Scudo Sports

Deprem..

Scudo
(link) podcastin bu bölümünde bisikletiyle elinden geleni yapmaya çalışan Patronsuz Kurye'den Samet kardeşimizin çok güzel bir röportajı var.
 
paranızla temelden itibaren sağlam olduğuna emin olduğunuz ve inşaatı bizzat takip edeceğiniz, 3-4 katı geçmeyen apartman veya mümkünse müstakil ev inşaatına girin.

Böyle bir şey mümkün değil. Konuya çok hakim biri olmadığınız ve 7/24 inşaatın başınd aduramadığınız sürece, sizi kandırmaya çalışan mütahit/usta/işçi varsa her türlü malzemeden çalar, kötü mal kullanır veya yanlış imalat yapar...

Örnekle açıklayayım, özel sektörde denetim işinde çalışıyorum. Yaptığımız kontrollerde devlete karşı bir yükümlülük veya kanuni olarak iş durdurma yetkimiz yok. Tespitler yapar, müşteriye veya son kullanıcıya hataları bildirir, gerekirse işi durdururuz.
Başımdan geçen birkaç örnek, kontrol ettiğimzi ve üzerine marka vurduğumuz ürünlerin kontrol numaraları gece biz imalatçıda değilken değiştiriliyor. 1 numaraya 2 yapmış, 2 numarayı 1 yapmış. biz o gün 1 numaraya test yapıp ok demiştik, 2 numaranın hatalı olduğunu bildiği için numaralar değiştirmiş...
bir sonraki gün geldiğimizde biz yine aynı ürünü u sefer 2 numara olarak kontrol ediyoruz. Tabi diğerini de paketlemiş veya başka yere göndermiş oluyor. Üzerine de bizim kontrol sırasında yaptığımız kontrol işaretlerini vuruyor.
Kendimizce, imalatçının görmediği yerlere sadece bizim bildiğimiz işaretler koyarark (evet paranoyak gibi) ürünleri takip etmeye çalışıyoruz. Bu şekilde numarası değiştirilmiş ürün de tespit ettik ve son kullanıcıyı bildirdik. Hem de uygunsuzluk raporu ile birlikte.
Sonuç ne mi oldu, imalatçıyla son kullanıcı akşam yemeğinde anlaşmışlar. Sizin yazdığınız rapor da havada kaldı.
Proje bitiminde benim elimde açtığım 152 tane uygunsuzluk raporu vardı. Biz projeye onay vermedik ama mesajın başında da dediğim gibi, kanuni bir yaptırımı olmayan özel bir denetim firmasıyız. Biz onay vermediğimiz halde, müşteri ve imalatçı anlaşıp projeyi bitiriyor. Bizim yazdığımız raporlar da benim bilgisayarımda ve rafımda duruyor. Müşterinin de umrunda olmuyor.

Sizi kandırmaya niyetli bir çalışan varsa, siz oradayken inşaat demirini uygun kullanır, siz yokken yarım saat içinde bile o inşaat demiri düşük kalite, ucuz, sertifikasız ve ne olduğu belli olmayan bir ürünle değiştirilebilir.

Başka bir hikaye, gece 1 de habersiz fabrikaya baskın yapıldı. Firmanın uygun olmayan şekilde boya uygulamasına (çelik yapılarda boya ve korozyon direnci çok çok önemlidir) geçildiği görüldü. 1 saat başında beklediler, ekipmanları hazırlattılar, uygun işlem başlattılar. Bir süre uygun boya uygumalasını görünce ayrıldılar. EKipler gidince firma, yine daha ucuz ve uygun olmayan yönteme döndü. Ekipler meğer gider gibi yapmış, yarım saat sonra bi daha geldiler. İşi yine durdurdular... Bir daha uygun ekipmanları kullandırttılar.
Sonra ne oldu dersiniz, pazar sabaha karşı, çalışmanın normalde olmadığı bir anda bütün işler bitti. O kadar yazılan rapor da, çekilen fotoğraf video da birilerinin rafında "uygunsuzluk" raporlarıyla duruyor...

Ülkenin ekonomik şartları düzelip de iş yapanlar çalıp çırpma ihtiyacı duymadıkça, sadece "denetleme" ile iş çözülmez, çözülemez...Denetçiyi kandırmaya niyetli kişi, bir şekilde "övüne övüne" nasıl kandırdığını anlatmaya da devam eder...
 
Böyle bir şey mümkün değil. Konuya çok hakim biri olmadığınız ve 7/24 inşaatın başınd aduramadığınız sürece, sizi kandırmaya çalışan mütahit/usta/işçi varsa her türlü malzemeden çalar, kötü mal kullanır veya yanlış imalat yapar...

Örnekle açıklayayım, özel sektörde denetim işinde çalışıyorum. Yaptığımız kontrollerde devlete karşı bir yükümlülük veya kanuni olarak iş durdurma yetkimiz yok. Tespitler yapar, müşteriye veya son kullanıcıya hataları bildirir, gerekirse işi durdururuz.
Başımdan geçen birkaç örnek, kontrol ettiğimzi ve üzerine marka vurduğumuz ürünlerin kontrol numaraları gece biz imalatçıda değilken değiştiriliyor. 1 numaraya 2 yapmış, 2 numarayı 1 yapmış. biz o gün 1 numaraya test yapıp ok demiştik, 2 numaranın hatalı olduğunu bildiği için numaralar değiştirmiş...
bir sonraki gün geldiğimizde biz yine aynı ürünü u sefer 2 numara olarak kontrol ediyoruz. Tabi diğerini de paketlemiş veya başka yere göndermiş oluyor. Üzerine de bizim kontrol sırasında yaptığımız kontrol işaretlerini vuruyor.
Kendimizce, imalatçının görmediği yerlere sadece bizim bildiğimiz işaretler koyarark (evet paranoyak gibi) ürünleri takip etmeye çalışıyoruz. Bu şekilde numarası değiştirilmiş ürün de tespit ettik ve son kullanıcıyı bildirdik. Hem de uygunsuzluk raporu ile birlikte.
Sonuç ne mi oldu, imalatçıyla son kullanıcı akşam yemeğinde anlaşmışlar. Sizin yazdığınız rapor da havada kaldı.
Proje bitiminde benim elimde açtığım 152 tane uygunsuzluk raporu vardı. Biz projeye onay vermedik ama mesajın başında da dediğim gibi, kanuni bir yaptırımı olmayan özel bir denetim firmasıyız. Biz onay vermediğimiz halde, müşteri ve imalatçı anlaşıp projeyi bitiriyor. Bizim yazdığımız raporlar da benim bilgisayarımda ve rafımda duruyor. Müşterinin de umrunda olmuyor.

Sizi kandırmaya niyetli bir çalışan varsa, siz oradayken inşaat demirini uygun kullanır, siz yokken yarım saat içinde bile o inşaat demiri düşük kalite, ucuz, sertifikasız ve ne olduğu belli olmayan bir ürünle değiştirilebilir.

Başka bir hikaye, gece 1 de habersiz fabrikaya baskın yapıldı. Firmanın uygun olmayan şekilde boya uygulamasına (çelik yapılarda boya ve korozyon direnci çok çok önemlidir) geçildiği görüldü. 1 saat başında beklediler, ekipmanları hazırlattılar, uygun işlem başlattılar. Bir süre uygun boya uygumalasını görünce ayrıldılar. EKipler gidince firma, yine daha ucuz ve uygun olmayan yönteme döndü. Ekipler meğer gider gibi yapmış, yarım saat sonra bi daha geldiler. İşi yine durdurdular... Bir daha uygun ekipmanları kullandırttılar.
Sonra ne oldu dersiniz, pazar sabaha karşı, çalışmanın normalde olmadığı bir anda bütün işler bitti. O kadar yazılan rapor da, çekilen fotoğraf video da birilerinin rafında "uygunsuzluk" raporlarıyla duruyor...

Ülkenin ekonomik şartları düzelip de iş yapanlar çalıp çırpma ihtiyacı duymadıkça, sadece "denetleme" ile iş çözülmez, çözülemez...Denetçiyi kandırmaya niyetli kişi, bir şekilde "övüne övüne" nasıl kandırdığını anlatmaya da devam eder...
Türkiye radikal bir şekilde avrupa medeniyetine ve standartlarına dönmeli. Ayak sürüyenler ile yollar ayrılmalı.
 
Türkiye radikal bir şekilde avrupa medeniyetine ve standartlarına dönmeli. Ayak sürüyenler ile yollar ayrılmalı.
Aynen öyle. Ama ben pek umut göremiyorum.
Bak yine yaşanmış bir olay.
usta kendisi anlattı. 11 km'lik bir bory hattını devreye alacaklar, denetim öncesi kendileri test yapıyor, bir bölgeden sızıntı olduğunu görüyorler manometrelerde. Ama 2 hafta aradıkları halde, tam noktayı bulup tamir edemiyorlar.
test günü, tesisata su doldurup tets başlamadan önce ekip tüm hattı geziyor, vanaların açık olduğunu görüyor (100 küsur vana var hatta, örümcek ağı gbi yayılan bir hat)
Teste başlıyorlar, o arada imalatçı gidip kaçak olan bölgenin vanasını kapattırıyor işçilerden birine. Doğal olarak o bölgedeki sızıntıyı da göremiyorlar test sırasında. Her vananın başına da denetçi koyamadığın için göremiyorsun.
Usta bi de gururla anlatıyor, "nasıl da kandırdık ama denetçiyi. Biz teslim ettik, sonra kaçak olmuş. Teslim ettik sıyrıldık biz." diyor.

İyi b.k yemişsiniz dedim. bu adam ustayım diye piyasada iş yapıyor.
 
national geographic'te 2000li yılların başındaki bir Türkiye sayısında, amerikadan, avrupadan özellikle afrikadaki yoksul ülkeler için toplanan ikinci el kıyafetlerin, özellikle bu işi organize eden uluslararası yardım kuruluşları tarafından, bir dolar yada 2 dolar karşılığında satıldığına dair satırları okuduktan sonra, bir daha hiç bir yardım kuruluşuna yardım etmedim. zaten, küresel anlamda yaşananlar, bu okudularımı doğrular nitelikte örneklerle dolup taştı. bize servis edilen haberler doğruysa eğer, kime nasıl güveneceğiz?
 
Böyle bir şey mümkün değil. Konuya çok hakim biri olmadığınız ve 7/24 inşaatın başınd aduramadığınız sürece, sizi kandırmaya çalışan mütahit/usta/işçi varsa her türlü malzemeden çalar, kötü mal kullanır veya yanlış imalat yapar...

Örnekle açıklayayım, özel sektörde denetim işinde çalışıyorum. Yaptığımız kontrollerde devlete karşı bir yükümlülük veya kanuni olarak iş durdurma yetkimiz yok. Tespitler yapar, müşteriye veya son kullanıcıya hataları bildirir, gerekirse işi durdururuz.
Başımdan geçen birkaç örnek, kontrol ettiğimzi ve üzerine marka vurduğumuz ürünlerin kontrol numaraları gece biz imalatçıda değilken değiştiriliyor. 1 numaraya 2 yapmış, 2 numarayı 1 yapmış. biz o gün 1 numaraya test yapıp ok demiştik, 2 numaranın hatalı olduğunu bildiği için numaralar değiştirmiş...
bir sonraki gün geldiğimizde biz yine aynı ürünü u sefer 2 numara olarak kontrol ediyoruz. Tabi diğerini de paketlemiş veya başka yere göndermiş oluyor. Üzerine de bizim kontrol sırasında yaptığımız kontrol işaretlerini vuruyor.
Kendimizce, imalatçının görmediği yerlere sadece bizim bildiğimiz işaretler koyarark (evet paranoyak gibi) ürünleri takip etmeye çalışıyoruz. Bu şekilde numarası değiştirilmiş ürün de tespit ettik ve son kullanıcıyı bildirdik. Hem de uygunsuzluk raporu ile birlikte.
Sonuç ne mi oldu, imalatçıyla son kullanıcı akşam yemeğinde anlaşmışlar. Sizin yazdığınız rapor da havada kaldı.
Proje bitiminde benim elimde açtığım 152 tane uygunsuzluk raporu vardı. Biz projeye onay vermedik ama mesajın başında da dediğim gibi, kanuni bir yaptırımı olmayan özel bir denetim firmasıyız. Biz onay vermediğimiz halde, müşteri ve imalatçı anlaşıp projeyi bitiriyor. Bizim yazdığımız raporlar da benim bilgisayarımda ve rafımda duruyor. Müşterinin de umrunda olmuyor.

Sizi kandırmaya niyetli bir çalışan varsa, siz oradayken inşaat demirini uygun kullanır, siz yokken yarım saat içinde bile o inşaat demiri düşük kalite, ucuz, sertifikasız ve ne olduğu belli olmayan bir ürünle değiştirilebilir.

Başka bir hikaye, gece 1 de habersiz fabrikaya baskın yapıldı. Firmanın uygun olmayan şekilde boya uygulamasına (çelik yapılarda boya ve korozyon direnci çok çok önemlidir) geçildiği görüldü. 1 saat başında beklediler, ekipmanları hazırlattılar, uygun işlem başlattılar. Bir süre uygun boya uygumalasını görünce ayrıldılar. EKipler gidince firma, yine daha ucuz ve uygun olmayan yönteme döndü. Ekipler meğer gider gibi yapmış, yarım saat sonra bi daha geldiler. İşi yine durdurdular... Bir daha uygun ekipmanları kullandırttılar.
Sonra ne oldu dersiniz, pazar sabaha karşı, çalışmanın normalde olmadığı bir anda bütün işler bitti. O kadar yazılan rapor da, çekilen fotoğraf video da birilerinin rafında "uygunsuzluk" raporlarıyla duruyor...

Ülkenin ekonomik şartları düzelip de iş yapanlar çalıp çırpma ihtiyacı duymadıkça, sadece "denetleme" ile iş çözülmez, çözülemez...Denetçiyi kandırmaya niyetli kişi, bir şekilde "övüne övüne" nasıl kandırdığını anlatmaya da devam eder...

eğer kendi evinizi veya apartmanınızı yaptırıyorsanız:
Zaten malzeme ne kullanılacak, ne kadar kullanılacak bellidir.
İşi savsaklayan ekip varsa işi durdurur ve uyarı verirsiniz. Ama uyarı bir kez olur.
Hata insan hayatına malolacağı için ikinci hatada kovarsınız olur biter.
Uzun yıllar kurumsalda çalıştım. Kurumsal işyerlerinde bu çok basit.
Birincide yazılı ve belgeli uyarı. İkincide tazminatsız şut.

inşaat tarafında genelde taşeronlar çalışıyor. Orda malzemeyi kendimiz alırsak ve taşerona direk ödeme yapıyorsak kolay. Arada başka patron varsa, işimiz gerçekten zor. Sürekli başında durmak lazım. Başka türlü gerisi hikaye.:)

edit: mesela ben taşeronla patron arasında kalıp, taşerona istediğim gibi işi yapması için elden ek ödeme yapmışlığım vardır. İmkanları sonuna kadar zorlamak şart.
 
Son düzenleme:
eğer kendi evinizi veya apartmanınızı yaptırıyorsanız:
Zaten malzeme ne kullanılacak, ne kadar kullanılacak bellidir.
İşi savsaklayan ekip varsa işi durdurur ve uyarı verirsiniz. Ama uyarı bir kez olur.
Hata insan hayatına malolacağı için ikinci hatada kovarsınız olur biter.
Uzun yıllar kurumsalda çalıştım. Kurumsal işyerlerinde bu çok basit.
Birincide yazılı ve belgeli uyarı. İkincide tazminatsız şut.

inşaat tarafında genelde taşeronlar çalışıyor. Orda malzemeyi kendimiz alırsak ve taşerona direk ödeme yapıyorsak kolay. Arada başka patron varsa, işimiz gerçekten zor. Sürekli başında durmak lazım. Başka türlü gerisi hikaye.:)

edit: mesela ben taşeronla patron arasında kalıp, taşerona istediğim gibi işi yapması için elden ek ödeme yapmışlığım vardır. İmkanları sonuna kadar zorlamak şart.
hocam kağıt üstünde dediğiniz doğru. ama depoda/ambarda 7/24 duramıyorsunuz. depocunun mevcut malzemeyi satıp yerine ucuz/kalitesizin aldığını duydunuz mu hiç? Ben duydum maalesef ki...
kendi ufak bi arsanız vardır, siz yokken çalışmalarına izin vermezseniz, dediğiniz kontrolleri sağlayabilirsiniz. Ama büyük şehirde bir apartman yaparken, 1-2 kişiyle bu kontrolleri, "kötü niyetli çalışan" kişiler varken yapamazsınız... Bu sadece inşaat için de geçerli değil.
Forumda denk gelmişsinizdir, bisikleti tamire bırakıyor, geri aldığında üstündeki parçalar kalitesiziyle değişmiş.
Aracını tanımadığı ustaya bırakıyor, parçasını değiştirmiş, içinden parça çalmış.
Maalesef insanımız bu hale geldi artık.
 
hocam kağıt üstünde dediğiniz doğru. ama depoda/ambarda 7/24 duramıyorsunuz. depocunun mevcut malzemeyi satıp yerine ucuz/kalitesizin aldığını duydunuz mu hiç? Ben duydum maalesef ki...
kendi ufak bi arsanız vardır, siz yokken çalışmalarına izin vermezseniz, dediğiniz kontrolleri sağlayabilirsiniz. Ama büyük şehirde bir apartman yaparken, 1-2 kişiyle bu kontrolleri, "kötü niyetli çalışan" kişiler varken yapamazsınız... Bu sadece inşaat için de geçerli değil.
Forumda denk gelmişsinizdir, bisikleti tamire bırakıyor, geri aldığında üstündeki parçalar kalitesiziyle değişmiş.
Aracını tanımadığı ustaya bırakıyor, parçasını değiştirmiş, içinden parça çalmış.
Maalesef insanımız bu hale geldi artık.

ben Almanya ya 1990-2010 arasında defalarca seyahat ettim.

almanca da getürkt diye bir tabir var. Yani işi üç kağıdına uydurarak Türk işi halletmek anlamına geliyor.
Ama bunun zararı kime?
Türkler üçkağıtçıdıra geliyor ve zararı hepimize.

yahudiler mesela hiç bu taraklarda bezi olmaz.

Yani inşaatlarda Türkler üçkağıtçılık yaptı.

Peki kimler öldü?
 
Deprem bölgesine giden yardımların ivme kaybettiği ve yardıma ihtiyaç olduğu haberleri geliyor.

hepsiburada uygulaması üzerinden alışveriş yapar gibi güvenli bağış yapabiliyoruz.

Mesela Hepsiburada uygulamasında arama kutusuna AHBAP yazmak yeterli.:)

bağış miktarı 50 TL den başlıyor. Ve yukarı gidiyor.
Ekmek olsun, su olsun, çadır olsun gücümüz yettiğince.:)
 
Son düzenleme:
(link)

Bakın bakalım size yakın diri fay var mı?
 
Bencelik bir durum söz konusu değil. Bu haritada hepsi var.
Haritaya bakmıştım o nedenle söyledim. Sanki gizlenen deprem haritasına da benziyor, aktif fay hattı bir Yalova'da gözüküyor, bir de Marmara'da. Depremin olduğu söylenen yer ise birinin batısı diğerinin güneyine doğru oluyor gibi geldi.
 
Geri