 146 ve 145 den internete bağlanma)
 
@trainspotting35
tabiki tüketim toplumu değildik seksenden sonra yavaş yavaş geçildi o sürece. ortaokuldan liseyi bitirene kadar herhalde 10 çift adidas stan smith eskitmişliğim vardır :) air jordanları , converseleri saymıyorum . nasıl bir alım gücü varmış şimdi o kadar ayakkabıyı benim kızlar eskitse ocağım söner :)
 
Vallahi siz zenginmişsiniz. :):) 2 Ablam ve Ben lisede bayram alışverişine diye gidip çok beğendiğim kot pantolonu pahalı diye alamadan dönmüşlüğüm vardır. Şimdi benim oğlum 8 yaşında ne istese almaya çalışıyorum hatamın farkındayım ama o da bu çabamızın farkında Allah'a şükür.
 
  • Beğen
Tepkiler: MAERKEK ve Şeffaf
@ippon

Elde örülen kazaklar yerine, hazırini giymeye basladigimizi farkettigimiz zamanlar. Ve de bu anlayışı bol bol pohpohlayanlar....
 
  • Beğen
Tepkiler: trainspotting35
Yırtık çoraplarımı annem dikerdi ve bu çok normal bir şeydi. Ucundan dikilmiş çorabın parmağına değen dikişleri rahatsız edici bir şey değildi. Şimdi dikişsiz çoraplar var. Dikişli yeni çoraplar bile rahatsız ediyor. Şimdilerde en ufak bir yırtığı olan çoraplar çöpe gidiyor. 10'lu paketler halinde satın alınıyor.

O zamanlarda yokluk vardı. Çorap yoktu.
 
Zengin olmak demek bence mesken mahallede televizyonu Türksat uydusundan izlemekti sene 2004 civarı daha sonra çatıda olan bu çanak anteni yıllar sonra mahalleliye ibret olsun diye çürüyünce sokaktan geçerken görülsün diye demirden asmalığa bağlamıştık . Babam sağolsun . 2004 te bilgisayarımız 2005 de internet bağlantımız vardı. En önemlisi ise bisiklet yıkayabildiğim küçük bir bahçemiz vardı şimdi yok :agla::uzgnm:

@efe14
Çok iyi hatırlıyorum . Yoyom vardı . Aşağı salınca ışıkları yanardı . Mükemmel bir oyuncaktı bayramın ilk günü hediye idi sanırsam . Beybeleyd denilen plastik dönen çekmeli oyuncaklarımız fenaydı . Bahçemizde küçük bir yerde beton birikintisi vardı . Beyblayd ( nasıl yazılıyorsa artık) için büyük bir tepe idi . Ulen beyblayd o tepenin üstünden atlardı şaşkınlığım halen devam ediyor acayip bir olay . Düşünün beyblayd inizi ince uzun dişli çekme mekanizmasına oturtup olan gücünüzle çektiniz beyblayd yerde dönmeye başladı normal şekilde dönüyor . Bir tepenin yanına yaklaşıyor , yaklaşırken birden o tepenin üstünden atlıyor (evet zıplıyor) ve dönmeye devam ediyor .
 
Şimdi durum daha'da vahim bazılarının tipi zengin ama içi fakir.
 
Muzlu puding yemeyi çok isterdim bazı çocukların elinde görürdüm annemden isteyince paramız yok derdi yutkunurdum
 
Geri