Doğruymuş. Bu yazının ekran görüntüsü nü alıp Adıyaman da evi yıkılan bir arkadaşa gönderdim doğru mudur dedim. Doğrudur dedi...
Normal değil mi.. Elektrik şirketleri özel kişilere satılması adamın da parasını istemesi.
Adıyaman da aynı olay ev taşıma sirasunda da olmuş. Adamlar okadar uc fiyat istemişler ki..Her şeyi mubah sayan bir topluluk var.
Biz ahlak orak çökmüş durumdayız. Dipte değil dibinde dibindeyiz.musibetlerden ders alıp akillancagimiz yerde, başkalarının acılarından mutluluklar çıkaran bir topluluk olduk.ben bir türlü çıkış yolu göremiyorum. Nasıl düze çıkarız. Ben çocuklarıma kaybetceginizi bilseniz bile dürüstlüğünuzden doğrudan şaşmayın diyorum.ama toplumun diğerleri aynı mı?cogunluk aynı. Ülkenin durumu bunu gösteriyor.
Abi teyit için teşekkür ederim ama gerçekten de bu kadarı fazla.. Yazık ya, insan olmak insan gibi yaşamak lüks diyeceğim olmayacak, ne lüksü resmen suç olmuş bu ülkede Harama, yalana, şantaja, rüşvete, pisliğe bulaşmadan aç ve açıkta kalıyorsun ve bunu yapan da din ve milliyetçiliktir... Bu iki şey kuru gürültüden başka bir şey değildir... Dünya tarihi de dahil olmak üzere bu iki şey kadar insanların başına iş açan başka nusibet görmedim....
Ben, A-sosyal biriyimdir. Benimle çoğu kişi anlaşamaz,ben de çoğu kişiyle anlaşamam... Yüzeysel, kendi olmayı başaramamış, başkalarının gibi giyinen düşünen yaşayan tiplerden hiç hazetmem.. Bu yzden kendimi hep toplum ya da birey arasında devletin ne?liğini tartışırken, üzerine düşünürken bulurum. Okuduğum kitaplardan ikisi geldi aklıma...Mercan Adası diğeri de sineklerin tanrısı.. Yazarını hatırlayamadım ama ilk kitap kısaca; insanın içinde insani değerler vardır ve bu değerler, insan nereye giderse gitsin götürür, iyi bir dünya güzel bir hayat kurmaya muktedir özellikleri taşır. Bu çerçevede; geminin birine doluşan, farklı mesleklere sahip yetişkinlerin çocuklarıyla seyir halinde kaza geçirmeleri sonucunda sadece çocukların kurtulduğu bir hikaye anlatılır ve adanın birine çıkan çocuklar; adeta cennetten bir köşe yaratırlar.. Dokturun oğlu doktorluk, veteriner ve ziraatçi ailenin çocukları botanik ve hayvanlarla ilgilenir, virtözün çocuğu müzik okulu kurar diğerleri başka başka güzel işler yaparlar.. Çocuklar da 7-8 ile 12-13 yaşlarındadır... Bir de bu kitaba başka bir yazar Diss atar... Der ki Mercan Adası yazarına,'' sen tamamen saçmalamışsın, öyle bir dünya yok... İnsanın özünde iyilik değil kötülük vardır..Bak ben sana doğrusunu yazayım da öğren..'' gibisinden aynı hikayeye gemi kazasının ardından adaya çıkan çocukların birbirini nasıl öldürdüğünü, hainlik fesatlık yaparak gün geçtikçe daha da vahşileştiğini anlatır.. Efsane bir kapak görevi görür... Başka bir kitap da Medinet'ül Fazıla... Erdemli toplum..Bu kitap da Farabinindir.... Adam bu kitapta iktidara gelene kadar nasıl ezik ve aciz gösterilen ama iktiadarı ele geçirdikten sonra herkezi dümdüz eden, ahlaki açıdan da bitik bir topluma dönüşme sürecini gösterir.. Ha, ahlakı da bunlar getirdik derler, şimdikilerden hiçbir fark yok..Her yer imam hatip oldu, her yere cami imam müezzin yapıldı atandı açıldı, Ayasofya cami oldu, Türkçe ezan kaldırıldı, Elmalı nın tercümesi kaldırıldı ne oldu? Hırsızlık yolsuzluk kavga kız kaçırma aldatma zina cinayet mi azaldı?Yurtlar, tekkeler saçmalıklar ve tecavüzler türlü türlü pislikler doğuruyor.. Ne oldu? Velhasıl çok da uzatmamak gerekiyor ama sizin hassasiyetiniz ve tereddütünüze ithafen abi, bir toplum kendisini alttan düzeltemiyorsa, üstten bu işe başlanmalıdır... Bu daha kolay ve hızlı olur... Türkiye toplumu, orta doğu toplumudur.. Bir avrupa toplumu değildir. Orta doğu toplumu, fakirliği adeta öven (zihinsel ve ekonomik) gelişime kapalı, varsa yoksa din ve milliyetçilikle hayata tutunan, basit ve yüzeysel doğup yaşayan kimselerden oluşur.. Medeniyetler çatışması ve duygunun jeopolitiği adlı kitapta Dünya yı yöneten ülke(aile/hanedean vs) lara danışmanlık yapmış adamların elinden çıkan harika eserlerdir.. Biz başımızdakini değiştirmedikçe toplum sisteme uyma eğiliminde yaşamaya devam edecektir...
